1. 51.
    0
    bu gece kimi gibsemki acaba
    pgibolojide yer alan "yansıtma" konusunu sonraki başlıklarda işleyeceğim.
    ···
  2. 52.
    +1
    gollumun abisi
    dostum, nlp, yani bilmeyenler için açıklayalım; nörolinguistic programming.

    türkçesi; nörolinguistik programlama.
    daha da türkçesi ;
    nöroloji : temel olarak zihin. zaten "nöro" vurgusunda, nöronlarla, dolayısıyla zihin/beyin odaklı olduğunu söyleyebiliriz.
    linguistic : "language" ne demek biliyor olduğunuzu varsayarak devam ediyorum, linguistic, dili kullanış biçimimiz diyebiliriz.
    programming : programlama işte, daha ne?

    mümkündür, faydalıdır. anlattıklarım, nlp ile dolaylı yoldan ilgilidir. yeterince geliştirilebilirse mükemmele en yakın insan profili rahatça elde edilebilir.
    ···
  3. 53.
    +2
    yannan fm
    teşekkürler dostum. bu tür bir başlığın kate upton'un cicikleri karşısında 8. sayfayı görmesini sağladığın için bir defa daha teşekkürler.
    ···
  4. 54.
    0
    dostlar;
    buralardaysanız dokuzuncu maddeyi vereceğim. takipte olanları görmemiz mümkün mü?
    ···
  5. 55.
    +1
    09 -

    sıcak kanlı olmayı yalnızca basit bir cümle olarak ele almayın.
    ilkokulda öğrendiğimiz “yılan soğuk kanlı bir hayvandır” bilgisini hatırlayın. soğuk kanlı insanları gözünüzde canlandırın.
    şimdi size, sıcak kanlı ve soğuk kanlı kavramlarını çok basit bir üslupla aktarıp aradaki farkı görmenizi sağlamaya çalışmak istiyorum.
    “soğuk kanlı insan” dendiğinde aklımızda hemen “cool” insan görüntüsü belirir. heyecan verici ya da bir nebze de olsa korku gerektiren durumlarda sükuneti elden bırakmayan, stres anlarında mantıklı kararlar verebilen insan tipini düşünürüz. “meltem çok soğuk kanlı abi, biz altımıza sıçtık kız ne biçim sakindi anasını satayım” içten içe bir takdir cümlesidir. bilirsiniz. yani soğuk kanlı dendiği vakit, aklımızda canlanan insan tipi, takdir edilesi, olaylar karşısında sakin kalmayı başarabilen, örneğin, bir bombayı imha etmek için kablo keseceği sırada, elleri dahi titremeyen insanlar olacaktır.
    “sıcak kanlı insan” dendiğinde ise aklımıza gelen durum “samimi” kavramıdır. “halis çok sıcak kanlı bir adam oğlum, nasıl yapıyor bilmiyorum ama insanlarla iki dakikada samimiyet kurabiliyor” da içten içe bir takdir cümlesidir. sıcak kanlı dendiği durumlarda aklımızda canlanan insan tipi en gergin durumlarda dahi, insanlara yaklaşımını dengeli şekilde belirleyebilen ve genelde neşeli, sevecen tür olacaktır.
    buraya kadar hemfikirsek, buradan sonrası daha tatlı gelecektir.
    “soğuk kanlı insan” ve “sıcak kanlı insan” kavramlarındaki "kanlı" kelimesini cümle dışına atalım mı? peki. attık.
    bu defa elimizde “soğuk insan” ve “sıcak insan” kaldı. ilk bölümdeki “soğuk kanlı insan”, kanlı kelimesi çıkınca “soğuk insan” olarak, ilk anlamından ayrıldı, dikkat ettiniz mi?
    zira, “soğuk insan” dendiğinde aklımızda beliren görüntü, bireylerle samimiyet kurmayan, diyaloğa girmeyen, bırakın cool görünmeyi, uzak durup hiç görünmemeyi tercih eden, hatta ve hatta neredeyse “itici” bir insan tipine dönüştü.
    hayatınızda “oğlum, çok suratsız çok soğuk bir kadın şu şebnem, insanın içini sündürüyor” gibi bir cümle kurmuşsanız, söylediklerimi anlamış olmalısınız.
    ve fakat, “sıcak insan” dendiğinde, ilk bölümdeki anlamından bir santim dahi uzaklaşmadığını görmüş olmalısınız.
    “sıcak kanlı insan” zihninizde hangi görseli açıyorsa, “sıcak insan” da aynı görüntüye can veriyor.
    dolayısıyla “sıcak” olmak, iletişimde size +1 daha kazandıracaktır. bu kaçınılmazdır. üstelik bunu hayatınıza yaymak için çok kasmanıza dahi gerek yok.
    biriyle tokalaşacağınız sırada elinizin sıcaklığı yüksek seviyedeyse karşınızdaki birey size daha yakın olmayı tercih edecektir.
    kuşlar bile “sıcak” yerlere göç ederler ve bu yaptıkları tamamıyla içgüdüsel bir davranıştır.
    insanlar, içgüdüleri olmayan varlıklardır fakat insanda da güdülenme dediğimiz hadise vuku bulur.
    vücut sıcaklığımız dahi ortalama 36,5-37 dereceyken genel anlamda soğuğu sevmiyor olmamız son derece olağandır.
    tüm bunlara bağlı olarak, sıcak bir ortam, sıcak bir aile yuvası, sıcak bir mekan, sıcak insan dendiğinde içimizde “orada bulunma isteği” hayat buluyorsa, bunu denemekte herhangi bir sakınca yok demektir.
    biriyle tokalaşacağınız zaman, ellerinizin sıcak olmasını sağlayın, faydasını göreceksiniz.
    fakat dikkat edin, yağmur yemiş asfalt gibi su içinde olmasından söz etmiyorum, yalnızca sıcak olması yeterli.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    +1
    dostlar;
    anlaşılan bu gece alakamız yok. duruma göre, bir madde daha vererek geceyi kapatabiliriz.
    ···
  7. 57.
    +1
    gollumun abisi
    biliyorum dostum. ben de gidiyorum. yarın geldiklerinde takip edeceklerdir diye umuyorum. aktif olan birkaç kişi olduğu sürece yeterli burası için.
    ···
  8. 58.
    +3
    10 -

    insanlar, hayatları süresince kendilerine ait bir resim oluştururlar. bu resim en küçük detaylarına kadar çizilmiştir.
    birey, tüm yaşantısını bir resme sığdırır ve topluma bu şekilde sunar. biz buna toplumsal imaj deriz.
    bireylerin imajlarından caymaları, neredeyse imkansızdır. fakat dikkat edin, imkansız değildir, “neredeyse” imkansızdır. yani imkansızdan birkaç durak önce.
    bireylerin çizdiği imaja aykırı hareket edecek olursanız, bireyin sizden nefret etmesine neden olabilirsiniz.
    karşınızdaki kişinin çayı şekersiz içmesi durumunda, “çay şekersiz içilir mi lan? çay dediğinde en az iki şeker olur” benzeri bir cümle kurarsanız, karşınızdaki bireyin resmine saldırıda bulunmuş olursunuz ve birey ister istemez resmini savunma pozisyonuna girer.
    kaybeden tarafa geçmeye hazırlanın.
    fakat…
    çayı şekersiz içmesine şaşırdınız ve bunu gerçekten belli etmek istiyorsanız, altta olan taraf olmayı kabullenerek “çayı şekersiz mi içiyorsun? vallahi ben mümkün değil şekersiz içemem. en az iki şeker atmadan tat alamıyorum. helal olsun.” diyerek onu takdire yöneldiğinizde, onun bu durumunu kabullendiğinizi göstermiş olacağınızdan size olan yaklaşımı ilk durumdan daha farklı olacaktır. zira, imajına saldırmadınız, aksine, kabullenip yorumda bulundunuz.
    insanlarla sağlıklı iletişim kurmak istiyorsanız, evvela karşınızdakini kabullenmeniz gerekir.
    phaedrus sokrates, felsefesini soru sormak üzerine kurmuştu. karşısındaki bireyin düşüncesini kabulleniyor, anlıyor ve karşıt düşünce sunmadan, yalnızca bireyin fikrine dair sorular sorarak, karşısındakinin düşünceleriyle oynuyordu.
    birey, sahip olduğu imaja ters düşmemek için çelişen cevaplar verdiğinde de sokrates, kendi fikrini beyan ediyordu.
    yani karşısındakinin imajına saldırmadan fikrini beyan etmek ilk çağ filozoflarına kadar uzanan bir süreç.
    kız/erkek arkadaşınızın, kız/erkek kardeşinizin, en yakın arkadaşınızın, anne/babanızın, siz yokken oluşturdukları ve benimsedikleri yaşayış türünü yoksaymaları, çok zordur.
    sizin de aynı şekilde.
    bunun deneyi çok basittir. yarın sabah, yoldaki bir temizlik görevlisine, “kolay gelsin abi” şeklinde seslenirseniz muhtemelen güzel bir cevap alacaksınız, zira bireyin mesleğini ve içinde bulunduğu durumu kabullenmiş, bunu daha kolay yapabilmesi için dileklerinizi iletiyorsunuz.
    fakat aksini yapıp, “temizle lan” diye seslenirseniz, hadise “oğlum bak git”e kadar gelebilir.
    yapmanız gereken şey çok basit, sağlam iletişim için, karşınızdakini tanıyın, kabullenin ve dışlamayın.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    0
    sevgili dostlar;
    bu geceye ait son maddeyi birazdan paylaşıyorum. bilginize.
    ···
  10. 60.
    +1
    10’dan devam

    insanlara gard almanın en kolay yolları, dil, din, ırk, ideoloji ve cinsel tercih ayrımı yapmaktan geçer.
    bir komünistin bir faşisti, bir faşistin bir liberali, bir liberalin bir anarşisti, bir anarşistin hiçbirini sevmemesi oldukça olağandır.
    ya da bir mahalle delikanlısı, bir homociksüel karşısında pekala önlenemez bir homofobik haline gelebilir.
    bir alman’ın israilli’den nefret edebilmesi gibi, bir yahudi’nin bir müslüman’a düşman olması da mümkündür.
    bu dışlamaların, temel nedeni, ne yazık ki empati yoksunluğudur. bu dışlama ya da kabullenememe hali, empatiyle rahatça aşılabilecek kadar düşük bütçeli bir haldir.
    siz, belirli bir ideolojiye, dile, dine ve cinsel tercihe sahip olsanız dahi, eşinizin nasıl biri olacağı hakkında bir fikriniz yoktur.
    fakat bunu belirli kriterler koyarak çözüme ulaştırabilirsiniz ve bunu yapabileceğinizi bildiğiniz için biraz da rahat davranabilirsiniz. yine de çocuğunuzun ne tür bir yapıda olacağını kestiremeyeceksinizdir.
    ve bugün karşıt fikirlere aldığınız tavır, ileride karşınıza çıktığında bocalamamak adına bugünkü tavırlarınızı empatiyle şekillendirilmeniz en uygunu olacaktır.
    bu şekilde davrandığınızda karşınızdaki kişi de sizi anlamaya çalışacaktır.
    yapmanız gereken tek şey, bir ortak nokta bulmaktır.
    ve unutmayın, ikiniz de insansınız.
    bu bakış açısı, iletişimde şüphesiz, size çok büyük şeyler katacaktır.
    ···
  11. 61.
    0
    değerli dostlar;
    başlık muhtemelen 15 ya da 16 maddede bitecektir. az önce 10. maddeyi paylaşarak başlığın 2/3'ünü tamamlamış olduk bu gecelik. tüm geceleriniz iyi olsun.
    bu da gece şarkısı olsun, gelenler boş gitmesin ; http://www.youtube.com/watch?v=zM_Nd038u4U
    ···
  12. 62.
    +1
    sevgili dostlar;
    eğer buralarda olabilirseniz, bu gece oniki ya da bir civarında birkaç maddeyle daha birlikte olabiliriz. bilginiz olsun. sevgiyle.
    ···
  13. 63.
    0
    sevgili dostlar;
    merhaba. bu saatte gelebildiğim için üzgünüm. gerçi birkaç saat önce bu saatlerde başlayabileceğimizle ilgili bilgi vermiştim fakat görmeyen dostlar için özür dilemekte sakınca görmüyorum. birazdan son maddelere başlıyoruz.
    ···
  14. 64.
    +2
    11 -

    tartışmalar, insanlar arasındaki kaçınılmaz noktalardan birisi olarak hayatımızda önemli bir yer tutar.
    tartışma, kelime kökeni olarak tartmak fiil kökünden gelir ve işteşlik barındırır.
    aslında, tartışmak, kavga demek değildir, birden fazla bireyin, fikirlerini karşılıklı olarak tartması anldıbına gelir.

    - onunla görüşüyor musunuz?
    - evet, görüşüyoruz.

    yani, karşılıklı olarak birbirimizi görüyoruz, demektir.
    ya da sevişmek kelimesi, cinsel birliktelik manasını içermek yerine, birden fazla bireyin karşılıklı olarak birbirlerini sevmesi manasına gelir.
    şimdi bahsetmek istediğim konu, karşılıklı olarak fikir tartması durumu yerine, kavga tadındaki diyalog olacak.
    karşınızdaki birey, size karşı sinir, kızgınlık vb. besliyorsa ve karşınızda bağırıp çağırıyorsa genelde savunma konumuna geçerek karşılık vermeyi tercih edersiniz.
    bu hamle, gerçek bir kavgaya ya da daha şiddetli bağırmalara yol açabilir. zira iki taraf da kendi fikrini savunacağından asla karşı tarafı dinlemeyecektir.
    durmadan konuşan ve karşısındakini hiç dinlemeyen iki kişi düşünün.
    gürültüden gayrı ne elde edebiliriz? hiçbir şey.
    fakat kontrolü sağlayabilmek adına, karşınızdaki kişi size bağırıp çağırdığında yapmanız gereken şey yalnızca ve yalnızca sessiz kalmaktır. siz sessiz kaldığınızda, karşınızdaki kişi daha fazla sinirlenecektir, ki bunu tecrübeyle görmüş olmalısınız.
    bırakın sinirlensin. daha çok bağırsın. bağıracaktır da.
    siz sessizliği sürdürdüğünüzde, kendi kendine bağırıp çağırmak bir süre sonra kendisine de saçma görünmeye başlayacaktır.
    çıldırma noktasına gelmiş olsa dahi siz sustukça o da sessizleşmeye başlayacaktır.
    zira siz konuşup ona koz vermedikçe söyleyeceği şeyler ister istemez tükenecektir.
    hele ki, o size deli gibi bağırıp çağırdıktan sonra “söyleyeceklerin bitti mi?” şeklinde naif bir soru yöneltip “bitti” cevabından sonra “tamam, teşekkür ederim” deyip giderseniz, bu yaptıklarından pişmanlık duymasını ve kendisinden utanmasını sağlayabilirsiniz.
    bunun neticesi sizden özür dilemesini ve söylediklerini düzeltmesini de sağlayabilir.
    dolayısıyla, bağırış esnasında, sakin kalmanız iletişim konusunda başarınızı artıracaktır.
    ne yazık ki, bu noktada, lanet olası egonuzu bir yerlere gömmek zorundasınız.
    ···
  15. 65.
    +1
    dostlar;
    gecenin ikinci maddesini birkaç saat sonra vereceğim. herkes, müsait olduğunda baktığı için acele etmenin manası yok. sevgiyle.
    ···
  16. 66.
    +2
    12 -

    yeni bir topluluğa katıldığınızda ya da yeni birileriyle tanıştığınızda, dikkat etmeniz gereken bazı temel noktalar vardır.
    göz kontağı ve bedensel durumu anlattım, hatırlarsınız.
    tüm bu etkenleri birleştiren ve ilgiyi ve algıyı size yöneltecek olan, zihninizi hafiften yoracak olsa da kısmen kolay atlatılabilecek bir durumdan daha söz etmek istiyorum.
    yeni biriyle/birileriyle tanıştığınızda, onlarla ilgili bazı bilgileri hafızanızda tutmaya gayret göstermelisiniz. ilk gayreti, isim noktasında hafıza oluşturarak pekala gösterebilirsiniz.
    insanlar, yeni tanıştığı kişilerden isimlerini duymayı hoş karşılarlar.
    bu durum, karşınızdaki bireye, kendisini değerli hissettiren önemli unsurlardan birisidir.
    açık açık söylemem gerekirse, ne yaparsanız yapın ama yeni tanıştığınız insanın ismini hafızanıza kazıyın.
    bu, size inanılmaz yardımcı olacak.
    günlük yaşantıda dahi, size “hey” diyerek hitap eden kişiyle isminizi kullanarak seslenen kişiye farklı yaklaşım sergiliyorsunuz.
    hele ki yeni tanışılan ortamda bunu yaparsanız, diğer yeni tanışanlardan birkaç tık daha önde olacaksınız.
    fakat kesinlikle yeni tanıştığınız bireylere aşırı samimi hitap kelimeleri kullanmayın.
    hele hele ilk etapta isminin sonuna kesinlikle -cım, -cim gibi samimiyet ve sevgi gösteren ekler getirmeyin.
    bunun sizi itici yapması an meselesidir.
    evet. karşımızdakinin ismini unutmadık, bu güzel bir gelişme. ve ona konuşma süresince ismiyle hitap ettik. +1 kazandık, güzel. peki tekrar görüşmelerimiz nasıl olacak? ne yönde gerçekleşecek?
    henüz yeni tanıştığınız anlarda size verdiği kimi bilgileri hafızanızda tutmalısınız. örneğin, tanıştığınız anda size çok önemli bir iş görüşmesine gideceğini söylediyse, ikinci görüşmenizde, söylediği şeyin neticesini sorun. bunu yapışınız, ona değer verdiğinizi ve onunla ilgilendiğinizi gösterecektir.
    unutmayın, insanlar, değer gördükleri yerde daha iyi hissederler.
    genel anlamda, başlarına sıkıntılı bir hadise geldiğinde, çok sevdiği insanların yanına gitmek yerine, kendisini çok seven insanların yanına gitmeyi daha yakın bir seçenek olarak görürler.
    aklınızdan sakın çıkartmayın, normal bir yere oranla, değer gördüğünüz yer mutluluk katsayınızı anlaşılır biçimde artıracaktır.
    ···
  17. 67.
    +2
    dostlar;
    bu gece duruma göre daha erken ya da daha geç buralarda olabilirim, net bir şey söyleyemiyorum şu an. zaten konunun bitimiyle ilgili pek az madde kaldı. çok yakın bir zamanda bu başlık görevini tamamlamış olacak.
    ek olarak;
    gönderdiğiniz mesajlar için teşekkür ederim. elimden geldiğince hepsini yanıtlamaya çabalıyorum. eğer şu ana dek cevap alamayan varsa bana gücenmesin. gelen tüm mesajları yanıtlayacağım. sevgiyle.
    ···
  18. 68.
    0
    sevgili dostlar;
    sıradaki maddeyi birazdan sizlere sunacağım. duruma ve yaklaşıma göre bu gece bu konuyu bitirebilmemiz söz konusu. bilgilerinize.
    şöyle dursun ; http://www.youtube.com/watch?v=Vmnd_fSr8M0
    ···
  19. 69.
    +1
    13 -

    iletişimin en önemli noktalarından birisi, doğru konulara, doğru zamanda ve doğru şekilde değinebilmektir.
    çok önemli bir iş toplantısında dün geceki uykusuzluğunuzu söylüyorsanız, iş ortaklarınız tarafından “deneyimsiz bir tandırcı” yaftasını yiyebilirsiniz.
    ya da okulda arkadaşlarınıza durup dururken “kasığımda sivilce çıktı” derseniz, afedersiniz daşak oğlanı olma ihtimaliniz, hayli yüksek olacaktır.
    iletişime geçmeyi düşündüğünüz kişiyle ne konuşacaksınız öncesinde bunu kendinize iyice benimsetmek zorundasınız.
    anlattığım iletişim tüyolarını basit diyaloglar olarak düşünmeyin, tüm maddeler genel manada işinize yarayabilecek türden.
    örneğin birisiyle önemli bir konuda konuşacaksınız fakat kendinizle ilgili şüpheleriniz var. bunu atlatabilmek için öncelikle o konuya iyice hakim olmalı, ardından yakın gördüğünüz birisine bu şeyi öğretmelisiniz.
    ona öğretirken, size sorular sormasını isteyin.
    gerekirse sorularla sizi sıkıştırsın. gerekirse cevap bulamayın.
    konuşacağınız kişi karşısında dut yemiş bülbüle dönmenizin yanında bunun hiçbir önemi olmayacaktır.
    sorduğu tüm sorulara cevap verecek duruma geldiğinizde işleminiz tamamlandı demektir.
    eğer öğretebildiyseniz, öğrenmişsinizdir.
    ···
  20. 70.
    0
    dostlar;
    gelen giden olunca soluk bıraksın.
    ···