is yerinde basima gelen ibretlik

anlatsana bin

panpalar hızlı yazamıyorum çünkü ganalı misafirlerim var onlarla ilgileniyorum onlar başka bir hikaye konusu o yüzden o tarafa hiç girmicem.

39dan devam..

o an şunları hatırlıyorum sadece. yardırda gel mualla karşımda kişneye kişneye gülüyor. burnundan biralar çıkıyor falan peçeteyle silmeye çalışmıyor bile yani o kadar eğleniyor ipnetor. benim elimde bir adet siyah djarum var. mualla panpamla bayılırız djaruma. ne zaman buluşsak bir paket net gider. kömür gibi falan ama ne yapalım sevmişiz işte garip bi şekilde. hani cem yılmaz bi gösterisinde demişti ya içeri doğru sıçmak neymiş ben onu öğrendim diye. işte o an ben de öğrendim. mesajın üzerinden takribi 12 saat geçmişti ama müdüreden ses seda yoktu.

bir de şöyle bir durum var şimdi bu anasını gibtimin şirketlerinde tek bir hata yapman yeterli. kovulmasan da terfini keserler ikramiyeni keserler zammını keserler izinlerini keserler. keserler de keserler. net hatırlıyorum staj yaparken başka bir şirkette bi kızı terfi ettirmemişlerdi. nedeni ise kız diğer insanlara göre biraz daha yavaş yemek yiyordu.

sonra müdüreyi gibtin terfi aldın dımı

ben yavaş yemek yemenin yanında yediği kaba sıçan bir adam olmuştum. işin kötü tarafı karşımdaki bi adam olsa, yani erkek bi müdür. çıkar karşısına aslanlar gibi anlatırım, siteyi de açar gösteririm böyle böyle oldu efendim özür dilerim uykuluydum da derim yanlışlık olmuş derim bir şekilde bağlarım. ama bu nalet karıya ne dicem? siteyi açsam sol köşedeki incisözlükteki yarak şeklindeki i harflerini ve taşak şeklindeki ö ve ü harflerini görmesi bile yeter. hadi bunu bırak ya kenarda bi başlık falan görürse mesela "adım tahir zütümü gibene 2004 kasa pejo veriyorum" falan.. duble sıçarım yani..

eee panpa

işin başka gibik tarafı da bu karının bir de uzatmalı nişanlısı vardı. gibim gibi bi ilişkileri var yılalrdır nişanlılarmıymış neymiş anlamadım ben de tam. adam da bildiğin laz müteahhit. tak gibi parası var falan. gebzede inşaatlar yaptırıyor. baya pislik bi adam. bi keresinde bize dediler ki ekip yemeği var eş dost da gelebilir. tabi ben 31ci olduğum için elimle beraber gittim. şimdi tam mekanın adını hatırlamıyorum ama sarıyer taraflarında efsane balıkçılar var. böyle envai çeşit meze, kalkan, rakı falan takılıyoruz. ben tabi komik ve neşeli oğlan olarak espriler falan yapıyorum insanlar gülüyor eğleniyor. derken bizim müdüre gelmişti kocasıyla. adam 7.45li'den inip gelmişti. kirli sakalli kıllı mıllı pis bi adam. geldi oturdu masaya tabi bi anda değişti bütün havalar. beş dakika önce salyalar akıtan muallakler adamı görünce hizaya gelmiş bana liseli gözüyle bakar olmuşlardı.

bi yandan düşünüyorum. sabah 5 te mesaj gitti. en geç olsun olsun 12 de görmüştür bu karı bu mesajı. dayıya söylemiş olsa dayı ya beni anında arayıp giberdi ya da bi şekilde kumpasa getirmeye çalışırdı. allahtan karı oturduğum apartmanı bilmiyo diye düşünmüştüm o zaman. ama üsküdarda oturduğumu biliyodu ve sürekli olarak işe gitmek için iskeleyi kulandığımı da biliyodu. nişanlısına söylese dayı beni üsküdar iskelesinde yakalayıp yine gibebilirdi.

evet sonra moruk

hadi lan yazsaa

devam et panpa

"panpa yarraağı yedin yaa" şeklinde moral veriyordu yardirda gel mualla kardeşim. hani bazen bikaç arkadaş otobüse binersiniz de yaşlı bi dede sizin arkadaşlarınızdan birine sardırır sürekli olarak nasihat verir falan. arkadaşınız da eli mahkum dinler ve onaylar kafasıyla sürekli. siz de rahat muallakler olarak taşak geçersiniz, güldürmeye çalışırsınız arakadaşınızı. işte sizin yerinizde mualla muallaksi var, dede de bana sardırmış gibi hissediyodum.

artık sarhoştum yalanını da atamazdım. ne de olsa mesajın üzerinden 12 saat geçmişti. taşak kafa hala mı uyanadım demezler mi adama? bi de bu şirketlerde etik kurulları oluyor. mesela sen git şimdi ağız tadıyla birini döv şirketten. patron gelip seni kovmuyor. önce etik kuruluna gidiyosun gib gib muhabbetler oluyo falan. yani rezaleti bulaştıra bulaştıra hayattan bezdiriyolar insanı. ben de düşünüyorum şimdi etik kurulunun karşına çıksam, adamlar sorsa neden böyle bişey yaptın dese. inci giber ne demek? inci kim? dese. züt gibi bakardım suratlarına. "takunuzu yiyim kovun abi beni kovun da bitsin bu dram" derdim.

amk sende ne zütlek adammışsın.
Karı istemiş işte sende atmışın bu mu olum ibretlik olay
gidişatt öyle ki nişanlısı seni rakı masasına domaltıp zütüne rakı şişesi azınada kıllı yannanını vermiş gözüküyo

neyse biz muallayla oradan ayrıldık. ben eve kaçtım o da kendi evine kaçtı. eve giderken de liseli gibi "inci giber" "ouhaauahuahu" diye mesajlar attı muallak. ben kariyerimi yakmışım diye ağlamak üzereyim. yani biri gelse dokunsa nen var diye. "böhühühü abi valla ben de dalgındım ya" diye ağlayabilirdim. eve gittim, biraz daha sakinleştim. ertesi gün yapacaklarımı kalem kağıda not ettim. plan şuydu;

1) anasını gibtimin üsküdarındaki bütün dükkanlar kapanmada önce bi paket çikolata kap.

2) anasını gibtimin üsküdarındaki çiçekçiler kadıköye kaçmadan yetiş bi demet çiçek al.

3) el yazısı lolita gibi olan ev arkadaşım muallaksine yalvar yakar bir özür notu yazdır.

4) hemen sakalı bıyığı usturayla al damat gibi yakışıklı ol.

5) sağlam bir konuşma metni hazırla. hatanı kabul etmekle başla ve sonuçta hepimizin birer insan olduğuna ve hepimizin hata yapabilme potansiyeli olduğuna bağla.

6) dua et iskelede dayılar ananı gibmesin.

devam et panpa

hadi güzel hikaye sardı gibi

gittim hemen madodan bi çikolata kaptım. böyle alengirli tiplerden karıların bayılacağı şeylerden. hemen gittim rengarenk çiçek aldım. eve gelip traş oldum, gömleği pantolonu jilet gibi yaptım. yani buradan çıkıp karşı komşuya gitsem kızı almadan gelmemin imkanı yoktu. muallaktor ev arkadaşıma da sempatik olsun diye "özür dilerim =)" yazdırdım. ulan eşşek kadar herif bir el yazısı var, yemin ederim daha a harfinde boşalırsın. zaten o nottan çok umutluydum. ordaki gülücüğe odaklanırsa kesin çözülür bu karı diye düşünüyodum. ertesi gün hakkında bir iki cümle bişeyler yazdım. çıkış noktalarım falan belirledim. artık her şey tamamdı, ertesi sabah dayak yemeden karşıya geçebilirsem işi bağlıcaktım. dedim ki şu iş bilgisayarını açim da bu haftanın progrdıbına bakim. demez olaydım. bir baktım pazartesi sabah bir müşteriye toplantıya gidilecek. toplantı adresi "güneşli bilmemne.." bilmeyenler için şöyle özetleyebilirim, "istanbulun anneannesi olsaydı güneşli anneannenin amı olurdu".

devam et panpa

reserved

elim istemsizce viceroy mavi sıpeşıl baksa gitti. yaktım bi tane. artık yolun sonuydu benim için çünkü ertesi gün müdürle birlikte toplantıya gidecektik. yani öyle çiçekli çikolatalı kolonyalı bir ortam olmayacaktı. müdür karşıda oturduğu ve arabası olduğu için paşalar gibi gidecekti. ben fakiri ise motor, minibüs, metrobüs ve taksi kullanacaktım gidebilmek için. şaka değil bunların hepsini gerçekten kullanmak zorundaydım şirkete gidebilmek için. zaten bu ilaç şirketlerinden her zaman nefret etmişimdir. kurarlar şirketin anneannesinin dıbına sonra da gel toplantı yapalım. amk yapalım toplantıyı da nerde yapalım bulgaristana kursaydınız şirketi imanını gibtiklerim.

acilen strateji değişikliği yapmam gerekiyordu. kafam daha iyi çalışsın diye bi tane daha çaktım viceroydan. viceroyun bende şöyle bir etkisi var. yıllar önce nerden aldıysam bir paket viceroy mavi sıpeşıl aldım. nasıl hoşuma gittiyse sonra paso bu sigaradan içer oldum. öyle ki bir gün yine toplantıya gittiğimiz şirkette amerikalı bi aga vardı. ben sigara içerken yanıma gelip benden sigara istediydi. demiştim ki dayı sigaran mı yok eşşek kadar adamsın lan yazık sana. meğersem adam amarigada hep bu sigara içermiş. buraya geldiğinde ise buna dayamışlar malbuşu dayamışlar malbuşu. adam da sevmiyomuş ama dineletemiyomuş da derdini. sonuçta viceroy ne amk bildiğin fakir sigarası. o yüzden farklı bi yeri vardır bende bu meretin.

sardı hikaye panpa devam

reserved