islamiyetin açıkları

@29 un savunması:

aklınız ve mantığınızla bana rüyalar alemini açıklayın ? hadi diyelim dediğiniz gibi bir yaratıcı yok kitabı yok peygamberi yalan ozaman bu dünya bu evren milyarlarca yıldır bu şekilde sistematik bir şekilde nasıl işliyor ? milyarlarca insanın vücud yapıları en önemlisi dna ? milyarlarca insana kodlanan dna lar parmak izi ? nasıl sadece bir insana özel olabiliyor? bu tesadüf le olacak şeymi?

cevap:

rüya insan beyninin tüm yaşamı boyunca bilinçaltına ittiği, bastırdığı düşünce ve duyguların uyku anında bilincin rahatlamasıyla göz önüne gelmesidir. rüyalarda genellikle güncel yaşantımızdan kesitler görürüz. örneğin tüm gün boyunca muz meyvesini düşünürsen yüksek ihtimalle o gece rüyana muz veya benzeri bir şey (belki de yannan, bilinçaltında ne yaşadığına bağlı) girecektir. belki de hiç girmeyecektir, tamamen rastgele bir durum.

ayrıca rüyalarla islam arasında ne gibi bir bağlantı kurdun bilmiyorum. rüyalar islamdan önce de değişik amaçlarla kullanılırdı. eğer rüyayı kanıt olarak ele alacaksak doğu dinleri daha baskın çıkardı, islam değil. çünkü islam rüyaya, doğu dinleri kadar önem vermemiştir.

her neyse diğer sorulara gelelim. ben agnostiğim o yüzden agnostisizme göre açıklayacağım.

öncelikle evrende mükemmel sistematik düzen yok. milyarlarca yıl evrende kaos vardı. big bang ile ilgili araştırma yaparsan bunlara ulaşabilirsin. hala evrenin genelinde mükemmel düzen yok. hangi düzen bu? bizim bildiğimiz fizik yasaları hiçbir zaman kusursuz olmadı. kütle çekim hiçbir zaman mükemmel işlemedi, gezegenler yörüngelerinde mükemmel bir düzenle hareket etmiyor. bildiğin elementlerin hepsi kaos içerisinde, yıldızların çekirdeklerindeki patlamalarla oluştu. meteorlar gezegenlere düşüyor, yıldızlardaki patlamalarla evrene yüksek derecede radyasyon yayılıyor. evren tamamen kaos içerisinde ve bana gelip mükemmel düzenden bahsediyorsun.

dünyayı ele alalım. homo sapiens oluşana kadar binlerce tür çeşitli sebeplerden yok oldu, yenileri geldi. dünyadaki ekosistemlerde kusursuz düzen yok. ezen ve ezilen hesabı, vahşi doğa da böyledir. güçlü olan güçsüz olanı yer, biri yok olur diğeri yaşamaya devam eder. diğer canlıların duyguları yok mu sanıyorsun? size göre onlar insanlara hizmet etmek için dünyadalar değil mi? yavrusunu aslana kaptıran bir zebra üzülmüyor mu sanıyorsun? hayvanlar birbirini yiyor, aynısının insanlarda olduğunu düşün. buna mükemmel düzen diyebilir misin? insanlık tarihini gözden geçirmeni öneririm. ilkel atalarımız doğayla hep sert bir mücadele içindeydi. o insanlarda din dahi yoktu. neredeydi senin tanrın? sizin allahın indirdiğini iddia ettiğiniz üç din, kaç insana hitap edebildi? sandığınızın aksine insanlık tarihi çok eskidir. ilk indirilen musevilikten de daha eski. neden ilkel atalarımızın dini yoktu biliyor musun? çünkü doğa ile olan mücadelelerinden zaman bulup tanrı kavrdıbını ortaya koyamadılar. dikkatini çekerim, bilim ve felsefe hep yerleşik hayata geçen toplumlarda gelişir. çünkü gökyüzüne bakıp ulan bizi kim yarattı diyebilmen için önce karnının tok olması lazım. bu insanlar o düzeye gelemediler, gayet açık bir şekilde gözlenebiliyor.

dnanın, parmak izinin farklı olması tesadüf mü demişsin. evet tesadüf. biraz genetik bilgisiyle bunun tesadüfi oranlarla gerçekleştiğini anlayabilirsin. matematikteki olasılık hesapları genetikte hep kullanılır, bunu biliyor muydun? bir dnanın tek kodu bile 64 farklı şekilde oluşabilir. bunu milyonlarla (dnada kaç kod varsa artık) çarp. ulaşacağın rakam sana oluşabilecek dna genotip sayısı verir. işte o zaman insanların parmak izlerinin ve dnalarının neden farklı olduğunu anlayabilirsin. evet tesadüf.