Türkiye de trafik canavarı, sigara tiryakiliği gibi kronikleşmiş bir sorundur bu. Pek çok ülke bu meseleyi halletmişken bizim halledememiz ayrıca sinir bozucudur. Kurslara tomarla para verip yine de çoğumuz konuşamıyoruz. Kursta üç beş saat ingilizce dinliyor, konulara çalışıyor, ingilizce konuşmaya çabalıyoruz ama ne yazık ki kurstan çıktığımızda bir paket sigarayı I want a pocket of cigarette please. şeklinde istemiyoruz ya da isteyemiyoruz.
* Yani günlük hayatımızda pek yer bulamıyor ingilizce. Halbuki farkında olmadan pek çok ingilizce kelimeyi günlük hayatta kullanıyoruz. Türkçeyi de bozuyoruz ama sadece Türkçenin içine etmekle kalıyoruz. Woov bugün çok cool görünüyorsun diyenler var. Halbuki cool yerine hoş kelimesi kullanılsa Türkçemize uygun olurdu. Tarkan fanıyım diyen var. Fan ne yaa? Türkçe de hayran kelimesinin suyu mu çıktı? I am the biggest fan of Tarkan in the world gibi bir cümleyi kuramayan Türklerin pek çoğu Tarkan fanıyım diyebiliyor ulu orta. Dikkat çekmeye çalıştığım husus tonlarca ingilizce kelime gündelik Türkçenin içine bu kadar pervasızca girmişken buna rağmen ingilizcemiz de bir gelişme olmadığı gibi Türkçemizde bozuldukça bozuluyor. Ne Türkçeyi korumak, yaşatmak gibi bir derdimiz ne de ingilizcemizi geliştirmek gibi bir derdimiz var.
Türkiye de ingilizce öğretmenlerinin %70 inin ingilizce konuşamıyor olması ne kadar acı değil mi? Maalesef böyle. Her 10 ingilizce öğretmeninin sadece 3 tanesi bir ingilizle veya Amerikalıyla politikadan, tarihten, Amerikanın orta doğu politikalarından bahsedebilir. Diğer 7 si sana bana gramer öğretir.
Bir iK firması Türkiye genelinde araştırma yapmış. iş başvurularında bulunan adayların %80'i ingilizce seviyelerine Az - Orta ve iyi den iyi kutucuğunu işaretlemiş. Ne güzel memleket değil mi
* Daha sonra iK firması iyi ingilizce bildiğini iddia eden %80'i seviye tespit sınavına sokmuş. Bu iyi derecede ingilizce bildiğini iddia edenlerin aslında %60'ı beginner ve elemantary seviyesinde ingilizce bilgisine sahipmiş. Sınav sonuçları ortada. %80'in geri kalan %20 sinin ise sadece %5 gibi küçücük bir kısmı upper ve advanced seviyede (ileri düzey) ingilizce bilgisine sahipmiş. Yaa. Elini sallasan ingilizce biliyorum diyene çarpıyor. Halbuki çoğu fasa fiso. Taksimde simit satan çocuklar o kariyer düşkünü ingilizce bildiğini iddia edenlerden daha çok şey biliyordur belkide. Bir gün Taksim de turistlerle bayağı bayağı ingilizce muhabbet eden, adres tarif eden hatta hatta espri yapan küçük bir çocuk dikkatimi çekti. Çocuğun doğallağına ve ingilizce konuşma konusunda ki becerisine hayran kaldım. Dayanamadım gidip sordum yahu kardeşim sen nasıl böyle ingilizce konuşmayı öğrendin dedim. Cevabı ingilizce geldi. Because this is my job
* Bu benim işim diyor çocuğa bakarmısınız
* Olayı bitirmiş yani.