1. 1.
    +1
    al amk http://www.hastalikrehber...ploads/2010/02/kulak1.jpg
    ···
  2. 2.
    0
    yabancı ülkelerde yaşama hasreti içinde kıvranan vatandaşlarımı azdırmak için gönderilmişlerdi sanki bunlar. bakın, derlerdi; biz koyu ve ciddi elbiselerin giyildiği, sokaklarında büyük arabalarla gezilen ve salonlarında değerli içkilerin sunulduğu ziyafetler verilen bir ülkenin insanlarıyız. özentili vatandaşlarım da içlerini çekerlerdi: ah, ne kadar öylesiniz!
    ···
  3. 3.
    0
    kibar biri değilmiş. bana kim, ne yazabilir? geri döndüm, zarfa doğru yürüdüm; aynı yerde duruyordu. parmaklarımın ucuyla tutarak kaldırdım onu; hafif bir zarf.
    ···
  4. 4.
    0
    mukus andronikus dikkatimi çektin bu seni yüceltir pigibolijin beni etkiledi devam böyle
    ···
  5. 5.
    0
    biri bıraktı; evde benden başka insan yaşamadığına göre, üstünü yazmayı gereksiz buldu.
    ···
  6. 6.
    0
    postacı bıraktı (hizmetçiye verdi - hizmetçi de rafın üstüne koydu - hemen görmem için.) yazısız, pulsuz, damgasız bir zarfı mı? bu mantığım da hep kendime karşı işlerdi.
    ···
  7. 7.
    0
    eğilip donu yerden aldım. zarfı hizmetçi bıraktı! saçlarımın dibinden dizlerime kadar bütün tenimi tatlı bir ürperti kapladı. (yorgun ayaklarım henüz tepki gösterecek durumda değildi.) neden mektup bıraksın peki? okuma yazma bilmez ki. kötü düşünceler de hemen aklıma geliyordu.
    ···
  8. 8.
    0
    öyle ya, hizmetçi kilitlemesiydi bu; artık hafızam zayıflıyordu, eşyanın diline dikkat etmiyordum.
    ···
  9. 9.
    0
    ona bir türlü öğretemedim doğru dürüst kilitlemesini. (kaç kere söyledim şunu iki defa çevireceksin diye.)
    ···
  10. 10.
    0
    eğildim: bir don! buldum: hizmetçi temizliğe gelmişti. nasıl unutmuştum? koridora ip gerilmesini sevmediğimi bilirdi. çamaşırlar arasında kaybolmaktan korkardım. öyle ya! hırsız kilidini de bir kere çevirmiştim. hatırladım.
    ···
  11. 11.
    0
    ya zarf? eski eşya demek istedim. aman allahım! ya eşya bir gün delirirse? her şeye rağmen salonun kapısına henüz güveniyordum. ayağıma bir şey takıldı. demek ki düşünmem gene uzun sürdü. korktum; salon kapısının sağladığı kolaylığa hemen kapılmamalıydım.
    ···
  12. 12.
    0
    panpa sen işi bilmiosun başlıktan kaybetmişsin.
    dinlemeyeni giberim binler, ya da süper hikaye beyler anlatıorm de bin akar buraya.
    ···
  13. 13.
    0
    hizmetçi kadın bana mektup yazdıracaktı, eve erken döneceğimi sandı. peki, neden kapattı? açtım. bu işi önemsemeden yaptığıma göre, o sırada başka şeyler düşündüm bir an için, demek ki. ikiye katlanmış bir kağıt çıkardım zarfın içinden.
    ···
  14. 14.
    0
    hemen okumadım.
    ···
  15. 15.
    0
    bunlar bana, vatandaşlarımı kandırmak için gönderilmiş gibi gelirdi. casus filan demek istemiyorum.
    ···
  16. 16.
    0
    bu sokakta duran siyah bir otomobil... bir elçilik arabası filan yok muydu? olsa da bilemezdim. yabancıları da sevmezdim ayrıca. yabancı ülke temsilcilerini hiç.
    ···
  17. 17.
    0
    yakında oturan bir yabancı var mıydı? yürürken başını, kurumuş yapraklardan kaldırarak biraz çevrene baksaydın bilirdin.
    ···
  18. 18.
    0
    bu işlek yazıyla mı? virgüller, ünlemler, noktalarla mı? bir pazar günü ona bazı harfleri öğretmiştim, o kadar. kuzey dillerinden biri. ya da çok güneydeki ülkelerden birinin dili.
    ···
  19. 19.
    0
    biraz bildiğim ya da kulağıma yabancı gelmeyen dillerden hiçbirine benzetemedim. hizmetçinin küçük kızı karalamıştı diye belli belirsiz bir düşünceye kapılır gibi oldum.
    ···
  20. 20.
    0
    morde ratesden, esur tinda serg! teslarom portog tis ugor anleter, ferto tagan ugotahenc metoy-doscent zist. norgunk! ubor-metenga
    ···