1. 1.
    -1
    internetten tanıştığım şişman kadın ve internetten tanıştığım çok şişman kadın dan sonra bu defa topal bir hatunla başımızdan geçenleri anlatmak üzere yine karşınızdayım.

    anlatılanlar ve bundan sonra anlatılacak olanlar isimler hariç % 100 gerçektir.
    ···
  2. 2.
    0
    aslında merak ediyorum, bugüne kadar hiç topal bir kızla birlikte olan var mı aranızda?
    ···
  3. 3.
    +1
    bu kızla da facebook'ta tanıştık. o dönemde kullandığım bir flört uygulaması vardı. hoşlandığın kişiyi seçiyorsun, o da senden hoşlanırsa mesaj atabiliyorsun falan. sanırım sonradan ortadan kalktı o uygulama. zaten oradan düşürdüğüm tek hatun da bu topal kızdı.
    ···
  4. 4.
    0
    kız esmer, çok ince ve ufak tefekti. aslında böyle kızlar tipim değildir ama bir şekilde muhabbet oluşmuştu. msn'de eklemiştik birbirimizi. uzun süre bel altı konulara hiç girmedi, ben girmeye kalktığımda msn'i kapattı falan. kısır bir muhabbetti yani.
    ···
  5. 5.
    0
    bu arada ben kızın topal olduğunu bilmiyordum. birkaç fotoğrafını görmüştüm ve o fotoğraflarda herhangi bir belirti yoktu. kendisi de hiç bahsetmedi.

    benim muhabbeti bel altına çekme, onun direnme süreci 6 ay kadar devam etti. daha sonra ufaktan, soru cevap şeklinde bir bel altı muhabbet ortamı oluştu.
    ···
  6. 6.
    0
    @5 sadece bunlarla görüşmedim tabii ki ama şu an belli bir mantığa göre anlatıyorum. ve anlattıklarım gerçek
    ···
  7. 7.
    0
    bu kız için uydurduğum isim gülsüm. gülsüm bekardı, ailesiyle birlikte yaşıyordu ve interneti ancak işten eve geldikten sonra, abisi bilgisayarı elinden alana kadar kullanabiliyordu. biraz da bu yüzden yavaş ilerleyen 6 aylık sürecin sonunda buluşmaya karar vermiştik. iş çıkışında kararlaştırdığımız noktada kızı alacaktım ve yemek yiyecektik.
    ···
  8. 8.
    0
    bana ünlü bir kurumun muhasebe departmanında çalıştığını söylemişti. kararlaştırdığımız saatte söylediği yerde arabanın içinde bekliyordum. karşıdan gelen her hatunu acaba o mu diye kesiyordum. en sonunda uzaktan esmer, ufak tefek, kavruk ve sıska bir kız göründü. ama bir sorun vardı. kız topallıyordu.
    ···
  9. 9.
    0
    iyice yaklaşana kadar emin olamadım. arabayı tarif etmiştim, doğrudan bana doğru geliyordu ve yaklaşınca bana çekingen bir şekilde gülümseyen yüzünü seçmiştim. kesinlikle oydu. iyi de bana topal olduğundan hiç bahsetmemişti. ne yapacaktım şimdi?
    ···
  10. 10.
    -1
    geldi ve arabanın tam önünde nefes nefese durdu. geldiği yol hafif yokuştu ve topalladığı için çok yorulmuştu. bana doğru baktı. "artık biliyorsun, hala görüşmek istiyor musun?" der gibiydi. aslında içimden geçen basıp gitmekti ama onu öyle bırakamazdım. arabadan çıkıp yanına gittim, elini sıkıp yanağından öptüm, hoşgeldin, buyur dedim.
    ···
  11. 11.
    0
    @16 alay ettiğimi nereden çıkarttın?
    ···
  12. 12.
    0
    arabanın kapısını açtım, bindi. o ana kadar hangi restorana gideceğimizi konuşmamıştık ama benim kafamda ataşehir'de şık bir restoran vardı. hızlıca düşünüp karar verdim, kızı restorana zütürecek, güzel vakit geçirmesini sağlayacaktım. yemekten sonra direk eve gidelim mi diye soracaktım. o güne kadar çizdiği muhafazakar profil sebebiyle buna karşı çıkacağını, ilk günden eve gitmeyi kabul etmeyeceğini düşünüyordum. o hayır deyince peki deyip eve bırakacaktım. sonrasında bir şekilde bağlantıyı kopartırdım nasıl olsa.
    ···
  13. 13.
    0
    trafiğin içine girmiştik, iş çıkış saatiydi ve trafik yoğundu. konuşmuyorduk, hala derin derin nefes alıyordu. mini bir elbise giymişti, abiye tarzı, varoş düğünlerinde kızların giydiği tarz elbiselerden. her halinden fakirlik akıyordu. arabanın deri koltukları, göstergeler vs gibi lüks unsurları kendisini eğreti hissetmesine neden oluyordu. ayrıca bir sıkıntı daha vardı, ucuz parfümünün altından güçlü ve kötü bir koku geliyordu kızdan. ter kokusu değildi, aslında tanıdık bir kokuydu, ne kokusu olduğunu çıkartamıyordum bir türlü.
    ···
  14. 14.
    0
    havadan sudan muhabbet etmeye çalışıyordum, heyecandan ve sarf ettiği efordan dolayı titreyerek, kegib kegib, boğulur gibi konuşuyordu. ellerini bacaklarının arasında kavuşturmuş sıkıyordu. siyah tül kaplı mini eteğinin altında incecik bacaklarının titremesini saklayamıyordu.

    sevmiştim bu kızı.
    ···
  15. 15.
    0
    restorana yaklaşırken parfümün altından gelen tanıdık kokuyu bulmuştum: klorak. evet, klorak kokuyordu kız. ellerine baktım, yakın zamanda yoğun su içinde kalmış olduğu beliydi. o an anlamıştım, kız muhasebede çalışmıyordu, temizlikçiydi.

    şimdi daha da sevmiştim bu kızı. kafamı çevirdim, bana bakıyordu. gülümsedim. çok tatlısın dedim. kıp kırmızı oldu, önüne baktı.
    ···
  16. 16.
    0
    daha önceden karar verdiğim restorana doğru devam ettim. hayatında böyle bir restorana gitmiş olduğunu sanmıyordum. restoranın önünde durdum, vale koştu kızın kapısını açtı. çekinerek indi aşağı. içeri girdik, utanıyordu, önüne bakıyordu sürekli. kolundan tuttum, masaya kadar bırakmadım. oturduk.
    ···
  17. 17.
    0
    ne sipariş vereceğini bilmiyordu. sürekli etrafa bakıyordu, şaşkındı, heyecanlıydı. garson menüyü bırakıp gitti, bir süre karıştırdı. ne istiyorsun dedim, kafasını kaldırıp bana baktı ve bilmiyorum dedi. ben seçeyim mi dedim, evet dedi. garsonu çağırdım.
    ···
  18. 18.
    0
    alkol alacak mısın diye sordum, istemiyorum dedi. peki dedim, kendime bir duble rakı, ikimize yemek ve meze söyledim. garson gitti. kız, hala etrafına ve tavana bakınıyordu, çok değişik, hiç alışık değilim böyle ortamlara, kusura bakma dedi. sorun değil dedim. yemekler geldi, yedik. daha doğrusu ben yedim, o iki üç lokma alıp bıraktı, su içti sürekli.
    ···
  19. 19.
    0
    çıkışta planımı uygulamaya koymak için arabayı sağa park ettim. elimi uzatıp bacağını okşayarak eve gidelim mi diye sordum. özellikle bacağını okşamıştım, beklentim elimi tutup çekmesi ve yapma, noluyo, olmaz, beni eve bırak, çay içmeye gidelim falan demesiydi. demedi. bacaklarını sıktı ve titreyerek bana dönüp gidelim ama benim 12'den önce evde olmam gerekiyo, bırakırsın di mi dedi. bırakırım dedim.
    ···
  20. 20.
    0
    elim bacağındaydı, hiç beklemiyordum ama çorabın dokusu ve bacağının sıcaklığı içimi gıcıklamıştı. uzanıp elimi tuttu, eli yanıyordu. elimi çekmesini bekliyordum çekmedi, biraz daha yukarı doğru bastırdı. kafasını pencereye çevirmişti, bana bakmıyordu. parmaklarım külota ulaştığında ve ıslaklığını hissettiğimde ok yaydan çıkmıştı, geri dönüş yoktu artık.
    ···