Ertesi sabah uyandım. Duşumu alıp hazırlanıp işe gittim. Otobüsler iki katlı ve otobüslere özel şerit var sadece otobüs girebiliyor oraya. Her neyse ikinci kata çıkıp en öne oturdum. Yolu inceliyorum insanlara bakıyorum. Etraf güzel kız kaynıyor. Hepsi mi güzel olur arkadaş. Tüm kızlara agzim açık bakıyorum, giyinislerine güzelliklerine bakınca da kendi kendime bu kadar güzel kız neden bana baksın amk diyordum. Kara kaşlı kara gözlü esmer bir adamım. Ama belli bir alimimiz var. Sakallarım uzun saçlarım uzun ve toplu sol kulağımda bir tane küpe var. 1.80 boyundayım ve vücudum kaslıdır. Her neyse iş yerine gittim bugün ilk iş günüm olacaktı. Girdim iş yerine oradaki insanlarla tanıştım. Hepsi çok cana yakın insanlardı hepsiyle birden kaynastim. Ama yaşları 30-50 arasiydi hiç genc yoktu. iş yerinin bölüm sorumlusu gelip bana işimi verdi. Adamlarin websitesinin androide uyumlu olanını tasarla demişlerdi. Ve bir 3 hafta surem vardı. Tamam deyip iş başına koyuldum. iş kısmını fazla anlatmak istemiyorum çok detaylı olmasın zaten günlük hayatımda baya detay vererek anlatıyorum. işe başlama saatim 10du ve çıkış saatim ise akşam 3.30 -4.00 arasiydi. Bölüm sorumlusu gec kalırsan gibinti yapma demişti. Ve uç beş kere de geç kaldım bazen 2 saat falan geç kaldım cidden birşey demedi sağolsun.
Her neyse uç gibi işten çıktım ve şehir merkezine geçtim

O gün baktım ki şansım yaver gitmiyor. Vazgeçip tekrardan pub'a geçtim. Bir bira aldım oturdum iciyorum tek başıma. Etrafı göz gezdiriyorum, herkes arkadaşlarıyla gelmiş oturuyor, bazıları komple erkek tayfa bazıları komple kız bazıları ise sevgili çiftler. Onlara bakıp dusunmeye başladım. Kendi kendime konuşuyorum. Ya zaten daha ilk haftamdayim yine iyi iş çıkardım ilk haftaya gore diyerek kendimi avutuyorum. Neyse o gün başka birşey yapamadim evime geçtim. Bu arada Host Family'de kaliyorum. Yani başkasının evinde misafir öğrenci olarak. Ev sahibim sürekli bana sorar bugun ingiliz kızı becerdinmi diye, hayır deyince peki arkadaş edinebildin mi dedi? Yine hayır dedim. Adam üzüldü bildiğin bana gitti iki bira getirdi Yaktik sigaralari oturduk beraber muhabbet ettik. Adama nazikçe sordum. Her zaman soruyorsun ama hiç öğüt vermiyorsun, nereden bulabilirim ingiliz kızı, veya bu kulüpler nerde? Adam sanki bu soruyu bekliyormuş gibi direk tüm kulüplerin yerini söyledi bana. O gece uyudum ve ertesi akşam kulube gitmeye karar verdim.

Bu duruma bir dur demeliydim. Eğer bu şekilde devam edersem bir ay boyunca ingiltere de tek başıma asosyal asosyal takılacaktım. Yolda gezerken gordugum kızları ufak ufak çaktırmadan takip ediyordum o ara ne soyleyebilirim, ne diyipte konuşmayı başlatabilirim diye düşünüyordum. Gözüme bir kız kestirdim(bulgar değil ona daha var) arkasından hızlı hızlı yürümeye başladım ve yanına yetisip "Hello!" dedim. Oda hey dedi ve konusmaya başladık. Ben hemen dedim ismim "Khan" seninki nedir ?, burada yeniyim ve yalnızım takılacak arkadaşlar arıyorum bu akşam bossan benimle birşeyler içmeye ne dersin diye sordum. Kız çok nazik bir sekilde, kusura bakma bu akşam işim var özür dilerim dedi ve gitti. Reddedilmiştim ama yine de çok nazik bir şekilde. Hiç tanımadığım bir kız, beni reddederken özür diliyordu. Bu çok hoşuma gitmişti. Benim içime biraz özgüven dolmuştu , bir kaç kişiye daha gittim boyle yine reddedildim fakat reddedildikce özgüven geliyordu. Çünkü insanlar kırmadan ret ediyordu.

Ilk paragraf ben amk

Yalarım yalar

reşat where is fuckıng reşat

reklam alinir binler

Okumadım çünkü ben bir insanım

Üst edit: Hikâye bitmiştir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Başlamadan önce belirtmek isterim ki; siz siz olun hoşlandığınız kıza açılmaktan korkmayın, belki bir daha göremeyebilirsiniz. Benim gibi..

EDiT: Bu hikaye ciks hikayesi değildir. içinde ciks geçen hicbiryer anlatilmayacaktir.

Merhaba arkadaşlar ben bilgisayar mühendisliği okuyan bir kardeşinizim. Mart ayında erasmus+ isimli projeyle yurt dışına android stajı gormeye gitmistim 1 aylığına. Bu benim ilk yurt dışı deneyimim olacaktı. Aklımda işten çok, ingiliz kızları , ingiliz birası , ortamlar, gece klüpleri gibi seyler vardı. Koskoca ingiltereye gidiyorsun kim takardı işi? Tabiki de kimse. ingiltereye gittim ilk günlerde yabancılık çekiyor insan herkes farklı , herkes rahat , yolda öpüşenler vb insanlar alışmaya çalışıyordum. Havası değişik , trafik yönü değişik, otobüsleri değişik, sistem değişik. Dört beş gün den sonra yavaş yavaş alışmaya başladım. ilk hafta klüp gibi yerleri bulamadım birilerine sormaya da çekiniyordum. Her akşam Pub gidip oturup bir iki bira içerdim. Normalde pubda veya sokakta gordugum insanların yanina gidip "hey man!" desem muhabbeti kurup kanka olabilirdim. Ama özgüven sıfır ve asosyallikten ölecek bir durumdaydım.

Beyler size yavaş yavaş ingiltere maceramı ve içinde geçen aşık olduğum kızı anlatacağım, şuanda çok duygulu bir şekilde yazıyorum dinleyecek olan 3-5 kardeşim varsa söylesin yazayım. Hikâyeyi asla yarım bırakmayacağım.