0
islamiyette pek çok “Bug” var. onlarca hatta yüzlerce noksan vardır. Ama bu yazıda kitabın içine girerek, detaylarda boğulmadan, ilk etaptaki iki yanlıştan bahsedeceğim. Yanlıştan da kastım, bu kitabın “kutsal” bir kitap olmayıp, insan yazması bir edebi eser olduğuna yönelik.. iki nokta da birbiriyle
Birinci konu: Kur’an’ın gönderiliş amacı
“Ne diyorlar, incil ve tevrat bozuldu, kur’an onu düzeltmeye geldi.”
Şimdi, bir Allah düşünün, kendi sözünü koruyamıyor. Kendi kitabının değişmesine engel olamıyor. insanlar (ki allahın can verdiği bir canlı), onu istedikleri gibi değiştirmişler. insanlar kendi sözünü/kitabını koruyamayan bir allah’ın onları kurtuluşa, sonsuz yaşama kavuşturacağını düşünüyorlar. Bir dur, düşün, bu allah daha kendi sözünü/kitabını korumayı beceremiyor, sana nasıl yardımı dokunsun.. Eskiler, kelin ilacı olsa, başına sürer derler
Neyse devam ediyorum aynı mevzuya.. Sonra aynı Allah, değişen sözlerini düzeltmesi için, başka bir postacı gönderiyor (peygamberler allahın sözünü ileten postacıdır sonuçta) onun ilettiği de bir süre sonra bozuluyor, sonra bir postacı daha, sonra bir postacı daha.. Hiç biriyle gönderdiği söz korunmuyor hepsi bozuluyor. En sonunda da en son postacısından (isa) 700yıl kadar sonra son postacısını gönderiyor (ki o da muhafazid).
muhafazid’i de tüm dünya üzerinde seçe seçe, ne hikmetse yine ortadoğudan seçiyor. Hatta bu seçtiği, cahil bir adam. (cahili hakaret olarak söylemiyorum, sonuçta okuma yazma bilmiyormuş muhafazid öncesinde). Yani Allah işi gücü bırakıyor, tüm insanlığı yola getirecek kişiye, okuma bilgisi yüklüyor. (bir de dikkat edin, sadece okuma yüklüyor, yazma becerisi yüklemiyor sanırsam, muhafazidin yazma yeteneğine sahip olduğuna dair bir kaynak bulamadım, ama yalanlayan bir kaynak da yok; kanıt olmaktan uzak söylentiler var, yazabildiği biraz bilinmez sanırsam)
Neyse, konuya geri dönersek, Allah, tekrar tekrar postacı/peygamber gönderiyor. Ama bu yöntem, tekrar tekrar işe yaramıyor. Yani aklı başında biri ne yapar? bir şey işe yaramıyorsa, başka bir yöntem arar. Değil mi? Allahsan, herşeyi bilensen, bunun işe yaramayacağını bilmen gerekirdi. Hadi diyelim bilmiyordun, deneme yanılma yoluyla öğrenmiş olması gerekirdi.
Ama Allah ısrarkeş, illah istediği gibi olsun istiyor. Çok takıntılı bir durum . illaki peygamber aracılığıyla iletişim kuracak, illaki insanlar ona yalvarcak yakarcak falan.. Biraz ego olayları var sanırsam.
Allah’san, eğer sözünün bozulmamasını istiyorsan, musaya on emir verirken taş tablete yazacağına, git onu adam gibi bir kağıta yaz. Bu kağıt 21yüzyıl teknolojisinden de üstün olsun, yanmasın, ıslanmasın, silinmesin, ezilmesin, radyosyondan etkilenmesin falan filan. Yani kimse bozamasın..
Yani Kısacası; Allah’ım, eğer söylediğin gibi heryerdeysen ve bu satırları da okuyabiliyorsan, ve de senin de Kur’anda bahsettiğin gibi söylediğin sözler bozulmuşsa şayet, bunda kabahat senin. Yarın öbürgün insanları sorguya çekecek olursan, bunları bir düşün (burada şair direk olarak allahla konuşuyor)
Tümünü Göster