/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +3
    sınıfımıza yeni bir kız geldi. sedef. güzel bir kız bence. ama mal gibi. bizim okula 2 arkadaş beraber yatay geçiş yapmışlar. filiz diye bir kızla birlikte.

    filiz at gibi bir kız. cidden at gibi yani. bu kıza yavşarım belki. ihtimaller dahilinde var.

    profil resmi olmayan kızın adı ayça bu arada.

    heh işte ayça'yla 1 ay aradan sonra yazıştım. bu sefer kim olduğumu söyledim. zaten seni tahmin etmiştim ama okulda hiç çaktırmadın * dedi. çaktırır mıyım kızım?* yavaş yavaş işin huursu oluyoruz iyice işte.*

    ertesi gün okulda görüşme kararı aldık. bununla okul bahçesinde yürürken asosyal ve mal arkadaşlarım cep telefonumu çaldırıp mutlu oluyorlar. ergen zihniyetine soktuklarım *

    kızla havadan sudan konuşuyorum ama gibimde değil kız onu farkediyorum. kızın zütü fena değil işte, onun hatrına konuşuyorum zaten. bu sırada okulda garip garip ilişkiler dönüyor.

    kanka ayağı züt ayağı tadında bir sürü ilişki başladı okulda. ulan hani kankaydınız, kardeştiniz nooldu anlamadım. ileride anlarım belki de...

    merve bana eğer kızla ciddi bir şeyler düşünmüyorsam kızı üzmemin bana yakışmayacağını söyledi. ben de bilmiyorum lan naapsam valla dedim.

    her neyse, o dönemin şartlarına göre şanssızlık olarak gördüğüm olaylar garip bir şekilde beni bulacaktı yine...

    bizim sınıftaki şişman kız grubundan bir arkadaşı varmış kızın. benim sınıfta ettiğim lafların tamamı iletilmiş kıza. sonra kız başka başka şeyler bahane etti, olmaz dedi.

    ulan acayip koymuştu o dönem ha. kendimi yemeğe vermek gibi bir salaklık yaptım. hatta arkadaşlarım hala gibtir yediğim günün taklidini yaparlar. elimde 2 hamburger ben bu kızları anlamıyorum. nasıl reddeder lan falan demişim. *

    çapını gibtiğim beni reddettin de, sen kimsin ya? böyle bir şey olabilir mi?

    özgüvenim çok uzaklara, taa ebesinin dıbına kadar gitti. onu oradan nasıl getireyim lan ben...
    ···
  2. 52.
    +3
    ayça olayı pgibolojimi gibti.

    şimdi bakınca derdimi gibeyim diyorum tabii. ama o zamanlar cidden üzmüştü. zaten özgüven problemim var daha önce 100 defa söylediğim üzere.

    ama derdim bu olsun lan, eliz'den çok daha iyi şerefsizim. ayça'da kendime kızıyor, eliz'de kendimi gibiyorum öyle söyleyim. eliz'le konuşmayalı çok uzun zaman oldu ama başka dertlerimin oluşu onun aklıma gelmesini önlüyordu.

    ayça pişman olacak beni reddettiğine ama şimdilik bunları öngöremiyorum ;)

    --gençlere minik tavsiyeler--

    ayça olayında göreceğiniz üzere bir kıza muhtaçmışsınız gibi hissettirmek sizi ileriye zütürmez. daha önce söyledim mi bilmiyorum. kendinizi bir kıza acındırarak onun sevgisini değil acıma duygusunu kazanırsınız mantıken. hayır içinizde bunu deneyen mallar var biliyorum yani. ben denedim tavsiye etmiyorum. *

    ben ne kadar konuşursam boş aslında. size vereceğim tavsiyeler şimdi söyleyince komik bile gelebilir. başınıza gelince ulan baknickime abi haklıymış lan, adam görmüş geçirmiş aq diyeceksiniz nasılsa. bir musibet bin nasihattan iyidir lafına dibine kadar katılıyorum zaten

    --gençlere minik tavsiyeler--

    okulda yeni hedef arama çalışmalarım durmuştu. zaten kim olsa gibtiri çeker aq gözüyle bakıyorum maalesef. ulan taş gibi erkeğim* ama sorsan ''hakkı bulut'tan halliceyim'' derim yani.

    bu arada 2006 yılından beri beklediğim şey oldu. şampiyonlar ligi çok başka lan...

    gruptan çıkmamıza 1 maç var. braga maçı.

    --spoiler--

    akşama fener'e başarılar.

    --spoiler--

    ulan maça 1 hafta kala heyecan başladı. acaba gruptan çıkar mıyız lan diyorum kendi kendime. işi zora sokmuştuk çünkü hatırladığınız üzere.

    koyar geçeriz baba. beni mutlu edecek bir galatasaray'ım var zaten...
    ···
  3. 53.
    +3
    maçı kuzenimle beraber dışarıda izleyeceğiz. ben tek başıma gidecektim aslında da beni de zütür dedi. benden 5 yaş küçük. ne gereksiz ayrıntılar bunlar aq.

    maç başladı, tak gibi oynuyoruz. 1-0 oldu bir de. hiç unutmam golü atan adamın adı da mossoro mu ne zıkkım öyle bir şey. neyse ben rahatım zaten manchester koyar turu geçeriz diyorum ama cluj 1-0 öne geçti. hasgibtir.

    sonradan qral'ın ve müzmin sakat aydın yılmaz'ın golüyle gruptan çıktık ama acayip mutluyum. öyle böyle değil. kuzeni evine bıraktım. eve doğru sırıta sırıta yürüyorum. aklımda gram dert yok anasını satayım. o zamanlar farkında değilim ama ne zaman böyle mutlu edecek bir olay olsa hemen modumu değiştirecek başka bir olay da arkasından geliyordu.

    eve girdim. o zamanlar 1gb internet paketi kullandığım için dikkatli kullanırsam 15 günde bitiyordu namussuz. eve girince wi-fi'ı açtım. imesseage'dan bir mesaj gelmiş.

    eliz: hiç mesaj atmıyorsun bakıyorum.
    baknickime: sen de atmadın meşgulsündür diye düşündüm.
    e: biraz meşgul olmama rağmen sana mesaj atacak vakti bulabilmişim değil mi? (ne trip atıyorsun aq)
    b: neyse iyi oldu yazdığın, alıştın mı oralara?
    e: müsaitsen facetime'dan konuşalım.
    b: müsaitim ya arayacak mısın arayayım mı?

    derken telefonum çaldı.

    e: yüzünü gören cennetlik, nasılsın?
    b: iyidir ya ne olsun, sen alıştın mı oralara?
    e: güzel ya buralar. okul nasıl, oralar nasıl?
    b: rahat ya işte takılıyoruz bakalım.

    konuşma böyle havadan sudan devam etti. yaklaşık 3 saat konuşmuşuz lan saat 4 olmuş. ben 7'de okula gideceğim. kızın umrunda değil tabii. orayla galiba aramızda 7 saat vardı. en sonunda vedalaştık ve mesaj atacağıma söz verdikten sonra kapattım.

    nereden geldin yine hayatıma? ulan uyumadığım sıkıntı değil de kafam allak bullak olacak şimdi. beynimin zaten sana karşı zaafı var, hemen sulanıyor.

    şimdi salak gibi geceleri uyanık bekleme vakti. belki konuşuruz diye...
    ···
  4. 54.
    +3
    şehir dışında olduğum için yazamadım 1 haftadır, pardon beyler.
    ________________________________________________________

    haftada 3-5 gün konuşuyoruz.

    evet 5 gün konuştuğumuzda ben uyumamış oluyorum. uyumadan okula gidiyorum. saat farkı çok kötü lan.

    okulda ruh gibi geziyorum dıbınakoyim. bu fiziksel çöküşümü ayça üzerine alınmış olabilir. okulda tip tip bakıyor bazen. mal aq...

    eliz'le saçma saçma muhabbetlere giriyoruz konuşurken. bazen müzik açıyor az uyuyalım mı diyor, kamera açık uyuyoruz. ay liseli romantikliğine sokayım. ağzımı açıp bir şey diyemiyorum tabi o zamanlar. elim kolum bağlı.

    o zamanlar kimseyle doğru düzgün takılmıyorum. insan ilişkilerim bitmiş durumda. zaten vakit de yok. okul sıralarında uyuyorum eve gelince yemek yiyip eliz'i bekliyorum.
    ···
  5. 55.
    +2
    tabii ne kadar daha dayanabileceğim meçhul. ama mutluydum lan. gibik bir uyku düzenim de olsa mutluydum.

    yarıyıl tatilinde eliz de evde çok bulunamadı. benim de dinlenme şansım oldu. hayatım playstation üzerinde dönüyordu. o sıralar fazla kaptırdım kendimi. pes oynuyorum sürekli.

    pes oynadığım günlerden birinde bensu mesaj attı: senin arkadaşın serkan'la sevgilisi bizim oturduğumuz kafede diye. 5 dakika sonra serkan mesaj attı: bensu'yla sevgilisi burada diye. ben de o sırada drogba'yla sneijder'i pes'te galatasaray'a almakla meşguldüm. çok boş beleş hissettiğim bir andır. biraz da koymuştu, neyse.

    schalke'ye koyduk bu arada. ooo la laa

    eliz'le görüşmelerimize devam ediyoruz. kızım sevgilinle o kadar konuşmuyorsun neden benle bu kadar konuşuyorsun anlamıyorum bazen. neyse iyi oluyor. en azından yüzünü görünce mutlu oluyorum, güneş gibisin beh.
    ···
  6. 56.
    +3
    güneş gibisin de benim olmayan güneşi napayım ben?

    eliz'le görüşmediğim bir dönemde sınıfımıza sene başında gelen sedef'in arkadaşı filiz'e yürümeye karar verdim. o da maalesef sedef gibi beyinden yoksun çıktı. ama iyi insan ikisi de. arkadaş olarak düşündüm onları.

    filiz'le yakın arkadaş olduk. bu arada arkadaş çevrem 4-5 sınıfa dağılmıştı. ağ örme planlarım gün geçtikçe meyvelerini veriyordu.

    real madrid maçı sonrası ayakta alkışladım cimbomu. bu akşam fenerbahçe karşısında galatasaray'a başarılar dileyim bu vesileyle.

    mayıs ayı sınavlar bittikten sonra okulda takıldık arkadaşlarımla. bazen filizlerle bazen mervelerle bazen de bizim mükemmel sap grubuyla takılıyordum. mehmet tm'ye geçti bu arada onunla çok görüşemiyoruz bu dönemde.

    bu arada buğra'yla barıştık. kendisiyle yaklaşık 9 ay konuşmadık.

    --spoiler--

    bir gün mal kafa iyi gelmiş bana oğlum o kavgada da sen haksızdın yine ben geldim falan diye atar yapıyor zütoğlanı. bak bak havalara bak kafasını gibtiğim. neyse gibik falan ama arkadaş işte atsan atılmaz satsan satılmaz.

    --spoiler--

    sene sonunda okulumuzda düzenlenen cool gecelerden birinde mehmet'le okula gittik. bizim amacımız tabii ki de züt kesmekti. o sırada okulda kalmalı bir plan yapıldı ama benim eliz'e sözüm vardı. o yüzden eve dönelim mehmet sen de bizde kal dedim. bize gittik sonra. eliz'i bekledim görmedi telefonu. 'kafanı gibeyim baknickime'' dedim. mal gibi kaldın yine, ne zaman akıllanacan zütoğlanı...

    sabah uynadım telefonumda birsürü mesaj var. eliz özür diliyor konuşalım diyor. ilk defa onda gece bende gündüzken konuştuk. tek sefer oldu zaten o da...

    eliz 1 ay içinde buralara dönecek. göreyim onu, özledim beh.
    ···
  7. 57.
    +2
    okulun son günlerinde -hiç unutmam gezi olaylarının başladığı gündür- bahçede mehmet ben burhan top oynuyoruz. okul bitmiş saat 4 gibi falan. saçlarım uzun bu arada. terlemişim bir de alnıma yapışmış iğrenç haldeyim yani.

    o sırada uzaklardan filiz geliyor. yanında da bir arkadaşı var.

    kız çok tatlı lan. esmer kıvırcık saçlı ve çok tatlı bir gülüşü var. uzun boylu -1.75- ben görünce kaydım direk zaten. üzerime yapışmış terli t shirt'üm ve alnıma yapışmış saçımla tam bir ekol olsam da o sırada ebesinin amında olan özgüvenim azıcık göründü ve kıza adını sorabildim. daha doğrusu tanışmak için adımı söyledim. o da öküz olmadığı için kendininkini söyledi, aysu.

    b: şey baknickime ben
    a: aa merhaba filiz bahsetmişti senden
    b: (herhalde bahsedecek yarram) aa çok iyi yapmış bir tanedir ya filiz.
    f: ay sağol baknickimecim. sana bahsetmiştim aysu'dan hatırladın değil mi?
    b: (amk dinliyormuş gibi yapıyorumdur kesin yine) aaaa evet hatırladım. ilkokuldan değil mi?(salladım)
    f: evet, evet.
    b: neyse ben sizi tutmayım görüşürüz filiz, görüşürüz aysu. (niye görüşüyoruz lan)

    sonra aysu'yla filiz gittiler. onları izledim uzaktan. aysu çok güzel bir kız değildi ama gülüşü inanılmaz hoşuma gitmişti. kendimi ilk defa eliz hariç bu kadar etkilenmiş buluyordum. neyse, hele önümüzdeki taku yiyelim.

    yaz tatili başlangıcında diyet/spor kombosuna tekrar başladım. çok kilo fazlam yoktu zaten onları vereyim diye düşünmüştüm. iyi gidiyor her zamanki gibi.

    saçlarım uzun bu arada hala. ağustos'ta müthiş bir kararla kestirip o ciksi, maskülen, haşin erkeğe dönüşümüm için ilk adımı atacağım panpalar.
    ···
  8. 58.
    +4
    welcome home eliz.

    geldi yine gönlümün efendisi. bahçeli evlerinde minik bir parti düzenlendi ve sadece yakın arkadaşlarını çağırmıştı. beni şok eden olay ise partiden bir gün önce yaşandı.

    eliz'in -sanırım ilkokuldandı- yakın arkadaşı ceren beni çok beğenmiş. bana diyor ki yarın bi görün birbirinizi, istersen sana ayarlayım.

    dıbınakoyim rezalet lan. vallahi şu an bunları yazarken başkaları adına utanmak duygusunu kendim için yaşadım. ahahaha vallahi züt bir durum ya. eliz'e teşekkür edip ilgilenmeyeceğimi söyledim. sen yine de görüşmeden konuşma diyor. bunlar anadan kıza nesil herhalde. tövbe tövbee...

    partide ceren sürekli bana bakıyordu. bir ara kafamla hşş hayırdır la hareketini yapacaktım ki ayıp olmasın diye düşündüm. hem kızın bir suçu yok ki lan... kız beğenmiş eliz'e söylemiş. bunda absürt bir durum yok yani.

    bunlara mangal yaktım. köfte falan vardı zaten. onları pişirdim, yedik. neyse parti bitti. evlere dağıldık. akşam eliz'le yazışırken tekrardan ilgilenmediğimi söyledim. ulan düştüğüm durumlara bak yaa...
    ···
  9. 59.
    +4
    hayatımdaki en kötü kabuslardan birini gördüm.

    rüyamda eliz'in bir sevgilisi varmış. bu huur çocuğu eliz'le sevişmiş, sonra videolarını internete koymuş. ben bunu görüyorum. gözlerimden yaş geliyor. sonra silah bulup çocuğun kafaya mermiyi veriyorum. karakola gidip teslim oluyorum. mapus damlarına düştükten sonra, duvara yumruk atıyorum.

    gerçekte de atmışım. uyandım sabah saat 10 falan. kendimi fazla kasmışım. gözlerim ıslak. telefonumu aradım buğulu gözlerle. eliz'e nerdesin, naapıyorsun? yazdım. okuldayım sen neredesin? yazdı. ben de bekle yarım saate oradayım yazdım ve üzerime bir şeyler geçirdikten sonra taksiyle(25 lira yazdı amk) okula gittim.

    eliz'i görünce sarıldım bir...

    deniz kenarındasınız. dalgaların sesi, kuş sesleriyle karışmış. hafif de rüzgar var. hava sıcaklığı 25 derece. yanınızda istediğiniz herkes ve her şey var. gün batımını izliyorsunuz. dünyanın en mutlu insanı sizsiniz o anda.

    sonra onu görüyorsunuz. tekrardan aşık olduğunuzu hissediyorsunuz. ayağa kalkıp sarılıyorsunuz. hiç bırakmak istemiyorsunuz. zaman dursun istiyorsunuz.

    e: hayırdır nooldu baknickime?
    b: özlettin kendini ya biraz takılalım diye düşündüm.
    e: ay çok iyi yapmışsın, kahve içmeye gidelim mi?
    b: olur ya farketmez nereyi istiyorsan *

    travestilere gibtirecem seni dese de evet diyebilecek bir pgibolojideydim o an. starbucks'a gittik beraber. sohbet ettikten sonra ben rahatladım tabii bayağı. en son mal gibi çıktığım bir fotoğraf çekindik(saçlarım hala uzun).

    sonra eve döndüm ben(otobüsle). ama yaşadığım rahatlama inanılmaz seviyedeydi. biraz da kendimi suçladım. hele hele hele hele hele gördüğün rüyadan hiç utanmadın mı? utanmadın mı?

    bayağıdır izlemiyordum linkini de şuraya bırakayım. *

    https://www.youtube.com/watch?v=jawrrtFy2x8
    ···
  10. 60.
    +2
    kayseri'ye geldim.

    dünya gözüyle didier drogba'yı görelim diye düşündüm tabii ki. süper kupa finali, 11 ağustos 2013. baba bizi üzmedi, saldı kobrayı sağolsun.

    tam bu arada saçlarımı kestirdim.

    ailemi 1 haftalığına tatile gönderdim.

    beni de zütüreceklerdi de artık yanlarında sıkıldığımı farkettiğimden ve evin bana kalacak oluşundan dolayı gitmedim tabii ki.

    ilk gün berk ve berat(bizim sınıftan yine, berk gibidir o da) geldiler. onları ağırladım. miley cyrus'ın meşhur rezalet vma'ini izlemeye çalıştık ama dandik linklerden hep değiştirmek zorunda kaldık. zaten iyi ki izlememişiz amk.

    sonra burhan, serkan, alparslan, mehmet'i çağırdım. baba tim yani. 7 saat sonra da onlarla buluşacağım zaten. şehir dışından geldi burhan. şunu yazayım da uyuyayım hele.

    onlarla arsenal - fenerbahçe maçını izledik. sonra halı saha yaptık bi, bayağı eğlendik yani. ha bir de amerikan pastası serisinden ilk 2 filmi izledik ;)

    ulan 5. gün falan diyorum ev boş, escort mu çağırsam diye. ahahah lan durun buldum bak. o dönemde başlığını bile açmış olmam lazım buraya. escort lazım diye. lan neyse bi şey demiyim en iyisi *

    çağırmadım tabii ki beyler. uslu uslu osbirimizi çektik. zaten ya son 3 gün aç kalacaktım, ya da escort çağıracaktım. çok mantıklı gelmedi o yüzden.

    babamlar pazar akşamı döneceklerdi. ben cumartesi günü parasız kaldım. akşam yemeğini yedikten sonra param bitmiş oldu. cumartesi akşam eliz'le yazışmaya başladık. sabaha kadar yazıştıktan sonra onların oraya, spor salonuna gitmeye karar verdik. ulan bende para bitti yalnız. üye de değilim giriş 30 lira. hemen ananemlere uğradım sabah, sağolsun 100 lira verdi bana.

    eliz'lerin evlerinin oraya geldim. dışarıda kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm ama eliz evlerinin önünde sarıldıktan sonra:

    -hadi kahvaltı hazır, seni bekliyoruz, dedi.

    elim ayağıma dolaştı lan. ne bileyim, onun ailesi vs ben. şu anda bile böyle bir duruma düşsem ne yapacağımı şaşırırım. düşününce bile panik oldum nedense...
    ···
  11. 61.
    +3
    eve girdim. daha önce de gelmiştim bu eve, yine de o gelişimde toplu gelmiştim.

    salonda kahvaltı masası hazır, beni bekliyorlarmış. eliz de sabaha kadar uyumadığı için onun da gözler şiş benim de. o sırada etrafı çaktırmadan inceliyordum ki babası sohbet başlangıcı cümleyle başladı.

    -nasılsın baknickimecim?
    -iyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız?
    -noolsun iş güç uğraşıyoruz. hazır mısın okul açılacak 2 hafta sonra?
    -alıştık artık her sene her sene

    evde bir kahkaha tufanı aldı başını gitti. ben de kendi esprime ayıp olmasın diye güldüm. ulan bir insan kendi esprisine ayıp olmasın diye güler mi...

    hayır ben espriyi arkadaş ortamında yapsam beni döverler(ki haklılar). neyse, o sırada annesi tabağımı doldurarak devam etti.

    -eliz de spor yapmıyor bayağıdır. nasıl ikna ettin?
    -teyzecim vallahi çok doldurunuz tabağı, işte bir kaç hareket gösteririm dedim.
    -anne baknickime eskiden kick taks'a gidiyordu.
    -ben futbolcu olarak biliyordum seni?-o tabak biticek bu arada baknickimecim-
    -ikisi aynı anda gidiyordu işte. sonra okul yüzünden ikisini de bırakmak zorunda kaldım.(düz dudaklı üzgün surat.)
    -olsun olsun üniversitede devam edersin.
    -bakalım artık hayırlısı.

    havadan sudan sohbetle devam etti. sonra eliz'le biz evden çıkıp otobüse bindik. spor salonuna doğru.

    koşu bandında koşuyorum. spor salonu da güzel ha. böyle bizim evin oralardaki gibi 2 tane gibindirik aletten çok basketbol alanı, havuz falan bayağı var. bizim evde koşu bandı var ama oradakiler çok daha iyiydi. ben de görmemişim sürekli eğimiyle falan oynuyorum, hızı artırıp azaltıyorum.

    eliz en son dayanamayıp ne çok oynadın be dedi. ben de zamanında ünlü bir antrenörden öğrenmiştim bu tekniği diye salladım. belki hala spor salonuna gittiğinde benim yaptıklarımı yapıyodur lan ahahaha...
    ···
  12. 62.
    +3
    taks salonuna geçtik.

    tut şu kum torbasını da bir kaç hareket göstereyim dedim. ulan erkekliğin sırası mı, kum torbasına bir sağ direk yapıştırdım, torbanın arkasında yere düşüyordu az daha bu. oha ya banickime oha dedi. ben de pardon ya alışkanlık işte diyerek maskülenlik gösterimi, o mağara addıbının dişisi için olan çılgın hareketini tamamlayarak eliz arkasında değilken 2-3 vuruş yaptım.

    sonra eliz'e gösterdim nasıl vuracağını falan(dayamadan, istemsizler sayılmaz.). 10 santimetre mesafeden yüzüme bakıyor, nefesi yüzüme vurdukça koşu bandında terlediğimden daha çok terlediğimi hissediyorum.

    basketbol kısmında da ayağımla 5-6 tane basket atınca yeter hadi gidelim dedim. spor salonunda duş alırken yedek don zütürmediğimi farkettim. o sırada fışkiyeyle şortumu ıslatmış bulundum. ıslak donumun üzerine kot pantolonumu giyip hayatıma devam ettim. hava sıcaktı zaten. kurudu yarım saate.

    onların evinde sohbet ederken bana eş seçerken bilinçaltımızda çocuklarımızın benzemesini istediğimiz kişiyi seçiyormuşuz gibi garip cümlelerden bahsetti. ben de benim çocuklarım çok tatlı olurlar ya falan diyerek ortamı şenlendirdim. bahçelerindeki salıncakta sohbet ettik. en son otobüsün camından eliz'e doğru el salladım.
    ···
  13. 63.
    0
    abdülREZzak
    ···
  14. 64.
    0
    3 saniyede okudum hepsini amk
    ···
  15. 65.
    +1
    okullar artık açılacak, son 1 hafta. bu sene dershaneye de gideceğim.

    fiziken hazırım. her türlü hazırım. eliz'den umudu kesmiş gibiyim. çünkü sevgilisiyle amerika'yken ayrılmadıklarına göre bir daha ayrılmazlar herhalde amk.

    1 milyarıncı defa kendime yeni birilerini bulmamın vakti geldiğini farketsem de artık harekete geçmenin vakti gelmişti. gençtim, güzeldim, herkesi üzerdim xd.

    okulların açıldığı gün filizle takıldık. yaz boyu aklıma bir kere bile gelmeyen aysu'yu (okulun son zamanlarına doğru gördüğüm kıvırcık saçlı kız) sordum. o da sevgilisi yok istersen bi konuşayım dedi. ben de konuş tabi lan manyak mısın dedim. okul 16 eylülde açılmıştı. ben ise 17 eylül'ü bekliyordum. yazdan ön siparişle aldığım gta 5 çıkacak, aynı gün real madrid'le şampiyonlar ligi açılışımızı yapacaktık. o yüzden o güne özel plan yaptım. sezgin bizde kalacak, beraber maç izleyeceğiz(kendisi futboldan pek haz etmez) sonra gta 5 ile sabaha kadar akacağız. neyse...

    17 eylül günü media markt'a gittim ve aral games'in oyunu iki gün sonra vereceğini söyledi görevli. sinirden mekandakileri(mekan ne amk) gibmeden dışarı çıkıp kendimi gibtim. sonra bize gittik sezgin'le, halı saha yaparken filiz bana aysu'nun telefon numarasını attı. senden mesaj bekliyor dedi. ben de iyi lan atayım noolacak diyerekten selam yazdım. kız en sevdiğim tip insanlardan biri çıktı. bir defa sohbet tıkanmıyor oğlum. en kralı. böyle mal gibi ne yazsam lan şimdi buna diye düşünmüyorsunuz. sohbeti yönlendirmek zorunda değilsiniz yani. 2 sene sonra öğrendim ki aysu'nun ona yazacağımdan haberi yokmuş. filiz bahsetmiş işte aysu da olabilir ya falan demiş. mesaj bekleme gibi bir durum yok. böylelikle cesur bir girişin kızlar için önemli olduğunu öğrenmiş oldum.

    --spoiler--

    senin bunları öğretecek kimsen yok muydu lan her şeyi kendin mi öğreniyorsun diyenler varsa dedemin en büyük torunuyum amk. her şeyi yaşayarak öğrendim.

    --spoiler--

    akşam malum maç 1-6 bitti. sezgin'in yanında sesim çıkmadı çok da saat 5 gibi birden hüngür hüngür ağlamaya başladım. haketmemiştik be bu mağlubiyeti. ilk 30 dakika taş gibi top oynamıştık hem...

    aysu'yla ertesi günden sonra düzenli olarak yazışıyoruz. bazı günler 10 saate yakın yazışıyoruz hani, o kadar iyi anlaşıyoruz. yazışması da zevkli bir kız. tek çocuk olduğu için babası bunu biraz oğlan çocuğu gibi yetiştirmiş. oyun zevki falan da var kızın yani. hatta gta 5'i aldığım gün bana bugün sana mesaj atmayacağım, gta 5 oynarken rahatsız etmeyim yazdı. ben de olur mu öyle şey ya falan yazsam da hadi hadi git oyna, ben anlarım halinden falan yazıyor. sen ne şapşik, ne tatlı bir insansın yeaaa öyle...

    valla çok tatlı kız ha.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    +3
    aysu'yla yazıştıkça mutlu oluyorum o dönem.

    gibik at kafasıyla eliz ayrıldı bu arada :/.

    zamanlamanıza sövdürtmeden rahat etmeyeceksiniz galiba. lan tam da işler hayatımda iyi gidiyordu.

    beni biliyorsunuz zaten, tam bir amsalak oluyorum eliz'e karşı.

    ama bu sefer eliz bir şey yapmadıkça olmamaya kararlıyım. cidden, aysu ile seviyeli bir ilişkimiz var. (mı?)

    aysu'yla buluşmamız gerekiyor artık, bir türlü zaman ayarlayamıyoruz ama. aysu sanki ilişkiden korkar gibi oldu. e 1 aydır yazış yazış nereye kadar?

    artık her gün yazışmamaya başladık. buluşma önerdiğimde de baknickime bana zaman versen biraz daha tanısak birbirimizi dedi. bu zaman meselesi başıma hep bela açtı zaten, daha da açacak.

    kişilik olarak çok sabırsızımdır. dıbınakoduğumun zamanını benden istemeyin gözünüzü seveyim. muallakta olan işleri cidden sevmiyorum, dünyada en sevmediğim şey.

    bir gün evde oturuyorum, okula gitmedim. aysu mesaj attı ve durduk yere tartışma çıkardım. sonra bana halini hatrını soruyorum ağzıma sıçıyorsun dedi. ben de o sinirle zütünden gibmediğime dua et yazacaktım ki geri sildim. harbi, sinirlenince çok değişik bir adam oluyorum lan. yoksa gayet naif bir adamım. yine de az bile yapmışım, yaptıysam dedim. kızın suçu da zaman istemek benden. ama yeter artık di mi lan? 1,5 ay olmuş artık daha ne zaman istiyorsun?

    eliz yeni sevgili yaptı dershaneden. bana koymadı bu sefer. bence yakışıyorlar karşimle ;)

    karşim, evet. game of thrones tadında bir ilişki yürütüyorum artık.
    ···
  17. 67.
    +3
    aysu'yla konuşurken aysular tatile gitmişti kurban bayramı tatilinde, ben de deniz fotoğrafı istemiştim. bana %70'i bacak %30'u deniz olan bir fotoğraf atmıştı sağolsun. telefonumda durur.

    bu sırada eliz'in yeni sevgilisiyle takıldığını görmek koyuyor bana. merve'yle konuşmanın vakti geldi.

    m: nooldu?
    b: eliz'le konuş, de ki baknickime senden hoşlanıyor yanındayken hareketlerine dikkat et. ama bundan benim haberim yokmuş gibi söyle.
    m: tamam, bir hal çaresine bakarız.

    merve'cim konuştu eliz'le. ilginçtir ki eliz bu olaydan sonra yanımda sevgilisinden daha çok bahsetmeye karar verdi.

    eliz'le aramızda soğuk rüzgarlar esiyor. ama gayet arkadaşça yaklaşıyorum. derken hayatımın en garip günlerinden biri oldu.

    eliz'le sınıfta yan yana oturuyoruz. teleofnumdaki fotoğraflarımı kurcalıyor. aysu'nun attığı bacaklı fotoğrafı gördü.

    o gün boyunca trip yedim eliz'den sürekli bana gönderme yaptı sevgilimmiş gibi. ben de arkadaşça olduğunu düşündüğüm için o ayarda algılıyorum. sütun gibi bacakları var beh kızın falan...

    o günün akşamı, hiç unutmam ballon d'or ödül töreni vardı. bu ronaldo'nun ağladığı var ya, o işte. ben de ronaldo ağlayınca duygulandım, gözlerim doldu falan. o sırada telefonuma snap geldi. eliz'den, senin o gözlerin var ya şarkısının resmini çekmiş kro, üzerine de bu şarkıyı da o kıza atarsın yazıyor. nasıl bir arabesk ruhlu insansın lan?

    benim de hoşuma gitti galiba biraz puştluk yapayım diye hangisine ;) yazdım. cevap beklemediğim kadar sert oldu. kıvırcık haspa yazmış. sonra dedim ki lan neyse güzel arkadaşça takıldık eğlendik falan, hala ciddiye almıyorum. en son bana bir snap daha attı

    senin yüzünden melankolik oldum
    ···
  18. 68.
    +3
    olabilir, ben alıştım artık sıkıntı olmuyor çok

    eliz'le sonunda belirli bir raddeye gelebildiğimize inanamıyorum. ben öyle hissediyorum en azından. çünkü bu kısımlara gelebileceğimizi hayal bile edemezdim.

    o akşam yarım saat daha aynı konu üzerinden konuştuk. sonra snapleşmemiz bitti. o değil de ertesi gün aramızda nasıl bir sohbet olacak çok merak ediyorum.

    ertesi gün sabahtan giyimime falan özen göstermem gerektiğini düşünmeme rağmen gram değişiklik yapmadan, her gün ne giyiyorsam giyip gittim. aramızda bir absürtlük olmasını bekliyordum ama eliz kapıda karşıladı beni.

    o gün boyunca her yere beraber gitmemize mi şaşırsam, sınıftaki tekli sıraların sandalye kısımları karşılıklı olacak şekilde koyup yan yana yatmamızı mı yadırgasam bilemedim. o gün anladığım kadarıyla bir kadının elinde olduğunuzda değerinizle, sizi kaybederkenki değeriniz arasında büyük bir uçurum olduğudur. işte telefonumdaki bir fotoğraf nelere sebep oluyor...

    kaderin cilvesi midir nedir bilemeyeceğim, aynı gün aysu'yla yazıştık 1-2 ay aradan sonra. insan gibi yazdım kıza, bir hayvanlık etmedim bu sefer yani...

    ve yine o günün akşamı merve ile eliz facetime üzerinden bir konuşma yapmışlar. ertesi gün de okul nöbetçisi olacak ikisi, konuşmayı aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum.

    e: ya sence biz baknickime'yle fazla mı yakınız?
    m: yani yakınsınız bayağı, dışarıdan öyle görünüyor. eğer niyetin yoksa söyle bence çocuğa da boştan yere ümitlenmesin tekrar.
    e: ben arkadaş olarak görüyorum onu. hiç öyle düşünmemiştim zaten.
    m: öyleyse konuş onunla, durumu söyle. çünkü yani bayağı yakınsınız, dışarıdan öyle görünüyor.
    e: peki nasıl güveneyim ben ona?
    m: hiç öyle düşünmeseydin bunu düşünmezdin eliz...
    e: aaa neyse iyi geceler.

    merve eliz'i mavi ekranıyla başbaşa bırkamış. eliz'in kafasının çok karışık olduğunu düşünüyorum şu sıralar. bakalım neler gelecek daha başımıza...
    ···
  19. 69.
    +2
    çok yavaş yazıyon gibko
    ···
    1. 1.
      0
      pampa ilk parti 63 gun once yazmis dibina koyam ne bekliyosun
      ···
    2. 2.
      0
      Üniversite sınavım olunca hızlı yazamıyorum beyler mazur görün.
      ···
  20. 70.
    +2
    ertesi gün merve eliz'e gerçek baknickime'yi anlatmış.

    onun bildiği baknickime'nin şimdiye kadar hiçbir kızla bir münasebeti olmamıştı. bu tip şeylere çok uzaktı. başımdan geçenleri öğrendikten sonra hiç bilmiyordum ya şeklinde uzaklara dalmış.

    o gün son dersten önceki teneffüs bir konuşmamız oldu eliz'le. eliz'in yüzüne karşı açık açık ben seninle sevgili olmak istiyorum dedim. eliz'le konuşurken aklından o kadar çok düşünce geçiyordu ki adeta projeksiyonla bana yasıyordu. eliz'in bana fazlasıyla değer verdiğini biliyorum. hatta bu değerin arkadaşlıktan fazlası olduğuna da eminim. ama onun bunu kabul etmesi ne kadar süre alacak bilmiyorum. çünkü daha kendine itiraf edemiyor.

    o gün konuşmamız yarım kaldı. ama 2 gün içerisinde bir başka olay daha oldu.

    okulumuzda bir kış balosu düzenlenecek. işin başında ayça var. bizim sınıftan bir kızdan rica ettim ve baloya sedef'le geleceğimizi ayça'ya söylettim. hıı iyi bari baknickime spiderman maskesiyle gelir artık tarzı bana karşı iğneleyici laflar kullanmış.

    ayça sen haksızsın muallak, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım.

    bu olayın olduğu gün eliz bir de ayça olayının azıcık çarpıtılmış versiyonunu öğrendi. olayın benim hiç gibimde olmaması gibi. ama hakikaten gibimde değildi zaten. sadece reddedilmiş gibi olmak biraz koymuştu. ama ayça'nın yarası olduğunu öğrendiğimde o konu bende kapandı. belki bir-iki hafta içinde kapı tersten açılır kim bilir...
    ···