inişli çıkışlı futbol hikayem

neyse sonuçta cumartesi günü geldi sabah antrenmanından sonra serbesttik güzel bir duş aldım özenli giyindim boss parfümümden bir fıs sıktım ve çıktım evden. saat 12'de sarah'la heidelbergde bismarckplatz isimli meydanda buluştuk. bi sağdan bide soldan yanaklarıma öpücükler kondurdu bu hemen kızardım amk utandım biraz hatta niye utandıysam. biraz çarşı pazar gezdikten sonra heidelbergde bulunan bütün şehre full manzarası olan heidelberg şatosuna çıktık. baya romantikdi tabi kız önceden çıkmış oraya ama manzara her kızı büyülediği gibi onuda etkilemişti. oturduk bir banka kafasını omuzuma yasladı ve konuşmaya başladı

-- biz neyiz?
• * (ne demek istediğini çok iyi anlamıştım biraz taşak geçeyim dedim) insanız amk neye benziyoruz
-- bende uzaylı sanmıştım bizi sağol bilgin için ya hayatımı aydınlattın
gülümsedim playboylar gibi alnına öptüm
.
.
.
• * asıl sen benim hayatımı aydınlattın. seni tanımadan önce futboldan başka bir şey yoktu hayatımda
-- yani?
• * seni sürekli düşünür oldum şimdi klişe gibi her an seni düşünüyorum diye abartmanın bir lüzumu yok ama aklımdasın hep
-- eee yani neyiz biz şimdi?
• * sana aşık oldum galiba ki aşk denilen şey buysa hep seninle birlikte olmak istiyorum. bana mesaj attığında kalbim küt küt atıyor hiç olmadığı kadar heyecanlanıyorum rüyama bile girdin geçenlerde öpüşüyorduk deniz kenarında güneş batarken

o an sarah doğruldu ve dudaklarıma yapıştı. hiç beklememiştim ama hemen karşılık verdim. yavaştan ellerimi sırtında gezdirmeye başladım biraz elleşme felan oldu.en az 4-5 dakka öpüşmüşüzdür yada bana öyle geliyordu ama çok muhteşem bir duyguydu.

sonra neyse bıraktık öpüşmeyi nefes nefeseyiz ikimizde gözlerimize derin derin bakıyoruz. bunun saçları biraz dağılmış ne ara dağıttıysam

az daha manzarayı seyrettikten sonra yeniden şehre indik çarşıda son bir tur attıkdan sonra tren garında 2 saat sonra yeniden partiye gitmek için buluşmak üzere ayrıldık. tesislere döndüm buğra evde yoktu. aradım hemen bini nerdesin diye sordum. emreyleyim, sen partiye git bende sonradan onunla birlikte gelirim diyip telefonu yüzüme kapattı. yine bir haller vardı bu binte ama fazla düşünmeden duşa girdim. yeni aldığım siyah gömleği giydim hazırlanıp çıktım evden. yeni keşfettiğim hemen tesislerin yakınındaki türk dönercide bir döner yedikten sonra ağzıma iki sakız attım ve sarahla buluşmaya gittim. yine heidelbergde buluşacaktık bu sefer meydanda değil gar'ın yakınlarındaki parkın karşısında . hatun süper giyinmiş amk beyaz mini etek üzerinde dekolteli bir bluz, güzel bir makyaj ve topuklu ayakkabılarıyla şukumu kapmıştı. öptü beni fazla oyalanmadan partinin düzenlendiği eve doğru gittik. zaten yakındaydı en fazla 5-6 dakika yürümüşüzdür ki daha fazlada yürümeye razıydım kızın sohbeti pek hoş

neyse vardık partiye...

neyse çıktık merdivenleri çaldık kapıyı acayip ciksi bir hatun açtı altın renkte zütünü anca kapatan dar bir elbisesi vardı. bide altın renkte en az 10 cm'lik topuklu ayakkabılar. sarışın felan neyse gibtir edin. sarah buna sarıldı tanıştık bununla ismi janina imiş ev sahibi. şimdiden içmiş baya herhaldeki şapur şupur yanağımdan öptü küçük çocuğu severken öpercesine. sarah bana ters ters baktı bende masum bir yüz ifadesiyle kurtardım kendimi. içeriye girdik hemen girişte küçük bir sehpanın üzerinde tepside şampanya vardı janinaya göz attım alın felan dedi hemen iki kadeh kaptım birisini sarah'a verdim içerek yavaş yavaş ilerledik evin içerisine doğru. bir odaya girdik oturma odasıydı herhalde koltuklar televizyon ve büyük uzunca bir masa üzerinde çerezler alkolsüz içecekler felan ve yanında sandviç hazırlayan bir iki bayan panpamız. ilk sefer şampanya içiyordum biradan çok daha fazla hoşuma gitmişti alkolun tadını neredeyse hiç almıyordum. sarah birkaç kız arkadaşını daha gördü hemen yanlarına gitti konuştular felan tanıttı beni onlara ardındanda bir koltuğa yaylandık yavaştan öpüşmeler elleşmeler anlarsınız. evde bu ara gittikçe doluyor bazılarının kafasında gibtiritaktan paarti şapkaları, eve girerken parti marti diye bağıran huur çocukları vs. bu ortamlara pek alışık olmadığımdan kendimi hafif huzursuz hissettim ama sarah tabi sorunumu giderdi bir iki öpücükle. yaklaşık bir saat sonra janina herkesi bulunduğumuz odaya topladı ve hemen hemen herkesin geldiğini ve artık partinin başlayabileceğini söyledi masaya alkoller kadehler getirildi tabi ilk kadehi hep birlikte kaldıracaktık. yine şampanya getirdiler patlattılar formula bir'i kazanan pilotlar gibi herkese doldurdular fondip yaptık. ardından müzik çalmaya başladı house mouse electro yani benim hiç tarzım olmayan şeyler amk neyse bari atmosfer iyi. herkes içkilere daldı ben henüz biradan ve şampanyadan hariç hiç bir içkiyi tanımadığımdan ötürü sarah'a sordum ne içelim diye oda viski dedi. ok'ledim. kolayla karıştırdık ben tabi acemiyim yarısından fazlası viskiydi birazıda kola. tadını bilmediğimden hemen büyük bir yudum aldım boğazım bir yandıki dıbınam kuscaktım nerdeyse. sarah'a baktım azcık viski üzerine birsürü kola dolduruyor anladım hatamı çaktırmadan döktüm benimkini yenisini doldurdum. içtim daha iyiydi neyse uzatmayayım 1-1 buçuk saat sonra herkes haliyle yavaş yavaş sarhoş oluyor öpüşenler yiyişenler dövüşenler herşey vardı amk. bende tabi sarah'ı kaptım bir köşede baya öpüştük hatta bu elini benim yarrağa zütürüp okşuyodu felan ama fazlası şimdilik yaşanmadı. fena tuvaletim geldi özür diledim sarahdan hemen gidip geleyim dedim.

mutfağın yanından geçerken balkonu olduğunu gördüm dikkatlice baktım ve...