0
KESiN BUNLARDAN BiRi ŞUKUMU VE 100 TL Mi iSTERiM PANPA !
EBiN:(Evin) Tane, öz
EBiNÇ: Refah, huzur
EBiRi: Erim, erdem, fazilet
EBREK: Dayanıklı, sebatkar
EBREN: 1- Evren, kainat 2- Felek, talih
EBRET: Ayrılım, ihtilaf
EBRÜK: Dayanıklı, sebatkar
ECE: (Eçe)
ECEViT: 1- Çalışkan ,, aktif 2- haşarı, yaramaz
EÇE: 1- Dahi, çok akıllı, çok zeki 2- Saygıdeğer, görgülü hanım
EÇiNE: Doğru sözlü, sözüne güvenilir
EDE: (Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sözü dinlenen kişi
EDERKON: birl. Ede/Kon (Konmaktan can, ruh)
EDGÜ: 1- iyi, güzel, hoş 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, öğretmen
EDGÜDi: 1- Eğitici, öğretici 2- iyi, ala
EDi: Eda, ata, saygıdeğer ulu kişi
EDiGE: 1- iyi, iyi kalpli 2- öğretmen
EDiK: Kısa konçlu çizme
EDiL: (idil, etil, atil) iyilik, güzellik
EDiZ: 1- Kıymet, kıymetli 2- Yüksek, Yükselmiş
EGE: (Eke,Öke)1- Dahi, çok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğitici
EGEMEN: 1- Hakim, sahip, kendinden başkasını dinlemeyen, buyrukçu 2- bilge kişi,
dahi
3- ağa, ağabey
EGiT: Göz değmesi ve nazara karşı göz kenarlarına sürülen bir ot
EĞBER: Eğri, eğrilmiş
EĞiLMEZ: Gururlu, mağrur, dik başlı
EĞiN: Eğirilmiş
EĞiR: 1- Sarış, çeviriş, kuşatma 2- bükme, kıvırma
EĞNEZ: Narin, zayıf, ince
EĞREK: Sık, bol
EĞRi: Eğik, bükük mec. Saygılı, alçak gönüllü
EĞRiM: Pınar, göze, küçük çağlayan
EKE:1- Dahi, çok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğitici
EKEÇ: Cana yakın ve çekici kız
EKELiK: Deha, kıymet
EKiM: 1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraat
EKiN: 1- Mahsul, tarla ürünü 2- tarlaya ekilip olması beklenen her türlü bitki
EKiNCi: 1-ikinci (erkek, ya da kız) 2- Rençber, çiftçi
EKSÜK: Azlık, yokluk, yoksulluk
EKŞi: Eksi, ekgib, azlık, yokluk
EL: 1- il, Ülke, Memleket 2- ilgi, bağlantı 3- Barış, Sukunet 4- Kolun, bilekten
aşağısı
ELA: (Ala) Renkli alacalı
ELBAN: (ilban) Devletçi, devletine bağlı, sadık
ELBiR: birl. El/Bir mec. Elbirliği, işbirliği, imece
ELCEK: 1- Ekin biçme aracı 2- Munis, sessiz
ELÇiK: Eldiven
ELÇi: 1- Devletine bağlı, devletçi 2- Devleti adına aracılık eden, haberci,
temsilci
ELÇiM: Demet, tutam
ELÇiN: 1- Demet, bağ, buket 2- Ekin biçerken kullanılan bir alet 3- Devlet
görevlisi, devletine bağlı
ELDEK: 1- basiret, kabiliyet, eylem gücü 2- Yedek, elde bulunan
ELDEM: 1-Alışkın, yetişkin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyun
ELDÜZ: birl. El/Düz Yurtsever
ELEZ: (Eliz)Arı, duru, temiz, munis, uyumlu
Yakut destanlarında bekaret tanrıçası (Ulu Tuyun’un kızı)
ELGAY: Yurtsever
ELGiN: 1- Konuk, öncelik verilen kişi 2- Gurbetçi, yurdundan uzak
ELGÖRMÜŞ: Gezgin, seyyah
ELGÜN: Halk, avam, halktan kişi
ELiBOL: Cömert, eli açık, sahi
ELiK: Usta, eli yatkın
ELiŞ: Usta, maharetli
ELiTAŞ: Cimri, eli sıkı
ELiTEZ: Becerikli
ELKATMIŞ: birl. El/Katmış Ülke fethetmiş, algan
ELKiN: 1- konuk 2- Yolcu
ELÖVER: Yurtsever
ELTUTAR: birl. 1- El/Tutar mec. Yardımsever, hayırşinas 2- Fatih, Algan
ELVEREN: Olgunlaşan, yeterlilik kazanan
EMÇi: Doktor, eczacı
EMEÇ: Amaç, gaye
EMEK: 1- Gayret, cehd, zahmet 2- Güç, enerji
EMEN: 1-Can, ruh, hayat 2- Ağaç dikmek için açılan çukur 3- meşe ağacı
EMET: Sınır, mesafe
EMGEK: Emek, zahmet, güçlük
EMLEK: Duygulu, merhametli
EMRE: (imre) Düşkün, aşık, hayallerle yaşayan
EN: (Yen)1- Derinlik, genişlik 2- Av 3-Kıyı 4- Arka
ENÇU: Sükun, huzur,ruh derinliği
ENDEŞ: Eşit, müsavi
ENEÇ: Meyil, meyilli
ENiK: (enük, enek)Genişçe, yayık
ENGiN: 1- Genişlik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk çizgisi
ENiCUK: Hısım, kavim- kardeş
ENiŞ: (Enuş) 1- iniş, yokuşun karşılığı mec. Rahata ve huzura erme 2- Uçlarda,
ekstrem
ENKiŞ: Tecrübeli, deneyimli, olgun
ER: 1- Olgun, olmuş, ergin, yetişkin erkek 2- Asker, çeri
ERÇE: birl. Er/Çe... Erkeğe yakışır biçimde
ERÇiN: Ülkenin idari bölümlerinden her biri (il, ilçe, kasaba vb.)
ERDEM: ( Ertem) Fazilet, bilgelik, yücelik, hünerlilik
ERDEMÇi: Erdem sahibi
ERDEMLÜ: Erdem sahibi
ERDEN: Er parçası, erden olma
ERDiN: Ermiş, olgun
EREK: Erişilmek istenen, ülkü, hedef
EREKLi: (Ereğli) Ereği olan
EREM: Müjde, iyi haber
EREN: 1- Olgun, 2- Hür, bağımsız 3- Din ile bütünleşmiş
ERENTÜZ: birl. Eren/Düz
T... Tuva ve Çuvaş Türklerinde, “Terazi Yıldızı”
EREZ: 1- Erişilen, mutlu olunan 2- Cesur, gözü kara, dayanıklı
ERGEN: Olgun, deneyimli
ERGENE: 1- Güçlülük, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki geçit
ERGENEKON: 1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt
ERGi: Eriş, olgunluk, deneyim
ERGiL: 1- Bilgili, deneyimli, yetişkin 2- Savaşçı, cengaver
ERGiN: 1- Ermiş, olgun, irfan sahibi 2- Savaşçı, cengaver
ERGUN: 1- Yumuşak huylu kişi 2- Hızlı koşan at 3- Argun
ERiK: Ermiş, olgun, bilge, filozof, becerikli
ERiKEN: Ermiş, olgun, bilge
ERiM: 1- Müjde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zaman
ERiNCiK: Mahçup, utangaç
ERiNÇ: 1- Olacak, olması gereken, kaçınılmaz sonuç 2- Nimet, bolluk
ERiŞ: Gaye, erişilmesi istenen
ERiŞEK: Ülkü, gaye
ERiŞEN: Ulaşan, vasıl olan
ERiŞKiN: Olgun, kamil, ermiş
ERK: 1- Güç, kudret 2- iktidar, erklik, hükümranlık 3- Bağımsızlık, egemenlik
ERKE: 1- Egemen, güç 2- işve, naz, cilve 3- Çekicilik, çekiciliği kullanma istek
ve yeteneği
Türk mitolojisinde, Ülgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıçası
ERKELi: Egemen
ERKEM: Nazlım, işvelim, edalım
ERKi: 1- Güçlü, egemen, erke 2- Atik, çevik
ERKiN: 1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Başına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3-
Sürekli, süreklilik
ERKiNDiK: Erkinlik, bağımsızlık, hürriyet
ERKLiG: Egemen, kuvvetli, şevkatli
ERKMEN: 1- Bağımsız, başına buyruk 2- Bekar, evlenmemiş
ERLiK HAN: birl. Erlik/Han
Şamanist gelenekte “Cezalandırma Tanrısı”
ERMAN: 1- Erdemli, güç, mert 2- Kutsal, mukaddes
ERMiŞ: Olgun, müdrik
ERNEK: Küçük parmak, serçe parmağı
ERSE: Ermesi, olgunlaşması istenen
ERSiN: 1- Uzun ömürlülük dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileği
ERSÜ: Fazla, çok fazlalık
ERTE: 1- Seher, şafak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halef
ERTEGi: Destan, lejant
ERTEN: Tan, şafak
ERTiK: Meslek, sanat
ERTiM: Olgun, erişkin, bilge
ERTiN: 1- Mahsun, hüzünlü 2- Kendine yeten
ERTiNGÜ: 1- Olağanüstü, fevkalade 2- Efsane, mit
ERZENE: Doruk, zirve, en üst
ERZi: Veli, vasi, yönetici
ERZiK: 1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğit
ESBOL: birl. Es/Bol ... Çok zeki, çok akıllı (Usu-bol)
ESE: 1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esinti
ESELiK: Selam, selamet
ESEN: 1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumuşak yel
ESENLÜ: Esenli, sağlıklı
ESER: Esinti, yel
ESi: Yel, esinti
ESiM: Esinti
ESiN: 1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- ilham
ESiNTi: Yel, hafif yel
ESiRGEN: 1- Arkadaş, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulan
ESiRGENÇ: Nazlı, nazenin
ESiRKiŞ: Merhamet, acıma duygusu
ESKiN: Yel, yel alan
ESLEK: 1- Yumuşak başlı, uysal 2- Selam, selamet
ESNEK: Uzayan, genişleyen, esen
ESRiGÜN: birl. Esri/Gün... fırtına
ESRiK: Mecnun, kendinden geçmiş
ESRiMiŞ: Kendinden geçmiş
ESTELiK: Yadigar, hatıra
ESTi: Yel, esinti
EŞiM: Çalışkan, becerikli
EŞiNGEN: 1- Çalışkan 2- Eşit, müsavi
EŞiTGEN: işitken, işiten, dikkatli
EŞKiN: 1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Rüzgarlı bölge, rüzgar alan bölge
EŞLiK: Dost, yaren, refik
ETGÜ: 1- iyi, iyilik 2- Etki, şiddet
ETiGE: Öğretmen, mürebbiye
ETiL: itil- idil
ETiNGÜ: Olağanüstü, fevkalade
ETiZ: Yüksek, ulu
EVCiL: Evine bağlı, evcimen
EVCiM: 1- Evcimen, evcil 2- işgüzar, hamarat
EVCiMEN: Evine bağlı
EVCiMiK: Ekonomist, muktesit
EVDEŞ: Hanım, erkeğin eşi
EVGi: ivedi, acele
EVGiN: 1- Aceleci, telaşlı 2- Evcil, evine bağlı
EViN: Cevher, öz, nüve
EViRGEN: 1- Tedbir, tedbirli 2- Dönüşüm, çevirim
EVREN: 1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talih
EVRENSEL: Evreni kaplayan, evreni içine alan
EYGi: iyi, salih, temiz
EYGiŞ: iyi kişi, iyi insan
EYGÜ: iyi, iyice
EYiN: Vücut
EYiNÇ: Refah, mutluluk
EYLEM: 1- iş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesme
EYLETMEZ: Amansız, aman vermez
EYLETÜR: iyilik sahibi, cömert
EYLiK: iyilik, yardım, iane
EYMEN : 1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinas
EYMÜR: (Eymir) iyilik sahibi, hayırşinas
EYTEMiŞ: Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip
EYÜGE: iyi, iyice
EZDi: Ezen, ezici, baskıcı
EZGi: 1- iyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sada
EZGiN: Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzun
EZiLGEN: Mazlum, zulüm görmüş
EZiM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet
EZiNÇ: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk
Tümünü Göster