insanlık için kökten değişimin manevi yönü

insanlığın bir gün büyük mücadelelere neden olacağı kuşkusuzdur.
sonunda varolma içgüdüsü galip çıkacaktır.
budalalık, korkaklık ve kendini beğenmişlikten oluşan insanlık bu içgüdü karşısında eriyip gidecektir. (bkz: )adolf reyiz özlü sözler

disiplin şudur panpalar. ne kadar az paranız olursa olsun paylaşacaksınız. 3 liranız mı var, dilencinin önünden geçerken 1-2 lirasını ona vereceksiniz. arkadaşınız borç mu istedi, verin verebildiğiniz kadar. paranızı harcamaktan çekinmeyeceksiniz. bunu her yaptığınızda zihniniz "para verdim, para harcadım" şeklinde bir kenara yazmaya başlayacak. daha sonra ise bu yavaş yavaş aristo mantığı ile şuna dönüşecek: "para verdim, demek ki param var". böylelikle "param yok" düşüncesini yavaş yavaş yok edeceksiniz panpalarım. bu da sizi başlarda maddi sorunların pgibolojik baskısından, orta vadede ise gerçekten maddi sıkıntılarınızdan kurtaracaktır zira parayı da sevmeye başlayacaksınız. ancak parayı sevince "çıkarcı pislik" haline dönüşmeyeceğiz panpalar, çünkü biz bolluk bilincini paylaşarak elde ettik ve o bilinci korumanın tek yolu da paylaşmaya devam etmektir. çıkarcı pislik tanımlaması parayı kazandığı halde bir kenarda tutan, kaybedeceği korkuyusuyla yaşayan adamlar için kullanılır. bu disiplini anlayabilirseniz, artık parayı her harcadığınızda "kaç tl kalmış acaba" takıntısı olmayacak çünkü hiç paranız kalmasa bile zihniniz size paranın kısa sürede elinize geçeceği mesajını verecek.

şan şöhret meselesine geçelim.

panpalar kabala'da her şey yaratan'a ulaşmak, ruh'u inşa etmek için yapılır. yani biz burada bolluk bilinci dedik ama 7 sülalenizi doyurmak için formüller vermedik. elindekileri paylaşan adam bolluktan haz alan adamdır. bu da ruhsal evriminizin yolunda haz döngüsünü kırıp bir sonraki seviyeye geçmenizi sağlayan etkenlerden biridir.

şöhret olayı da aynı şekilde panpalar. yani manevi hazzı tadabilmek için şan şöhreti de yaratan'ın yolunda kullanmak lazım. peki bu nasıl olur? başkalarını da uyandırarak, onların da doğru yola girmesini sağlayarak. benim bu noktada size örnek gösterebileceğim şahıslardan biri jim carrey'dir. zira kendisi sayısız hayır işlerine katılmış ve "yes man" gibi insanları hayata döndürücü filmlerin yapılmasını sağlamıştır.şöyle bir videosu da var, daha iyi bir dünya yaratmak ile ilgili konuşuyor:

http://www.youtube.com/watch?v=gweUyZawcDE

hayır kurumuna bağış için yaptığı bir video da burada:

http://www.youtube.com/watch?v=kc2NPeIFItQ

bunları siz de bağış yapın diye paylaşmıyorum panpalarım. grup ciks partilerinden, uyuşturucu batağından çıkamayan sözde ünlüler ile bu örneğin arasındaki farkı görün istedim.

çizelgede daha ilerisini anlatmayı şimdilik düşünmüyorum panpalarım, ama kabala'nın global hedefinden bahsedeceğim.

acaba neyin nesi bu büyük amaç? biraz önce şan şöhret meselesinde, iyilik için "insanların uyandırılabileceğinden" bahsettik panpalar. aslında bu sizin elinizden olmasa bile eninde sonunda başka birisinin elinden olacak. yazının başlarında da bahsettiğim gibi evrenin değişmeyen kurallarından biri olarak "her şey değişir" demiştik. işte panpalar, kabala'ya göre bütün insanlar bir gün manevi dünyaları anlayabilecek seviyeye erişecek.

"marduk 2012'de gelecek, herkes 12. boyuta uçacak, insanlar telekinezi yapabilecek" zırvalarının ana çıkış noktası burasıdır panpalar. kadim mistik öğretilerin çarpıtılmasıyla uydurulmuş maya hikayeleri ve "2012'de hasat olacak insanlar aydınlanacak" hikayeleri tonlarca kitaba basılarak yok satmıştır.

bu ara bilgilendirmeyi geçersek, bahsettiğim gezegen evrimi parabolik bir hızda gerçekleşecek. yani başlangıçta yavaş, fakat sonradan artış hızı katlanarak artacak. nasıl mı?

bir ada üstünde 10 tane insan olduğunu düşünün. bu insanların 5'i kabala çalışıyor ve kendi aralarında bir grup kurmuşlar olsun. bu çoğunluk çalıştıkça farkındalıkları ve farkındalıklarının getirdiği davranışlar ile diğer 5 insanı da yavaş yavaş etkileyecekler ve kendilerine çekeceklerdir. üzüm üzüme baka baka kararır misali yani. öğrenci yurtlarında, yerleşeceğiniz yeni odada insanlar çok titizlerse ve yatakları falan düzgünse siz daha incin bir öğrenci olsanız bile ister istemez daha derli toplu yaşamak zorunda hissedersiniz.

panpalarım size bir noktaya kadar kabala öğretisinden kesitler sundum ve amacın ne olduğunu genel olarak anlattım. daha fazla ilerlemek demek çok fazla terim ve detay demektir. sizi bu kadar yormamın bi anlamı yok sonuçta size burada kabala öğretecek falan da değilim. ama çok merak ederseniz, istemediğiniz kadar yazı bulacağınız bir türkçe link vereyim, isteyen okusun:

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/

sen ne anlatıyon lan değişik kabala falan?

önce kabala ne onu açıkla hakkaten "hakkı isteyen" mi yoksa hakka karşı olan mı

@47 hakkı isteyen.

@49 aynen kardeşim. paylaştıkça çoğalan şey sadece bilgi değil ;)

reserved

devam ?

rizörv

devam et bnei brauh, eloh eloh eloh !!!

Beyler dikkatli olun bence okumamanizi tavsiye ederim

Reserved devam panpa güzel yazıyorsun

bayağı oldu bu başlığa yazmayalı. aklıma gelmişken biraz daha döküleyim.

"secret" ve türevi şeylerde "düşün ve gerçekleşsin", "iste ve gör" gibi sloganlarla insanların her şeyi gerçekleştirebileceği söylenir. bu hem doğru hem yanlıştır panpalar. zira kabalistik düşüncede (aslında sufizm ve bazı uzakdoğu felsefelerinde de aynı) ruhsal yolda ilerleyen herkes ödül olarak bazı şeyler kazanır. doğru olan kısım buydu. ama yanlış olan, herkes kazanamaz.

ben burada piyasayı sarmış saçma sapan kitaplar gibi "hepiniz zengin olabilisiniz heeey" diye kandırmıyorum. daha önceki yazılarımda defalarca yazdım, yükselişin yolu şükretmek ve ışığa yönelmektir. çünkü siz kabınızı o'na açarsanız kap dolar. özgür irade evreninde olduğumuz için karar size aittir panpalar. inanmayan adam ışıktan da uzaktır, içinde büyük bir boşluk hisseder. maddi ve geçici şeylerle doldurmaya çalışır ama başaramaz.

benim gelmek istediğim nokta şudur panpalar. maddiyat için maneviyatı istemeyin, avcunuzu yalarsınız. zira maddiyat dediğiniz şey geçici çünkü dünyada her şey değişiyor. insan ömrü maksimum 100 yıl olsa yaşlılara soranız göz açıp kapayıncaya kadar geçti der.

anahtar şudur: sadece maneviyatı isteyin. maneviyatı istemek derken de oturup kitap okuyarak değil tabi. ne yapmak isterseniz onu yapın ama bunun için biraz yavaşlamak lazım panpalar. başlarda da anlattım, yemekte, sporda, cikste, her şeyde yavaş ve tadını çıkararak.

bunu söylemesi kolay ama neden yapamıyoruz peki diyenler oldu sözlükten. basit bir realite nedeniyle panpalar, basit ama reddedilemez bir olgu yüzünden.

reserve reserve devam et tam ihtiyacım olan şeyler.

devam et panpa dinliyos

bu basit ama reddedilemez olgu ölümdür panpalar. çok hızlı yaşıyoruz ama ne yaşadığımızdan bir tak anlamıyoruz afedersiniz. çünkü ölümü hiç düşünmek istemiyoruz. düşünmedikçe daha çok korkuyoruz, kaçtıkça gözümüzde daha çok büyüyor. hayatınızda en son ne zaman sakince durabildiniz panpalar? yani ne bileyim, 31 çekmeden, telefondan bilgisayardan internete girmeden, oyun oynamadan, kafada bir şeylerin hesabını kitabını yapmadan. sadece bir kuşu, böceği izleyerek, ya da bulutları izleyerek ne zaman durdunuz?

malesef bu soruyu kime sorduysam "herhalde durmuşumdur birkaç kez" diyerek belirsiz konuştu. ve bu elemanlara ne zaman ölümden bahsetsem öcü görmüş gibi kaçıyorlar. ama kimse ölümün bu hayatı anlamlı kıldığını inkar edemez panpalar. zira kabala çizelgesinin daha başında yer alan insanlığın en son isteyeceği şey ölümsüzlüğün keşfidir. çünkü yeri gelir herkes ölmek ister ama sorun şudur ki insanlar korkar.

panpalar geldiğimiz noktada bir sonuca varmışsınızdır umarım. ölümden korkunun sebebi ile yaşamdan haz alamamanın sebebi paradokstur. yani birinin sebebi öbürüdür. yaşamdan haz alamazsın çünkü ölümden korkuyorsundur. ölümden korkmanın sebebi de yaşamdan haz alamamandır.

biz bu kısır döngüyü kırabilir miyiz? ölüm korkusunu yenebilir miyiz? formülü uygularsak evet. bilmeyen panpalarım yazıyı baştan okusun hepsini yazdım örneklerle.

yaşamdan haz alan adam ölümden korkmaz. çünkü seviyenize uygun olarak hazzınızı alırsınız ve bu tatmin duygusu sizin farkındalığınızı da arttırır. bu farkındalık sayesinde ölümün de aslında sadece yaşamın bir parçası olduğunu anlarsınız. ama anlamaktan kastım zihnin çıkarımı değil, ilham şeklinde. kabalaya göre tatmin edilen arzular derin bir içgörü sağlayarak ileriye gitmenizi sağlar.

o yüzden demem odur ki gibindirik meseleler yüzünden canınızı sıkmayın, kendinizi gerçekleştirmeye bakın. deneyin, yanılın, düşün, sonra tekrar doğrulun panpalar. küçük çocukken nasıl ki cesurduk ve büyüdükçe cesaretimizi kaybettik, şimdi onu tekrardan kazanabiliriz. ama kazanmak için yine o küçük çocuk gibi biraz gözü kara ve saf olmamız lazım. birçok öğreti insanın kamilliğe ulaşabilmesi için saflaşması gerektiğini boşuna vurgulamıyor, sadece edebiyat derslerinde değinmelik şeyler değil amk bunlar.