/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 27.
    0
    kimse de dememiş 1453 de tüfek mi varmış diye
    ···
  2. 26.
    0
    Rezerved
    ···
  3. 25.
    0
    Ulubadlı Hasan mevzusu kolpadır gençler. 15.YY yazarlarından biri ilk bayrağı Diken askere Ulubahtlı Hasan lakabını vermiştir. Ulubad diye bir yer de yok zaten.
    ···
  4. 24.
    0
    Güzel böyle yazılar daha sık paylaşılmali bence sözlükte
    ···
  5. 23.
    0
    Rezirvöd levend var şuku
    ···
  6. 22.
    0
    Evet beyler bu hikaye burda bitti. Belki yarın fetihten sonra olan gibi bir başlık açabilir. Sağlıcakla kalın.
    ···
  7. 21.
    +3
    Hücum hattında bulunan genç Osmanlı padişahı da bizans hattındaki tereddütlü hareketleri sezmişti. Düşmanın bozulmakta olduğunu ve zaferin muhak­kak kazanılacağını belirtip askerini yeni­den hücuma geçirtti. Yeniçeriler, karşı du­rulmaz bir şekilde tekbir sesleri ile ileri atıldılar ve birbirleriyle reka­bet edercesine surlara çıkmaya başladılar. Bu askerlerin durumlarını görünce bir gemide bulunmak insanı gerçekten üzüyordu. imkan olsaydıda bende o surlara tırmansaydım.

    Yeniçeriler arasında, iri yarı, Ulabadlı Hasan isminde bir yeniçeri kalkanını sol eli ile başının üzerinde tutarak sağ elinde palası olduğu halde surun üstüne çıktı. Bunu müteakib otuz kadar yeni­çeri derhal surun üzerinde göründüler ise de bizanslıların ok ve taşları ile on sekizi şehid edildi.

    Ulubadlı Hasan, yaralanma­sına rağmen kalkanını siper yaparak pek çok arkadaşının sur üstüne çıkmasına yardımcı oldu. Sonucunda o da büyük bir ta­şın isabeti ile surdan aşağı yuvarlandı. Surlardan atılan ok ve taş darbeleri altında şehadet mertebesine kavuştu. Ancak sancağı dikmişti. istanbul bizimdi.

    Yeniçeriler de artarak sur üzerinde tutunmuş bulunuyorlar ve sürekli destekleni­yorlardı. Çok geçmeden, topların tahrip ettiği yeri aştılar ve iki surun arasın­daki sahaya girdiler. Buradaki askerleri derhal kılıçtan geçirmeye başladılar. Vazi­yeti gören imparator ve maiyyeti kaçtılar. Yeniçeriler ise şiddetle takibe başladılar. Konstantin omuzundan yaralanmış, yanındaki Kantakuzen düşmüştü.

    imparatorun kaçtığını ve kendilerine doğru geldiğini gören ikinci sur askerleri de paniğe ka­pıldılar. Bir anda ortalık kıyamet gününe döndü. Kimsenin kimseye bakacak ve yanındakini tanıyacak zamanı yoktu. Yaralı imparator, bu hengame arasında ayaklar altında kalarak öldü. Dış sur düştükten ve iki sur arasındaki saha temiz­lendikten sonra korumasız kalan iç surlar da alındı.

    Topkapı içeriden kırıldı ve Türk kuvvetleri bu kapıdan şehre girdiler.
    ···
  8. 20.
    0
    Rez pnp
    ···
  9. 19.
    0
    Haritayı baykuşa birtek benmi benzettim amk?
    ···
    1. 1.
      0
      Gozler kac numara
      ···
  10. 18.
    0
    Az hızlı mk
    ···
  11. 17.
    +1
    Genç padişah da zaman zaman birlik­lerin içine kadar giriyor, yorulmuş olanları takviye ediyor ve hücumun her an aynı şiddetle devdıbını temin eyliyordu. Buna rağmen gerek merkezden gerekse diğer kollardaki hücumlardan bir netice alınamadı.

    Savaşın en kızıştığı esnada, müttefik kuvvetler başkomutanı Venedikli Jüstinyani, elinden ve kolundan yaralandı. imparator Konstantin, Jüstinyani’nin yaralandığını görünce yanına gelerek kalmasını rica ettiyse de o, yarasının büyük olduğunu söyledi.

    Ve çok kan kaybettiğini ileri sürerek hattı terketti. Bu durum bizanslılar arasında bir duraklama ve tereddüte yol açtı. imparator ise derhal komutanlık görevini üzerine alarak askerlerini gayrete getirmeye girişti.
    ···
  12. 16.
    +2
    iki saat süren bu mücadeleden sonra Sultan Mehmed, bu kolun yorulduğunu görerek geri çekilmelerini emretti. Ardın­dan hiç vakit geçirmeden iyi teçhiz edilmiş kargı ve kalkanlarla donatılmış Ana­dolu piyadelerini ileri sürdü.

    Birinci kolun çekilmesiyle dinleneceklerini ümit eden bizanslılar yanılmışlardı. Süratle ileri atılan Anadolu kuvvetleri, bir hamlede hendekleri aşarak dış surlara tırmanmaya başladılar. Bu ikinci hücumun başlaması şehirde büyük bir heyecana yol açtı. Artık çanlar durmadan çalıyor ve herkesi surlara yardım etmeye çağırıyordu. Şehir ahalisi süratle surlara geldiler.

    Zırh gömlekli bizans askerleri yoğun bir şekilde ok, taş ve tüfek ata­rak öldürmeye ve hücumu önlemeye çalı­şıyorlardı. Türkler, kalkanları ile kendileri­ni, büyük bir azim ve gay­retle yılmak bilmeden koruyup, hücumlarını tazeler­ken bizanslılar da üzerlerine büyük taşlar yuvarlıyorlar, “grejuva ateşi” saçıyorlardı.
    ···
  13. 15.
    +3
    Bizans halkı bu ışık ve sesleri dehşet içerisinde izlerken tam gece yansı olunca ateşler bir anda söndü. Bü­tün ordugâh karanlığa gömüldü. Bu hal Bizans halkı arasında daha büyük bir moral çöküntüsü meydana ge­tirdi. Bundan sonra bir buçuk saat kadar yalnız topların sesi işitildi.

    Gece yarısından iki saat sonra borular çalmaya başladı. Ardından Osmanlı hücum kollan “Allah Allah” nidaları ile surlara saldırdılar. Türk topçu­sunun yaptığı keskin bir atışın ardından hücum kolları düşman siperleri üzerine atıl­dı. Hendekleri kolayca geçtikten sonra bir anda yüzlerce merdiven sur­lara dayandı.

    Müthiş bir azim ve cesaretle yapılan bu teşebbüse bizanslılar, merdi­venleri yıkmak, yere düşenleri taş, ok ve sair vasıtalarla öldürmek; ”grejuva ateşi” ve kızgın yağ dökmek, mancınık ve diğer taş atma makinalarıyla ağır taşlar atmak suretiyle karşılık verdiler. Türk hücum kollan birkaç kez surlara karşı çıkış hare­ketini yenilediler. Birçok defa Türk erleri surlara tırmanmayı başarsalar da yeterli derecede kuvvetle desteklenemediğinden başarılı olamadılar.
    ···
  14. 14.
    0
    Bombardıman ne la asfaddasff
    Bombardıman uçakla yapılır kardeşim.
    ···
    1. 1.
      0
      kardeşim gemileri karadan yürüttük. bombardımanda neymiş bea
      ···
    2. 2.
      0
      Gemiden tanktan bombardıman yapılamaz mı kardeş ... bombardıman ard arda seri olarak bomba atışı yapmak demek te
      ···
  15. 13.
    0
    Güzel böyle devam panpa
    ···
  16. 12.
    0
    Devam panpa
    ···
  17. 11.
    +4
    O gece padi­şah, herkese ateş yakmasını emretti. Böylece meşaleler gece karanlığın­da ışık salınca kılıçlar bilenmeye başladı. Padişahın fermanı ge­reğince asker, kalenin önünü yaktıkları ateşlerle aydınlatarak, hisar duvarlarını da ışıklandırarak; sanki kır­mızı yeşil çiçekler, gül ve lâleler ile çev­reyi süsleyip gül bahçesi eylediler.

    Her yer­den tekbir sesleri ile geceyi şenlendirdik. Gökte tekbir sesleri yankılanıyordu. Akıntılı deniz sanki bu sesleri duyunca sakinleşmişti. Şehadetler ile o gece ellerimizi açtık ve dua ettik. O gece cihanı aydınlatmak için yakılan ateşlere, yıldızlardan gelen ışık­lar da eklenince öyle bir hale geldi ki, heryer gündüzden daha aydınlıktı. Düşmanların gözleri bu aydınlıkta, dünyayı karanlık görmeye başlamıştı bile.
    ···
  18. 10.
    0
    Reserved.
    ···
  19. 9.
    +1
    Komutan logar bir denizci yaklaşiyor efendim
    ···
  20. 8.
    +9
    Sultan Mehmed, ordu ve donanma­nın bütün komutanlarını toplayarak onlara, alınan kararları tebliğ etti. Komutanlarımız da bizlere aktardılar. Şan ve şeref için savaşacağız!

    Umumî hücum için bütün hazırlıkları tamamladık. 28 Mayıs akşam yemeğininden sonra istirahate geç­tik. Güneş battıktan bir müddet sonra karanlık istanbul’u örttüğünde şehir halkı bir alev kümesinin ortasında kaldığını, dehşetle farketti. Şehrin dört bir yanı alev alev yanıyordu.
    ···