-
1.
0sevgili dostlar, romalılar, vatandaşlar; beni dinleyin bir hikayem ver.
-
2.
0dün gece eve dönerken köpekler arkamdan havladı. bizim mahallenin köpekleri. bir ikisi de peşime takıldı; adımlarımı sıklaştırdım. daha önce onların böyle bir davranışıyla karşılaşmamıştım; korktum. her zaman beni miskin gözlerle süzerlerdi; fakat aramızda bir gerginlik olduğunu da sezmiyor değildim.
-
3.
0yalnız ne var ki, uzun sürmüştü bu gerginlik; alışmıştım. arkamdan yürümeye başladıkları zaman, havlayan köpek ısırmaz gibi, bana zayıf ve düşünülmesi utandırıcı gelen atasözlerinden birini hatırlamak zorunda kaldım. köpekler yüzünden kendime karşi küçüldüm.
-
4.
0..Tümünü Göster
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
. -
5.
0belki de bir rastlantıydı ama, tam bu sırada, birisi hakkında kötü şeyler düşünüyordum, onu içinden çıkamayacağı zor durumlara düşürerek dişlerimi gıcırdatıyordum. hayır, köpekler bu gıcırtıyı duymuş olamazlardı. belki de sessiz bir gıcırtıydı, manevi bir gıcırtıydı bu.
-
6.
0artık eski şakacılığımı da kaybetmiş olduğum için, şimdi hissettiğim istihzayı da duymuş olamazdım. fakat, köpeklerle aramızdaki gerginliğin de böyle bir sırada patlak vermesi iyiye yorumlanamazdı. bütün bunlar, benim sokağa yakın olmuştu; evlerin kalabalık olduğu son sokakta havlamışlardı bana.
-
7.
0..Tümünü Göster
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
..
.
ananda iyi gibişir ;) -
8.
0köpekler evimin kapısına kadar gelemezler diye düşünüyordum; benim sokakta üç ev vardı, yani üç çöp tenekesi vardı. hayır, orada barınamazlardı.
-
9.
0bu sokakta ancak ben barınabilirdim. benim de sebeplerim vardı. köpeklerin böyle sebepleri olamazdı, onlar düşünemezlerdi. ben, kendime göre durumu açıklayabiliyordum. başkalarına anlatılması güç de olsa, bu açıklama düzenim, öyle her insanın kolayca ulaşabileceği cinsten değildi. ayrıca köpek meselesinde olduğu gibi, bazı durumlarda kökten sarsılıyordu bu düzen.
-
10.
0bu nedenle, köpeklere gereğinden çok kızdım; bu kızğınlığımın büyük bir kısmı da havlamalar bittikten sonraki döneme rastladı. tahmin ettiğim gibi, benim sokağa girmeye cesaret edemediler; o pis zayıf köpek, arkamdan bir iki adım geliyormuş gibi yaptı, boynunu uzatarak son defa havladı; sonra hep birlikte dönüp gittiler.
-
11.
0entry nick
-
12.
0üç evli sokağımı düşüncelerle geçtim, birden kapımın önünde buldum kendimi. demek ki düşünmüşüm dedim.
-
13.
0çünkü, düşününce hep böyle olurdu. anahtarlarımı çıkarıp hazırlamaya fırsat bulamadan kapımı görürdüm birden bire. sonra, salondaki sallanır koltuğuma ulaşıncaya kadar, düşünecek bir şeyler çıkardı: hırsız kilidini açmalı, asıl kilidi iki kere çevirmeli, vazonun içinden oda anahtarlarını çıkarmalı. köpekler meselesi hareketlerimi yavaşlattı; vazonun önünde biraz fazla durdum.
-
14.
0korkuyorsan, neden bu kadar uzakta yaşıyorsun şehirden? neden üç evli sokağın en ucundaki evde oturuyorsun? son kaldırım taşından bile ellibeş adım ötede ne işin var? garip kaderime gülümsedim; aynaya bakarak tabii. tatli bir gülümseme. eski neşemi kaybetmediğimi göstermek için. sonra durgunlaştim. neden? unuttum.
-
15.
0dur, hayır; unutmadım. yalnız kaldıkça, yalnız kalmaktan korktukça... aynadan uzaklaştım; fakat biliyordum, böyle bir düşünceydi. köpekler sinirimi bozdu, şimdi kendime gelirim. buldum: yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor. bu sefer gerçekten gülümsedim. ister görün, ister görmeyin; gülümsedim işte.
-
16.
0her şeyimi kaybetmedim daha; çıkmayan candan ümit kesilmez, havlayan köpek ısırmaz. hay allah kahretsin!
-
17.
0sonra, vazonun dışında eşyayı, çevremi gördüm; demek, düşünmem bitmişti. (insanın, sürekli yaşadığını hissetmesi için, bazı değişmez ölçülere başvurması iyi oluyordu.)
-
18.
0sonra, birden o zarfı gördüm. koridorda bulunan tanıdık eşyanın dışında tek yabancı şey oldugu için, onu hemen gördüm
-
19.
0rafın üstünde duruyordu. içine oda kapılarının anahtarları konulduğu için vazonun yeri orasıydı, taşı bittiği için bir aydır kullanamadığım çakmak da bıraktığım yerdeydi; tuvalete giderken yanıma aldığım bir kitap, kırık olduğu için salona alınmayan heykel, binikiyüz liralık hesabımın olduğu bankadan yılbaşı hediyesi sigara tablası (onun içine sigaramı yalnız, ayakkabılarımı giyerken koyardım)... hepsi yerli yerindeydi. demek ki, üstü yazılı olmayan bu zarf yeniydi. (bu "demek ki"ler beni her zaman rahattırdı.) fakat ben oraya zarf koymazdım. çünkü zarfım yoktu evde. çünkü kimseye mektup yazmadım.
-
20.
0çünkü kimse bana mektup yazmazdı. korktum. çünkü, "demek ki" diyemiyeceğim bir yerlere gelmiştim. içime bir ağrı saplandı. ne olurdu bir "demek ki" daha diyebilseydim. zarfı, olduğu yere bıraktım.