1. 51.
    0
    panpap bi kere çevrende ki arkadaşların evlenmeye başlar, herkes işini gücünü kurar, sen yannan gibi ortada kalırsın, yavaş yavaş bekar dostların ortadan kaybolur, sen de özenirsin amk sora millet çoluk çocuk yapar özenirsin sıcak bir yuva tribine girersin, en sonunda en olmiycak hatunu bulursun yada evlenmenin vakti gelir, gerçekten kendine uyan, makul birini bulursun, birlikkte olmaktan zevk aldığın biri, sonrada işte rerörörörör
    ···
  2. 52.
    0
    sex için
    ···
  3. 53.
    0
    panpalar az daha gaz verirseniz evlendirceniz lan beni hiç aklımda yokken amk
    amk manita bunları düşündüğümü bi bilse ccc hatungiber ccc yapar beni
    ···
  4. 54.
    0
    avcı toplayıcı insan dönemlerinde olay içgüdüseldi. tıpkı belgesellerdeki penguen ya da zebra aileleri gibi. işte o temiz ve gerçek bir sevgi ve bağlılıktı.
    tarım toplumlarında nüfusa ihtiyaç vardı. ekim / dikim, hayvanları gütmek, ürünlerin işlenmesi, güvenliği sağlamak için. artık olay sektörel hale gelmiş ve bir mecburiyet olmuş idi. sınıflaşmalar başladı ve sevgi yerini kaybetti. artık denklik gerekmekte idi. ortaya çıkan bu çapraşık durum bizlere ölümsüz aşk hikayeleri olarak yansıtıldı. tahir ile zühre, kerem ile aslı vs vs.
    sanayi toplumlarında kadın üretimin bir parçası haline geldi. artık ekonominin bir parçası haline gelmesi ile gelir sahibi de oldu. gelir gücü getirdi. güç ise istekleri doğurdu. kadın artık sevdiği ile birleşmek istiyor, istediğine vermeyi ama bundan dolayı toplum vicdanında yargılanmamayı arzuluyo idi. işte bu noktada 1000'lerce yıllık tarım toplumlarının temel yapı taşı olan dinsellik kadının karşısına çıktı. erkek egemen sistemin hegamonyası, sahip olduğu tacını asla devretmek istemiyordu. bu yüzden üçüncü sayfa haberleri çıktı.
    bilgi toplumunda ise tartışmalar bir yana bırakıldı. kadın kendine istediği yolu çizebilmekte, erkek ise evlilik suretiye bazı hizmetleri doğrudan alamamakta idi. misal yemek yapmayı bilmeyen ama bir moda dergisinde çalışan film tipleri kadınlar, cinsellik dahil her ihtiyacını satın alabilen ya da satın almaksızın, özgür ruhla takılan kadınlara yazıp gideren erkeklerdir. bunların çoğunu amerikan sitcomlarında görebilirsiniz. türkiye'de göremezsiniz çünkü biz halen bir tarım toplumuyuz. büyük şehirler ise tarım / sanayi toplumu ara planında kalmış kendine has yerler.

    niye evleniyosunuz?
    toplumsal baskı var. toplum, yazılı olmayan kanunları sana uyguluyor ve uygulatıyor. bir kızın varsa, mr cingılbört gibi kimle gibişirse gibişsin diyemezsin. toplum yapılanman bunu kaldırmıyor. çünkü onu kendi kararlarını verebilir bir birey olarak değil, korunası bir meta olarak ele alıyorsun. üstelik karşı tarafta bastırılmış cinselliği ile önüne konan her amcığı parçalayacak abazalar var.
    hormonlarına yenik düşüyorsun. elin para görünce gibine kan yürüyünce, aşık olma illüzyonu denilen, beyninin sana oynadığı bir tuzağa düşüyorsun. sanki o kız olmazsa hayat da olmaz, o kızla beraber yaşlanmak istiyorum gibi sonradan sana aptalca gelen ama o an için senin sağlıklı düşünmeni engelleyen düşünceler zinciri seni tuzaklıyor.
    kızların bakış açısını bilemem ama klagib bir türk kızı kabul edilebilir bir tip + kariyer + para + para + para + para + para + para koşulları oluştuğunda evlilik olayına gayet sıcak bakıyor. kişisel rahatı bunda ön planda ama sevgi unsuru ya da ölümüne bir aşk, kız tarafında en temel unsur olmuyor. istisnaları tenzih ederim.

    özet: anana sor
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    0
    upupupup
    ···
  6. 56.
    0
    Kendimi bildim bileli evlenmeye karşı bir insanımdır. geçen gece 6-7 kişilik bir arkadaş grubu ile içipedebiyat yaparken bir kız arkadaşım tarafından " evlilik kötü birşeyse neden bu kadar insan evli " sorusu ile karşılaştım şimdi gelin bu soruyu birlikte çözümleyelim.
    insanlar neden evlenir?
    normal şartlarda insanların birbirlerine aşık olup zaman içinde de çok sevip artık hayatı beraber göğüsleyecek olgunluğa erişen ilişkilerini bir ömür boyu sürdürmek niyetiyle her gün her saat aynı evi paylaşma kararıdır evlilik.
    okumaya devam ediyor musun? o zaman yukarıdaki cümleyi yeniden oku... tamam mı?
    günümüzdeki evlilik tanımı;
    bir kadının yaşının gelmesi ve çocuk istemesi sebebiyle kabaran içgüdüleri ile hareket etmesi neticesinde piyasada gözüne kestirdiği bir delikanlı ile sevgili olarak hayatına almakla başlayarak, belli bir yontma seviyesinden sonra tamam pişti bu diyerek nikah masasına oturtma şeklidir evlilik. kadınların çoğu bunun tam olarak farkında değildir ancak burada evliliğe zütüren motivasyon aşktan ziyade öğrenilmiş iradedir. Erkekler için ise yemek yapsın ütü yapsın evi temizlesin olayıdır evlilik. Herkes böyle demiyorum %98 diyelim biz buna
    bu halde çözümleme;
    evlilik ilişkinin bir sonucu değil, amacı ise o evlilik yani evlenmek için evlilik ise taktan bir evliliktir. kavga, gürültü ekgib olmaz. çiftlerin ortak hayatları dışında (günlük olaylar, aileler, arkadaşlar, iş, vs.) konuşacak bir şeyleri yoktur. bir çoğunluğunun hayata bakış açıları dahi farklıdır. fikirler, davranışlar, karakterler farklı olabilir ancak hayata aynı pencereden bakmayan iki insanın bir araya gelerek bir eve tıkılmasıdır bugün evlilik.
    sonuç;
    bak güzel kardeşim. karşındaki insandan ayrı kalmaya tahammül edememeni anlıyorum. bunun bir çok sebebi var. freuda girmek istemiyorum ama aslında anlaman gereken tek bir şey var. bu karşıdaki zatı muhterem senin arkadaşın mı? gözlerini kapattığında 83 yaşına gelmiş halini düşlediğinde, senin yanındaki sandalyeye oturmuş beraber çekirdek çitleyerek lafladığınızı hayal edebiliyor musun? komşunun kızı karşı kaldırımdan geçerken aynı anda "aman da ne kadar büyüdü aylin farkında mısın?" dediğinizi, torun tombalak, çoluk çocuk dışında beraber başbaşa kalınca konuşabildiğinizi, hala seni güldürebildiğini düşünebiliyor musun?
    akşam eve geldiğinde bunu neden buraya koydun, onun yeri orası mı, saçlarının lavaboda ne işi var burası kuaför mü, ben tek başıma mı yaptım bunu, senin de çocuğun, iş yerinde zaten ebemi .ikiyorlar bir de sen başlama akşam akşam... gibi cümleler kuruyorsanız evinizin içinde üzgünüm ama dediğim gibi sizin ilişkinizde evlilik bir sonuç değilmiş meğersem.
    sevmek, karşındaki insanı olduğu gibi kabul etmektir. bütün kusurlar ile, aksayan tarafları ile, uyurken akıttığı salyası ile, rimeli akmış mosmor gözaltları ile. bir insan her akşam eve gelince ilk iş çoraplarını karşı tarafa fırlatıyorsa bu sana saygısızlık ettiği anldıbına gelmeyebilir. o kişinin bir çift çorabı koordine edecek takaatı olmayabilir ve karakteri bunu kafaya takarak düzeni sağlamayı gerektirmiyor olabilir. ne zaman ki sen o çoraplara bakarak iyi ki varsınız diyorsan o zaman doğru bir iş yapmış olursun.
    hala okuyor musun?
    tamam, son bir kelam.
    bir kavgan varsa hayatta bil ki o kendinle kavgandır. senden başka hiç kimse seninle kavga etmiyor aslında. kendinle olan mücadelendir seni hayata tahammülsüz kılan. çözümü olan ve zaman isteyen bir kavgadır bu nihayetinde.

    KAYNAK:ABSiNTHE & YEŞiL PERi
    Tümünü Göster
    ···