panpalarım, kardeşlerim son umudumsunuz boğazıma kadar geldi artık taşıyamıyorum...
önce şunu dinlemenizi rica ediyorum;
https://www.youtube.com/watch?v=q00aEMzOiEc
işte hayatımın özeti, ister okuyun ister okumayın, pazar pazar derdimle dertlendirmeyim.
22 yaşındayım, dış görünüşüme baksanız ne iş yaptığımı bilemezsiniz ama ben bi ameleydim. bildiğiniz inşaatlara iskele kurup tırmanan cinsten. 13 yaşımdan beri şantiyelerde geçti ömrüm. gerçek ailemi hiç tanımadım. öz anne öz baba falan. bi kardeşim var mı onu bile bilmiyorum amk..
3 yaşımda yetimhaneye terk edilmişim panpalar. 8 yaşımda yetimhaneden kaçtım. dayanamadım hademe dayağına. anlayamazsınız beyler, zaten anlatamam da cidden yaşamak gerek. daha boyumun uzanmadığı, yetişemediğim musluk açık bırakılmış diye sabaha kadar dayak yemek ne demek bilemezsiniz.
10 yaşıma kadar, tam 5 yıl boyunca beykoz acarkentin arkasındaki çöplükte, halka açık merdiven altlarında semt parklarında böcek gibi yaşadım.
11 12 yaşında pazarda don lastiği satarak para kazanmaya başladım. en azından kendi yiyeceğimi çıkartıyodum amk. ama pazar diyip geçmeyin işte az gaspetmediler.. zütü taklu zabıtalardan yediğim dayakları bi ben bilirim bi allah. ne zaman bi yerim yara olsa felsefeye vururdum işi; ne demek bu öpeyim de geçsin. çok merak ediyodum binler gerçekten anne evladın yarasını öperse geçer mi diye. hala duygulanıyorum be.
az önce bi başlık okudum, yalnızlık nedir beyler ciddi ciddi soruyorum demiş biri. sayfalarca entry girilmş; yalnızlık şudur budur yok mesaj gelmemesidir carttır curttur. şuan ölsem cenazemi en fazla iki ay önce tanıştığım adamlar kaldırır, işte yalnızlık budur.
her neyse,
ilk okulu ve orta okulu dışardan sınavlara girerek bitirdim. ilk gittiğim okul liseydi. liseyi okul 3.sü bitirdim. neden? yapacak bi şeyim yoktu beyler. oturup o kitapları defalarca okurdum, yaşım geldiğinde askere gittim, askerliği havancı olarak yaptım. k.maraş tatbikatında 28km'den havanla su bidonunu vurduğum için taktir verdiler. kolordu komutanı yanına çağırdı,
sivilde ne iş yapıyorsun dedi, ameleyim komutanım dedim.
ne amelesi oğlum dedi, duvarcıyım komutanım dedim.
baban ne iş yapıyor dedi, anlattım durumu ofisinde yemek yedirdi. bi iş veren seni neden işe almalı sen ne iş yapabilirsin dedi.
çizerim komutanım dedim. gözünüzün gördüğü her şeyin proje aşamsını cizerim dedim.
kağıt kalem getirtti 3 dakikan var bu odanın krokisini çiz dedi.
5dk kadar sonra su giderlerine kadar kople odanın mimari planını çizmiştim.
nasıl mı beyler? 15 yaşıma kadar ev hasretiyle yanıp tutuşup kendi evimin planlarını çizdim.
önce evim sonra mahallem derken komple bi şehir çizdim bilborttan söktüğüm kağıtlara.
şuan askerlik biteli 2 sene oluyor nerdeyse,
kolordu komutanı sayesinde bi mühendislik ofisinde proje ciziyorum.
her şey iyi güzel ama akşam olunca gidecek yer bulamıyorum beyler. herkes evine ailesine giderken benim gözüm köprü altlarına takılıyor. yalnızlık içinde bulunduğun sosyal ortamın ne kadar kalabalık olduğuyla doğru orantılı değil ne yazık ki, aile sıcaklığıyla alakalı.. sadece şunu düşün, evde ananın baban beklemese kaç gün gidersin o eve, evim der misin daha doğrusu. bi evin var mıdır senin içinde ailen yoksa.
daha fazla bunu taşıyacak gücüm kalmadı dıbına koyim.
neden pazar pazar bu kadar dertliyim onu anlatayım. 1 hafta önce eminönünden evin içinde ses olsun diye saka kuşu aldım. akşam eve geldim, kafesteki sakama bakmak istemiştim ölmüş. yemini suyunu ekgib etmedim, o da nankörmüş.. zaten sonunda mutlak ölümün olduğu bi dünyada mutluluk kavramı çok sahte geliyo bana artık. rüyalarımda sürekli intihar ettiğimi görüyorum, bu hayat böyle, belki öteki daha güzel olur be binler. inanın bana şuan bu kadar dolmasam yazmazdım bunları.
özet; intihar etmemem için bi sebep söyleyin..