1. 1.
    +2 -1
    anlatacağım şeyin aşk acılarıyla dolu gibik bi vefa ve sevgi hikayesi olmasını çok isterdim.

    ancak bu hikaye pgibolojik destek alan bi adamın uyuyabilmek için sabah ezanını beklemesiyle ilgili, şizofreni tanısı koyulmuş bi adamın hikayesi. hiçbir antidepresan ve hiçbir uyku hapı.. hiçbiri sabah ezanı kadar etkili bi ağrı kesici olamadı.

    sadece benim entry'lerim için: http://inci.sozlukspot.co...h-ezanı-ninnisi/@apranax
    ···
  2. 2.
    +2 -1
    özür dilerim beyler bi' işim çıktı hallettim geldim.

    öncelikle bana öyle deliymişim gibi davranmayın, hasta değilim bunu biliyorum. neredeyse bildiğim tek şey bu.
    terapiste sadece kırmızı reçeteli ilaçları yazdırabilmek için giden biriyim. bana bu konuları konuşmamamı, insanlara anlatmamamı istiyor. kafamda yarattığım gerçekliği unutmamı engelliyormuş. sen ne biliyosun ki lan huur cocuğu. insanlara mutluluğu parayla satan bi gavatsın sen.

    eylül..
    ···
  3. 3.
    +2 -1
    benim hayatımdı eylül. bundan 5 ay öncesine kadar.

    çok şey paylaştık onunla. aşık olduk, güldük, ağladık, eğlendik, gezdik, seviştik, kızdık, küstük, barıştık, çocuk olduk, çok sevdik. bi ilişkide neler yaşayabileceksek yaşadık onunla.

    dünyaları olduk birbirimizin. onsuz yapamam dedik. onsuz nasıl yapmışım?

    ve bir gün kader denilen huur bak böyle yapıyodun dercesine aldı onu benden. ağladım. günlerce, haftalarca. erkekler ağlamaz hakkıyla güldüren bi espriydi benim için. çok özledim onu. tüm olanlara rağmen onun yüzünü düşündüğümde aynı ilk günkü gibi aptal aptal gülebiliyorum. galiba en kötüsü de bu
    ···
  4. 4.
    +1
    haftalarca dökdüğüm gözyaşı, ağır deprosyon ve kendimi eve kapamam yüzünden arkadaşlarımı kaybetmeye başladım. yakınlarım çok tedirgin oluyolardı.

    insanları ve kendimi üzüyordum başka bi taka yaradığım yoktu. uzayan sakallarımı kestim, kirli kıyafetlerimi yenileriyle değiştirdim, güzel bi parfum sıktım kendime ve rengini unuttuğum gokyüzünü görmek için dışarı çıktım. aynı gün nevzat'la da buluştum. nevzat samimi, arkadaş diyebileceğim neredeyse tek insan. bana inanan nadir kişilerden biri.

    o gün bana acıyarak bakıyordu. bi şeyler içip kafa dağıtmak isteyip istemediğimi sordu. kırmak istemedim, kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı
    ···
  5. 5.
    +1
    yakınlarda daha önceden uğramadığım bi mekana girdik. nevzat hallediyordu her şeyi. kafam hala tam anlamıyla yerine gelmemişti.

    önden birer 70lik söyleyip muhabbet etmeye başladık. muhabbet etmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki sabaha kadar bira içip onunla konuşabilirdim. öyle de oldu biralar gitti ve geldi. ne anlattığımı bile hatırlamıyorum zaten onun da dinlediğini pek sanmam. çizgi roman gibiydi her şey. tekila shot'lar, vodkalar..

    kafam yeni yeni yerine geldiğinde sokaktaydım onca alkole rağmen soğuktu, parmaklarımı kesişini hissediyordum soğuğun ve yanımda adını, kim olduğunu bile bilmediğim bi kadın vardı. sarmaş dolaş yürüyorduk.

    sen kimsin? diyemedim. demedim. arzuluyordum onu. evime gittik, leş gibi ortalığı tak zütüren her tarafta eylül'den bi iz olan evime. eylül'le her gece beraber yattığımız yatağa.

    seviştik. o akşamı onunla geçirdim. aynı günün sabahına uyandığımda gibtirip gitmesini söylesem de yaptığım gavatlığın yükü omuzlarımda, göğsümdeydi.
    ···
  6. 6.
    +1
    o günü ölü gibi geçirdim. eylül'ü her zamankinden daha çok düşünüyordum. ne tak yedim ben diye düşünmediğim zamanlarda eylül'le geçirdiğimiz zamanları düşündüm. kendimi yıpratmaktan öteye gidemediğimi ancak iki üç gün sonra anlayabildim. eylül ait her ne varsa topladım.

    beraber aldığımız eşyalar, sakladığım hatıraları, fotoğrafları, onu hatırlatan ona ait olan her şeyi. onlardan kurtulursam her şey daha kolay olacaktı. beni yoruyolardı.

    hepsini bir bir çöpe attım. eylül'ü silmem gerekiyodu, akıl sağlığımı kaybediyodum. normal değildi hareketlerim biliyorum.
    ···
  7. 7.
    0
    nevzat'la buluştum, boşlukta kalmıştım. ona barda neler olduğunu sordum, kadının yanına gidip öküz gibi asılan benmişim. biraz muhabbet ettikten sonra ona yaptıklarımı anlattım, benim için en iyisi olduğunu söyledi, gitmesi gerekiyomuş sıkılmıştı benden farketmiştim. kalktı.

    ben de evime döndüm. mal mal oturuyodum.

    sana filleri düşünme desem neyi düşünürsün?
    filleri.

    muhabbetini herkes bilir heralde. içinde bulunduğum durum tam da buydu
    ···
  8. 8.
    0
    yapacağım bi tak yoktu. yatağıma yattım ve eylül'ü düşünerek uykuya daldım.

    ve her şey o gece, aynı karanlıkta başladı. gece yarısı kapı ziline uyandım. uzun uzun çalıyordu. bunları anlatırken gözlerim doluyo, o an nedenini bilmiyorum ama altıma sıçıyodum. biliyodum gelen biri yok. bana biri gelmez o saatte. kim gelecekti.

    yatağıma çakılmıştım resmen. kapı zili uzun uzun çalıyordu. dıbına koyduğumunun apartmanında hiç mi kimse duymuyodu bu zili. biri rahatsız olsun ve insin kapıma diye dua ediyodum
    ···
  9. 9.
    0
    yatağımın yanındaki sehpadaki telefonumu almak için bile kalkamadım.

    kalkmadım da diyebiliriz. sanki o yataktan çıkarsam kötü şeyler olacaktı. telefonu alıp annnemi aramayı düşünüyodum. 2 metre vardı aramızda ama ben hala kalkamıyodum. zil susmadı. apartmandan duyan yoktu. çıtımı çıkaramıyodum.

    yorgana sarıp kendimi indim yatağımdan, telefonumu aldım.
    ···
  10. 10.
    0
    telefonu elime almamla zilin susması bir oldu. annemi aradım ve anlatabildiğim kadarıyla anlattım, delirdiğimi düşünüyodu biliyorum ama bana sakin olmamı söyledi.
    yanına geliyoruz sakin ol biz gelene kadar beklemeye çalış diyordu.

    annemin sesini duyup biraz daha sakinleştim. yatağıma tekrar yattım annemleri beklerken uyuyacaktım ki kapı çaldı tekrar.

    uzun uzun kapı çaldı..

    beynimden vuruldum resmen. yatağımdan kalkamıyodum yine. telefon elimde annemi aramaya bile cesaret edemiyodum bu sefer. ya düşündüğüm gibiyse. böyle bi şeyle yüzleşemezdim.

    tüm bunları düşüyoken kilitli kapımı açtı, odamın kapısına doğru yürüyodu. telefonumun ışığını kapadım. odamın kapısını da açtı bakamıyodum, düşünemiyodum beyler ağlamaktan yazamıyorum resmen.
    ···
  11. 11.
    0
    odamın kapısının hemen yanındaki ışığı açtı, ışık o kadar kuvvetliydi ki kesinlikle benim odamdaki ışık değildi. o ışığı açmasıyla beraber odamın içinde aynı yöne bakarken uyandım.

    ama tamamen aynı görüntüydü arada sadece bir flaş patlaması ve her şey normaldi.

    beynim gibilmişti ama olsun rahatlamıştım. telefonum elimde değildi. masanın üzerinde duruyodu.

    bir cesaret kalktım odamın ışıklarını açıp mutfağa gittim. soğuk bi su içip kendime geldim ama o anki pgibolojimi hiçbir kelime tasvir edemez
    ···
  12. 12.
    0
    odama döndüm ve ışıkları kapamadım, akşamı internette dolanarak geçirdim. sabah ezanı okundu ve gün ışımaya başladı, deli gibi uykum gelmişti öylece yattım ve uyudum. ertesi gün nevzat'ı aradım.

    olanları anlattım ona, bi şey yok olum abartma dedi, kabus görmüşsün işte.
    beyler kabus filan değildi o dıbına koyim. ne olduğunu bilmiyorum ama kesinlikle rüya değildi.

    annemi aradım ona da anlattım. annem de inanmadı, babam da inanmadı.
    anlatmaya çalıştığım kimse bana inanmadı
    ···
  13. 13.
    0
    @31 doğru söylüyosun empati yapamıyorum bu yaşadıklarımdan sonra, benim için eylül'ün kim olduğu, nerden olduğu gibimde değil artık.

    bilgilendirme amaçlı; eylül universiteden arkadaşımdı, ayrılmadık. ara dönemde ailesinin evinde intihar etti. ne bi not bıraktı ne de aradı konuştu.
    odama gelen şeyi ben de bilmiyorum
    ···
  14. 14.
    0
    hatta herkes yavaştan delirdiğimi düşünüyodu etrafımda.

    ertesi günün akşamıydı yine şimdiki gibi kararmıştı dıbına koyduğumun havası. yatacaktım ama korkuyordum. aynalara bakmaktan bile korkuyordum. odamdaki bütün aynaları kaldırdım.

    telefonumu yanıma aldım. uyumayacak mıydım dıbına koyayım. mecbur uyuyacaktım. ışıkları kapamadım bu sefer. öylece uzandım yatağa. gözlerimi kapayamıyordum. laptop açıktı yanımda. sıkıldıkça internette bi şeylere bakıyodum. niyetim uykusuzluktan bayılmaktı.
    ···
  15. 15.
    0
    laptoptan bi şarkı açıp sesi dışarı verdim. o gün her şey istediğim gibi gitmişti. uykusuzluktan yorgun düşüp uyudum, ne zaman uyuduğumu bile hatırlamıyorum.

    bundan sonraki günler de böyle yatıyordum artık. çoğu günler sabah ezanını duyuyordum. ninni gibiydi. huzur dolu.
    ···
  16. 16.
    0
    günlerim böyle geçiyordu, yatağımın altında bir tane cevşen ve yatmadan önce okunacak ezberlenmiş bi ton dua'm vardı.

    arkadaşlarımla olan ilişkilerim düzelmeye, hayatımı bi raya oturtmaya başlamıştım. derslerime çalışıyordum, geziyordum, gülebiliyordum. ancak her an yorgundum. uyumuyordum neredeyse.

    nevzatla sık sık bara gidiyorduk, esra'yla tanıştım orda. babasının parasıyla yaşayan bi kızdı esra, buna rağmen gerizekalı değildi. hatta hoşlanıyordum ondan.

    alkollerimizde kan olan bi gün evine çağırdı beni. koşabilsem koşarak gidecektim. yalpalayarak gittiğim evinde bize şarap koydu.

    güzel olan kafam ve takla atan hormanlarım onunla sevişmemi söylüyodu. öptüm onu.
    sarhoş'tum biliyorum ama öptüğüm kız esra değildi. eylül'dü sarhoşum evet biliyorum ama şarap kafası böyle bi kafa değildir.

    hiçbi şeyin kafası böyle değildir. bana bakıp boş boş gülümsüyordu, takla atan hormonlarım korkudan içime kaçmıştı. ciks zerre ilgimi çekmiyordu. geri dönüp koşmak istiyodum. alkolun verdiği o rahatlık yoktu bedenimde. adrenalin derilerimden taşacaktı. kafam fazlasıyla yerindeydi ama kendimi sarhoşsun diyerek sakinleştirmeye çalışıyodum bi yandan da aklımın bana oyunlar oynadığını söylüyodum. esra'yı korkutmak istemiyorum

    tek kelime etmedim. offff. dıbına koyayım. ordakinin gerçekten kim olduğunu hala bilmiyorum. eylül bana boş boş bakıp gülmeye devam ederken ben özür dileyerek çıktım evden.

    dışarı adımı atmamla 3. kattan merdivenleri o kafayla 5 saniyede filan indim. amk ya
    ···
  17. 17.
    0
    eve gidemedim, nevzatı aradım. ona geleceğimi söyledim.
    gittim ağlayarak anlattım olanları. çok korktu. ama benden.

    istersen uyu biraz dedi ben burdayım.

    bana zerre inanmadı. üstüne gidip iyice korkutmak istemiyordum ama gördüklerim gerçekti. kullandığı şampuana kadar gerçekti. insanların bana delirmişim gibi baktığı zamanlara geri dönüyoduk.

    ona 3 harflilerin olabileceğinden bahsettim. böyle şeylerin olduğunu, kadınların hamile kaldığından bahsettim. internetten bile araştırmaya zorladım adamı.
    benden gerçekten korktuğunu farkedince ondan da özür dileyip ben yatıyorum ışıkları kapama diyip olduğum kanepeye uzandım.
    ···
  18. 18.
    0
    @43 deli değilim amk
    ···
  19. 19.
    0
    @46 bilmiyoruz hocam, akşam oldu yine amk.

    gibtiğimin havası yine karardı.
    ···
  20. 20.
    0
    o gün nevzat'ta kaldım. ertesi sabah şoku üzerimden atmaya çalışırken yine mal mal davrandığımı farkettim. yine dengem bozulmuştu dıbına koyayım. okula nevzat'la beraber gittik.

    hep okulda kalmak, insanların arasında bulunmak istiyordum. nevzat'a da abi bugün de sende kalabilir miyim diyemiyordum.

    eve döndüğümde akşam olmuştu, dışarlarda oyalandım hep.

    yatağıma yattım laptop'umu alıp müziğimi açtım, ışıklar kapalı değildi. her şey düzelecek diyordum. mezdeke açmıştım kendime. kanımda alkol yoktu o akşam.
    yatağımda uzandım radyonun frekansı değişirken çıkan o sesler vardır ya onlardan gelmeye başladı. laptoptan geliyodu, ses kartında arıza var heralde dedim. şarkı arapçaydı ve cızırtılar arasında benim bildiğim kelimeler kayboluyo yerine daha farklı arapça olduğuna bilmesem de emin olduğum şeyler söyleniyodu. arkadaki darbukalar yoktu artık arapça bi şeyler mırıldanan bi kadın sesi bana kızar gibi bi şeyler söylüyordu. korkudan nefesim kesildi.

    yapabildiğim tek şey dua etmek oldu. bağıra bağıra dua ediyordum evin içinde. o sesi duymamak için. bilgisayarı kapatmaya cesaretim yoktu o günü atlatırsam ya pgiboloğa ya da hoca'ya gidecektim.
    ···