0
panpa artizlik olarak almayın diye baştan söylüyorum ve başlıyorum;
evet beyler eğitim dili %100 ingilizce olan 1956'da kurulmuş güzide bir üniversitemizde okuyorum.
hazırlıkta 1.dönem kurum : upper inter. 2.dönem pre faculty idi(en yüksek kur, sınav yok, direk haziranda prof'a giriyorsun)
şu an erasmustayım ve fransızı almanı italyanı ispanyolu ' nasıl konuşuyorsun böyle nasıl alışkınsın bu kadar' derken, iskoç bir eleman 'türkiyedeki gericiliği bırakta sen nerde pişiridin bu ingilizceyi' demiştir.
nasıl öğrendim ingilizceyi? işte hikayem;
evet beyler ilokul 4.sınıfta ingilizceyle tanışınca yeni bir soluk oldu bana bu ders, okuldan alabildiğine sıkılan bir insandım üniversiteye gelene kadar, işte her kelimeyi 10 kere deftere yazdırmalar falan vardı bunların hepsini yaptım,
kaba saba ilkokulda bir vocabulary ve present tense inşa ettim kendi adıma,
daha sonra işte dönüm noktasıdır beyler; championship manager serisi.
bu oyunun ben 8.sınıftayken gibindirik türkçe yamaları çıkmaya başlamıştı ama ben ingilizce oynamaya devam ettim, vocabulary tavan yapmaya başladı, oradaki news'ten sakatlıklardan transferlerden anlamadığım cümleleri yazıp yazıp okulda ingilizce öğretmenime çevirtiyordum.
mantığını tam çözemesem de liseye kadar o yaştaki biri için iyi ingilizce biliyor sayılırdım.
ve sonra anadolu liseli beyler, piyuv işte burda, millet hazırlık diye gibine takmazken ben verdim kendimi, dilek hocamız vardı haftada 20 saat bizde dersteydi, o da gördü ben hevesliyim, dönem içinde paslaşmalar ile geliştirdim iyice, kitap okumak panpalar en büyük faydadır ingilizce öğrenmede hatta dil öğrenmede, ingilizce ders değildir, çalışılmaz, yetidir geliştirilir.
lisede ben cocugu bayağı koydum perfectler past perfectler falan grammar'da zamanlar tamam,
daha sonra üni hazırlıkta ise zamanları pekiştirmekte dahil ingilizcenin neyi varsa neyi yoksa grammar adına öğrendim beyler, bu olay yetiyi geliştirmedir, kitap okumaktır, dizi izlemektir, exercise yapmaktır fırsat buldukça, oda arkadaşınla utanmadan 'hadi 30 dk ingilizce konuşucaz şimdi türkçe yok' demektir.
