1. 201.
    +3
    08 -

    önceki maddelerde söz ettiğim hissel durumlarla alakalı bir bilgi daha aktarmak istiyorum.
    özellikle stres getiren durumlarda vücudumuz fizyolojik tepkiler gösterir. bu tepkiler, hızlı bir biçimde nefes alışverişi, kalp atışlarının hızlanması, nabzın artması, tansiyon değişikliği olarak sıralanabilir.
    bahsettiğim reaksiyonlar, cesaret gerektiren durumlarda gerçekleşen reaksiyonlarla aynıdır.
    yani, prensip olarak stres altında olmamızla, cesaret içinde olmamız arasında fizyolojik bakımdan hiçbir fark yoktur.
    stres ve baskı altındayken, yine daha önce belirttiğim gibi, beyninize bazı sinyaller göndererek yaşadığınız stresi lehinize çevirerek avantajlı konuma geçebilirsiniz.
    stresli bir anınızda, beyninize, gayet ciddi bir şekilde hükmedebilmek adına, “bu yaşadığım stres değil, cesaret gerektiren bir durumla karşı karşıyayım, stresli değilim, cesurca hareket etmek üzereyim” türünden telkinlerde bulunmanız, beyninizin aldığı sinyalleri sizin lehinize değiştirecektir.
    pgibolojide bilişsel yeniden düzenleme (cognitive reframing) olarak kendisine yer bulan bu sistem, karşı karşıya kaldığınız durumu, tehdit ya da tehlike olarak değil algılayarak, stres altına girmektense, durumu meydan okuma, karşı durma olarak algılayarak, cesaret depolamanın bireyin durumu atlatmasında büyük rol oynadığını söylüyor.
    dolayısıyla, içinde bulunduğunuz durumu, olduğu gibi değil, olmasını umduğunuz gibi yorumlayarak çok daha rahat ve güvende hissedeceksiniz.
    ···
  2. 202.
    0
    rezerved
    ···
  3. 203.
    0
    dostlar;
    bu başlığın görevini tamamlaması sonrası yeni bir konuyla ilişki yönetimi ve otokontrol başlığında olacağım. duyurusunu da yapmış olayım. bu arada takipte olan kimse yoksa bu geceyi bu şekilde kapatalım.
    ···
  4. 204.
    0
    çoğunu biliyormusum ve uyguluyormusum lan okudukça fark ettim. devam panpa
    ···
  5. 205.
    0
    bu gece kimi gibsemki acaba
    pgibolojide yer alan "yansıtma" konusunu sonraki başlıklarda işleyeceğim.
    ···
  6. 206.
    0
    @170 yavrucum maksat muhabbet olsun la.

    bu arada nlp eğitimleri hakkında ne düşünüyorsunuz beyler?
    ···
  7. 207.
    +1
    gollumun abisi
    dostum, nlp, yani bilmeyenler için açıklayalım; nörolinguistic programming.

    türkçesi; nörolinguistik programlama.
    daha da türkçesi ;
    nöroloji : temel olarak zihin. zaten "nöro" vurgusunda, nöronlarla, dolayısıyla zihin/beyin odaklı olduğunu söyleyebiliriz.
    linguistic : "language" ne demek biliyor olduğunuzu varsayarak devam ediyorum, linguistic, dili kullanış biçimimiz diyebiliriz.
    programming : programlama işte, daha ne?

    mümkündür, faydalıdır. anlattıklarım, nlp ile dolaylı yoldan ilgilidir. yeterince geliştirilebilirse mükemmele en yakın insan profili rahatça elde edilebilir.
    ···
  8. 208.
    +1
    @1 gerçekten çok güzel tespitlerde bulunmuşsun bazılarımızın bilmeden yaptığı şeyleri bilimsel verilere dayandırarak açıklaman gerçekten çok akıllıca olmuş şuku şelale dostum yazının devdıbını dört gözle bekliyorum
    ···
  9. 209.
    +2
    yannan fm
    teşekkürler dostum. bu tür bir başlığın kate upton'un cicikleri karşısında 8. sayfayı görmesini sağladığın için bir defa daha teşekkürler.
    ···
  10. 210.
    0
    dostlar;
    buralardaysanız dokuzuncu maddeyi vereceğim. takipte olanları görmemiz mümkün mü?
    ···
  11. 211.
    0
    yaz bakalım ona da panpa
    ···
  12. 212.
    0
    panpa birazda karşı tarafın vücut dilinden nasıl anlam çıkarabiliriz onu anlat
    ···
  13. 213.
    +1
    09 -

    sıcak kanlı olmayı yalnızca basit bir cümle olarak ele almayın.
    ilkokulda öğrendiğimiz “yılan soğuk kanlı bir hayvandır” bilgisini hatırlayın. soğuk kanlı insanları gözünüzde canlandırın.
    şimdi size, sıcak kanlı ve soğuk kanlı kavramlarını çok basit bir üslupla aktarıp aradaki farkı görmenizi sağlamaya çalışmak istiyorum.
    “soğuk kanlı insan” dendiğinde aklımızda hemen “cool” insan görüntüsü belirir. heyecan verici ya da bir nebze de olsa korku gerektiren durumlarda sükuneti elden bırakmayan, stres anlarında mantıklı kararlar verebilen insan tipini düşünürüz. “meltem çok soğuk kanlı abi, biz altımıza sıçtık kız ne biçim sakindi anasını satayım” içten içe bir takdir cümlesidir. bilirsiniz. yani soğuk kanlı dendiği vakit, aklımızda canlanan insan tipi, takdir edilesi, olaylar karşısında sakin kalmayı başarabilen, örneğin, bir bombayı imha etmek için kablo keseceği sırada, elleri dahi titremeyen insanlar olacaktır.
    “sıcak kanlı insan” dendiğinde ise aklımıza gelen durum “samimi” kavramıdır. “halis çok sıcak kanlı bir adam oğlum, nasıl yapıyor bilmiyorum ama insanlarla iki dakikada samimiyet kurabiliyor” da içten içe bir takdir cümlesidir. sıcak kanlı dendiği durumlarda aklımızda canlanan insan tipi en gergin durumlarda dahi, insanlara yaklaşımını dengeli şekilde belirleyebilen ve genelde neşeli, sevecen tür olacaktır.
    buraya kadar hemfikirsek, buradan sonrası daha tatlı gelecektir.
    “soğuk kanlı insan” ve “sıcak kanlı insan” kavramlarındaki "kanlı" kelimesini cümle dışına atalım mı? peki. attık.
    bu defa elimizde “soğuk insan” ve “sıcak insan” kaldı. ilk bölümdeki “soğuk kanlı insan”, kanlı kelimesi çıkınca “soğuk insan” olarak, ilk anlamından ayrıldı, dikkat ettiniz mi?
    zira, “soğuk insan” dendiğinde aklımızda beliren görüntü, bireylerle samimiyet kurmayan, diyaloğa girmeyen, bırakın cool görünmeyi, uzak durup hiç görünmemeyi tercih eden, hatta ve hatta neredeyse “itici” bir insan tipine dönüştü.
    hayatınızda “oğlum, çok suratsız çok soğuk bir kadın şu şebnem, insanın içini sündürüyor” gibi bir cümle kurmuşsanız, söylediklerimi anlamış olmalısınız.
    ve fakat, “sıcak insan” dendiğinde, ilk bölümdeki anlamından bir santim dahi uzaklaşmadığını görmüş olmalısınız.
    “sıcak kanlı insan” zihninizde hangi görseli açıyorsa, “sıcak insan” da aynı görüntüye can veriyor.
    dolayısıyla “sıcak” olmak, iletişimde size +1 daha kazandıracaktır. bu kaçınılmazdır. üstelik bunu hayatınıza yaymak için çok kasmanıza dahi gerek yok.
    biriyle tokalaşacağınız sırada elinizin sıcaklığı yüksek seviyedeyse karşınızdaki birey size daha yakın olmayı tercih edecektir.
    kuşlar bile “sıcak” yerlere göç ederler ve bu yaptıkları tamamıyla içgüdüsel bir davranıştır.
    insanlar, içgüdüleri olmayan varlıklardır fakat insanda da güdülenme dediğimiz hadise vuku bulur.
    vücut sıcaklığımız dahi ortalama 36,5-37 dereceyken genel anlamda soğuğu sevmiyor olmamız son derece olağandır.
    tüm bunlara bağlı olarak, sıcak bir ortam, sıcak bir aile yuvası, sıcak bir mekan, sıcak insan dendiğinde içimizde “orada bulunma isteği” hayat buluyorsa, bunu denemekte herhangi bir sakınca yok demektir.
    biriyle tokalaşacağınız zaman, ellerinizin sıcak olmasını sağlayın, faydasını göreceksiniz.
    fakat dikkat edin, yağmur yemiş asfalt gibi su içinde olmasından söz etmiyorum, yalnızca sıcak olması yeterli.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 214.
    0
    180 al biraz ben yardımcı olayım

    Kadının senden hoşlandığını gösteren işaretler:
    Konuşurken sürekli gözlerinin içine bakar.
    Sana yakın oturmaya ve temas etmeye çalışır.
    En aptalca esprilerine bile güler.
    Sana bakarken gözbebekleri büyür.
    Konuşurken gömleğinden bir düğme açar. Senin onun erotik bölgelerini görmeni ister.
    Bacağını sana değdirir.
    Eline dokunduğunda elini çekmez.
    Ona dokunman hoşuna gider.
    Seni dinlerken kafasını hafifçe yana eğer.
    Sürekli onunla ilgilenmeni ister.
    ···
  15. 215.
    +1
    dostlar;
    anlaşılan bu gece alakamız yok. duruma göre, bir madde daha vererek geceyi kapatabiliriz.
    ···
  16. 216.
    0
    @181 millet işe falan gidiyo hak vermek lazım onlara da.
    ···
  17. 217.
    +1
    gollumun abisi
    biliyorum dostum. ben de gidiyorum. yarın geldiklerinde takip edeceklerdir diye umuyorum. aktif olan birkaç kişi olduğu sürece yeterli burası için.
    ···
  18. 218.
    +3
    10 -

    insanlar, hayatları süresince kendilerine ait bir resim oluştururlar. bu resim en küçük detaylarına kadar çizilmiştir.
    birey, tüm yaşantısını bir resme sığdırır ve topluma bu şekilde sunar. biz buna toplumsal imaj deriz.
    bireylerin imajlarından caymaları, neredeyse imkansızdır. fakat dikkat edin, imkansız değildir, “neredeyse” imkansızdır. yani imkansızdan birkaç durak önce.
    bireylerin çizdiği imaja aykırı hareket edecek olursanız, bireyin sizden nefret etmesine neden olabilirsiniz.
    karşınızdaki kişinin çayı şekersiz içmesi durumunda, “çay şekersiz içilir mi lan? çay dediğinde en az iki şeker olur” benzeri bir cümle kurarsanız, karşınızdaki bireyin resmine saldırıda bulunmuş olursunuz ve birey ister istemez resmini savunma pozisyonuna girer.
    kaybeden tarafa geçmeye hazırlanın.
    fakat…
    çayı şekersiz içmesine şaşırdınız ve bunu gerçekten belli etmek istiyorsanız, altta olan taraf olmayı kabullenerek “çayı şekersiz mi içiyorsun? vallahi ben mümkün değil şekersiz içemem. en az iki şeker atmadan tat alamıyorum. helal olsun.” diyerek onu takdire yöneldiğinizde, onun bu durumunu kabullendiğinizi göstermiş olacağınızdan size olan yaklaşımı ilk durumdan daha farklı olacaktır. zira, imajına saldırmadınız, aksine, kabullenip yorumda bulundunuz.
    insanlarla sağlıklı iletişim kurmak istiyorsanız, evvela karşınızdakini kabullenmeniz gerekir.
    phaedrus sokrates, felsefesini soru sormak üzerine kurmuştu. karşısındaki bireyin düşüncesini kabulleniyor, anlıyor ve karşıt düşünce sunmadan, yalnızca bireyin fikrine dair sorular sorarak, karşısındakinin düşünceleriyle oynuyordu.
    birey, sahip olduğu imaja ters düşmemek için çelişen cevaplar verdiğinde de sokrates, kendi fikrini beyan ediyordu.
    yani karşısındakinin imajına saldırmadan fikrini beyan etmek ilk çağ filozoflarına kadar uzanan bir süreç.
    kız/erkek arkadaşınızın, kız/erkek kardeşinizin, en yakın arkadaşınızın, anne/babanızın, siz yokken oluşturdukları ve benimsedikleri yaşayış türünü yoksaymaları, çok zordur.
    sizin de aynı şekilde.
    bunun deneyi çok basittir. yarın sabah, yoldaki bir temizlik görevlisine, “kolay gelsin abi” şeklinde seslenirseniz muhtemelen güzel bir cevap alacaksınız, zira bireyin mesleğini ve içinde bulunduğu durumu kabullenmiş, bunu daha kolay yapabilmesi için dileklerinizi iletiyorsunuz.
    fakat aksini yapıp, “temizle lan” diye seslenirseniz, hadise “oğlum bak git”e kadar gelebilir.
    yapmanız gereken şey çok basit, sağlam iletişim için, karşınızdakini tanıyın, kabullenin ve dışlamayın.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 219.
    0
    Reserved
    ···
  20. 220.
    0
    konu baya taşşaklı reserved
    ···