/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +14 -3
    Kutsalların Savaşında Kimin tarafını seçerdin?
    Sen sıradan biri misin, yoksa seçilmiş olan mısın?
    Bu soruların cevabını daha bilmezken dünyanın değişimine tanık olmuştum

    Kimi Armageddon
    kimi Melhame-i Kübra
    kiminin ise 3. Dünya savaşı dediğini duymuşsunuzdur.
    Ama ya duymak ile kalmadıysam...

    Kutsal olayları, Dünyanın değişimini, aksiyonlu aşklı meşkli Armageddon savaşını konu alan bir hikaye olacak.
    Şarkılar ile destekleyeceğim hikayeyi, şarkıları bu hikaye için açtığım kanala atacağım.

    Bu hikayemi sözlüğün aktifliğin yerlerde olduğu zaman yazmıştım, şimdi aynı senaryoyu düzenleyip tekrar yazıyorum.
    ···
  2. 2.
    +5
    Devam edeceğim, okuduğunuzu belli edin ve şukuyu ekgib etmeyin
    ···
  3. 3.
    +2
    1. Ve 2. Dünya savaşı gibi insanlar arasında olan, dünyanın geleceğini belirleyecek bir savaş oluyordu. Ama bu savaş sadece insanlar arasında kalmayacaktı. Hiç beklemediğimiz varlıklar savaşın içinde olacak, ve ben hiç beklemediğim yerlerde olacaktım.

    Binadan çıktım, sokakta da asker araçları vardı. Askerin yanına gidip selam verdim
    Aleyküm selam dedi asker
    Askere beni nerede ihtiyaç varsa oraya zütürün dedim.
    Asker çok büyük bir olaya , ileride tarih derslerinde işlenecek altın gibi değerli zamanlara tanık oluyoruz. Gelecekteki Türk nesilleri seni ve nice askerleri unutmayacak dedi.
    Arabaya bindim.

    Emreden mesaj gelmişti onla mesajlaşmamız şöyleydi

    Emre: Nerdesin
    Smnzs : Toparlandım, bizim evin olduğu sokakta ki askeri araca bindim
    Emre : Ben de aynısını yaptım. Ölmeden sana bir soru soracağım üniversite zamanında bazen uzun uzun düşündüğün şey neydi
    Smnzs: Şaşırır mısın bilmem ama bu zamanı düşünüyordum.

    Emre ile de haberleştikten sonra arabadan dışarı kafamı uzattım.
    ···
  4. 4.
    +2
    DEVAM EDiYORUM
    ···
  5. 5.
    +2
    Dışarıdan rastgele bir bigiblet alıp hızlıca evime doğru pedal çevirdim.
    Bu zamanı bekleyen bendim, yüz yılın intikamı ve hesaplaşmasının vakti gelmişti.
    Ama bu savaşa zamanla mucizevi varlıkların katılacağını ve manevi boyuta taşınacağı hiç aklıma gelmezdi.

    Heyecandan havanın sıcaklığını unutmuş , terlediğimi fark etmemiştim. Binanın önüne gelmiştim. Her sokakta bir telaş vardı insanlar sokağa dökülmüştü. Binaya girip dairemin olduğu kata çıktım. Belki bu kapının ziline son kez basacaktım?

    Kapıyı annem açtı, ağlıyordu ve gidiyor musun dedi. Zorundayım, zorundayız anne dedim. Gurur duyarcasına gülümsedi hiç korkmadan gidiyorsan sana hakkım bin kere helal olsun dedi. Annemle sarıldık. Babamla da vedalaştıktan sonra eşyalarımı toplamaya başladım.

    Fazla büyük olmayan bir valizim vardı içine bana lazım olabilecek ve manevi değeri çok büyük olan eşyalarımı doldurdum.

    Annem ise oralarda acıkırım diye düşünüp bir şeyler yapmıştı. Onuda valizin bir köşesine koydum.

    Odamdan çıkmadan yatağıma baktım, ve dokundum. O yumuşak rahat yatağı özleyecektim. Bir zamanlar o yatakta otururken bir fırsat bekliyordum.
    O fırsat o zaman gelmişti.

    Odamdan çıktım. Evdekilerle yine vedalaştım onlar da eline silah tutamayacaklar yaşlılar, çocuklar, hastalar ve engelliler için sığınaklara gideceklerdi
    ···
  6. 6.
    +2
    Ne zaman dünyanın düzeni değişse ve ya Değiştirilse bir dünya savaşı gerçekleşmesi hiç de tesadüf değil.
    Tabi bu konulara girmeyeceğim
    1. Dünya savaşından beri Din ve Millet için savaşma dönemi bitirildi
    artık Sömürgecilik ve Kaynaklar için savaşılıyor.

    Özellikle son 100 yıldır insanlar hızla yozlaştı ve şimdi rezil hallere geldik.
    Bu sapıtma nereye kadar gidecek?

    Ben son günlerde bunu düşünürken fark ettim ki dünyada olanları daha fazla takip etmeye başlamışım.
    Büyük ahlaksızlıklar gözümüzde normalleştirilmişti. Ve son karşılaşmanın zemini de hazırlanmıştı.

    Neyse üniversiteden mezun olmama az kalmıştı

    Ailemin maddi durumu çok iyi olmasa da iyiydi.
    Üniversiteyi Tekirdağ'da okuyordum. Sıradan bir arkadaşlık hayatım, Eylül adlı sevdiğim bir kız vardı
    Emre, Atakan ve Ben bir öğrenci evi kiralamış orada kalıyorduk. Tabi mezun olmamıza aylar kalmış ufak bir hüznümüz vardı.
    ···
  7. 7.
    +2
    Emredin, her türlü vazifeye hazırım dedim.
    Sözlerimden hoşlanmıştı ki
    Yiğit bir askersin bu göreve senin gibi birinden başkasını beklemezdim dedi.
    Burada biz 3. Dünya savaşının fitilini ateşleyen olay olan Kudüs'ün işgalinden sorumluyuz dedi. Sen ve bir kişi daha Kudüs'e gönderileceksiniz ve vereceğiniz durum raporuna göre size talimatlar vereceğiz dedi.
    ···
  8. 8.
    +1
    Binada öyle bir yoğunluk ve koşuşturma vardı ki iğne atsan ucu yere değmezdi. 2. Katta ki görevlileri ekipmanların nerede olduğunu sorduk.
    Koridor boyunca düz devam edin sağa dönün biraz ilerleyin solunuzda kalacaktır dedi
    Sanki Taksim meydanı nerede diye sormuştum
    acelemiz vardı koşarak gidemezdi çünkü çok kalabalıktı.
    itişe kakışa girdik odaya.

    Odada ki görevli ne aramıştınız dedi.
    Kudüs'e gideceğiz neleri alalım?
    demem ile demir bir dolabı açıp beden boyutlarımızı sordu.
    Ve gerekli ekipmanların içinde olduğu bir paketi verdi.

    Sanki bayram alışverişi yapıyorduk bu halli düzenli çalışmaları hoşuma gitmişti tabi
    ···
  9. 9.
    +1
    Hazırım komutanım dedim. Komutan ayağa kalktı ve 2. kişide geldi dedi. Kapının kapanma sesini duymam ile arkama döndüm.
    Gelen kişi
    Eylül'dü ???

    Buz kesilmiştim, Eylül'ün burada ne işi vardı. Tamam orduya katılabilirdi ama bu göreve gelmesi tesadüf müydü?
    Eylül gülümsedi ve vereceğiniz talimatları şimdiden olmuş bilin komutanım, hazırız dedi.
    Komutan telsiz ile Araç 16K yi hazırlayın dedi.
    Siz gidin ve 2. Katta Ekipman bölümünde size verilecek olanları alın dedi.
    Odadan çıkar çıkmaz Eylül'e
    Ne iş arıyorsun burada dedim

    Eylül seni arıyordum hadi yine iyisin beleşten Kudüs gezisi yapıyoruz dedi.
    Ne kadar ciddi olarak söylemese de şu an hiç gülecek durumda değildim.
    Hadi alalım alacağımızı dedim.
    Aşağı inerken beni sevmiyor muydun ya dedi
    Seviyorum, sevmesine ama oralarda başımıza ne gelecek bilemeyiz senin gözümün önünde can verdiğini düşünemiyorum dedim.

    Aynı şey benim içinde geçerli, öleceksek birlikte ölürüz dedi Eylül.
    Ve 2. Kata Ekipmanlarımızı almaya gittik.. Eylül ile tonlarca şey yaşayacaktık ama hiç de beklediğimiz durumlarla karşı karşıya kalmayacaktık.
    Bu bir görev mi yoksa imtihan mı olacaktı ?
    ···
  10. 10.
    +1
    Vedalaşanlar, toplananlar kuşkusuz bu savaşa katılan en cesaretli millettik.
    Araca bir kaç kişi daha bindikten sonra araba çalıştırıldı ve yola çıktık.
    Açıkçası çok uzun bir yolculuktu
    araçta ki herkes kendinden emin bir tavır ile duruyorlardı.

    1 saate yakın süren yolculuk sonrası kapılar açıldı ve arabadan indiğimde
    oturduğum şehrin içinde bulunduğu bölgede ki en büyük askeri tesise getirildiğimizi anladım.

    150 den fazla araç vardı. Araçlardan farklı kişiler inse de hepsi aynı duygu ile buraya gelmişti.

    En büyük binanın içine girdik. Gösterilen odaya gittik. Galiba geldiğimiz oda çok büyük bir konferans salonuydu. Herkes bir koltuğa oturdu ve çok geçmeden madalyalı bir giysiye, yürüyüşünden ve duruşundan tecrübeli, rütbeli olan biri hızlıca konuşmaya başladı.
    Konuşmaya
    Bu saniyeden sonra
    artık hepiniz
    Askersiniz diyerek başladı.

    Hepiniz, ülkesini yaşatmak için can verecek kahramanlarsınız. Siz mazluma merhametli zalime acımasız bir milletin soyundansınız. Şimdi korkuyor musunuz? Dedi yüksek bir sesle
    Ve tüm salon daha önce askerliğin a sını bilmeyenler bile yüksek bir disiplin ile KORKMUYORUZ Diye bağırdılar.
    ···
  11. 11.
    +1
    Hızlıca salon boşaldı, 3. kat dakikalar içinde doldu.
    Ben de 3. kata çıktım

    Uzun bir koridor karşı karşıya odalar vardı. Burası kapalı çarşıya dönmüştü ilerledim, odaların kapısında yazanlara tek tek bakmaya başladım.
    Teknisyenler
    ilk yardımcılar
    Onarım ekibi
    istihbarat ekibi
    Ağır Piyadeler
    Hücum piyadeleri
    ve bunlardan başka 20 tane daha alınılabilir görev vardı.
    Benim en çok dikkatimi çeken
    Kudüs'de ajanlık olmuştu.
    Ve evet bunu seçmem ile hayatımın akışı değişecekti.
    Hiç görmediğim olağanüstü olaylara tanık olacaktım
    Kudüs'de ajanlık yazan odaya girdim.
    içeride sadece yaşlı bir komutan oturuyordu.
    Demek birisi buna cesaret etti ha? dedi
    ···
  12. 12.
    +1
    Çevredeki binalar boşalıyor, Dükkanlar toparlanıyor insanlar acele ile en değerli ve gerekli eşyalarını toplayıp askeri araçlara doğru hiç düşünmeden ilerliyordu.
    Bizi ne kadar Batılılaştırmaya çalışmalarına rağmen Türk milletinin içindeki cesareti silememişlerdi.

    Bir kaç metre ilerimde bigiblet satan biri vardı. Hızlıca koştum dükkanına girdim ve dandik bir bigiblet ne kadar evime gidip toparlanmam lazım dedim. Fiyatı yok yolunuz açık olsun dedi yaşlı adam. Sohbet edilesi biriydi ama hiç vaktim yoktu
    ···
  13. 13.
    +1
    Hazır olmasaydık buraya kadar gelmezdik düşüncesi ile ben hazırdım. Eylüle arayım mi diye sordum. Kafasını salladı
    Ve komutanı aradım.
    Kudüs şehrine vardık, bir kaç kilometre ile Kudüs sınırları içine girmiş oluyoruz. Giysiden silahlarımıza kadar her şeyimiz hazır. Etraf genelde yıkık dökük halde daha buradan çatışma izlerini görebiliyoruz dedim.
    ···
  14. 14.
    +1
    daha önce okumuştum bunu sonunda türkiye kazanıyor
    ···
  15. 15.
    +1
    Rica etsem Validenizin Vajinasına yumuşak dil darbeleri atmak suretiyle bütün bedenine zevk dalgaları yayabilirmiyim acaba?
    ···
    1. 1.
      0
      Rahmetli oldu kardeşim
      ···
  16. 16.
    +1
    Uçaktan inip, eşyalarımızı almaya gittik. Eylülün de benim de giysim de değişik bir amblem vardı. Bu amblem ne işe ve ya bir işe yarayacak mıydı?

    Eşyalarımızı da aldıktan sonra Hava limanından çıktık.
    Kahverengi bir cipin önünde güneş gözlüklü, bir kadın duruyordu.
    Giysilerimizi görünce gel dermiş gibi bir el işareti yaptı.
    Yanına gittik ve Kudüs'ü bilir misin diye bir soru sordu.
    Bu şifreli sözcüktü, Defterin ilk sayfalarında bizi tanımaları için bu soru sorulacaktı.
    Ve bende bana söylenen cevabı söyleyerek Bileceğim dedim.
    Karşımda ki gülerek atlayın araca dedi.
    Çalıştırdı ve sürmeye başladı

    Bana şimdilik Hüv Diyebilirsiniz
    Bu operasyonda siz ikinize yardımcı olacağım.
    Ve ya olmak zorundayım,
    neyse ki işimden memnunum.

    Kudüs buradan 255 kilometre uzakta, 4 saate yakın bir yolculuk yapacağız dedi
    ···
  17. 17.
    +1
    Issız bir yerde ışıl ışıl bir yere gittik.
    Bu arada yakınlardan gelen silah ve patlama sesleri de dikkatimi de çekiyordu.
    Theodor Herzl siyonizmin kurucusu, israilin babası
    Hüv benden bu kadar, yakında tekrar görüşeceğiz, dikkat edin dedi ve gitti.
    Eylül ile binaya gittik

    Tek katlı aydınlık bir binaydı. Kapıyı tıklattım
    Kameradan kim olduğumuza baktıktan sonra kapı açıldı.
    Kapıyı açar açmaz karşıma yahudi sembolleri çıktı.
    Duvarlarda özel simgeler ve semboller olan bir odadaydım.
    Bir sandalye vardı ve bir kapı daha vardı.

    Ben oturdum, Eylül de yanımda ayakta durdu. Öyle yapmamızı istediler
    ···
  18. 18.
    +1
    (bkz: kutsalların savaşı) başlığında devdıbını bulabilirsiniz.
    ( Eski açtığım başlık)
    ···
  19. 19.
    +1
    Komutan cümlesine devam etti
    Aldığımız istihbarat raporlarına göre sizi Theodor adlı bir mekandan alacaklar. Hüv sizi oraya zütürecek ve siz dönene kadar da oralardan uzaklaşmayacak.
    Simenzss, toplantı bitmesine yakın ve ya bittikten sonra herkes dağılmadan durum raporunu bildir ki yapacağın hamleyi söyleyelim. Öğrenebildiğin kadar bilgi öğrenmeye çalış. Son olarak

    Çantanda ki Semih'in verdiği defteri aç. Defterin sondan bir önceki sayfaya yapıştırılmış minik bir kese var. Kese hakkında bilgiyi size Hüv verecek.
    Anlaşılmayan bir şey var mı?

    Yok, anlaşıldı komutanım diyerek aramayı sonlandırdık.
    işte şimdi tam anlamıyla
    operasyon
    başlamıştı
    ···
  20. 20.
    +1
    Beyler bu günlük bu kadar, yarın devam edeceğiz
    ···