1. 101.
    0
    olum bu başlığı okudum bakalım senin şeyin ne
    ···
  2. 102.
    0
    yarak devam
    ···
  3. 103.
    0
    okucam reserved
    ···
  4. 104.
    0
    takipteyim amk. bakıcam vizelerden sonra
    ···
  5. 105.
    0
    @82 devam et panpa güzel yazıyorsun. bir çok şeyle ilgilendim ancak bana en uygun yolun kabala olduğunun farkına vardım, gerçekten en mantıklı ve sade anlatımı içeren yol kabala. yalnız kabala bile kendi içerisinde sefirot ve klifot diye ayrılıyor. daha okuyacak çok şeyim var, bnei baruch merkezi internetten online dersler falan sunuyor şunları bi takip edeyim bakalım. bu arada sen herhangi bir merkezde, herhangi bir grupla kabala çalışıyor musun? eğer ciddi ciddi çalışıyorsan, kabalistsen, yardımlarını beklerim kardeşim. şahsen yeterince teorik bilgi elde ettikten sonra bir gruba katılıp ciddi ciddi kabala çalışmak istiyorum. şu anda bildiğim tek merkez bu bnei baruch işte, olursa onlarla iletişime geçeceğim.
    ···
  6. 106.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  7. 107.
    0
    reserved

    ulan ne adamlar varya.
    bu tarz şeyleri bi düşünen ben değilmişim demekki amk
    ···
  8. 108.
    0
    rizzörved
    ···
  9. 109.
    0
    tanrıyı kabul ediyorsun ama cennet cehennem yok he? sen fazla kaptırmışsın kendini bu mısırın büyüsüne.

    (bkz: ifrit buyu kabala ayinler hakkinda bilmedklerniz)
    ···
  10. 110.
    0
    rezerved
    ···
  11. 111.
    0
    reserveeeeeeeeeeeed
    ···
  12. 112.
    0
    up çıkı up up
    ···
  13. 113.
    0
    güzel anlatmışsın hepsini okurum gece
    ···
  14. 114.
    0
    @91 ödül-ceza kavramı bilinçsiz insanların erdem kazanmaları için gereklidir. ama sadece ilk aşamada... çünkü çoğumuz tehdit olmadan, yumurta g.te dayanmadan değişmiyoruz... değişmek istemiyoruz. ama erdemlerimizi kazanınca buna gerek kalmıyor çünkü nefsi kontrol edebiliyoruz.
    ···
  15. 115.
    0
    "hayatın amacı" konusunda çok mesaj geliyor, herkes diyor ki "evet berbat durumdayız her şey sıradan ama nasıl kurtulabiliriz?".

    cevabı basit:

    geçmişte yaşamayın panpalarım. eski alışkanlıklarınızı bırakmayasınız diye egonuz elinizden geleni yapacak. "bunlar olmadan sen bir hiçsin, değişirsen başına gelmeyen kalmaz, huzurun kaybolur!" diye tehdit edecek sizi.

    aslında ego söylemesi gerekeni söylüyor panpalar çünkü siz değişince eski ego ölür, yani kabala'daki faz tamamlanır ve bir üst seviyeye geçersiniz. ancak bu geçiş sürecinin hemen gerisinde korkudan kaçıyoruz. evet belki geçmiş monoton, belki sadece oksijen israfıyız ama güvenli. en azından bundan daha kötüsü olamaz diye avutuyoruz kendimizi.

    halbu ki her geçen gün daha da taka batıyoruz.
    ···
  16. 116.
    0
    işte panpalar bu tak çukurundan kurtulabilmek için ölmeden önce ölmemiz gerekiyor. tasavvufçuların yıllardır bahsettiği konu budur.
    yazımın başlarında verdiğim yeme-içme-uyku vs. taktiklerinin bir faydası da ölüm sürecinizin acısız geçmesini sağlamak. yaptığımız her eylemi bilinçli yapmayı da öğrenerek irademizi tamamen elimize alıyoruz panpalar.

    şu ana hükmeden geçmişine ve geleceğine hükmeder aslında. manevi öğretmenlerimizin bize bıraktığı bu fani oyuncaklarla bunu öğreniyoruz ve böylece yüksek varlıklar gibi özgecil(paylaşımcı diyeyim sizin dilinizle) oluyoruz. peki bu "manevi öğretmenler" kimdir?
    ···
  17. 117.
    0
    manevi öğretmenler derken bir form (insan, melek vs) hayal etmenize gerek yok panpalarım, kabala gibi amaca odaklı öğretilerde bu gereksiz tartışmalardan başka bir işe yaramaz. o yüzden "yardımcı enerjiler" dersek daha doğru olur.

    kabala'ya göre bu enerjiler dünyadaki olayları ve nesneleri rastlantısal olarak değil belirli bir amaca göre "yerleştirir". hepsi de insanlığın tekamülü içindir, yani gerçek amacımızı bulabilmek için. gerçek amacımızı daha önceki yazılarda yazmıştım, ama yine hatırlatacağım.

    çocukken sahip olduğumuz özgürlük hissi ve cesaretimiz ile elimizden geldiğince her şeyi keşfetmeye çalışırız. ancak büyüdükçe bu keşif arzumuz yön değiştirir. çocukken bizi tatmin eden şeyleri artık tatmin etmediği için bir kenara koyar ve yeni arzularımıza yelken açarız. yetişkinlik ve yaşlılık evrelerinde de durum değişmez. belki arzularımız değişmektedir ama "arzulama arzumuz" hep daim kalır. arzu tanrısal bir güçtür panpalar, tanrı'nın bize doğrudan verdiği ve kısıtlamadığı bir güç. belki tanrı gibi bütün evreni göremeyiz, onun gibi duyamayız ama arzularımızın ucu bucağı yoktur.

    gerçek arzumuzu hatırlatacağımı söylemiştim. panpalar çocukluktan yetişkinliğe, çıraklıktan ustalığa, müritlikten ermişliğe gerçek amaç hiç değişmez. manevi öğretmenlerimizin, tanrı'nın arzusuna sahip olmak, yani "vermek","ihsan etmek". bu da bizi şu noktaya çıkarıyor: bir kişi herhangi bir şeye ne kadar az muhtaçsa o kadar olgundur, o kadar tekamül etmiştir panpalar. bakın ne kadar çok sahipse demiyorum. yani bir insanın bankada milyonları olabilir ama hala para kazanmak isteyebilir. ya da hiç parası yoktur, kırsalda yaşıyordur ama paraya muhtaç değildir.

    kabalist muhtaç değildir panpalar; çünkü dünyayı rastlantısal görmez. o gerçeği aradığı sürece görünmez bir el hep ona yardım edecektir, bunun bilincindedir.
    ···
  18. 118.
    0
    reserved
    ···
  19. 119.
    0
    beni giblemediğin için okumuyorum amk
    ···
  20. 120.
    0
    bu arada @91 beyninizi gibeyim kardeşim, amseverin de beynini gibeyim. internetten iki makale okumuş yazı yazıyor huur çocuğuna bak hele.
    ···