1. 1.
    0
    binler leaving ile living aynı okunuyo dıbına koyim. biri ayrılmak( leaving), biri yaşamak veya var olmak vs (living). ha bi de levee( dere veya bişeyin önüne çekilen set) o da aşağı yukarı aynı okunuyo. biri izah etsin dıbına koyim ya
    ···
  1. 2.
    +2 -3
    galatasaray'ın muazzam oynayarak hakederek kazandığı ve benim de son zamanlarda izlediğim ender keyifli maçlardan birisi oldu.

    galatasaray'ın 11'ine baktığımda son zamanların formda ismi orhan ak'ın yer aldığı klagib 4'lü savunma onun önünde çift ön libero ve her zamanki forvertleri vardı lakin, çift ön liberodan volkan, topu oldukça iyi yönlendirebilen çok çabuk oyuna sokabilen bir oyuncu olduğundan ben dedim ki her halde galatasaray orta sahası ile bitirmeyi düşünüyor hadiseyi. yine öyle oldu ama benim beklediğim yol bu değildi. galatasaray uzun top oynamayı seçmiş eğer dönen top olursa sabri gibi hasan şaş gibi flavio gibi oyuncularla fenerbahçe kalesini abluka altına almayı düşünmüştü ve bu düşüncesini sahaya yansıtmakta da oldukça başarılıydı. galatasaray orta sahasında herkes gerçekten çok iyiydi çok hırslıydı çok azimliydi. hasan şaş'ın sakatlanıp çıkması yerine ayhan'ın girmesi beni biraz bu oyunun düşeceği yolunda endişelere gark etsede ayhan pek sırıtmadı. ilk yarısı gerçekten izlenmeye değerdi. yani şöyle diyeyim ilk yarısı galatasaray'ı izlemeye değerdi.

    belki de bu kadar çok sevmemin nedeni bu maçın öncesinde yayınlanan arsenal - chelsea maçıydı. öyle bi maçı bırakıp türkiye'de kalitesiz futbolun oynandığı zamanlarda bu maça dönmek biraz burkmuştu içimi (duygusal fubolsever modeli). ama iki takım özellikle galatasaray beni utandırdı diyebilirim. "kes sesini de izle maçı oynuyoruz işte" dermiş gibiydi.

    fenerbahçe bu sezon ilginçtir derbi maçların hepsine rölanti başladı. hepsinde puan avantajı olduğundan mıdır nedir bilmiyorum, ilk önce rakibi kendi kale önünde kabul etmeye çalıştı. trabzon maçını ayrı tutmak lazım tabi trabzon'da ayrı bir basiret bağlanması söz konusu. beşiktaş karşılaşmasında da aynı şekilde başladılar fakat beşiktaş'ta galatasaray gibi oyundan düşmedi 10 kişi kalıncaya kadar. aslında belki de rölantiye almak değilde böylesine güçlü, güçlü olduğu kadar da hırslı rakipler karşısında şöyle bir düşününce bu sezon fenerbahçe'nin pek bir başarısı yok gibi. son bir manchester zaferi var hakikaten önemli bir galibiyet ama manchester'ın kadrosuna bakınca rakibin ismiyle maç yaptığını düşünüyorum şahsen. daum'un bu tür maçlarda ilginç bir yaklaşımı var demek ki. ama bu yaklaşımın elindeki kadroya hiç uymadığını söyleyebilirim. elindeki kadro devamlı saldırmaya yönelik. yediğinden fazlasını atacaksın o kadroyla. ha tabi bir de fenerbahçe'nin aurelio'yu fellik fellik aradığı maç oldu bu. orta saha da sadece rakibin oyununu bozmaya yönelik değil, kendi takımının oyununu kurmaya, yönlendirmeye yönelik de oynuyor.

    galatasaray, yani hagi, fenerbahçe'nin üstüne gidilince dağılan savunma zaafını iyi süzmüş ve ona göre saldırtmış takımı. tabi bir de ezeli rekabetin verdiği bir hırsla oynadı galatasaray bir de 100.yıl var. tabi galatasaray'ın 100.yıl'ı iki sezon o da ayrı (heheh) fenerbahçe ilk yarı hiç top yapamadı. tek umudu olan yan topları hiç bulamadı. şöyle diyim ilk yarı hiç korner atamadı.

    ikinci yarı ise galatasaray yine düşmemişti oyundan. yine baskılı oynuyordu ki öncesinde tartışmalı bir faul pozisyonu olan fakat onun sonrasında hakemin nefis avantaj uygulaması sonucunda necati'nin akıllıca attığı gol geldi. gol öncesindeki tartışmalı pozisyon bana göre fauldü ama golü bu pozisyona bağlamamak gerekir, fenerbahçe savunmasının o pozisyonda nasıl çil yavrusu gibi dağıldığına bağlamak gerekir.

    yine zorlu bir rakip yine alex'i aradı benim gözlerim. tuncay biraz varlık göstermeye çalıştı ama eşlik eden olmayınca eridi gitti galatasaray savunmasının arasında. gözlerimin aradığı alex'in 2 tane şutu var kaleye biri bayağı net bir pozisyon. maça ısınamadığı o pozisyondan belliydi.

    bir tekrar pozisyonu gördüm ayhan'ın tuncay'ı formasından çektiği, yani çok net bir penaltı herhalde görmemiştir diye düşünüyorum. bu tür ceza sahasında olan forma çekmeler öyle çok ki artık mahalle aralarında "olm ben nobre, geçen maç sen hakan olmuştun bu maç ben hakan'ım" diyen çocuklar bu abilerini birbirlerinin t-shirtlerini çekerek taklit ediyorlar. onların yaptığı çalımları güzel hareketleri gol sevinçlerini taklit edeceklerine böylesine bir şeyle örnek alıyorlar onları. işte ben biz bu ülkede futbol izlemiyoruz derken bunu demek istiyorum sayın seyirciler.

    gayet güzel bir derbi havasında izlerken maçı hagi'nin yaptığı oyuncu değişiklikleri maçı derbilikten çıkardı fenerbahçe'ye gol atıp kendi yarısahasına kapanan bir ikinci sınıf maça çevirdi. galatasaray belki de o 6-0'lık galibiyete benzer bir skorla ayrılabilirdi bugün sahadan hagi'nin müdaheleleri o yönde olsaydı veya hiç olmasaydı. ofansif gücü olan bir orta saha çıkartıp defansif orta saha aldı. daha sonra forveti sakatlandı yerine yine defansif gücü olan bir orta saha aldı. yani galatasaray gel buyur fenerbahçe ben seni bekliyorum kalemin önünde dedi ki öyle oldu son 20 dakika galatasaray kalesi önünde oynandı.

    maçın yıldızı ise bana göre rüştü'ydü. yenilen bir takımın kalecisini de bu şekilde ilan etmek biraz garip ama hakikaten öyleydi inanılmaz kurtarışlar yaptı. çok zor anlarda çok akıllıca kararlar verdi uyguladı. keyif verdi.

    sakatlanan hasan şaş ve necati'ye geçmiş olsun demek lazım zira hasan'ın bileğinde bir sorun varmış. necati'nin ki ise biraz daha ciddiydi kafa kafaya çarpıştılar ümit özat'la inşallah çok mühim bişey değildir.

    hakem de maçın genelinde çok başarılıydı bana göre. bir tek golün öncesinde bir tartışmalı faul var bana göre faul olan.

    lig tv'nin yer kameralarını beğendiğim maç oldu bi de (değişik açıdan izlerim maçı ekolü)

    edit: ha bir de luciano'nun kırmızı kart gördüğü pozisyon var ki ben gülmekten öldüm. ayhan faul yaptı. faulun sonrasında luciano'nun ayhan'a kafa kol girişi var ki karar doğru. fakat hakem faulu verdikten sonra luciano'ya kart göstermeye gelirken ayhan kartın kendisine çıkacağını zannederek hakeme saydırmaya başladı. fakat kart luciano'ya çıktıktan sonra ayhan'ın surat ifadesini hiç bişeye değişmem. o nasıl bir eblekliktir allahım yarebbim. fevri davranmayacaksın işte. gerçi söylemesi kolay ...

    edit2: bu luciano'nun kırmızı kart gördüğü pozisyonda ayhan'ın performansından dolayı bir kırmızı kart da kendisine gösterilmesi gerekirmiş. zira "hasgibtir" küfürünü binbir çeşit formatta sunmuş hakeme kart kendine geliyor zannederek.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 3.
    0
    @2 gibmis
    ···
  3. 4.
    0
    @2 back to the future mı oldun lan?
    ···
  4. 5.
    0
    @3 ne alaka dıbına koyim. herif konumu gibti o gerçek gerçi
    ···
  5. 6.
    0
    liiving vs. living aq
    ···
  6. 7.
    0
    http://www.incicaps.com/images/owlout-1283091483.jpg
    ···
  7. 8.
    0
    @1 japoncada da allah la sac kelımesi aynı yazılısları fılanda, tellafuz farkı işte
    ···
  8. 9.
    0
    fuck'ın bin tane anlamı var ona bakarsan
    ···
  9. 10.
    0
    http://www.incicaps.com/images/sndy-1283095499.jpg
    ···
  10. 11.
    0
    geçen bende bunu düşünüodum. dedim nolcak böyle.
    ···
  11. 12.
    0
    yuh ya sen krosun ya da ingizce hocan
    al bak burdan
    http://www.howjsay.com
    ···
  12. 13.
    0
    tree yle three bi de death le that te aynı okunuyo amk onlarda hatalı
    ···
  13. 14.
    0
    @1 leaving - liıving
    living - living
    diyorum ve gidiyorum
    ···
  14. 15.
    0
    amk türkçede de aynı şey yok mu bin?
    ···
  15. 16.
    0
    @2 ile @3 zarar ziyan aq
    ···
  16. 17.
    0
    adam fena tespitci
    ···
  17. 18.
    0
    @2 özet geç bin
    ···
  18. 19.
    0
    @19 gese ve orhan ak süperdi
    ···
  19. 20.
    0
    gerizekalı yüz(insan yüzü) yüz(100) diyince sen anlamıomusun
    ···