1. 1.
    +9
    selam dostlar.
    bu başlıkta, zaman zaman, özellikle karşı cinsle sağlıklı ve başarılı iletişim kurabilmenize yardımcı olacak kimi tüyolar sunmayı hedefliyorum.
    yıllar sonra gelen merhaba başlığında sözlük ve sözlük yazarlarıyla ilgili tespitlerimi paylaşmayı ayrıca sürdüreceğim gibi şu anki başlıkta insanlarla diyalog konusunu işleyeceğim. ilgilenen sözlük yazarı dostlar, başlıktan yerlerini ayırtabilirler. bu gece ufak ufak başlıyorum. sevgiyle.

    gelen özel mesajlar sonrası, yalnızca sigmundfreud entryleri için; http://inci.sozlukspot.co...yolar%C4%B1/@sigmundfreud

    başlıkta yer alan tüm maddeler için ;

    madde 01 - (#152173105)
    madde 01.2 - (#152173508)
    madde 02 - (#152174783)
    madde 03 - (#152175982)
    madde 03.2 - (#152176612)
    madde 04 - (#152178601)
    madde 05 - (#152180012)
    madde 06 - (#152181321)
    madde 07 - (#152239544)
    madde 08 - (#152245512)
    madde 09 - (#152247820)
    madde 10 - (#152249778)
    madde 10.2 - (#152251077)
    madde 11 - (#152307171)
    madde 12 - (#152316769)
    madde 13 - (#152360672)
    madde 14 - (#152363011)
    madde 15 - (#152364799)
    madde 16 - (#152369049)
    madde 17 - (#152372325)
    madde 18 - (#152378022)
    ···
  2. 2.
    +1
    evet dostlar. alakadar olan varsa yavaş yavaş girizgah yapıyorum. teorik olarak; konuşan kişi, dinleyen kişi sayısına bakmaksızın söylemek istediklerini söyleyebilir. fakat ben bunu etik açıdan doğru bulmuyor, sizin için yaptığım duygudurum, iletişim ve benzer açıklamaları arz ve talep doğru orantıda kaldığı sürece sürdürmeyi hedefliyorum. ilk tohumu buraya bırakıyorum, yeşermeye başladığı an yeniden buralardayım.
    ···
  3. 3.
    +2
    sözlük yazarlarının çoğunluğunun bu tip bilgilere ihtiyacı olmadığını biliyor olsam ve hatta buna emin olsam dahi, öğrenmekten geri durmayacak, kendini geliştirme noktasında hedeflerine cesurca yürüyecek dostlarla birlikte uzunluğunu kestiremediğim fakat yer yer "aaa harbi laaan" dedirtecek, yer yer "hassgibtir lan" nidası attıracak bir serüvene başladık, başlıyoruz. buyurun dostlar. gelin bakalım.
    ···
  4. 4.
    0
    may neym is guy fawkes 2 hoşbuldum güzel dostum.
    ···
  5. 5.
    0
    sözlük çatısı altında kadın yazarların olduğunu da bildiğim için sözlük jargonuna uymayacak olsa da erkil üslup kullanarak "beyler" demek yerine, din, dil, ırk, cinsiyet, ideoloji ve diğer öğeleri kullanıp ayrıştırmaksızın, sizin için de sakıncası yoksa size dostum şeklinde hitap etmeyi daha münasip görüyorum. bir madde vererek yavaş yavaş konuya başlayalım o halde.
    ···
  6. 6.
    0
    thorex sözlük üyelerinin, yaptığım şeyi nedenleriyle birlikte açıklamadığım sürece bana şüpheyle yaklaşacak bir topluluk olduğunu bilecek kadar uzun zamandır buralardayım dostum.
    ···
  7. 7.
    +2
    dostlar;
    anlatacağım yöntemler ve tüyolar, gerek karşı cinsle olan diyaloglarınızda, gerek iş yaşantınızda, gerek okul hayatınızda, gerekse sosyal yaşantınızda hem kontrolü ele alabilmenizi hem de özgüveninizi yükseltmeye yarayacak, ilaçlı tedavi türünden kafa karıştırıcı olmak yerine yalnızca fiziki ve zihni sistemlerle doğrudan ve kolayca üstesinden gelebileceğiniz minik yollar. önbilgiyi bu şekilde vermiş olayım.
    ···
  8. 8.
    +4
    01 -

    öncelikle, yeni bir insanla tanıştığınızda, gözlerine dikkatlice bakmaya gayret gösterin. fazla dik dik bakmayın, adınız sapığa dönüşmesin.
    tanıştıktan yalnızca birkaç saniye sonra, kişinin göz rengiyle ilgili fikrinizi söyleyin. "gözlerin yeşil mi?" diye bir soru sormanız çok saçma olur, buna dikkat edin.
    daha ilk dakikada yeşili mordan ayırt edemeyen andaval pozisyonuna düşmeyin. bunun yerine "gözlerin deniz yeşili mi?", "gözlerin zümrüt yeşili mi?" şeklinde soru sorun.
    en çok rastlanan göz rengi olan "ela" denk geldiğinde "bal rengine çok yakın." diyerek düşüncenizi söyleyin.
    insanlar, göz teması kurabildikleri insanları kendilerine daha yakın hissederler ve henüz ilk dakikada umduğunuz pozitif tepkiyi alırsınız. ilk diyalogda 1-0 öndesiniz, başarılar.
    ···
  9. 9.
    +2
    01’den devam

    insanlar, göz kontağı kurabildiği kişileri kendilerine daha yakın görürler.
    okul yıllarında, öğretmenin gözünün içine bakarak ders anlattığı öğrencilerin, o dersle alakalı daha başarılı oldukları ispatlanmış bir gerçektir.
    insanlar, göz kontağı kurabildikleri kişiye daha çabuk güvenirler ve daha çok ısınırlar.
    insan vücudunda, olanı, olduğu halinden başka göstermeyen/gösteremeyen tek organ gözdür ve göz bu önemini her alanda başarıyla gösterir.
    “insanı gözünden tanımak” havaya söylenmiş bir söz olmaktan çok gerçekliği usta seviyesinde doğru bir tespittir aslında.
    gözlerine bakarak ve dahi inceleyerek karşınızdaki bireye güven ve samimiyet aşılayabilirsiniz.
    ···
  10. 10.
    +1
    dostlar;
    buralardaysanız, biraz daha devam edelim. yazılanların size bir şey katmayacağını düşünüyorsanız da söyleyin, boş yere kasmayalım.
    ···
  11. 11.
    +1 -1
    02 -

    hemcinsinizle kurduğunuz diyalogda da karşı cinsle olan sohbetinizde de hakimiyeti kesinlikle yalnızca cümlelerinize yüklemeyin. unutmayın, iletişim anında vücudumuzun tamamı aktiftir. gözler, dudaklar, eller, gövde ve hatta ayaklar dahi içinde bulunduğumuz durumun gidişatını etkileyebilir. bu vesileyle, birisiyle iletişime geçtiğinizde, vücudunuzun tamdıbının ona dönük olduğundan emin olmalısınız.
    sizinle konuşan birey, yalnızca kafasıyla yahut üst gövdesiyle size doğru dönerek sizinle diyalog kuruyorsa, yüzde doksandokuz ihtimalle “şu sıkıntılı lavuk şuradan gitsin”, “şu tezekten konu bir an evvel bitsin” şeklinde düşünüyor sayılabilir.
    dolayısıyla, iletişimin sürekliliği ve selameti açısından, diyalog durumundayken vücudunuzun tamdıbının konuştuğunuz kişiye yönelmesini sağlayın. böylece 2-0’ı rahatça yakalamış olacaksınız.
    ···
  12. 12.
    0
    dostlar;
    maddeler üzerindeki fikirlerinizi söyleyebilirsiniz, maddelerin hiçbiri katı üretim değil, tam aksine, eleştirilebilir, geliştirilebilir şeyler.
    ···
  13. 13.
    +6 -1
    03 -

    insanlara istediğiniz bir şeyi yaptırmak istiyorsanız, temel olarak o şeyi kendilerinin de istemesini sağlamalısınız.
    bunu yapabilmek için de isteyeceğiniz şey ne kadar büyük olursa olsun, onun birkaç seviye altında bulunan ve karşı tarafın yapmakta zorluk çekmeyeceği, yaparken sıkıntı yaşamayacağı şeyler isteyin.
    örneğin, kız/erkek arkadaşınızla öpüşmek istiyorsunuz fakat bunu zbam diye söyleyemezsiniz.
    önce birlikte yürümeyi teklif edebilirsiniz, muhtemelen reddetmeyecektir. bu görevi kabullenişinden sonra, koluna girmeyi teklif edebilirsiniz. bu da karşı koymayacağı bir istek olacaktır. daha sonra elini tutmayı istediğinizde, kola girmekle el tutmak arasında dev farklar görmeyeceği için bu da bir problem olmaktan çıkacaktır. akabinde elini öpmek isteyebilirsiniz, tutmanıza izin verdiği elini öpmeniz için sizden sakınmak ona da saçma görüneceği için öpücük konusuna gelmiş olacaksınız.
    elini öptükten sonra yanak teklifi, ona da yakın gelecektir ve sonrası da artık isteklerinize kalmıştır.
    hasılı, önce, daha kolay şeyler isteyin. kolay şeyleri yaptıkça işin büyüdüğünü fark bile etmeyeceklerdir. sıcak sudaki kurbağa öyküsüyle benzeşen tarafları yok mu? var.
    ···
  14. 14.
    0
    dostlar;
    buralardaysanız birkaç madde daha verebilirim, yok diyorsanız iyi geceler dilemeyi planlıyorum.
    ···
  15. 15.
    +4
    03’ten devam

    istediğiniz bir şeyi yaptırmak ikinci yöntem ilkine göre biraz daha riskli olmakla birlikte çok zahmete girmeyeceğiniz türden bir yöntem olarak dikkatinizi çekmeli.
    istediğiniz şey ne kadar büyük olursa olsun, karşınızdaki kişiden çok daha büyük bir şey yapmasını isteyin.
    örneğin, kişinin çay demlemesini istiyorsanız, önce ona “ya mutfakta dağ gibi bulaşık birikmiş onları bir yıkasana sana zahmet” diyebilirsiniz. muhtemelen kendine ait olmayan o dev bulaşığı yıkamak istemeyecektir. bu defa kurnazca davranıp bulaşık konusunu siz üsteleneceksiniz. “iyi tamam. en azından sen çay demle, çaydan sonra da ben bulaşığa gireyim.” dediğinizde, ilk isteğinize hayır diyen birey, içten içe kendini kötü hissedeceği için bu teklifinize hayır diyemeyecektir. çayınız hazır, afiyet olsun.
    bir örnekle daha pekiştirmek istiyorum. elinizde asıl değeri 300 tl olan bir ceket olduğunu kabul edelim.
    bu ceketi satın almak isteyen ve fakat fiyatından habersiz bir de alıcı olduğunu düşünelim.
    siz ceket için 300 tl dediğiniz anda karşınızdaki kişi bu fiyatı düşürmeye çalışacaktır. yüksek olasılıkla ceketi, ederinden daha düşük bir değere satmak üzeresiniz. durun.
    alıcı kişisine, ceketle ilgili olarak 600 tl fiyat gösterdiğinizde, alıcı kişisi yine pazarlığa girişecektir. bu defa ceket fiyatını 400 tl’ye kadar rahatça indirebilirsiniz. alışveriş sonrası alıcı birey, “600 liralık ceketi 400 liraya aldım” diyerek mutluluk yaşarken siz, “300 liralık ceketi 400 liraya sattım” diyerek mutluluk yaşarsınız.
    yani, kaybeden yok.
    ···
  16. 16.
    +1
    gollumun abisi,
    maksadımız, karşımızdaki bireye çay demletmek. bulaşık yıkatmak değil. dolayısıyla bulaşığı sahiplenebiliriz, sıkıntı yok, zira pekala aynı taktiği kullanarak bulaşığı da bir başkasına yıkatmamız mümkün.
    ···
  17. 17.
    +1
    gollumun abisi
    temel gayemiz, beleşe yerleşmek olmadığı için kimi zorlukları da başarabiliriz. çay ve bulaşık, yalnızca temsili birer örnekten ibaretti. fakat bunun üzerinden de hiç iş yapmadan yaşamak söz konusu.
    söz misali,
    ayşe'ye bulaşık yıka dedik, hayır dedi, bulaşığı ben yıkarım en azından çay demle dedik, demledi. çay tamam.
    mehmet'e evi boya dedik, hayır dedi, tamam evi ben boyarım sen bulaşığı yıka dedik, bulaşık da tamam.
    netice itibariyle evi de boyamayız, olur biter.
    ···
  18. 18.
    0
    yannan yoksa dildo yesinler,
    sözlük insanlarının, son derece samimi ve hatta muazzam kişiler olduğunu biliyorum. sözlükte uzun süre kalmayı düşünmediğim, yakın zamanda yeniden aranızdan ayrılacağım için kasıtlı bir şekilde samimiyet kurmamaya çalışıyorum. sözlükten herhangi bir yazara samimiyet beslediğim andan itibaren sözlükten uzaklaşamam. bunu tercih etmiyorum. bilinçli seçimle yaptığım soğuk üslup için oldukça üzgünüm.
    ···
  19. 19.
    0
    kara gazoz,
    kişisel gelişim kitaplarında yazan öğelere yer vermemeye özen gösterip daha ziyade günlük yaşantıda karşılaşılması yoğun olarak mümkün olan durumları ele almaya çabalıyorum. birkaç madde sonra bitecektir diye düşünüyorum. yorgunluk verdimse affola. hayat hikayemi anlatacak kadar uzun müddet kalmayı düşünmüyorum sözlükte. aktarmak gayretinde olduğum birkaç noktayı buradaki dostlarla paylaşıp yeniden ait olduğum yere gitmem gerekiyor.
    ···
  20. 20.
    +1 -2
    04 -

    isteyeceğiniz şeylerle alakalı önceki maddeyle hafif bağlantılı olsa da ayrı bir başlık altında da incelenebilir bir madde dostlar.
    birisinden, yalnızca kendiniz için bir şeyler istediğiniz oluyordur, olmaktadır da.
    bunun nelere gebe olduğunu bilmediğiniz için isteklerinizi hunharca dile getirebiliyorsunuz. ve fakat, pgibolojide dahi yeri olan bir konuyu hatırlatmak isterim. “bilişsel uyumsuzluk (cognitive dissonance)”.
    burada paragraflarca döşenmek yerine, konuyu anlamanızı sağlayacak ufak bir açıklamayla size yardımcı olmaya çabalayayım diyorum.
    birisinden, tamamen kendinizle alakalı, çok küçük bir iyilik istediğinizde, örneğin, sizin için bir mp3 indirmesini istediğinizde ya da evde dinlemek için bir müzik cd’si hazırlamasını istediğinizde muhtemelen bu küçük iyiliği yapacaktır. fakat, bunu sizin için yaparken ister istemez kendisinden de bir şeyler katacaktır. en azından, sizin için zaman harcayacaktır.
    bu minik istek, bilişsel uyumsuzluğun reaksiyona girmesiyle birlikte, size minik iyiliği yapan kişinin içinde, ‘sizden hoşlanma zorunluluğu’ meydana gelecektir.
    birey, bunun neden olduğunu anlayana kadar, sizinle alakalı pozitif hisler beslemeye başlayacaktır.
    kendiniz için minik iyilikler isterken seçiminizi dikkatli yapmanız, iletişimde başarıyı da beraberinde getirecektir.
    ···