1. 26.
    0
    hızlı yazarsan güzel olur kardeşim.
    ···
  2. 27.
    0
    Bu adam size bir kişisel gelişimci edasıyla kabala öğretisini aşılamaya çalışıyor. Her bulduğunuzu okumayın beyler. Dikkat.
    ···
  3. 28.
    +1
    ortadoğu'nun ve çoğu afrika ülkesinin bu kadar geri kalması, buna karşılık avrupa ülkelerinin ve kuzey amerika'nın çok gelişmiş olmasının sebebi bu evrensel kuraldır. çünkü cahil insan sürüleri henüz 1. aşamayı geçememişler ve bedensel hazlarında takılı kalmışlardır. buna karşılık avrupa ülkelerinin çoğu toplumsal olarak 3. seviyedededir. eğer barbar bir toplumun saldırısına uğramazlarsa 4. seviyeye ulaşmaları sürpriz değildir ve gerçek "israil"i yaratacaklardır.

    bu arada israil kelimesi kabala'da "kendini yaratan'a yönlendiren" anldıbına gelmektedir. aklınıza illuminati falan gelmesin diye söyleyeyim dedim. "kalpteki nokta" ise doğu öğretilerindeki "üçüncü göz" ile hemen hemen aynı anlamdadır; yaratan'a duyulan büyük arzunun başlangıç noktasıdır.

    peki bizi ilgilendiren asıl soruya gelelim. biz bu çizelgede nasıl ilerleyeceğiz? ruhu nasıl inşa edeceğiz?
    ···
  4. 29.
    +2
    panpalar sorum şu, biz gerçekten insan olmak istiyorsak ne yapacağız? tamam çizelgede güzel anlatmış. önce bedensel arzuları aş, sonra parasal kaygılar, şan şöhret. sonra bilim ve politika aşamasına geç ve en sonunda maneviyata ulaş. gördüğünüz gibi bunun kişisel gelişim zırvalıklarıyla bir alakası yok. size direkt olarak "mutluluk evrene mesaj göndererek gelir" demiyorum. kabala'da bahsedilen maneviyatı hissetmek sanıldığı kadar kolay değil. iki dua oku cennet ayaklarında olsun değil yani. sabır, özgüven ve en önemlisi cesaret istiyor. bunlardan biri bile ekgibse yolda tökezlersiniz.
    ···
  5. 30.
    0
    Reserved okuyom
    ···
  6. 31.
    +1
    size önereceğim şeyler tamamen bakış açısı ile ilgili olacak. çünkü başlıkta da yazdığım gibi "manevi yönü" ele alıyorum.

    şimdi çizelgemizin ilk aşamasına gelelim, yani "cansız" seviyesine. öncelikle bedensel arzularımızı aşmamız gerekiyor. ancak bunları aşmanın yolu onları bastırmak değil, yaşayarak anlamaktan geçiyor. yeme ve içme alışkanlıklarımıza yeni bir bakış açısı getirmeliyiz.

    panpalarım formül şu: yemeğimizi yavaş yavaş ve her lokmasını tadarak, ağızda dağılışını hissederek yiyoruz. tıpkı magnum reklamındaki kadın gibi. yani karşınızda karşı cinsten birini size hayran bırakacak şekilde. ama bizim amacımız burada malı zütürmek falan değil, boğazımızdan geçen her dilimde yaratan'ın bize verdiği bu nimet için şükrederek. çok aceleniz olmadığı zamanlar bunu deneyin ve faydasını görün. yemeğiniz bir "zorunlu ihtiyaç"tan çıkıp müzikal hale gelecek.

    içecek konusunda da aynı formülü izleyerek daha çizelgenin başında mutluluğu ufaktan yakalamaya başlayabilirsiniz. ama unutmayın, siz sadece bu hazlar için yapmıyorsunuz. istediğiniz şey değişmek, daha doğrusu olması gereken bu. şimdi ciks konusuna geliyorum.
    ···
  7. 32.
    0
    ateistler napacak aq ozaman
    ···
  8. 33.
    0
    takipteyim panpa.bi kısmını okudum. ahanda şu entryle damarıma bastın

    arzu, bizi değişime iten yegane güçtür. bizler, geçmişteki birikimlerimizle geleceği planlayabilen varlıklar olarak, tatminsizlik denilen şey olmasa ilerleyemezdik. bu nedenle depresyondaysanız ve bir hayat monotonlaşmışsa, hep aynı şeyi yapıyormuş gibi hissediyorsanız bunun tek bir sebebi var: değişim zamanınız geldiği halde değişmiyorsunuz. evrensel güce karşı direnip, eski alışkanlıklarınıza takılı kalmak istiyorsunuz. yani hala aynı yemeği yemeye çalışıyorsunuz ancak daha önce de anlattığım gibi o kadar çok yediniz ki artık size haz vermiyor, kusmak üzeresiniz.

    ben değişime direnmişim demekki. neyse şimdi çıkıyom sonra gelcem.
    yarın vize var amk ders çalışcam
    ···
  9. 34.
    0
    reservedd
    ···
  10. 35.
    +1
    @28 panpa ateistler kabala'yı ve diğer manevi akımları reddedecekleri için okumak zorunda değiller. ben en azından bir yaratıcı'ya inanan insanlar için paylaşıyorum bunu.
    ···
  11. 36.
    +1
    ciks nedir panpalar? önce bunu tanımlamamız lazım. günümüzde neredeyse bütün genç nesil ferre izliyor, ciks hakkındaki tüm fikri ferrelardan ileri geliyor. duygu yok, hayvan belgesellerinden farksız. bu nedenle haz da sınırlı. oysa ciks sadece bu değil.

    partnerinizle konuşarak, küçük oyunlar oynayarak, ereksiyonu mümkün olduğunca geciktirerek gerçekleştirmeniz lazım. bunu hakkını vererek yapabilirseniz öyle bir hazza ulaşırsınız ki bundan sonra ferre ve çıplak modellere bakıp yapılan mastürbasyon gibi bağımlılık yaratan şeylere elini bile sürmezsiniz, hatta onunla da kalmaz böyle bir haz yaşadığınız için yaradan'a şükredersiniz panpalarım. bu da insanlık için küçük ama sizin için büyük bir adım olur. yine aynı şekilde, çoluğunuza çocuğunuza da ciksi bir üreme yolu olarak değil de sevgiyi paylaşma yolu olarak öğretmeniz onların ruhani evrimi açısından faydalı olacaktır.

    bu arada, partner demişken kabala'daki "grup" mevzusuna değinmenin zamanı geldi. grup ciks falan gelmesin aklınıza, anlatıyorum sabredin.
    ···
  12. 37.
    +2
    kabala öğretisinde, benzer bilinç seviyesinde üyelerden oluşan "grup"lar vardır. eğer kendinizi daha hızlı ilerletmek istiyorsanız ve bahsettiğimiz çizelgede bir aşamaya takılıp kalmak istemiyorsanız bunun en etkili kurtuluş yolu, tıpkı sizin gibi tekamülü ve ilerlemeyi arzulayan insanlarla birlikte olmak. bunlar olmadan yapamazsınız demiyorum ama disiplininizi kaybetmemek açısından çok önemli bir faktördür. sonuçta bir elin nesi var, iki elin sesi var. grup üyelerinden biri ruhsal çizelgede düşme eğilimi gösterirse diğerleri elinden tutar. bu şekilde "united we stand divided we fall" deyimi gerçekleşmiş olur.

    aslında bu tip grup anlayışı pek çok oluşumda vardır panpalarım. mesela masonlar olsun, rotary kulübü veya bazı dini cemaatler gibi yapılanmalar olsun hep "kardeşlik" ilkesini benimserler. birbirlerine kayıtsız şartsız yardım ederler. bu bakımdan birbirlerinin hem dostu, hem de öğretmenidirler. bu tarz grupların politikada nasıl etkin olduğunu kestirmek zor değil anlayacağınız.
    ···
  13. 38.
    +1
    panpalar uykum geldiği için yatıyorum. yarın müsait anımda çizelgeye devam edeceğim. ayrıca kabala'nın dünyada beklediği asıl değişimden de bahsedeceğim. konuyu elimden geldiğince sıkıcılıktan uzak tutmaya çalışıyorum ama derin bir konu, çok terim var. sabrınıza hayranım, iyi geceler.
    ···
  14. 39.
    0
    reserved
    ···
  15. 40.
    +1
    uyku ve spor konusuna değinmek istiyorum biraz da. panpalar bu konuda toplumca sınıfta kalmış vaziyetteyiz özellikle genç kitlenin büyük kısmı doğru düzgün spor yapmıyor ve düzenli uykusunu almıyor. şimdi ben size egzersiz programı falan verecek değilim, internette istemediğiniz kadar var bunlardan.

    bir insan neden uykusuz kalarak kendisine eziyet eder? neden hiç bedenini önemsemez? üşengeçlik ya da şartların uygun olmaması falan değil panpalar. bunların hepsi kılıf. asıl sebep şu, kendini sevmemek, önemsememek. tabletine toz konsa iyice temizleyen adam günde 5 saat yatıyor ve yarım saat bile spor yapmıyorsa bu yaşadığı şey hayat değildir panpalar. gözlemlerime göre böyle düzensiz hayata sahip hiçbir insan mutlu değildir, ya yapmacıktır ya da alkol&sigara gibi şeyler kullanarak üzüntüsünü saklıyordur.

    yazının başından beri bahsettiğim yeme, içme,ciks, uyku vb. konularda önerileri dikkate alıp kendinizi düzenlemeye başlasanız, sadece 30-40 gün sonra nasıl bir şey haline geleceğinizi hayal edin. hayal ederseniz kendinizi daha çok teşvik edersiniz dostlarım.

    ancak şunu tekrar etmemde fayda var. sadece bu anlattıklarımla asıl amaca ulaşamazsınız. tabi ben bunu kabalistik açıdan diyorum. isterseniz bırakırsınız ama unutmayın ki hep yerinizde sayarsanız yine haz-arzu çarpışması sonucu tatminsizlik baş gösterecek ve daha sonraki aşamalara geçmeye zorlanacaksınız. bu zorlamaya meydan okursanız yine depresyonlar ve çıkmazlar sizi bekliyor. bu evrenin temel kuralıdır panpalar, burası rahat yeaaa deyip kalamazsınız. inanıp inanmamakta serbestsiniz, ama kabala'ya göre amaç "insan" seviyesine erişip manevi dünyaları hissedebilmektir. er ya da geç hepimiz o çizelgedeki aşamaları geçeceğiz panpalar, bu hayatımızda veya sonraki hayatlarımızda.

    şimdi çizelgedeki ikinci aşamaya geçeceğim yani "bitki" seviyesine, para ve bolluk mevzularına.
    ···
  16. 41.
    0
    bu noktada bana diyebilirsiniz ki " moruk para ile maneviyatın ne alakası var" diye. kabala'da bu dünyada görmüş olduğunuz her şey, manevi tarafta olan şeylerin yansımasıdır panpalar. yani manevi tarafta "sebepler" ve dünya'da da "sonuçlar" vardır. çizelgedeki birinci aşamayı aşabilmiş insan para ve şöhret gibi şeyler için zeminini hazırlamıştır, yani egosu artık bu şeylere rahatlıkla odaklanabilir. ama para amaç olmayacak panpalar, size zengin olma formülü falan vermemi beklemeyin. ben size dünyadaki fakirlerin niye fakir ve zenginlerin neden zengin olduğunu kısaca anlatacağım.

    dediğimiz gibi, kabala'ya göre manevi tarafta bir şeyin sebebi ve bu dünyada ise sonucu vardır. yani panpalarım siz bu dünyada fakirseniz bunun manevi tarafınızla, düşüncelerinizle bir ilgisi var. peki nedir bu ilgi? bu ilgi, yoksunluk bilincidir. bu mevzu pek çok kişisel gelişim kitabında da geçer ve panpalar size bir sır vereyim mi, bu kişisel gelişim dediğimiz şeylerin hepsi tasavvuf ve kabala gibi mistik ve yarı mistik öğretilerin makyajlanmış halidir. kendi çıkarına göre bu bilgilere şekil verip para kazanan onlarca kişisel gelişimci eleman vardır. ama kişisel gelişim kitaplarına duyduğunuz önyargı yüzünden bu vereceğim bilgiyi çöpe atmanızı istemem, sonuçta gerçek gerçektir.

    yoksunluk bilincini anlayabilmeniz için beynin yapısını biraz özet geçeceğim, sabredin.
    ···
  17. 42.
    0
    osurdum amk
    ···
  18. 43.
    0
    zihnimiz bir kaset gibidir panpalar. ne yüklerseniz o çalıp durur. sokakta parasız gezdiğinizde, bir vitrinde eşya görüp alamadığınızda, marketten eliniz boş döndüğünüzde zihniniz "para yoktu alamadım" şeklinde yazar bunu bir kenara. ne kadar yazarsa bu bilinçaltımıza o kadar işler ve sonunda kendimizi fakir hissetmemize neden olur. çünkü arka fonda bu "para yok" şeklindeki düşünce sürekli çalmaktadır ve biz farkında değilizdir. bunun kaderimiz olduğunu düşünmeye başlarız ve her şey daha kötüye gider.
    peki çözüm nedir? bu olumsuz durumu nasıl çevirebiliriz? "evren'den 5000 lira talep ediyorum, param var zaten" şeklinde olumlama yapmayacağız tabi. zihnimizi kandıramayız dostlar, paramız yoksa yoktur. ama bu durumu düzeltmek için küçük bir disiplin uygulamamız gerekecek.
    ···
  19. 44.
    0
    Kabala nın arka yüzü! israiloğulları henüz Hz. Musa (as) hayatta iken
    dahi, Eski Mısır'da gördükleri putların benzerlerini
    yapıp onlara tapınmaya başlamışken, Hz. Musa
    (as)'ın vefatının ardından daha ileri sapmalara
    kaymaları zor olmamıştır. Kuşkusuz tüm Yahudiler
    için aynı şey söylenemez, ama aralarından bazıları
    Mısır'ın putperest kültürünü yaşatmış, dahası bu
    kültürün temelini oluşturan Mısır rahiplerinin
    (Firavun büyücülerinin) öğretilerini sürdürmüş, bu
    öğretileri Yahudiliğin içine sokarak onu tahrif
    etmişlerdir.
    Eski Mısır'dan Yahudiliğe devrolunan öğreti,
    Kabala' dır. Kabala da, aynı Mısır rahiplerinin
    sistemi gibi, ezoterik (gizemli) bir öğreti olarak
    yayılmış ve yine Mısır rahipleri gibi temelde büyü
    ile ilgilenmiştir.
    ···
  20. 45.
    0
    yahudi araştırmacı Shimon Halevi bi kitabında diyor "Pratikte Kabala, kötülüklerle ilgilenmenin yolu ve
    semboller yoluyla pgibolojik dünya üzerinde güç
    kazanmanın tehlikeli bir sanatı ve büyüye dayalı bir
    formudur." yani bu işler büyü müyü işleri beyler. şeytani bir pagan kültürüne ait. bu yüzden şeytana tapan illuminati bu öğretiye sahip.
    ···