/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Etmek istiyorum
    ···
  2. 2.
    +2
    islamcı, her zaman “intikamcı” olur. Bu, islam’ın özünden, Kur’an’ından, “hadis”inden, tarih boyunca süregelen geleneğinden kaynaklanır. Yahudilik’te olduğu gibi…

    “intikam”, bilindiği gibi, “öç” anlamındadır. Öfke, kin, hınç ürünüdür.

    “Öfke (gazap)” dolu, “kin” dolu bir “Tanrı” düşünebilir misiniz? Etnoloji bize kesin olarak bildirir ki, ilkellerde bu vardır. Yine araştırmalar gösterir ki, bu tür “Tanrı” anlayışı, ilkellerden Yahudilik kaynaklarına, başta Tevrat’a, yorumlarına, oradan da Kur’an’a ve islam’ın bütününe geçmiştir. Kur’an’da tam 4 kez, Tanrı için “zü’ntikam”, yani “intikam sahibi, intikamcı” deniyor. Diyanet’in resmi çevrisinde de “öcünü alır”, “öcalıcı”, “öcalan”, “öcalabilen” anlamları verilmiştir.
    ···
  3. 3.
    0
    Okurlar
    ···
  4. 4.
    +1
    Bir ayetin Diyanet’in resmi çevirisindeki anlamı şöyledir:

    – Sakın, Allah’ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Doğrusu Allah, Güçlü’dür, Öc alan’dır.” (ibrahim 47)

    Bu ayet, “peygamber”lerin de “intikam” istediklerini, “Tanrı”nın, buyruklara karşı gelenlerden “intikam” alacağına “söz verdiğini” ve bu “sözünden de caymayacağı”nı, Tanrı’nm hem “Güçlü”, hem de “Öcalıcı” olduğunu açık seçik anlatıyor.

    Secde suresinin 22. ayetinde de şöyle denir:

    – Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim var mıdır? Şüphesiz, suçlulardan öç alacağız.
    ···
  5. 5.
    +1
    Devam et derseniz edecegin
    ···
  6. 6.
    +1
    Öyle hemen bitmez
    ···
  7. 7.
    +1
    Rabb”in, yani “Efendi Tanrı”nın, “suçlu”lardan, “günahkârlardan öç alacağını bildirdiği anlatılırken, “Biz kesinlikle, onlardan öç alacağız ya da öcalıcılarız)” dediği, iki ayette daha anlatılmakta: Zuhruf, ayet 41; Duhan, ayet 16.

    “Tanrı”sının “öcalıcı”, “peygamber”inin “öcalıcı” diye sunulduğunu görüyoruz. “Tanrı”sı, “peygamber”i öyle olur da, “mü’min”leri, yani “inanır”ları öyle olmaz mı?

    islamcı, bunun için “intikamcı”dır işte.
    ···
  8. 8.
    +1
    Tamam devam ediyorum
    ···
  9. 9.
    +1
    Tanrı için sevmek, Tanrı için kin beslemek”, islam’ın temel ilkelerinden biridir. muhafazid’in, bunu dile getiren sözlerine dayanır bu.

    muhafazid şöyle der:

    – “işlerin en üstünü, Tanrı için sevmek ve Tanrı için öfkelenip kinlenmektir.” (Bkz. Ebu Davud, Sünen, Kitabu’s-Sünnet 3, hadis no:  4599)

    Bir başka kez de muhafazid’in şöyle dediği görülür:

    – “içinizden kim bir MÜNKER görürse, eliyle onu değiştirsin; gücü yetmiyorsa diliyle onu değiştirsin. Buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle kinlensin…” (Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-iman/78, hadis no: 49; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’s-Salat/248, hadis no: 1140; Tirmizi, Sünen, Kitabu’l-Fiten/11, hadis no: 2172.)

    Buradaki “münker”in anlamı “tanınmayan, benimsenmeyen şey”dir. Demek ki muhafazid, her Müslümana şu görevi veriyor:

    Müslüman kişi, islam Şeriatı’nca “tanınmayan, benimsenmeyen bir şey” mi gördü; hemen “elini”, yani “yumruğunu” kullanacak. Diyelim ki yumruğu yeterli olamadı, bununla karşı çıkamadı; “diliyle” karşısına çıkacak. Kötüleyecek, kınayacak, aleyhte propaganda yapacak. Diyelim ki ortam buna de elverişli değil. O zaman da “kalbiyle” yönelip “kin besleyecek”.
    ···
  10. 10.
    +1
    Devam et derseniz devam edeceğim
    ···
  11. 11.
    0
    Edeyim mi la
    ···
  12. 12.
    -1
    islamcı, ortamı elverişli bulana dek “kin besler” karşısında olduğu kimseye, duruma, düşünceye, davranışa. Ve “intikam” için zamanını kollar. Bu, kendisine verilmiş bir görevdir.

    islam’ın “Tanrı”sı, “intikam”ı, kimi zaman “bu dünya”da, kimi zaman da “öbür dünya”da yani, “ahiret”te alacağını bildirir. Her ikisinde de durum korkunç olarak bildirilir. Hele “ahirette “işkence” olacağı da anlatılır, “Ölüm yok, sürekli işkence var.” En sadist insanın bile kabul edemeyeceği türden bir “azap (işkence)”. Bunu anlatan ayetlerle doludur Kur’an.

    Demek ki islam’ın “Tanrı”sı, “intikam” alırken “işkence”siz olmuyor “intikam”ı.

    islamcı böyle bir eğitimle eğitilmekte. Yani islamcı da “işkence”yi, doğal bulur ve “intikam”ın doğal gereği sayar. Bu durumda islamcıdan beklenebilecek tutum, bu doğrultudadır. Başka bir deyişle, islamcı, “Tanrı için intikam” alacağı kimseye “işkence” uyguladığı zaman, “kutsal görev”ini yerine getirmekte olduğuna inanır. Karşılığında, “Tanrı’dan sevap, mükâfat” alacağını düşünür. Çoşkulanır bundan.

    muhafazid’in “işkence”yi yasakladığını anlatan hadis de var. (Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’l-Megazi/30; Ebu Davud, Sünen, Kita-bu’l-Cihad/120, hadis no: 2667.) Ama, yasaklandığı bildirilen şey, işkencenin yalnızca bir biçimidir. “Müsle” denir bu biçime. Vücudun kimi organlarını, özellikle de burnu, kulakları kesmek, gözleri oymak anlamında. “Yüzü dümdüz etmek”.
    ···
    1. 1.
      0
      Kaldı ki islam veya dinler işkenceyi doğal ve doğru görür ...
      ···
  13. 13.
    0
    Şüku cügu farketmez bir şeyler yapında devam edelim veya etmeyelim
    ···
    1. 1.
      0
      Tamam etmiyorum
      ···