1. 101.
    0
    @76 ile devam edelim
    Hud Suresi, 2. ayette, birinci ayet olan “Elif, lam, ra! Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından muhkem kılınıp sonra da ayetleri açıklanmış bir kitaptır” ayetinden sonra, şüphesiz ki ben O’nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim” ayetinde, konuşanın peygamberimiz olarak görülmesi iki türlü izah edilebilir:

    1. Bir ayette Kur’an’da pek çok ayetin başında takdiren bulunan kul (de ki) ifadesi takdiri olarak vardır. Örneğin, Fatiha suresine başlarken okuduğumuz, bismillahirrahmanirrahim ve elhamdulillah ifadelerinin başında da bu ifade (kul/ de ki) takdiridir. Çünkü bu ifadelerde de zahiren peygamberimiz konuşuyor gibidir. Hakikatte ise konuşan Yüce Allah olduğu için bu ifade benzer ayetlerde –bir üslup özelliği olarak- takdiren (gizli olarak) bulunmaktadır.

    2. Bu durum Kur’an’ın çok renkli, insanı bıktırmayan mucizeli üslup özelliklerindendir. Kur’an insanların alışageldikleri belli bir üslubu takip etmiyor. Olayları farklı zaman kipleriyle, kişileri farklı kiplerle anlatıyor. Örneğin Yüce Allah kendinden bahsederken bazen “Allah”, “Rahman” gibi isimlerini kullanırken bazen zamirlerle “ben”, bazen “o”, bazen de mühim hadise ve kıyamet gibi inkılaplara gücünün yeteceğini ifade etmek için azamet ifadesi olarak “biz” zamirini kullanıyor. Ayetlerin öncesi ve sonrasına (siyak-sibak), konuya (makam) göre bazen gayb (III. Tekil şahıs) bazen muhatap kipiyle konuşulur. Örneğin Fatiha suresinin ilk ayetlerinde gayb kipiyle Allah övüldükten sonra iyyake ifadesiyle birden muhatap kipine geçilir. Medhettiği Yüce Allah adeta karşısındaymış gibi, ihsan makamındaki bir kimse gibi, O’na yalvarıp dua edilir.

    Yine, Kur’an’da kıyamet sahneleri anlatılırken çoğu kere cennet veya cehennemde yaşanacak bir durum, geçmiş zaman kipiyle ifade edilerek kesinliğine vurgu yapılır. Edebiyatta iltifat sanatı olarak isimlendirilen bu durumun Kur’an’daki örnekleri pek çoktur. Kur’an’dan bahseden bir ayette “O kerim bir elçinin sözüdür” ifadesinde Kur’an’ın kerim elçiye (Cebrail’e) nisbet edilmesi de bu konuda bir örnektir. Çünkü ayette Kur’an’ı kerimin elçiye nisbet edilmesi ona ait bir söz olduğu için değil, Kur’an’ın güvenilir bir yolla Peygamberimize ulaştırıldığını ifade etmek içindir.

    işte Hud suresi 2. ayette de Kur’an’ın bu çok zengin üslup özelliğinin bir yansıması olarak, “sen onlara gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyicisin” ifadesi yerine muhataplar dikkate alınarak, “ben size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim” ifadesi kullanılmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 102.
    0
    @76 ile devam edelim
    Hud Suresi, 2. ayette, birinci ayet olan “Elif, lam, ra! Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından muhkem kılınıp sonra da ayetleri açıklanmış bir kitaptır” ayetinden sonra, şüphesiz ki ben O’nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim” ayetinde, konuşanın peygamberimiz olarak görülmesi iki türlü izah edilebilir:

    1. Bir ayette Kur’an’da pek çok ayetin başında takdiren bulunan kul (de ki) ifadesi takdiri olarak vardır. Örneğin, Fatiha suresine başlarken okuduğumuz, bismillahirrahmanirrahim ve elhamdulillah ifadelerinin başında da bu ifade (kul/ de ki) takdiridir. Çünkü bu ifadelerde de zahiren peygamberimiz konuşuyor gibidir. Hakikatte ise konuşan Yüce Allah olduğu için bu ifade benzer ayetlerde –bir üslup özelliği olarak- takdiren (gizli olarak) bulunmaktadır.

    2. Bu durum Kur’an’ın çok renkli, insanı bıktırmayan mucizeli üslup özelliklerindendir. Kur’an insanların alışageldikleri belli bir üslubu takip etmiyor. Olayları farklı zaman kipleriyle, kişileri farklı kiplerle anlatıyor. Örneğin Yüce Allah kendinden bahsederken bazen “Allah”, “Rahman” gibi isimlerini kullanırken bazen zamirlerle “ben”, bazen “o”, bazen de mühim hadise ve kıyamet gibi inkılaplara gücünün yeteceğini ifade etmek için azamet ifadesi olarak “biz” zamirini kullanıyor. Ayetlerin öncesi ve sonrasına (siyak-sibak), konuya (makam) göre bazen gayb (III. Tekil şahıs) bazen muhatap kipiyle konuşulur. Örneğin Fatiha suresinin ilk ayetlerinde gayb kipiyle Allah övüldükten sonra iyyake ifadesiyle birden muhatap kipine geçilir. Medhettiği Yüce Allah adeta karşısındaymış gibi, ihsan makamındaki bir kimse gibi, O’na yalvarıp dua edilir.

    Yine, Kur’an’da kıyamet sahneleri anlatılırken çoğu kere cennet veya cehennemde yaşanacak bir durum, geçmiş zaman kipiyle ifade edilerek kesinliğine vurgu yapılır. Edebiyatta iltifat sanatı olarak isimlendirilen bu durumun Kur’an’daki örnekleri pek çoktur. Kur’an’dan bahseden bir ayette “O kerim bir elçinin sözüdür” ifadesinde Kur’an’ın kerim elçiye (Cebrail’e) nisbet edilmesi de bu konuda bir örnektir. Çünkü ayette Kur’an’ı kerimin elçiye nisbet edilmesi ona ait bir söz olduğu için değil, Kur’an’ın güvenilir bir yolla Peygamberimize ulaştırıldığını ifade etmek içindir.

    işte Hud suresi 2. ayette de Kur’an’ın bu çok zengin üslup özelliğinin bir yansıması olarak, “sen onlara gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyicisin” ifadesi yerine muhataplar dikkate alınarak, “ben size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim” ifadesi kullanılmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 103.
    0
    @82 senin cevabın @81 de verildi kardeşim burdaki her soruya kendim cevap yazarsam saatleri bulur sen beni inceleme yargılama soruna cevap buldun mu ihtiyacın giderildi mi onu söle amaç üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi önce edep nedir bunu öğren dinin yuze 90 ı edeptir
    ···
  4. 104.
    0
    oha adam nihat hatipoğu. bşi olursa burdan sorarım panpa
    özet:reserved
    ···
  5. 105.
    0
    hazret bizim soruyu kaynattı ama, ne yapalım canı sağolsun. kerametinden mahrum eyleyip bizi karanlığın dehlizlerinde pür cahil koydu gitti.
    ···
  6. 106.
    0
    @1 panpa banko maç varsa versene
    ···
  7. 107.
    0
    q87 kardeş kusura bakma sırayla gitmeye çalışıyorum hazret falan demeyin ne haddimize
    ···
  8. 108.
    0
    @88 kardeş bu hesabın sahibine söle onu ben o izin verdiği için kullanıyom maçla işim olmaz bnm
    ···
  9. 109.
    0
    @19 iNANACAĞIMDAN ÖNCE SEN iDDiA YAZMAYI ÖĞREN
    ···
  10. 110.
    0
    reserved. eyvallah panpa allah emeğini boşa zütürmesin çünkü çok zor iş yaptığın. kur-an'ı anlatmaya çalışmak sağlam donanım gerektiriyor. yanlış hatırlamıyorsam bir ayet vardı mealen şöyle : bu kitap inananların imanını inanmayanların inkarını güçlendirir.tam emin değilim ama kalmış bir yerden aklımda. hal böyle olunca inanmayan adam kur-an'a hiç itimat etmiyor yani yüzde 1 bile değil o yüzden diyaloğa girmek de zorlasıyor daha dogrusu anlaşmak zorlasıyor. allah razı olsun.
    not:şakirt diyeni gibmiyorlar amk
    ···
  11. 111.
    0
    hala soruma cevap alamadım :(
    ···