1. 26.
    0
    oooo sözlükte ne nietzscheler varmış vay amk
    ···
  2. 27.
    0
    reserved
    ···
  3. 28.
    +1
    Platon’a göre Sokrates savunmasında “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez” (ho de aneksetastos bios ou biotos anthropoi) der. Yani hayatı anlamlı kılan sorgulamak, eleştirel düşünmek, özellikle de erdem üzerinde kafa yormaktır. Aradan geçen 2400 yılda hayatın anlamı üzerinde ilerleme kaydettik mi? Özellikle bilim bu konuda bize yeni bir şey söylüyor mu?


    Felsefeci, pgibolog ve bilgisayar bilimci Paul Thagard bu soruya evet cevabı veriyor. 2010’da çıkan kitabı The Brain and the Meaning of Life’ta özellikle beyin bilimlerindeki gelişmelerden hareketle hayatın anlamı nedir sorusuna cevap verebilir hale geldiğimizi iddia ediyor.


    Thagard’ın kitabın başındaki iddiaları doğalcılık manifestosu niteliğinde: Gerçekliği bilim yoluyla bilebiliriz; bilgi ve diğer zihinsel tecrübeler beyinden kaynaklanır; zihin beynin ötesinde bir şey değildir; doğaüstü bir varlık tarafından bildirilen mutlak doğrular ve yanlışlar yoktur; bilim ölümsüzlük ve özgür irade gibi dinsel kavramları çürütmüştür. Thagard kendi görüşüne “beyinsel doğalcılık” (neural naturalism) diyor.

    Kitabın ilk yarısı pgiboloji ve beyin bilimlerindeki son gelişmeleri, özellikle de duygular, ahlaki yargılar ve mutluluk hissiyle ilgili gelişmeleri özetliyor. Mesela neler insanları mutlu ediyor diye merak edecek olursak Thagard bize araştırmalardan hareketle şöyle bir liste sunuyor: minnet duygusunu ifade etmek, iyimser bir hayat görüşü geliştirmek, kuruntu yapmamak ve kendini başkalarıyla karşılaştırmaktan kaçınmak, küçük iyilikler yapmak, sosyal ilişkiler kurmak, zorluklarla başa çıkacak stratejiler geliştirmek, affetmeyi öğrenmek, insanı kapıp zütüren faaliyetlerle uğraşmak, hayatın küçük neşelerinin keyfini çıkarmak, ideallerine bağlı kalmak, dini vecibeleri yerine getirmek ve hayatın ruhani yönüyle ilgilenmek, fiziksel aktivite ile vücudu zinde tutmak, vs.

    Anlatılan ilginç nöropgibolojik araştırmalardan biri şu: Aşık insanları beyin görüntüleme cihazının içine sokuyorlar ve aşık oldukları kişinin resmini gösteriyorlar. Bu durumda beynin ventral tegmentum ve nukleus akkumbens bölgelerinde aktivasyon görülüyor. Bu bölgeler kokain bağımlılarına kokain gösterildiğinde harekete geçen bölgelerle aynı. iki bölgede de dopamin reseptörleri var. Yani haz duygusu ve ödülle bağlantılılar.

    Fakat Thagard’ın amacı sadece araştırma bulgularını ve teorileri özetlemek değil. Bunlardan hareketle normatif sorulara cevap vermek istiyor. Mesela “hayatın amacı nedir” veya “hayatı ne anlamlı kılıyor” diye sorduğunda kastettiği şey sadece “insanlar ne yaptıklarında mutlu oluyorlar veya anlamlı bir hayat yaşadıklarını düşünüyorlar” sorusu değil. Thagard “hayatın amacı ne olmalı” veya “insanca bir hayat nasıl olmalı” sorusuna da cevap verebileceğini iddia ediyor. Kitabın tartışmalı olan yönü de burası.

    Hayatı ne anlamlı (yaşamaya değer) kılıyor? Thagard’a göre cevap “hiçbir şey”, “din” ve “mutluluk” olamaz. Hayatın hiçbir anlamı veya objektif değeri yok diyen ---nihilizm--- doğru olamaz çünkü birçok insan hayatlarını değerli kılacak sebepler buluyor ve birçok insan mutlu olduğunu söylüyor. Din de cevap olamaz çünkü bazı insanlara huzur verse de dinsel inanç sistemleri birçok yanlış inanca ve hatalı akıl yürütmelere dayanıyor. Son olarak cevap mutluluk da olamaz çünkü mutluluk hayatın anlamı olmaktan ziyade anlamlı bir hayat sonucunda ortaya çıkan şey. Anlamlı hayat yaşamadan da mutlu olunabilir ve mutlu olmadan da anlamlı hayat yaşanabilir.

    O zaman hayatın anlamı nedir? Merakla bekleyen okuyucuya Thagard şu cevabı veriyor: Sevmek, çalışmak ve oynamak. Yani anlamlı ilişkiler kurmak, üretken faaliyetler sonucu tatmin edici başarılar elde etmek ve eğlenmek. Okuyucu olarak bu noktada müthiş bir aydınlanma yaşadığımız söylenemez. Bazılarımız Freud’un, bazılarımız ise anneannemizin çok benzer bir şeyi çok önceden söylediğini hatırlar gibiyizdir (gerçi Freud çalışmayı ve sevmeyi hayatın anlamı olarak değil toplumsal hayatın temeli olarak öne çıkarıyordu).

    Neden başka şeyler değil de sevmek, çalışmak ve oynamak? Çünkü Thagard için bu üç faaliyet ilişki kurma (relatedness), ustalık kazanma (competence) ve özerk olma (autonomy) ihtiyaçlarını karşılıyor. Thagard’ın normatif teorisinde ihtiyaç kavramı merkezi bir role sahip. Temel ihtiyaçları karşıladığı ve bu sayede insan olmayı sağladığı için sevmek, çalışmak ve oynamak hayatın anldıbını oluşturuyor. Ve bunların temel ihtiyaçlar olduğunu beyin araştırmalarından hareketle biliyoruz.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    Devamı gelecek, beklemede kalın...
    ···
  5. 30.
    0
    Nasıl gidiyor? Eleştirilerinizi de hazırda tutun, eleştirel düşünceye çok açığım.
    ···
  6. 31.
    0
    Rezerve
    ···
  7. 32.
    -1
    3 temel filim nedir panpa?

    bence baskalarının dusunceleri insanın hayatını anlamlandırmasında bir yeri yoktur. herkesin istekleri zevkleri farklıdır. yani sonuc olarak hayatın genel bir anlamı yoktur.
    ···
  8. 33.
    0
    @28 hayatın bir anlamı 'yok'tur derken bile felsefi bir sav ileri sürdüğünün farkında mısın?

    Sadece ve sadece Varlık ve yokluk üzerinden gitmek hiç doğru değil derim.
    ···
  9. 34.
    0
    @29 hayatın mantıklı bir anlamı yoktur diyeyim o zaman.
    ···
  10. 35.
    0
    @30 konuyu genisletelim o zaman...

    'Mantık' nedir?

    Mantık, Arapça'dan dilimize geçmiş bir kelimedir. Etimolojik kökenine bakarsan, daha çok sözdeki/grammerdeki mantığa atıfta bulunur.

    Logic/logos daha başka. logos, ilk felsefecileri göre, Düzen, ilke,ahenk, uyum vs.dir.
    ···
  11. 36.
    0
    @31 mantık bir nevi dogru ile yanlıs ayırt etme olayıda olabilir.

    benim mantıgıma göre de bir anlamı olmayan bir dünyada yasıyorum. zihinsel olarak kendimi geliştirmek istiyorum ama artık bu konuda korkmaya basladım cok yalnız kalmaya basladım. insanlar ile genel muhabettim kalmadi. normal insanlar gibi güncel sorunlar ile ilgilenekten zevk almıyorum.

    yasadıgım dünyada iyinin veya kötülügün sonunun olmadıgını düsünüyorum. herkes haklı benim mantıgıma gore kim ne yapmak isterse onu yapıyor ve bunun oneminin olmadıgı bir hayatta yasadıgımın bilincindeyim. bu yüzden bana göre mantıklı degil.
    ···
  12. 37.
    0
    panpoli boşuna dil döküyorsun.

    hayatın bir anlamı yok. absürt yani.

    eğer hayata kendi anldıbını verebilseydik ve kendi amacını verebilseydik kendi irademizle, ne zaman doğacağımıza filan da kendimiz kadar verirdik.
    ···
  13. 38.
    +1
    @33 'hayatın bir anlamı yok', 'hayatın bir anlamı var' bu tarz bulanık Önermelerle bir yerlere zaten varamazsın.

    Dilin şiirsel bir etkisi vardır bilir misin?

    Yani Aslında seninkisi bir ağıttır da.

    Bir şair edasıyla çıkışı unutuyorsun.

    Şairler korkaktır
    ···
  14. 39.
    0
    hayatın anldıbını mevcut zekamızla algılayamıyoruz. hayatın anldıbını bulmaya çalışırken belgesel ekibinin aracını inceleyen çıtalardan farkımız yok
    ···
  15. 40.
    0
    @34 sen de daha yeni nietzsche okumuş gibi bir hal var panpa.

    edit: 2 dir bunu yazıyorum cevap vermiyorsun. evet. sen yeni zerdüşt filan okumuşsun. afiyet olsun panpa
    ···
  16. 41.
    0
    @31 seni yanlış anlamak istemem. Kafamdan geçenleri okumak istemiyorum. Ama dinlerim. Dinlemek anlamaktan daha önemlidir bizce. O yüzden devam et, biraz daha yaz.
    ···
  17. 42.
    0
    güzelmiş
    ···
  18. 43.
    0
    sogumam insallah panpa
    ···
  19. 44.
    0
    @36 eger inanclı degil isen ancak yazabilirim panpa yoksa din muhabetine döner konu.
    ···
  20. 45.
    0
    @39 ben dinsizim. Herhangi bir felsefi, bilimsel bir akımla veya siyasi bir ideolojiyle ilişkim merak seviyesinden pekte öte değil, diyeyim.
    ···