0
lıyorum. öğrenin birazcık.
ilkçağ öncesi kültürlerde altı köşeli yıldız
Bu yazımda altı köşeli yıldız sembolünün ilkçağ öncesi kültürlerde tarihine, hangi uygarlıklarda ne amaçla; hangi anlamlarda kullanıldığına ışık tutmaya çalışacağım.
Medeniyetin temel taşı olan insanoğlu duygularını ve düşüncelerini ifade etmenin yollarını sürekli aramıştır. Bu anlatım yollarının en etkili araçlarından biri de sembollerdir. insanoğlu varoluşunun hemen hemen her döneminde kendi benliğini simgeleyen çeşitli semboller kullanmış bu sembollere dini, mistik, sezgisel ve ideolojik anlamlar yüklemiştir. Bu sembollerden birçoğu zamana yenik düşmüş, bir kısmı ise farklı medeniyetlerde çeşitli anlamlar yüklenerek günümüze kadar gelmiştir ki; bunlardan biri de hiç kuşkusuz evrensel değerini her zaman koruyacak olan altı köşeli yıldız sembolüdür.
Tarihte altı köşeli yıldız figürünün ilk olarak kimler tarafından kullanıldığı bilinmemekteyse de bu figürün Bronz Çağı’na dayanan bir geçmişi olduğuna ilişkin görüşler vardır. O dönemde bu şeklin örneklerine Mısır’da, Kuzey Amerika’da ve Hindistan’da rastlanılmıştır. Ayrıca bazı araştırmacılar bu sembolün ilk örneklerini Taş Devri’ne dek uzatıp, iskandinavya’da da kullanıldığını söylemektedirler.
Bu iç içe geçmiş ters ve düz iki eşkenar üçgen şekli insanın belki de varlığının başlangıcından beri ya da en azından ilk şehirleşme ve medenileşme hareketinin başladığı “Çatalhöyük”’ten beri pek çok yerde görülür ve artık sembol olarak temelde “erkeği” ve “kadını” remzettikleri genel kabul görerek oturmuştur. Bu yıldız, sadece kadın-erkek sembolizması dışında sonradan yüzlerce veya binlerce farklı anlama da gelebilecek şekilde tanımlandırılmıştır. Başka bir görüşe göre ise; Eskiçağ dünyasında yıldızın Tanrılarla ilişkisi sözkonusudur. “Buna göre çocukluktan çıkan erkeğin yaratımdaki rolünün keşfedilmesi sonucu özellikle bebek Dionysos figürü ile bu yıldız ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle M.Ö 900’lerde Anadolu’nun önce batısında daha sonra ise doğusunda bu yıldız Dionist-Zionist bir yıldız şeklinde algılanmaya başlanmıştır. Altı köşeli yıldız motifinin Roma’da kullanılışının örnekleri Baalbek’teki Bakkhus mabedinde ve Tauroentum’daki yer döşemelerinde görülmektedir.
Hint kültüründe güneşi sembolize eden altı köşeli yıldız bu kültürde Yantra olarak adlandırılmakta; sembol eski Hint geleneğinde yaratıcı Vişnu üçgeni ile yıkıcı Şiva üçgeninin birliğini ifade etmekte başka bir deyişle Kutsal Evliliği simgelemektedir. Böylece maddi dünyanın yaradılışına ve yıkılışına göndermede bulunur. Hint kültüründe belirgin bir önem taşıyan bu yıldıza Hint mabetlerinde, mezarlıklarında ve hatta Hint gemilerinin sancaklarında rastlamak mümkündür. Hint kültüründe Yantra’ya benzeyen bir diğer altı köşeli yıldız şekli ise “Mandala” olarak isimlendirilmektedir.
Bir merkez çevresinde düzenlenmiş simgesel bir görüntü olan Mandala; hem bir evren simgesi, hem insan ruhunun bir tasviri, hem de derin düşüncenin kutbu olan ve merkezde yer alan Tanrı’nın mucizevi bir biçimde görünür hale gelmesidir. Bu sözcük Hindu ve Budist ayinlerinde mistik bir diagram oluşturmak için telaffuz edilen ve en hızlı yayılan sembollerden biri olup; sembolün yüzlerce çeşidi vardır. Mandalaların çoğu bir çember ve ortasında bir kareden oluşmaktadır. Mandala aynı zamanda, töreni düzenleyen sihirbazın sihirli halkası ve çevrelenmiş kutsal mekan (imago mundi) anldıbına da gelmektedir. Anahat çakra, yedi enerji merkezi arasında aracılık ettiği için özel bir önem taşır. Havanın etkisi altında bulunan “mandala”sı, karşıtların birliğini simgeleyen ve birbirine geçmiş iki ters üçgenden oluşan altı köşeli bir yıldızla temsil edilir. Başka geleneklerde olduğu gibi “kalbin yeri” ve kendini adamanın merkezidir.
Bazı Uzakdoğu kültürlerinde altı köşeli yıldız şekli itibariyle eril-dişil ilişkileri simgelemektedir. Nepal’de ruh ve madde arasındaki ilişkiyi simgeleyen bu yıldız kralın tacına işlenmiştir.
Kuzey Amerika’daki Kızılderili kabileler de Nepal’deki gibi; altı köşeli yıldızı ruh ve maddenin birleşimi anlamında kullanmışlar ve bu şekilde “yukarısı ne ise, aşağısı da aynıdır” düşüncesinin simgesini bulmuşlardır.
Batı okültüsleri, özellikle simyacılar sembole çok önem vermişler ve hakkında dört unsurla, evolüsyon-envolüsyon ilkesiyle, pozitif ve negatif güçlerin senteziyle ilgili değişik, sayısız yorumlar yapmışlardır.
Altı köşeli yıldızın içerdiği dört temel elemandan tepe noktası yukarıda olan üçgen Ateş’i, tepe noktası aşağıda olan üçgen Su’yu, su üçgenin taban kenarı ile kesişen ateş üçgeni Hava’yı, ateş üçgeninin taban kenarı ile kesişen su üçgeni ise Toprağı göstermektedir.
Tüm bunların bir altıgen içinde birleşmeleri ise evreni oluşturan elemanların uyum ve beraberliğini dile getirmektedir. Öte yandan; her iki üçgenin taban kenarlarının uçlarına yerleştirilen ve maddenin dört özelliğini oluşturan sıcak-kuru, soğuk-yaş durumları, dünyayı oluşturan ve sayıları yine dört olan hava, su, ateş ve toprak elemanlarının bulundukları yerlerle de uyum sağlamaktadır. Su ve ateşin, düşman unsurları arasındaki ahengi ifade eden bir simya simgesi olarak kullanımı XVII. yüzyılın sonlarına doğru yaygınlık kazanmıştır. Simyacılara göre kükürt merkezi ateştir; her varlıkta bulunur ve içten dışa doğru tesir ederek tekamülü ve düşünceyi sağlar. Tüm organizmaların konstrüktif prensibidir. Ateş üçgeni yukarıya yöneliktir, çünkü alev hep yukarı çıkmak ister. Su üçgeni ise, suyun dökülmek istediği yöne bakar ve ateşi keserek onu söndürür. Ateş sıcakla kuru, su yaşla soğuk, toprak soğukla kuru, hava ise yaşla sıcak arasındadır. Sonuçta bu bileşimlerin; değişmedeki karşıtlıkların, zıtlıkların, kozmik birliğin ve onun akıl almaz ve karmakarışık ifadesinin bir sentezi olduğu kabul edilmektedir.
Zıtlıkların birliği yoluyla nefis “sıvı ateş” ve “ateşli su” haline gelir ve aynı zamanda diğer unsurların olumlu niteliklerini de elde eder. Bu yüzden su “sabit” ve “yakmayıcı” hale gelir. Çünkü nefsin “ateşi” onun “su” yuna sabitlik verendir. Bunların yanında nefsin “su”yu “ateş”e “hava”nın yumuşaklığını ve her yerde bulunuşunu verir. Bazı simya kitaplarında ise altı köşeli yıldız içtiğimiz su için kullanılmaktadır.
Çeşitli yorumsal açıklamalara yol açan, bu düzendeki faktörlerin seçiminde maddi plandan manevi plana geçiş olduğu kadar, erillik ve dişillik prensiplerinin bir kaynaşması ve tam olmayandan tam ve mükemmel olana doğru sürüp giden bir gelişmenin rol oynadığı sanılmaktadır. Modern hermetik büyücülükte altı köşeli yıldız Güneş ve gezegenleri temsil etmekte olup, Makrokozmos veya Evreni sembolize etmektedir.
Hermetik geleneğe göre altı köşeli yıldız Makrokozmosun veya Evrenin sembolüdür. Ay bir gezegen kabul edilip, Venüs, Jüpiter, Saturn, Mars, Merkür altı kolun herbirine yerleştirilmekte, ortada ise Güneş yer almaktadır. Ayrıca altı köşeli yıldız Hermetik geleneğe göre yedi temel metali (metallerin tümünü) ve göğün tümünü özetleyen yedi gezegeni içinde toplar; her gezegen bir elemente karşılık gelir.
Şöyle ki: En üstte Ay - gümüş, altta Satürn - kurşun; sağ yukarıda Venüs - bakır, sağ aşağıda Merkür - civa, sol tarafın uçlarında Mars - demir, Jupiter - kalay çiftleri ve yıldızın ortasında da güneş-altın yer alır; yani güneş altındır.
Simyanın tüm düşüncesi ve işi, çevrede bulunan kusurlu ve değersiz elementlerin, ortada bulunan ve altınla Güneş’in simgelediği tek bir mükemmelliğe dönüştürülmesinden ibarettir; bu ise altı köşeli yıldız da ifadesini bulur.
Heksagram Yunanca’da altı harfli sözcük veya altı çizgili anlamlarına gelir. Ancak, burada, bu altı harfin hepsi de “A” ya da Alpha’dır. Buna göre Heksagram Heksalfa ile özdeşleşir. Çünkü Grek alfabesinin ilk harfi olan Alpha’nın sembolü altı yerden okunur. Alpha harfinin altı kez tekrarlanmasının kendine özel bir anlamı vardır. Bu altı kez tekrar “başlangıçta Tanrı, yeni hayat, ışık, en yüksek tekâmül, en yüksek hedef ve Tanrısallık” anlamlarına gelir.
Hemen hemen her sembol gibi Heksagram’da en eski zamanlarda bile bir kült olarak farklı kıta ve kültürlerde yer almıştır.
idil TÜRELi
03.01.1982 tarihinde istanbul’da doğdu. Lisans eğitimimi istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi, Yüksek Lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Bölümü’nde “Türk Sanatında Altı Köşeli Yıldız” tezini hazırlayarak yaptı.
Tümünü Göster