insanları etkileyebilmenin en iyi yolu

gibtir et,siyah cilt var bende. john bilmem ne.kitap hep aynı yola çıkıyor:doğunun boşverme gücü.

oyalama insanları huur cocuğu, birşeyler biliyorsan anlat ; bilmiyorsan gibtir git amk.

anlat panpa

panpa takipteyim umarım devam edersin buna ihtiyacım var değişim istiyorum

bende hukuk okuyordum ama ilgimin pgiboloji oldugunu görünce bu sene öküzgibi calıstım boğaziçi pgiboloji geldi bu sene ordayım boğaziçinde olan varsa yazsın amk

böyle amelelere prim vermeyin , daha cümle kurmaktan aciz liseli bir binten medet umuyorsunuz . isteyen pm ye gelsin insanları nasıl köleniz haline getirilebilineceği üzerine okumanız gereken yazıları sizinle paylaşayım ama bu ne olduğu belirsiz gibik sıradan liseli ergenlere prim vermeyin lütfen. Kullandığı kelimelerden bağlaçlara değin hiper liseli bu bin. Bunu farkettiğinizi umuyorum.

panpalar burada olan var mı biraz paylaşım yapmak istiyorum belki gece giremeyebilirim, vakit buldukça okursunuz

Panpa ben dinliyorum.

Şimdi panpalar bir noktaya açıklık getirmek istiyorum, benim burada anlattıklarımı veya anlatacaklarımı, anlatan kişisel gelişim kitapları var tonlarca, “5 adımda kız gibme rehberi, 10 soruda beyninizin gücünü keşfdin” gibi…
Benim onlardan farkım ne peki? ilk olarak ben burada kitap yazmıyorum, o yüzden bazı amklarım benden “suç ve ceza” kurgusu beklemesin,
iki, o tarz kitapları yazan adamlar, pgiboloji pdr pgiboterapi gidi alanlardan mezun olmayan tek amacı para kazanıp, insanlarla dalga geçmek olan huur çocuklarıdır. Benim burada ki tek amacım, birikimlerimi sizlerle paylaşmak, ileride gibkofield gibi blog açıpta Google reklamları ile sigara almak gbi bir amacım da yok.
Üç, Benim şu ana kadar vurguladığım şeylerden dahi bazılarını üniversite lisans derslerinde “ders” adı ile okutuyorlar amklarım, zütümden hiçbir şey sallamıyorum, bilim dünyasında kabul görmüş şeylerden bahsediyorum ya da bahsedeceğim, pgiboloji okuyan mezun her ne taksa tanıdıklarınızı getirin, “böyle bir kavram yok” derse zütümde ki taka yapışmış kılları bana yedirin
Dört, bunun üzerine hala benden “ ben biliyom bunları, ççç olmamış bu, Türkçeyi düzgün kullanamıyorsun “ gibi saçma salak şeylerle karşıma geçip laf edenlerin de başlığı ciddiyetle takip edenler tarafından giblenmemesini istiyorum…

para

Beş ve sonucu olarak, benden, ekşi sözlük şiveli, düzeyli, noktalı virgüllü, akademik bir dil bekleyen huur çocukları; eğer öyle bir tarzda yazmak isteseydim, burada değil orada ya da diğer pgiboloji forumlarında yazardım, umarım bu açıklamam yeterli olmuştur, (yani buradaki bazı am laleleri ile ya da liselilerle konuşacak kadar düzeyi indirebilirim de, ki yeri geldiğinde entelektüel bir biçimde felsefe yapacak kadar derin konularda da kendimi ifade etmesini bilirim de, düzeyli bir şekilde konuşacağınızı bilsem, schopenhauer ve nietsche’nin temel öğretilerinin modern pgiboloji üzerine yansımalarını tartışabiliriz)
Bundan sonra “ ne mezunusun kimlik göster, liseli eheh” triplerine girecek arkadaşlar bu partı okumadan yorum yapmasınlar, konu kapanmıştır…

Part 2,
panpalar şöyle bir özet yapmakta fayda var, ilk adımda şunu gördük ki “düşünce davranışı değiştirebilir, düşünceleri değiştirebilmeyi öğrenmek, istediğimiz amaca ulaşma yolunda ilk ve en önemli adımlardan biridir.”
Şimdi geldik 2. Adıma,
Panpalar bu adımda, düşüncelerin nasıl oluştuğunu ayrıntılı bir şekilde örnekler üzerinden göreceğiz,
“ne var ki amk düşünüyom oluyo işte” diyenleri duyar gibi oluyorum, gelin bu durumu pgiboloji sözlüğünden bir iki kavramla açıklayayım
Klagib koşullanma-edimsel koşullanma
Bazı sözelci binler lys’ye flan hazırlanırken duymuş olabilirler bu kavramları, “ he amk köpek ağzından salya akıyo, zil çalınca o değil mi” evet öyle bin ama biz bu koşullanmanın insanlar üzerinde nasıl oluştuğunu günlük hayattan örneklerle açıklayacağız.

ilk önce edimsel koşullanmadan bahsedeceğim binler.
Edimsel koşullanmada özetle şudur, bir davranışı sergiledikten sonra ödül alıyorsanız aynı davranışı sergileme durumunuz artacaktır, bazı binler anlamadı tabi, bir örnekle durumu somutlaştıralım:
Burayı çok iyi dinleyin binler
Şimdi senin kafanda bir kız şeması vardır, “ boyu, huyu, tipi zütü vb” şöyle olsun diye.. benim yok demeyin herkesin vardır ya da zamanla mutlaka oluşur, kafanızda bu düşünce kalıbı ile yaşamaya devam ederken aniden karşınıza bir kız çıkıverir, kimi zaman sınıfta kimi zaman çalıştığınız iş yerinde kimi zaman otobüs durağında. ilk başlarda kızdan sadece hoşlanırsınız, kızla biraz samimi olursnuz, yavaş yavaş o “kafanızda ki düşünce kalıbı” devreye girmeye başlar. Nasıl mı? “abi kız bana süreklş yakın davranıyor, bir espri yapıyorum hemen gülüyo, sinemaya davet ediyorum evet diyor, telefonda mesaj atıyorum karşılık veriyo, demek ki kız bana aşık” seni amk salağı seni, ondan sonra da kıza açılırsınız “ ben seni arkdşım olarak görüyorum der” kız, “Kezban” diye tak atarsınız demi.

Gelin burada edimsel koşullanmanın nasıl gerçekleştiğini birlikte görelim: neyi binler, ilk önce davranışı sergilersin, eğer hoşa giden bir ödül alırsan o davranışı yapma durumun devam eder, örnekte nasıl oluyor, “ kıza mesaj atma=davranış, kızın sana geri dönmesi= hoşa giden uyarıcı”
Varan 1, düşünce gelişiyor hemen “ bu kız da bana karşı bir şeyler var ya du bakalım”… ödül geldi o halde benzer davranışlar devam eder
“kızı sinemaya davet etme= davranış, kızın sana evet demesi= hoşa giden uyarıcı ya da ödül”
Varan 2, düşünce kalıbı gelişmeye devam ediyor “ bu kız bana karşı boş değil amk”
“kızla baş başa buluşmak için yapılan çağrılar=davranış, kızın senle baş başa sürekli buluşmak için evet demesi= hoşa giden uyarıcı ya da ödül”
Varan 3, düşünce kalıbı oturdu artık “aga bu kız beni seviyor amk ben bu kıza açılcam”
“kıza açılmak= davranış, kızdan gibtir yemek= paha biçilemez amk = hoşa gitmeyen davranış, ceza”
Varan 4 “amk kezbanı….”
Şimdi panpalar burada ki erkeğimiz, en sonunda yine bir davranış sergiledi, ama ödülü olan yani alması gereken cevap” evet aşkım beni gibebilirsin” cümlesini alamadığı için sürekli kıza yavşama davranışı söner, yani bir daha sergileme eğilimi göstermez, ( kıza karşı saplantı geliştiren huur çocuklarnı ayrı bir başlık altında inceleriz sonradan)
Çoğunuz bu şekilde kendi kendine yarattığı düşüncelerle kıza aşık olur ve bu şekilde koşullanma gerçekleşir, kıza tapılır içkiye verilir dersler boşlanır, her şey gibtir edilir.
Peki soracaksınız? Burada ki hata nerede diye?

Düşünce kalıbının yanlış gelişmesi tabi ki, şimdi daha iyi anlamışsınızdır diye tahmin ediyorum düşünce ve davranış arasında ki ilişkiyi,
Panpalar o yüzden ilk yapmamız gereken düşünceyi geliştirirken, bu tip noktaların farkında olmaktır, adamda “kızı sinemaya zütürdüm bu kızla gibişcem diye” düşünce kalıbı gelişirse elinde patlar tabi amk, o yüzden düşüncenin kendiliğinden gelişmesine izin vermeyin, bu dediğim koşullanma gerçekleşirken insan çoğu zaman bunun farkında olmaz, ama ben size bunun fark edilebileceğini söylüyorum. Bu kalıbı fark ettikten sonra işte kendi düşüncelerinize yön verebilmeyi öğreneceksiniz, ilk pratik uygulama bu,
Ben çoğu kişinin ortak noktalarından biri olduğu için bu salak örneği verdim, sizlerde kendi hayatlarınızda böyle sizin için stres ve sıkıntı oluşturan olaylara karşı bu tarzda bir bakış açısı geliştirmeyi deneyin, yani “nasıl koşullanıyorum, o düşüncenin oluşmasını sağlayan süreç hangi olaylardan meydana gelmekte, bunun neresinde değişiklik yapabilirim?” bunu yavaş yavaş fark ettikçe, düşüncelerin nasıl değişebileceğini öğreneceksiniz,
Panpalar, insanları etkileme sanatında ilk önce, düşüncenin değişebileceğini görmenizi istiyorum, düşünceleri değiştirebilmeyi size söyleyeceğim diğer yöntemlerle birlikte kullandıkça nasıl bir değişim içine girdiğinizi kendiniz göreceksiniz, bu yüzden kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru giden bir dil kullanacağım, konularımız da bunun etrafında şekillenecek.

reserved

Bu koşullanmanın nasıl gerçekleştiğinin anlaşılması için bir iki örnek daha verme gereksinimi duydum.
Din
Koşullanmanın en güçlü örneklerini dinde görebiliriz. Kader üzerinden olayı açıklamak istiyorum.
Malum dinimizde kadercilik anlayışı en çok tartışma konusu olan bölümlerden bir tanesidir.
Kader anlayışının insanlarda nasıl oluştuğunu öğrenmek istemez misiniz?
Örneğin, hayatımızın yönünü belirleyen sınavlar. Kpss, ygs, lys, sbs… bunlardan birisine girmek üzere olduğunuzu düşünün, hatta girdiniz pek çoğunuz, sınav sonrasında sizin ve aileniz tarafınızdan en çok söylenen cümleler “ artık allah a kalmış, allah hayırlısını versin” sözleri ile tevekkül yapılır. Sonuçlar açıklanır, istemediğiniz bir yer gelir, gitmezsiniz, sonra bir iki ay içerisinde iyi bir iş bulursunuz, ne denir sonra “ bak her işte bir hayır varmış, gitmemen isabet olmuş.” Çoğumuzda ki aile anlayışı böyledir.
Sergilenen davranış= sınav sonrası Allah a tevekkül etmek, güvenmek; gitmeme sonucunda bulduğunuz iş= size verilen ödül,

E ne oluyor bundan sonra? Hemen hemen her davranış sonrası “allah hayırlısını versin, hayırlı değilse vermesin” denilerek sonuç iyi ya da kötü ne olursa olsun Allah ın her zaman bizim yararımıza olan şeyleri dilediğimiz çıkarımını yapıyoruz.
“işte kadercilik de buradan doğuyor, kafamızda gelişen düşünce şekli: Allah a tevekkül ettiğim zaman Allah bana yardım eder,” koşullanmayı az da olsa idrak edebildiniz mi?
Her işten sonra Allah a sığınmak buradan geliyor. Bizim için ödül olan davranışı bir kere gördük mü, sürekli o davranışı devam ettirme eğilimindeyiz. Bazı panpalar olaya “ ilahi” bir bakış ile bakabilirler, onlara saygı duyarım, ama insanda oluşan kaderci anlayış bu şekilde oluşmakta,
“Kadere inanmak Kuran da yazıyor yaa panpa ondan inanıyorum ben” diyen panpalara da ödev olsun bu şekilde oluşan koşullanma sürecini de onlar bulsunlar.
Özetle demek istediğim, gibindirik bir kız arkadaş meselesinden tutun da insanların inandığı en güçlü değer olan dinlerin temel değerleri insanlar da bu şekilde oluşmaktadır.

rezerddd

rezervasyon