/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +3
    şehir dışında olduğum için yazamadım 1 haftadır, pardon beyler.
    ________________________________________________________

    haftada 3-5 gün konuşuyoruz.

    evet 5 gün konuştuğumuzda ben uyumamış oluyorum. uyumadan okula gidiyorum. saat farkı çok kötü lan.

    okulda ruh gibi geziyorum dıbınakoyim. bu fiziksel çöküşümü ayça üzerine alınmış olabilir. okulda tip tip bakıyor bazen. mal aq...

    eliz'le saçma saçma muhabbetlere giriyoruz konuşurken. bazen müzik açıyor az uyuyalım mı diyor, kamera açık uyuyoruz. ay liseli romantikliğine sokayım. ağzımı açıp bir şey diyemiyorum tabi o zamanlar. elim kolum bağlı.

    o zamanlar kimseyle doğru düzgün takılmıyorum. insan ilişkilerim bitmiş durumda. zaten vakit de yok. okul sıralarında uyuyorum eve gelince yemek yiyip eliz'i bekliyorum.
    ···
  2. 27.
    +3
    maçı kuzenimle beraber dışarıda izleyeceğiz. ben tek başıma gidecektim aslında da beni de zütür dedi. benden 5 yaş küçük. ne gereksiz ayrıntılar bunlar aq.

    maç başladı, tak gibi oynuyoruz. 1-0 oldu bir de. hiç unutmam golü atan adamın adı da mossoro mu ne zıkkım öyle bir şey. neyse ben rahatım zaten manchester koyar turu geçeriz diyorum ama cluj 1-0 öne geçti. hasgibtir.

    sonradan qral'ın ve müzmin sakat aydın yılmaz'ın golüyle gruptan çıktık ama acayip mutluyum. öyle böyle değil. kuzeni evine bıraktım. eve doğru sırıta sırıta yürüyorum. aklımda gram dert yok anasını satayım. o zamanlar farkında değilim ama ne zaman böyle mutlu edecek bir olay olsa hemen modumu değiştirecek başka bir olay da arkasından geliyordu.

    eve girdim. o zamanlar 1gb internet paketi kullandığım için dikkatli kullanırsam 15 günde bitiyordu namussuz. eve girince wi-fi'ı açtım. imesseage'dan bir mesaj gelmiş.

    eliz: hiç mesaj atmıyorsun bakıyorum.
    baknickime: sen de atmadın meşgulsündür diye düşündüm.
    e: biraz meşgul olmama rağmen sana mesaj atacak vakti bulabilmişim değil mi? (ne trip atıyorsun aq)
    b: neyse iyi oldu yazdığın, alıştın mı oralara?
    e: müsaitsen facetime'dan konuşalım.
    b: müsaitim ya arayacak mısın arayayım mı?

    derken telefonum çaldı.

    e: yüzünü gören cennetlik, nasılsın?
    b: iyidir ya ne olsun, sen alıştın mı oralara?
    e: güzel ya buralar. okul nasıl, oralar nasıl?
    b: rahat ya işte takılıyoruz bakalım.

    konuşma böyle havadan sudan devam etti. yaklaşık 3 saat konuşmuşuz lan saat 4 olmuş. ben 7'de okula gideceğim. kızın umrunda değil tabii. orayla galiba aramızda 7 saat vardı. en sonunda vedalaştık ve mesaj atacağıma söz verdikten sonra kapattım.

    nereden geldin yine hayatıma? ulan uyumadığım sıkıntı değil de kafam allak bullak olacak şimdi. beynimin zaten sana karşı zaafı var, hemen sulanıyor.

    şimdi salak gibi geceleri uyanık bekleme vakti. belki konuşuruz diye...
    ···
  3. 28.
    +3
    aysu'yla yazıştıkça mutlu oluyorum o dönem.

    gibik at kafasıyla eliz ayrıldı bu arada :/.

    zamanlamanıza sövdürtmeden rahat etmeyeceksiniz galiba. lan tam da işler hayatımda iyi gidiyordu.

    beni biliyorsunuz zaten, tam bir amsalak oluyorum eliz'e karşı.

    ama bu sefer eliz bir şey yapmadıkça olmamaya kararlıyım. cidden, aysu ile seviyeli bir ilişkimiz var. (mı?)

    aysu'yla buluşmamız gerekiyor artık, bir türlü zaman ayarlayamıyoruz ama. aysu sanki ilişkiden korkar gibi oldu. e 1 aydır yazış yazış nereye kadar?

    artık her gün yazışmamaya başladık. buluşma önerdiğimde de baknickime bana zaman versen biraz daha tanısak birbirimizi dedi. bu zaman meselesi başıma hep bela açtı zaten, daha da açacak.

    kişilik olarak çok sabırsızımdır. dıbınakoduğumun zamanını benden istemeyin gözünüzü seveyim. muallakta olan işleri cidden sevmiyorum, dünyada en sevmediğim şey.

    bir gün evde oturuyorum, okula gitmedim. aysu mesaj attı ve durduk yere tartışma çıkardım. sonra bana halini hatrını soruyorum ağzıma sıçıyorsun dedi. ben de o sinirle zütünden gibmediğime dua et yazacaktım ki geri sildim. harbi, sinirlenince çok değişik bir adam oluyorum lan. yoksa gayet naif bir adamım. yine de az bile yapmışım, yaptıysam dedim. kızın suçu da zaman istemek benden. ama yeter artık di mi lan? 1,5 ay olmuş artık daha ne zaman istiyorsun?

    eliz yeni sevgili yaptı dershaneden. bana koymadı bu sefer. bence yakışıyorlar karşimle ;)

    karşim, evet. game of thrones tadında bir ilişki yürütüyorum artık.
    ···
  4. 29.
    +3
    bir mantıksızlık var bu işte.

    lan kız hoşlanıyorum dedi diye neden panik oldum? medeni bir şekilde ''hayır burçin'ciğim ben senden hoşlanmıyorum'' demek varken neden panik olduğumun sırrına hala vakıf olamadım. sanırım çocukluğun verdiği korku. başka bir açıklaması yok çünkü...

    eliz'e dönüyorum.

    -napıyorsun nasıl gidiyor tatilin?
    +noolsun ya işte öyle boş geçiyor biraz senin nasıl?
    -iyi ya nasıl olsun, beste'yle aranız nasıl?

    nereden biliyordu lan beste'yi? o gün anladım ki kızların arasındaki iletişim gücü cia'de yok. çünkü ne beni beste'yle gördü ne de ben onunla bu konu hakkında konuştum.

    +ha iyi ya takılıyoruz da bilmiyorum, senin serhat'la aran nasıl?
    -eh işte, çok iyi değil çok kötü de değil. bir gün senle buluşalım.
    +olur ya hallederiz onu. o kolay iş.

    mutlu oldum açıkcası, sırf yüzünü göreceğim diye. ama bir yandan da kötü hissediyordum. beste'yle ne idüğü belirsiz de olsa bir ilişkim vardı. o yüzden eliz'le buluşmayı ertelemem gerekecek, sürekli öteleyecektim.

    futbol klübündeki günlerim gayet çılgın gidiyor. kondisyonum artıyor gittikçe ama hala yeterli değil. kulüp geçici bir süre için (eylül-ocak arası) beni başka bir kulübe gönderme kararı alıyor maç ritmi tutturayım diye.

    o yaz boyunca başka ekstrem bir durum olmadı. asosyal bir şekilde evde oturdum. henüz gezecek kadar sosyal çevrem yoktu. 2-3 defa bizim sınıftakilerle buluştum o kadar. eliz'le buluşmayı da bir şekilde erteledim.

    bu aralar beste'yle çok yazışmıyoruz. telefonumu sıfırlamıştım bir keresinde, bir hafta sonra beste günaydın * yazmış. kıza kimsiniz yazdım. beste ben yazmış. sonra neden hiç mesaj atmadığımı falan sordu. rehberimin silindiğinden falan bahsettim. istesem numarasını bulabileceğimi, en kötü ihtimal facebook'tan yazabileceğimi söyledi. ben de ''internetimizde problem var. bu arada merve'nin numarasını atsana onunki de silinmiş. senin numaranı da anca ondan alabilirdim zaten'' dedim. her söylediğine cevap verdiğim için söylediğim yalanlarda açık bulamadı. bence net açıklar vardı ama insanlar bazı şeylere kafa yormayabiliyor, benim gibi her şeyin üzerine saatlerce düşünmeyen insanlar. onlara çok özeniyorum.

    msn'e girmiyorum. eliz yazmasın diye. burçin'le de o günden sonra yazışmadık bir daha. şu anda yaptığımın ne kadar gibik bir hareket olduğunu görüyorum. bu arada farkettiyseniz şimdiye kadar yaptığım tüm hareketleri çocuk bakış açısıyla neden yaptığımı açıklayabildim ama o olaya hala açıklık getiremiyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    +3
    okul kapandıktan sonra 2 haftalık ekstra kurs vardı. bu kurs sayesinde beste'yle daha çok konuşma şansım oldu. kendisiyle iyi anlaşıyoruz ama bir şeyler ekgib gibi hissediyorum. halbuki bebek gibi kız yani...

    1 ay önce sevgili olacaksınız deseler hasgibtir lan diyeceğim kızla konuşurken içimde o beklediğim heyecanı tam olarak yaşayamıyorum. beste beni müzik grubuna solist olarak düşünüyor ama bende özgüvene dair herhangi bir şey kalmadığı için reddediyorum.

    bu ekstra kurslarda sınıflar karma şeklini aldı. benim sınıfta arkadaş grubumdan tuğrul var sadece. ayrıca yeni tanıştığım aşkın ve bensu diye iki kız var. o zamanlar merhaba merhaba'dan öteye gitmiyoruz. bu isimleri unutmayın ileride bol bol karşılaşacaksınız.

    ekstra kurslarda sınıflar karılınca yeni yeni insanlarla tanıştı herkes. okulun her tarafından yeni sevgili haberleri geliyor. bu arada bazı kişilerden beste ve baknickime dedikodusu kulağıma geliyor.

    bir tane mal bir çocuk var. harbiden sığır ama. beste'den hoşlanıyormuş. o yüzden benle kavga edecekmiş. dıbına koduğumun sığırının beyni anasınıfında kalmış. neyse bir ortak arkadaşımız bunu dile getirdi, gelsin de ağzını burnunu eline vereyim gibiğin dememden sonra bir daha haber alamadım ondan. lan ne gibko adamlar var ya...

    bu arada yaz tatili için süper lig'den bir takımın altyapısında oynayacağım. biraz heyecan var. futbolla okul arasında tercih yapmam gerekirse okulu seçeceğim yönünde babamda teminatı verdikten sonra o iş oldu. yazın antremanlara çıkacağız. bakalım, hayırlısı.

    artık beste'yle konuşurken sıkıldığımı farkettim. bunu kuzey'e söylediğimde sana da kız beğendiremiyoruz be dedi. neyse, kuzeyin yakın bir arkadaşı var, burçin. bu sırada onunla yazışmaya başladık. kız tipsizdi ama zütü fena değildi yani. hormonlarımın etkisiyle yazışıyorum gibi geliyor. msn'den yazışıyoruz onunla. galiba benden hoşlanıyor çünkü her sabah günaydın, mesajımla uyan istedim * tarzında mesajlar atıyor. annem gördü bir gün arkadaşım ya desem de kadın inanmadı.

    bir konser olayı var. sabah antremandan çıktıktan sonra beni beste aradı.

    -alo baknickime naber?
    +iyidir beste senden naber?
    -ben de iyiyim ya noolsun, akşama konsere geliyorsun değil mi?
    +bakalım ya gelirim herhalde, ilkokul arkadaşım var onunla gelicem zaten.
    -hıı görüşür müyüz o zaman?
    +görüşürüz ya akşama.
    -ha bir de sende merve'nin numarası var mı? benim rehberim silindi ya...
    +var var atarım sana, görüşürüz.
    -görüşürüüüz.

    akşama eğlence vardı galiba. ilkokul arkadaşım burhan-2'ye ne diyecem lan ben şimdi?
    Tümünü Göster
    ···
  6. 31.
    +3
    uzaktan izliyorum.

    eliz'le at kafası'nı tabii ki. hayır lan nereden buluyorsun eliz'i yani? nereden gördün de beğendin? ben bile neyini beğendiğimi bilmiyorum kızın sen beğeniyorsun yani? at kafana sıçayım senin...

    artık kendime başka yollar bulmamın vakti geldi. ama yolum yok maalesef. bir gün derste dalmışım eliz'e doğru. yakalandım tabii hemen. eliz'in sadece bana karşı kullandığı yapmacık bir naabıyon? diyişi vardır. ağzında çok eğreti duruyor. neyse, bu bana naabıyon baknickime? dedi, noolsun be anldıbına gelen bir kafa sallamasıyla cevap verdim. orada gözlerimiz kilitlendi, 10 saniye kaldık öyle. bana yıllar gibi geldi tabii ki, bitmedi o bakışma.

    okulda yürüyecek yeni şahıslar arıyorum. ama bulamıyorum. alt dönemlere bakayım dedim, hoşuma giden bir kız dahi göremedim. neyse, artık uzaktan kedi'yi izlerim. çok güzel kız lan...

    abi seviyorsan git konuş bence diyecekler demeden önce o dönemde özgüvenimin ne seviyede olduğunu hatırlatmak isterim. kendimden alt seviye bir kız bulmam lazımdı. bu arada sporla ilişkimi kestiğim için tamı tdıbına 14 kilo almıştım. iyice şiştim yani anlayacağınız üzere. hatta tam sayı vermek gerekirse 1,78'e 80 kiloyken 1.80'e 94 kilo olmuştum. allah'tan sporcu geçmişimden dolayı cıvık değildim yani. yine de 14 kilo almak nedir dıbınakoyim? hep stresten yediğim yemekler yüzünen...

    hayatımın o zamana kadarki en karamsar dönemiydi. 4 ay önce ne güzel hayatım var lan sadece eliz ekgib, onu da halledeceğiz inşallah derdim. şu anda elimde sadece eliz'in ekgibliği kaldı.

    ergen aşkı mıydı o zamanki bilemeyeceğim. ama bu üzgün hallerimden bir türlü kurtulamıyordum. sadece izliyorum işte. uzaktan mutlu çifti izliyorum. ulan sigaraya nasıl o zaman başlamamışım zaten hayret ediyorum.

    önümüze bakalım desem önümüzde bakacak bir şey yoktu. çok kötü o dönemler. okulun son 2 ayı ise rutin halinde okula git-eliz'i uzaktan izle-eve şeklinde geçti.

    iyice taka sardım ha...
    ···
  7. 32.
    -3
    bunu okuyan var mı cidden
    ···
  8. 33.
    +3
    ayça olayı pgibolojimi gibti.

    şimdi bakınca derdimi gibeyim diyorum tabii. ama o zamanlar cidden üzmüştü. zaten özgüven problemim var daha önce 100 defa söylediğim üzere.

    ama derdim bu olsun lan, eliz'den çok daha iyi şerefsizim. ayça'da kendime kızıyor, eliz'de kendimi gibiyorum öyle söyleyim. eliz'le konuşmayalı çok uzun zaman oldu ama başka dertlerimin oluşu onun aklıma gelmesini önlüyordu.

    ayça pişman olacak beni reddettiğine ama şimdilik bunları öngöremiyorum ;)

    --gençlere minik tavsiyeler--

    ayça olayında göreceğiniz üzere bir kıza muhtaçmışsınız gibi hissettirmek sizi ileriye zütürmez. daha önce söyledim mi bilmiyorum. kendinizi bir kıza acındırarak onun sevgisini değil acıma duygusunu kazanırsınız mantıken. hayır içinizde bunu deneyen mallar var biliyorum yani. ben denedim tavsiye etmiyorum. *

    ben ne kadar konuşursam boş aslında. size vereceğim tavsiyeler şimdi söyleyince komik bile gelebilir. başınıza gelince ulan baknickime abi haklıymış lan, adam görmüş geçirmiş aq diyeceksiniz nasılsa. bir musibet bin nasihattan iyidir lafına dibine kadar katılıyorum zaten

    --gençlere minik tavsiyeler--

    okulda yeni hedef arama çalışmalarım durmuştu. zaten kim olsa gibtiri çeker aq gözüyle bakıyorum maalesef. ulan taş gibi erkeğim* ama sorsan ''hakkı bulut'tan halliceyim'' derim yani.

    bu arada 2006 yılından beri beklediğim şey oldu. şampiyonlar ligi çok başka lan...

    gruptan çıkmamıza 1 maç var. braga maçı.

    --spoiler--

    akşama fener'e başarılar.

    --spoiler--

    ulan maça 1 hafta kala heyecan başladı. acaba gruptan çıkar mıyız lan diyorum kendi kendime. işi zora sokmuştuk çünkü hatırladığınız üzere.

    koyar geçeriz baba. beni mutlu edecek bir galatasaray'ım var zaten...
    ···
  9. 34.
    +2
    bir eylül günü artık beklediğim gün gelmişti. hazırlık olmanın ritüeli olarak en üst düğmesi dahil iliklenmiş gömlek ve ceket vardı. kravat da sıkıyordu biraz ama olsun.

    babam evden çıkmadan önce oğlum okulda gördüm kösele ayakkabıydı örnek öğrencinin resmi, ya okula almazlarsa diye korkuttu beni. ilk günden zütü başı dağıtmayım diye yapmış bunu.

    babam okulun girişinde bıraktı beni. iş yeri yakınlardaydı. ben de içeri doğru tek başıma yürürken alnımdan minik minik terliyorum. ergen bıyığım terliyor ayrıca. hava da sıcakmış lan...

    doğal olarak okulda kösele ayakkabı giyen 5-6 kişiden biriydim. zaten daha fazla köseleli gördükçe mutlu oluyordum. bir de okul iyi olduğundan demiştim ki herhalde hep nerd tipli öğrenciler olacak bize ekmek çıkmaz. ne bileyim oğlum büyüdüğüm yerde tüm güzel kızların tak gibi dersleri vardı.

    ama okul tam olarak bir ergenin ıslak rüyasından halliceydi. üst dönem ablaların kısa etekleri falan... zaten o dönem ve sonraki 1 sene testosteron zehirlenmesinden nasıl ölmedim anlamadım amk.
    ···
  10. 35.
    +2
    tabii ne kadar daha dayanabileceğim meçhul. ama mutluydum lan. gibik bir uyku düzenim de olsa mutluydum.

    yarıyıl tatilinde eliz de evde çok bulunamadı. benim de dinlenme şansım oldu. hayatım playstation üzerinde dönüyordu. o sıralar fazla kaptırdım kendimi. pes oynuyorum sürekli.

    pes oynadığım günlerden birinde bensu mesaj attı: senin arkadaşın serkan'la sevgilisi bizim oturduğumuz kafede diye. 5 dakika sonra serkan mesaj attı: bensu'yla sevgilisi burada diye. ben de o sırada drogba'yla sneijder'i pes'te galatasaray'a almakla meşguldüm. çok boş beleş hissettiğim bir andır. biraz da koymuştu, neyse.

    schalke'ye koyduk bu arada. ooo la laa

    eliz'le görüşmelerimize devam ediyoruz. kızım sevgilinle o kadar konuşmuyorsun neden benle bu kadar konuşuyorsun anlamıyorum bazen. neyse iyi oluyor. en azından yüzünü görünce mutlu oluyorum, güneş gibisin beh.
    ···
  11. 36.
    +2
    kurban bayramı tatiline geldik.

    bizim arkadaşlarla stüdyo yapalım diye karar verdik. buğra, sezgin bir de ben.

    1 saat gayet eğlendikten sonra snapchat story'ye bir iki tane video atmıştım. snapchat nickim de daha önce hiç kullanmadığım bir nickti ve içinde adım geçmiyordu. o storyleri de snapchatten eklediğim bu kız gördü. ben o gün sezginlerde kalacağımdan kız akşama snap attığında otobüsle sezginlere gidiyorduk. sezginlere gittiğimde kızın attığı snap'i açtım ve aşağıya diyalog şeklinde yazıyorum. kızın adını vermeyi unuttuğumu şu an farkettim. kızın adı ırmak.

    ı: tanışıyor muyuz?
    b: yooooooo
    ı: hayır yani okuldan falan mısın?
    b: evet ben 12lerden baknickime.(alt dönem kızlar 12lere veriyormuş kısmını kullandım burada xdxd)
    ı: haa öyle söylesene * (güldü, verecek) ben ırmak bu arada.
    b: memnun oldum. nasılsın?
    ...

    bu şekilde devam eden sohbet sırasında farkettim ki kız bana yürüyor aq. ben yürüyecektim kız bana fırsat bırakmadı ya lan. neyse yürüsün bakalım.

    kız benden 2 alt dönemde. 1 yaş küçük. hayvan gibi de ders çalışıyor. ulan baktım kız 2. olmuş okulda not sıralamasında. sabahları erken kalkıp ders çalışıyor öyle de bir kız. o yüzden sezginlerde kaldığım gün ben 12'de uyandım kız 7'de günaydın mesajı atmış whatsapp'tan.

    bende de bir hassasiyet var. o dönemlerde diyorum ki sınav çalışmasam da aileme çalışıyor olarak göstereyim ki sene sonu kafam bu kadar basıyor yeaa diyebileyim. sezginlerde kalınca çok da gezmeye gidemiyorum o yüzden kızla buluşma fırsatımız olmadı dışarıda. bayram tatilinin bitip okulun açılmasını bekliyorum.

    tatil bitti, okulun bahçesinde buluşmaya karar verdik. eliz'le aram çok iyi olduğu için bugün mutlu gördüm seni falan diyor eliz. ben de hiiç öyle ya hayat güzel tarzı yavşak cevaplar veriyorum.

    2. teneffüste buluştuk ve kız çok minnak bir şey lan. 1.85 adamım ben, kız 1.58 falan yani. 45 kilo civarı bir şey bir de ama fit. züt falan şekilli güzel. zütçü olduğumu söylemiş miydim? xdxd

    o sıralar yavşaklığımın zirvesindeydim galiba, kızla yürürken gel bir yere oturalım yukarı bakmaktan boynun ağrımıştır dedim. okul bahçesinde bir yere oturduk. o sırada eliz ve güzin geliyordu. gülüşüyorlardı. birden beni gördüler, gülmeleri kesildi. eliz'in yüzünde tebessüm kayboldukça benim yüzüme aktarılıyordu. sadizmin damarlarımda aktığını hissettiğim o anda irmak'a sarıldım. kız kayboldu. olm çok tatlı bir şey lan bu. bir kaşık suda gibesi geliyor insanın.

    normal şartlarda böyle tatlı kızları görünce gibesi gelecek bir insan değilim. ben, galiba değiştim biraz.

    kızı sınıfa bıraktım, kendi sınıfıma gittim. sınıfta eliz sırasına doğru gidiyordu. yanımdan geçti, yüzüme bakmadı. sırama geçtim serkan'a bir şey anlattım bayağı güldük. kahkahalarım kulaklarında çınlamadı mı elizcim?
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    +2
    okulun son günlerinde -hiç unutmam gezi olaylarının başladığı gündür- bahçede mehmet ben burhan top oynuyoruz. okul bitmiş saat 4 gibi falan. saçlarım uzun bu arada. terlemişim bir de alnıma yapışmış iğrenç haldeyim yani.

    o sırada uzaklardan filiz geliyor. yanında da bir arkadaşı var.

    kız çok tatlı lan. esmer kıvırcık saçlı ve çok tatlı bir gülüşü var. uzun boylu -1.75- ben görünce kaydım direk zaten. üzerime yapışmış terli t shirt'üm ve alnıma yapışmış saçımla tam bir ekol olsam da o sırada ebesinin amında olan özgüvenim azıcık göründü ve kıza adını sorabildim. daha doğrusu tanışmak için adımı söyledim. o da öküz olmadığı için kendininkini söyledi, aysu.

    b: şey baknickime ben
    a: aa merhaba filiz bahsetmişti senden
    b: (herhalde bahsedecek yarram) aa çok iyi yapmış bir tanedir ya filiz.
    f: ay sağol baknickimecim. sana bahsetmiştim aysu'dan hatırladın değil mi?
    b: (amk dinliyormuş gibi yapıyorumdur kesin yine) aaaa evet hatırladım. ilkokuldan değil mi?(salladım)
    f: evet, evet.
    b: neyse ben sizi tutmayım görüşürüz filiz, görüşürüz aysu. (niye görüşüyoruz lan)

    sonra aysu'yla filiz gittiler. onları izledim uzaktan. aysu çok güzel bir kız değildi ama gülüşü inanılmaz hoşuma gitmişti. kendimi ilk defa eliz hariç bu kadar etkilenmiş buluyordum. neyse, hele önümüzdeki taku yiyelim.

    yaz tatili başlangıcında diyet/spor kombosuna tekrar başladım. çok kilo fazlam yoktu zaten onları vereyim diye düşünmüştüm. iyi gidiyor her zamanki gibi.

    saçlarım uzun bu arada hala. ağustos'ta müthiş bir kararla kestirip o ciksi, maskülen, haşin erkeğe dönüşümüm için ilk adımı atacağım panpalar.
    ···
  13. 38.
    +2
    daha sonra dışarıdaki gözlemlerimle hemen hazırlık olanları ayırt ettim. çok zor değil zaten; ceketliler hazırlık işte... üst dönem kızlar sınıf arkadaşlarına sarılıyorlar falan ne bileyim ben, benim en fazla yaptığım ciks bir ablanın çocukken kucağına almasıydı beni. çok ütopik geliyordu bir kızın bana böyle sarılması falan.

    okulda stand kurulmuş o sene öss'de ilk 100'e girenlere ödül olarak cumhuriyet altını falan veriliyor. benim de zütüm geçmişten gelen başarılardan dolayı tavan olduğu için 5 sene sonra kendimi orada görüyorum. görmeye devam paşam.

    herkes sıralara geçti ben de o zamana kadar mal mal ayakta dikildiğim için listelere bakıp sıralara geçmeyi akıl edememiştim. o sırada bir panik oldum, etrafa bakınmaya başladım. babam arkadan dedi ki: listeler okulun girişinde asılı gel bakalım.

    baba olmanın ne demek olduğunu en çok orada anladım. arabayı az ileri parkedip beni izlemiş sonra. allah hepimizin babasına uzun ömürler versin panpalar.

    listeden baktık ve sınıfımda sıraya girdim. babam bir şeye ihtiyacın olursa ararsın dedi ve gitti.

    sıradan hemen bir sınıf kontrolü yaptım ama dikkatimi çeken sadece turuncu saçlı bir kız oldu. o da güzel olduğundan değil turuncu saçları ve siyah kaşlarıyla direkt dikkat çekiyordu. ismi eda.

    daha sonra yanımdaki çocukla sohbet etmeye başladık. kumral, ergen bıyıkları ve düz saçlarıyla cemaatçi abilere benziyordu biraz. serkan adı.

    sırada beklemekten artık yorulmuştum. kösele ayakkabılarım ayağıma işkence etmeye başlamıştı. o sırada babamla ilgili düşüncelerim olumsuza döndü tekrar. okula rezil olacaz lan diye düşündüm ama zaten o anki halimle daha sonra kimse beni bir daha tanımaz sonradan sınıftakilere taşak malzemesi olurum sadece diye düşüncemi tazeledim. haklıydım da...
    ···
  14. 39.
    +2
    sigaramı yaktım devam ediyorum beyler

    ________________________________________________

    ikinci günde arkadaşlarımla biraz daha yakınlaştık. 7-8 erkek teneffüse çıkmaya başlamıştık. daha sonraki günlerde arkadaşlığımız iyice ilerledi. hepsi kral çocuklarmış, ilk gün içimden hepsi mal amk bunların demiştim ki yanılmışım.

    Eliz gayet elit bir aileden geliyordu. onunla sohbet etmeye başladıkça bunları gözlemledim. zaten sürekli ön sıralarda buluyordum kendimi, neden bilmem.

    bu arada altın sarısı saçları olan kız adeta bir insan sarı saçlı mavi gözlü olup nasıl çirkin olunur dersi veriyordu. zaten 1-2 hafta sonra sınıf değiştirdi. ilkokul arkadaşlarının yoğunlukta olduğu bir sınıfa geçmiş. kendisiyle daha sonradan toplam 7-8 defa falan sohbet etme şansımız olmuştu.

    bu arada kendimi özetleyim biraz. yaz tatilinde kilo almıştım. kafamın şekli falan daha oturmamıştı. adeta bir hüseyin kağıt gibi geziniyorum(dövmeler hariç * ). saçlarımda falan bir özenme yok. ilkokulda okul takımında futbol oynuyordum, o bitince zütü başı dağıtmışım. kısacası biraz gibe benziyordum geçici bir süreliğine.

    okul takımının seçmelerine katıldım bu sırada ama hem kilodan hem de diğer katılanların büyük olmasından ötürü hoca bana seneye gel takıma alırım seni dedi. olsun, seneye oynarız beyler.

    okuldaki 1 ayım dolmaya yakın sınıfla ilişkilerim gayet iyiydi. merve'yle yakın arkadaş oldum ki kendisi çok iyi bir insanmış. gülüşü biraz sinir bozucu ama ona da alışıyorsunuz zaten bir süre sonra.

    bir de sürekli ön sıraya gitmemden midir nedir, baknickime eliz'den hoşlanıyor galiba diye bir dedikodu çıktı. benim kulağıma geldiği zamanlar söyleyenle dalga geçtim. tsigalko reisin hikayesinde aşık olmayı 3 kısma ayırdığını hatırlıyorum.

    -dalga geçme
    -inkar etme
    -çaresizce kabul etme *
    ···
  15. 40.
    +2
    kayseri'ye geldim.

    dünya gözüyle didier drogba'yı görelim diye düşündüm tabii ki. süper kupa finali, 11 ağustos 2013. baba bizi üzmedi, saldı kobrayı sağolsun.

    tam bu arada saçlarımı kestirdim.

    ailemi 1 haftalığına tatile gönderdim.

    beni de zütüreceklerdi de artık yanlarında sıkıldığımı farkettiğimden ve evin bana kalacak oluşundan dolayı gitmedim tabii ki.

    ilk gün berk ve berat(bizim sınıftan yine, berk gibidir o da) geldiler. onları ağırladım. miley cyrus'ın meşhur rezalet vma'ini izlemeye çalıştık ama dandik linklerden hep değiştirmek zorunda kaldık. zaten iyi ki izlememişiz amk.

    sonra burhan, serkan, alparslan, mehmet'i çağırdım. baba tim yani. 7 saat sonra da onlarla buluşacağım zaten. şehir dışından geldi burhan. şunu yazayım da uyuyayım hele.

    onlarla arsenal - fenerbahçe maçını izledik. sonra halı saha yaptık bi, bayağı eğlendik yani. ha bir de amerikan pastası serisinden ilk 2 filmi izledik ;)

    ulan 5. gün falan diyorum ev boş, escort mu çağırsam diye. ahahah lan durun buldum bak. o dönemde başlığını bile açmış olmam lazım buraya. escort lazım diye. lan neyse bi şey demiyim en iyisi *

    çağırmadım tabii ki beyler. uslu uslu osbirimizi çektik. zaten ya son 3 gün aç kalacaktım, ya da escort çağıracaktım. çok mantıklı gelmedi o yüzden.

    babamlar pazar akşamı döneceklerdi. ben cumartesi günü parasız kaldım. akşam yemeğini yedikten sonra param bitmiş oldu. cumartesi akşam eliz'le yazışmaya başladık. sabaha kadar yazıştıktan sonra onların oraya, spor salonuna gitmeye karar verdik. ulan bende para bitti yalnız. üye de değilim giriş 30 lira. hemen ananemlere uğradım sabah, sağolsun 100 lira verdi bana.

    eliz'lerin evlerinin oraya geldim. dışarıda kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm ama eliz evlerinin önünde sarıldıktan sonra:

    -hadi kahvaltı hazır, seni bekliyoruz, dedi.

    elim ayağıma dolaştı lan. ne bileyim, onun ailesi vs ben. şu anda bile böyle bir duruma düşsem ne yapacağımı şaşırırım. düşününce bile panik oldum nedense...
    ···
  16. 41.
    +2
    sonra herkes sınıflara dağıldı. sıra halinde çıkılmadı ne olduysa karambole geldi. sonradan farkettim ki etrafı incelemekten. önüme odaklanamıyormuşum. o yeteneği de sonradan, zamanla kazandık vesselam.

    sınıfa girdim ve tahtaya doğru soldan ikinci sıranın en arkasına geçtim. sol tarafım şimdilik boştu. sağ tarafımda ise serkan oturuyordu. sınıfa girerken içeridekilere çok dikkat etmedim. zaten daha yarısı boştu. ama sonra yavaş yavaş dolmaya başladı.

    sol tarafıma tuğrul isimli bir çocuk oturdu. onunla tanıştık sohbet ettik biraz. onunla konuşurken sınıfa altın sarısı saçlarıyla bir kız girdi. adı eylül. onun yüzünü göremedim önce. o yüzden ıslak hayallere dalmışım ki önüme oturan sezgin gelip benimle tanışıp uyandırınca kendime geldim.
    ···
  17. 42.
    +2
    o sırada sınıf dolmuştu. lisedeki herkesi tanıyan hafif kilolu merve'nin kahkaha sesi inanılmaz rahatsız ediciydi. o yüzden ona biraz sövdüm.

    ilk öğretmen geldiğinde ağzında maske vardı. dişinden ameliyat olmuş galiba. zaten haftada 20 ders ingilizce göreceğimiz için tahmin edersiniz ki ingilizce öğretmeniydi. o sırada kendimizi tanıttık.

    sol taraftan başladık. en son sağ en öndeki kıza geldi sıra. hayatımı giben kıza.

    öğretmene yavşak yavşak cevaplar vermeye başladı. tip olarak da kapıdaki örnek öğrenci tipine gayet uygun bir tipi vardı.(kösele ayakkabıları bile vardı amk * )

    daha sonraki hocalara karşı da yavşak tutumundan vazgeçmeyince iyice sinir oldum. bana ne oluyorsa amk. ama sülalesine kaymayı ihmal etmedim. bu arada adı eliz.

    bu sırada mehmet, tugay ve burhan kendi aralarında sohbete dalmışlardı. ön sıralarda süt çocuğu gibi duran berk ise gerçekten tam bir süt çocuğu olduğunu ispatlarcasına eliz'in hoca ile olan sohbetine katılıyordu. öğretmene bir yavşamalar bir yavşamalar falan...
    ···
  18. 43.
    +2
    çok yavaş yazıyon gibko
    ···
    1. 1.
      0
      pampa ilk parti 63 gun once yazmis dibina koyam ne bekliyosun
      ···
    2. 2.
      0
      Üniversite sınavım olunca hızlı yazamıyorum beyler mazur görün.
      ···
  19. 44.
    +2
    lisenin ilk günüyle ilgili aklımda son kalan şey eliz'le konuşmam gerektiğinde hafif bir heyecanlanma olmasıydı. ergenliğime verip eve döndüm ve karşı sınıftaki kısa etekli at gibi kızı düşünerek asıldım. eve gelinceki en rahat anım bu dersem yalan olur. o kösele ayakkabıyı çıkardığımdaki andı amk.

    az uyuduğum için uyukalmışım. otsbirin etkisi de var tabi. ne hayvan adammışım lan *
    ···
  20. 45.
    +2
    kızlar hemen kaynaştı. zaten beyler hep böyle olur. erkekler yavaş yavaş derin çelik köprüler atarken aralarına kızlar geçici bir süreliğine onları zütürecek hızlı çözüm olan tahta köprüler kurarlar. birbirinin yüzüne gülüp arkasından huur diyen kızları çok görmüşsünüzdür ama erkekler dayanamaz genelde. yapmacıklık erkeklere göre değil be.

    bu durumu tuğrul'a açtım. baba biz ne ara böyle olacaz be dedim. o da oluruz zamanla dedi. beraber eliz'in yavşaklığına ve merve'nin gülüş tonuna sövdük.

    o sırada serkan ve sezgin'le beraber sohbete daldık. sezgin'de biraz çakal aksanı var. belli ki lüks semtlerden değil varoşlardan. ha bu arada ben varoş zenginiydim beyler. akülü arabası olan bin bendim ama valla herkesi sırayla bindirirdim. çocuklar binince mutlu oluyorlardı ben de sevinirdim lan.

    serkan'da biraz vurdumduymaz bir tip var. ilk gün izlenimlerime göre mehmet çok düz bir çocuk. tugay biraz mal. burhan'da ise babacan bir tip var. konuşurken sürekli öyle be baba naaptın baba demesinin etkisi olabilir.
    ···