1. 1.
    -2
    elhamdürillah müslümanım

    ölümden sonraki yaşam hakkında

    hepimizin kafasını yeri geldiğinde meşgul etmiştir ölümden sonraki yaşam cennet cehennem olayı cennet kısmını kimse çok kurcalamamıştır bütün nimetlerin verildiği bi yer hayal etmişizdir çoğunlukla peki

    cehenneme gidersen orda görüceğimiz acıyı hiçbiriniz tahmin etti mi orda ne şekillerde kaç türlü acıdan kıvranacağımız yada sonra nasıl cennete geri döneceğimiz cennette nasıl isteklerde bulunup bunlara nasıl sahip olabilceğimiz yaptığımız iyiliklere göre çıkabileceğimiz kat sistemi

    yada katlar arası geçebilme imkanımızı

    oraya gittikten sonraki yaşam ? artık hiçbir tehlike yok herkez iyi sende iyilerle berabersin ibadet olur - olmaz bilinmez peki ya sonra diye içimizden geçirmedik mi hiç ?
    orda bi süre yaşadık hayatımıza devam ettik peki yaşamaktan sıkılacak mıyız ?
    ···
  1. 2.
    0
    az çok bilgisi olan biri açıklarsa sevinirim
    ···
  2. 3.
    -2
    ne allahından bahsediyon sen ?
    ···
  3. 4.
    0
    giblenmiyorum ama cevap veren biri olursa iyi olabilir varsa ayetlerden örnek gösterirseniz sevinirim
    ···
  4. 5.
    0
    inanmayanlarada saygım var insanları böyle şeylerle yargılamayı sevmem panpa din dil ırk çokta gözetmem insanların yaşamı ve genel olarak yaptıkları bence biraz daha önemli
    ···
  5. 6.
    0
    herkez değil herkes olacak bu arada.
    ···
  6. 7.
    -1
    buyur arkadasim okursan bilgilendiricidr.

    CENNETiN SIFATI
    5061 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Allah Teâla hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu'ş-Şân, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım." Ebu Hureyre ilaveten dedi ki:

    "Dilerseniz şu ayet-i kerimeyi okuyun. (Mealen): "Yaptıklarına karşılık Allah katında onlar için göz aydınlığı olacak ne mükâfaatların saklandığını kimse bilemez" (Secde 17).

    Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Secde 1, Tevhid 35; Müslim, Cennet 2, (2824); Tirmizi, Tefsir, (3195).

    5062 - Buhari, bir diğer rivayetinde şu ziyadeyi kaydeder: "Sehl ibnu Sa'd anlatıyor -deyip, hadisin aynısını kaydettikten sonra- der ki: "muhafazid ibnu Ka'b dedi ki: "Onlar Allah için ameli gizli tuttular. Allah da onların sevabını gizli tuttu. Kullar yanına gelince onları nimete boğacak."

    Hadis, bu muhtevada olarak Buhari'de mevcut değildir. Hâkim'in el-Müstedrek'inde mevcuttur (2, 413-414).

    5063 - Yine Sa'd ibnu Sa'd radıyallahu anh anlatıyor: "Ey Allah'ın Resûlü dedim, insanlar neden yaratıldı?"

    "Sudan!" buyurdular.

    "Ya cennet?" dedim, o neden inşa edildi?"

    "Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da zâferandır. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz."

    Aleyhissalâtu vesselâm sözlerine şöyle devam buyurdular: "Üç kişi vardır duaları reddedilmez (mutlaka kabul edilir):

    -Âdil imâm (devlet başkanı).

    -iftarını yaptığı zaman oruçlu.

    -Zulme uğrayanın duası.

    Allah, (mazlumun) duasını bulutların fevkine çıkarır ve onlara sema kapıları açılır ve Allah Teâla Hazretleri:

    "izzetime yemin olsun! Vakti uzasa da, duanı mutlaka kabul edeceğim!" buyurur."

    Tirmizi, Cennet 2, (2528).

    5064 - Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın veçhindeki rıdâu'l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur."

    Buhari, Tefsir, Rahman 1, 2, Bedu'l-Halk 8, Tevhid 24; Müslim, iman 180, (296); Tirmizi, Cennet 3, (2530).

    5065 - Yine aynı kaynaklarda şu rivayet gelmiştir: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette, mü'min için, içi boş tek bir inciden bir çadır vardır. -Bir rivayette- Genişliği altmış mildir. Her köşesinde bir refikası bulunur, hiçbiri diğerini görmez, mü'min bunların herbirini dolaşır."

    Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Rahman 1, 2, Tevhid 24; Müslim, Cennet 23, (2838); Tirmizi, Cennet 3, (2530).

    5066 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır."

    Tirmizi, Cennet 4, (2531).

    5067 - Ubâde ibnu's-Sâmit radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde Arş vardır. Allah'tan cennet istediğiniz vakit Firdevs'i isteyin."

    Tirmizi, Cennet 4, (2533).

    5068 - Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette yüz derece vardır. Bütün alemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder."

    Tirmizi, Cennet 4, (2534).

    5069 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu katedemez. isterseniz şu ayeti okuyun: (Mealen) "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" (Vâkı'a 30-31).

    Tirmizi, Tefsir, Vakıa, (3289), Cennet 1, (2525).

    5070 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın."

    Tirmizi, Cennet 1, (2527).

    5071 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette, yay kadar bir yer, güneşin üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır."

    Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Vakı'a 1; Müslim, Cennet 6, (2826); Tirmizi, Cennet 1, (2525).

    Tirmizi, Hz. Enes'ten şu ziyadede bulunmuştur: "Sizden birinizin yayı kadar veya kamçısı kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir kadın, arz ehline görünecek olsa, dünya ve içindekileri aydınlatır, arzla semâ arasını güzel koku ile doldururdu, onun başörtüsü dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır."

    5072 - Sa'd ibnu Ebi Vakkâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennette olan şeyden bir tırnağın azalttığı miktar, semavat ve dünya arasında dört ciheti de tezyin etmiş olarak görünürdü. Eğer cennet ehlinden bir adam dünya ehline zuhûr etse ve bilezikleri görünse o(nun şavkı) güneşin ziyasını bastırırdı, tıpkı güneşin, yıldızların ziyasını bastırması gibi."

    Tirmizi, Cennet 7, (2541).

    5073 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Sidretü'l-Müntehâ'ya çıkarıldım. Orada dört nehir gördüm: iki nehir zâhirdi, iki nehir de bâtın. Zâhir olan iki nehir Nil ve Fırat nehirleriydi. Bâtın olanlar da cennetin iki nehri idi."

    Buhari, Eşribe 12; Müslim, iman 264, (164).

    5074 - Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da:

    "Allah Teâla Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yâkuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır" buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de:

    "Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular:

    "Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır."

    Tirmizi, Cennet 11, (2546).

    5075 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlukâtın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler:

    "Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz!

    Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz!

    Rabbimizden razıyız, mükedder olmayız!

    Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu!"

    Tirmizi, Cennet 24, (2567).

    5076 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennet ehlinin bir çarşısı vardır. Her cuma oraya gelirler. Derken kuzey rüzgârı eser, elbiselerini ve yüzlerini okşar. Bunun tesiriyle hüsün ve cemalleri artar. Böylece ailelerine, daha da güzelleşmiş olarak dönerler. Hanımları:

    "Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve güzelliğiniz artmış!" derler. Erkekler de:

    "Sizler de, Allah'a kasem olsun, bizden sonra çok daha güzelleşmişsiniz!" derler."

    Müslim, Cennet 13, (2833).

    5077 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın sûretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o sûrete girer."

    Tirmizi, Cennet 15, (2553).
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    0
    CEHENNEMiN EVSAFI

    5078 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Yaktığınız ateş var ya, bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!" buyurmuştu. (Yanındakiler):

    "Zaten bu ateş, vallahi (âsileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

    "Cehennem ateşi öbürüne altmışdokuz kat üstün kılındı. Her bir kat'ın harareti, bunun mislindedir."

    Buhari, Bed'ü'l-Halk 10; Müslim, Cennet 29, (2843); Muvatta, Cehennem 1, (2, 994); Tirmizi,

    Cehennem 7, (2592).

    5079 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır."

    Tirmizi, Cehennem 8, (2594); Muvatta, Cehennem 2, (2, 994). Metin Tirmizi'ye aittir.

    5080 - Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cehennemi kuşatan surun dört (ayrı) duvarı vardır. Her duvarın kalınlığı kırk yıllık yürüme mesafesi kadardır."

    Tirmizi, Cehennem 4, (2587).

    5081 - Hasan Basri rahimehullah anlatıyor: "Utbe ibnu Gazvân radıyallahu anh, Basra'da minberde (hutbe esnasında) dedi ki:

    "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize şöyle buyurmuşlardı: "Cehennemin kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru düştü de henüz dibe ulaşmadı."

    (Utbe ibnu Gazvân, devamla) der ki: "Hz. Ömer radıyallahu anh: "Ateşi çok zikredip hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği çok fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu."

    Tirmizi, Cehennem 2, (2578).

    5082 - Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Veyl, cehennemde bir vadidir. Kâfir orada, kırk yıl batar da dibine ulaşamaz."

    Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3164).

    5083 - ibnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Eğer zakkûmdan, dünyaya tek damla damlatılacak olsa, bu dünya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. Öyleyse, yiyecek ve içeceği zakkum olan cehennemliğin hali ne olur (anlayın)!"

    irmizi, Cehennem 4, (2588).

    5084 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cehennem, Rabbine şikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parçam diğer bir parçamı yemektedir" dedi. bununn üzerine, Allah Teâla hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi: Bir nefes kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladığınız en şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin rastladığınız en şiddetli (soğuk olan) zemherirdir."

    Buhari, Bed'ü'l-Halk 10; Müslim, Mesacid 185, (617); Tirmizi, Cehennem 9, (2595).

    5085 - Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Kıyamet günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır. Bunun, gören iki gözü, işiten iki kulağı, konuşan bir dili vardır. Der ki: "Ben üç takım (insanı cezalandırmak) için vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir başka ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbâr, tasvirciler."

    Tirmizi, Cehennem 1, (2577).

    5086 - ibnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Kıyamet günü cehennem, yetmişbin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmişbin melek vardır."

    Müslim, Cennet 29, (2842); Tirmizi, Cehennem 1, (2576).

    5087 - Mücahid anlatıyor: "ibnu Abbâs radıyallahu anhüma bana: "Cehennemin genişliği ne kadardır, biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayır!" deyince: "Doğru, Allah'a yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aişe radıyallahu anha dedi ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'a:

    "Kıyamet günü Arz toptan O'nun bir kabzasıdır (tam tasarrufundadır). Gökler de O'nun sağ eliyle dürülmüşlerdir" (Zümer 67) âyetinden sormuş ve:

    "Bu sırada insanlar nerede olurlar (ey Allah'ın Resûlü)" demiştim. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem köprüsünde!" cevabını verdi."

    Tirmizi, Tefsir, Zümer, (3242).

    CENNET VE CEHENNEMiN MÜŞTEREK YÖNLERi

    5088 - Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Allah Teâla Hazretleri cenneti yarattığı zaman Cibril aleyhisselâm'a:

    "Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete baktı ve: "(Ey Rabbim!) Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teâla Hazretleri) cennetin etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra: "Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da:

    "Korkarım, ona hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratınca, Cebrail'e:

    "Git, bir de şuna bak!" buyurdu. O da gidip ona baktı ve:

    "izzetine yemin olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teâla hazretleri de onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da:

    "Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman:

    "izzetine yemin olsun, tek kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum!" dedi."

    Ebu Davud, Sünnet 25, (4744); Tirmizi, Cennet 21, (2563); Nesai, Eyman 3, (7, 3).

    5089 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cennetin etrafı mekârihle (nefsin hoşlanmadığı şeylerle) sarılmıştır. Cehennemin etraf ı da şehevi (nefsin arzuladığı, cazip) şeylerle sarılmıştır."

    Sahiheyn'de, Ebu Hureyre'den bu rivayet aynen gelmiştir. Ancak iki yerde "huffet" (=sarılmış) kelimesine bedel "hucibet" (=örtülmüş) kelimesi kullanılmıştır.

    5090 - Yine Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Cehennem, içerisine âsiler atıldıkça: "Daha var mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-izze'nin cehennemin üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. işte o zaman cehennem:

    "Yeter, yeter. izzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir."

    Buhari, Tefsir, Kaf 1, Eyman 12, Tevhid 7; Müslim, Cennet 37, (2848); Tirmizi, Tefsir, Kâf, (3268).
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    lan iki başlıktada söylüyolar arkadaş tamam herkes dikkatinizi gibim
    ···
  9. 10.
    0
    panpa güzel olmuş arada başka konularada girmiş ondan biraz uzamış bikaç soru daha var aslında
    ···
  10. 11.
    0
    öncelikle gidip gelen yok o yüzden kimse bilemez. ama duyduğum bir iki şeyi seninle paylaşmak isterim. cennet ve cehennem sonsuz değil yani onlarında bir sonu olacak. o yüzden bu son gelmeden dünyada yaptığı suçların ve günahların cezasını cehennemde çektikten sonra cennete geçebilecek bir insan. anlayacağın dünya tarihinde ki en fazla günahı olan insan bile allah'ın taktiri doğrultusunda cehennemden cennete geçecek. hatta cehennemden çıkan son insana adını bilmediğim bir ayette yer verilmiş anlatılmıştır. ibadet kısmına gelirsek ibadet sadece fani hayatta söz konusudur. allah katında böyle bir ibadet söz konusu değildir. burada ibadet edilecek orada ödüllendirileceğiz.
    ···
  11. 12.
    0
    cennette olumsuz hicbir sey olmadigi icin sıkılmak diye bir seyde yok anladin
    ···
  12. 13.
    0
    şimdi cennete girme şartı olarak bi insanın aklı başındayken müslüman olarak ölmesi lazım deil mi eski dinlerde örneğin hristiyanlık yada musevilik o dinlere riayet eden kişilerin gerçekten dinin gerekliliklerini yerine getiriyosa yani bozulmadan önceki halleriyle uyguluyosa cennete gideceğinden bahsedilmiş

    peki ya günümüzdeyse tek hak din olarak gösterilen islamiyete değil de diğer dinlerden birine meshupsa ama iyi amelini yapıp yardımda bulunuyosa allahın varlığını düşüncesiyle kavramışsa ömrünü iyilik içinde geçirmiş savaş fitne çıkarmaya çalışmamış yoksullara yardım etmiş kısacası iyi bi insan olmuşsa

    kesinlikle islama inanmadığı için cehenneme mi gidecek ?
    ···
  13. 14.
    0
    @3 gibmiş
    ···
  14. 15.
    0
    kesinlikle evet
    ···
  15. 16.
    0
    iyi kandirmislar cennete gitcen diye
    ···
  16. 17.
    0
    sorularının cevaplarını burdan ara panpa baktım gayet güzel açıklanmış http://www.muhteva.com/ol...tin-asamalari-t69744.html
    ···
  17. 18.
    0
    @14 Panpa günümüzde bir musevinin yahut bir hıristiyanın inandığı kitaplar değiştirilmiştir. Yani inandıkları şey değiştirilmiştir, orjinal değildir.
    ···
  18. 19.
    0
    @14 islama göre evet
    ···
  19. 20.
    0
    panpa inandıkları şey deiştirilse bile düşün bi kalbi iyi her anını iyilik ve insanlara yardım için harcıyo birine zarar verme gibi herhangi bir çabası yok ameller niyetlere göredir derler adamın hem niyeti hem ameli düzgün sadece daha iyi bi insan olmaya çalışıyo

    @18 saol panpa okudum
    ···