-
1.
+4https://www.youtube.com/watch?v=3Ba_WoSZXvw
Hayal ettikleri şeyin olmasını beklerler. Ancak olay kesinlikle böyle işlemez. insanların hayallerinin toplandığı çöplüklerle doludur evren. Karanlıkların içinde hayallerini yaşayanların gözlerini kapadıkları yerler, hayallerinden çok da uzakta değildir. istediği gibi yaşamayı göze alabilmiş en fazla bin insan vardır sadece koskoca dünyada. Kuralları göz ardı edebilmeyi yada kuralsız yaşayabilmeyi prensip olarak kabul etmiş olanlar ise sadece bir elin parmakları kadardır. işte bu 4.54 yıllık dünya, bu bir elin parmakları için döner. ama gariptir dünyada onların hikayeleri yazılmaz. Onların yaşamları bilinmez. Onlar örnek gösterilmez. Onlar hiç yaşamamış gibi ölürler. işte burada tek önemli kural işler. Ne hayal ettiğine, ne dilediğine, gerçekten o lanet yüreğinden istediğin şeye dikkat et. Bir saniyede bir hayat yaşayanlara...
- 2.
-
3.
+2Kendini bildim bileli onu seviyorum, hayatım onun üzerine kurulu. o saçma hayatımın içindeki tek gerçek kesidim. Ona tutunarak yaşıyorum, onunla büyüyorum.
onunla seviyorum.
Her şey soğuk bir kış günü başladı. Okuldan çıkmış evime gidecek servisi beklerken yan taraftaki kafenin önünde bana bakıyordu.
Düzgün alnı, kestane rengi saçları, makyajsız yüzü, soğuktan biraz çatlamış dudakları, donuk gözleri. -
4.
+2bilader malmısın sabah sabah
-
5.
+1Ona bakıp daldığımı farketmemiştim, sanırım o fark etmişti. Açık kapının yanında sigaramdan son nefesi alıp içeri doğru yöneldim. Camın kenarından onu hala orada görebiliyordum. Anne şefkatiyle sarıldığı bir çoklu defter, servisi izliyordu.
-
6.
+2herkes birbirini değiştirmeye çalışıyor dünyada. e böyle olunca da kimse kendisi olamıyor.
-
7.
+1yakışıklı biri değildim, aksine fazlasıyla çirkin olduğumu hatırlıyorum. Yanaklarımda sivilceler, saçma bir saç kesimim, bedenimden bol pantolonum. kilolu vücudum.
ee lisenin ilk günüydü. Üstümde tüm hormonların ağırlığı var.
Lisenin ilk günü sandığımın aksine pek sınıfta geçmemişti. Bir kaç okul tanıtımı vs. Ama yarın yeni sınıfımla, yeni insanlarla karşılaşacaktım.
Hayatımda insanların çok yeri yoktu. insanları sevmek için uğraşmadım, onlardan nefret de etmedim hiç bir zaman.
onlar hep hayatımdaydılar, kimseyi kendime ne çektim ne uzaklaştırdım.
Belki de çevresel faktörler diyelim. Çevremde hep insanlar vardı.
o yüzden ilk gün fobisi denen bir şey bende hiç oluşmamıştı. -
8.
+1Sınıfa girdiğimi hatırlıyorum sabah. Arka sırayı tercih ettim her zamanki gibi. sınıfımda bir tane tanıdık yüz yok, zaten ilköğretimi okuduğum yerden de 100km uzaktayım.
Sonra onu kapıda gördüm. Gülüyordu, yanında bir çocuk vardı. fazla samimiydiler.
Kahrolduğumu hatırlamıyorum. Benim kafamdaki bağlılık maddi dünyayı tamamen göz ardı etmiş bağlılıktı.
Dolayısıyla kıskanmak gibi duygular benim için sadece tanımlanabilirdi, onun yerine genelde üzüntü ve karnımda tanımlanamayan bir ağrı hissederdim.
o gün bunları hissetmedim. Bir an göz göze geldik. Bana gülümsedi.
Aynı sınıfta olduğumuza seviniyordum.
arka sıraları doğru geliyordu. Tekli sıralarımız vardı.
önüm doluydu. sağ çaprazım ve yanım boştu.
yanıma geldi ve oturdu. -
9.
+1Sınıfta ilk günde hocanın sorduğu sorulara klagib ergen uçarı öğrenci cevapları verdiğim için her sınıftaki" bin " tanımına çoktan oturmuştum.
Aslında ne bin tanımı ne sınıf ne öğretmen ne de okul umrumda değildi. Her kelimemden sonra yan tarafa bakıp gülümsemesi için hayatım boyunca hiç susmayabilirdim.
ilk tenefüste yanıma geldi. adımı sordu. şaşırmıştım.
Adımı söyledim, adını söyledi. Bu verimli etkileşimin ardından kantine gideceğini ve gelmeyi isteyip istemediğimi sordu.
takıldım peşine. konuştukça konuşuyorduk. gülüyorduk.
Gerçekten eğleniyordum.
soğuk, mat, boğuk geçen 3 koca senenin aksine. -
10.
+1yaşıtlarıma göre daha iyi konuşabildiğimden kaba tabirle ağzımın iyi laf yapmasından ötürü hiç bir zaman dış görünüşümün ağırlığını hissetmedim hayatımda.
Biraz utanarak söylüyorum ama sanırım kızları resmen manipüle edebiliyordum.
Ama o farklıydı. Onla olan herhangi bir etkileşimimde kesinlikle olmadığım biri gibi davranmadım.
Dürüst oldum ve hiç yalan söylemedim.
Sevgili muhabbeti de o gün açılmıştı. Kahretsin. Sevgilim olduğunu o gün söylemiştim. -
11.
+1güzel girdin de niye aşka sevgiye bağladın amk
-
12.
+1Sanırım işi bildiğim yoldan yapmamamın cezasını çekiyordum. ilk adımları kendisini atmış bana kendisi yaklaşmıştı. ama ben geri zekalı resmen kapıyı kızın üstüne kapatmıştım.
Dürüst olmak bahanesiyle tabi.
bundan sonra onunla yaşadığım her saniye, her dakika söylemediğim bir yalanla geçecekti.
Demiştim ya hiç yalan söylemedim diye.
Evet. yalan söylemedim ama duygularım hep saklı kaldı.
Arkadaşlık kavrdıbının altında ezildiğimi hissediyordum. Kadınların erkeklere karşı bakış açısı çok nettir. Bir kaç saniyede değişmeyecek kararlar verebilirler.
yapacağınız tek bir yanlış hamle karşınızdaki kadınla yaşayacağınız geleceği tamamen değiştirebilir, hatta bu geleceği yok bile edebilir.
Ben bunlardan bir tanesini yapmıştım ve arkadaş rolüne çoktan layık olmuştum. -
13.
+1onunla beraber olduğum minicik hayat kesitinde 2 tane pişmanlığım oldu.
1) ilk yaptığım yanlış hamle
2) Merdivenlerde ayağı kayıp düştüğünde tutabilecek uzaklıkta olmama rağmen onu tutamam yaşadığım şokla. -
14.
+1Onunla yaşadığım her şeyi anlatacak kadar ne vaktim ne de enerjim var. Kendisiyle aramızda bir söz vardı.
19 yaşına geldiğimizde eğer ikimizin de sevgili yoksa sevgili olmayı deneyecektik.
Hayal kırıklıklarında, yaşadığı zorluklarda yanındaydım. Lise hayatım ondan ibaretti.
Her şey çok güzel gidiyordu. Her arkadaşlıkta olduğu gibi sürtüşmeler, küsüşmeler yaşanıyordu tabi.
Tabi hayatımda başka kızlar oldu. Sevdim, öpüştüm, seviştim.
bunların hepsinde ilkleri onunla yaşayamamın pişmanlığı vardı üzerimde tabi.
Aslında onunla böyle şeyler düşünmüyordum da. Anlık histerik krizler diyelim.
lise bittiğinde üniversite kazanıp gitmişti. bu aralıkta fazlaca görüştük, konuştuk yine de .
lafı uzatmaya gerek yok. Anıları ortaya dökmemin sebebi de bununla alakalı aslında.
o hiç 19 yaşında olmadı. -
15.
0ben tüm türkiyede yayın yapan bi kanalım olsun istiyorum :(
-
16.
0hayatım hiç bir zaman yükselişte olmamasına rağmen yaşadığım yanılmayı o anda fark etmiştim.
hiç bir zaman kabullenemedim kabullenemeyeceğim.
yılbaşları kötüdür, lanetlidir o yüzden.
Akvaryum balıkları ve kaplumbağaları severdim. Küçük bir dükkan açtım kendime.
Balıklarla muhatap oldum, kaplumbağalarımı sevdim. ilk işim yarıda kaldı,
kötü olmayan bir üniversite kazandım. Her türk genci gibi bölümümden memnun değildim tabi. ancak benim şansım yaver gitti. -
17.
+1Bir şeyler yazmayı severdim. Akrabalarımdan bir tanesi de bu sektörün içinde olunca çok kolay dahil oldum genç yaşımda. Yazdığım şeylerin farklı isimlerle dağıtılmasını istedim. Olur da ileride oldukça başarılı bir yapıtım olursa onda kendi ismimi kullanacağımı düşünüyordum sadece.
Diğer türlü insanlar gelişim evrelerini izleyip üzerinden yorumlar çıkarımlar yapacaklar. Ve bu tarz şeyler oldum olası bana mantıksız gelmiştir.
Ha diyeceksiniz ki nereden emin oldun bu kadar başarılı bir şey ortaya koyacağından?
Hiç bir şey yapmayı beceremeyen insan olamaz. Her insanın bir alanda yeteneği vardır.
Elinde kalan tek şey bu olunca ve bunu yaparken kendini gerçekten kendin gibi hissediyorsan geriye pek de bir seçenek kalmıyordu. -
18.
+1 -1hikaye güzel oruspu çocuğu devam
-
19.
+1Kazandığım parayla okuduğum yerde küçük bir kafe-bar tarzı mekan açtım. ilkokul arkadaşım yeni bir eve taşınmıştı. ona yardım ederken evin bodrumunda kocaman bir çanak antene rastladım.
sorular ardı ardına geldi tabi. Eski ev sahibinin çok eskiden radyo yayını yaptığını söyledi. Merkezi de kendi eviymiş. Bunları napacaksın diye sordum. Valla atarım falan deyince aklıma şimşekler çaktı tabi. Hemen bir araba kiralayıp evime zütürdüm bunları. teknik anlamda bu konuda bir şeyler bilsem de ekgib olduğumdan kısa süreli bir araştırma biraz da masraf sonrasında kafenin tepesine anteni dikmeyi başardım.
Her gece kafeyi kapattıktan sonra saat 2'de konuşmaya başlıyordum. Sadece konuşuyor içimi döküyordum.
Hani demiştim ya insanlar çevremde belirirlerdi. Onları itmem veya sevmem diye.
Bu biraz da kendi isteğimle sanırım tersine dönmüştü. Çevremde konuşacak kimsem yoktu.
ve radyoya konuşuyordum. -
20.
+1aslında radyo dediğime bakmayın, müzik çalan bir radyo değil. Sadece boşluğa sesler gönderiyordum. Dinleyen var mıdır bilmeden, etmeden. Kafenin tam karşısında apartmanda oturan yaşlı bir emekli memur amca vardı. anteni görmüş, veya söylediklerimi dinlemiş olacak ki bir gün yanıma gelip bunun bildiği kadarıyla yasal olmadığını söyledi. korsan radyoya mı ne giriyormuş.
müzik çalmadığımı, reklam vermediğimi, herhangi bir şekilde isim dahi geçmediğini söyledim.
Kendisine dinleyip dinlemediğini sormadım. ama birinin haberdar olması niyeyse hoşuma gitmişti.