ingilizce sorusu bakın lannnn

@26 eyvallah

@26 kasma anlamıcak

@1 bi de "o zaman" manası var:

-hello, i want to fuck kankz.
+sorry, kankz is not here.
-oh, i want to fuck seçkin then.

neymiş? sorcam burdan; o zaman seçkini gibiyim ben diyo.

dedeleri gibmek istersen mr brown falan de. yüzümzü kara cıkartma amk.

http://www.moviesoundclip...es1/darkknight/subtle.wav

@22,23 hay çükünüze kurban. verdim şukunuzu binler.

@19 sana yok lan gapçık

@18 then lan then işte,

adverb yani zarftır kendileri, ondan sonra, o zaman, o halde, öyleyse, böylece, sonra, daha sonra, o vakit, madem öyle anlmlarında kullanılır.

mesela:

I fucked kankz, then I lit an orgasm cigarette

My cock is bigger than yours'taki than ile hiçbir alakası yoktur

ve sonra ve öyleyse gibi... burada küfür ede ede öğreticez sana bin kurusu

hold then suck

@19 gib kafalı japon askeri cümle yapısından bahsediyorum sen bana imla diyorsun

@15 beynini gibim senin beyniniiiiiiiii lan olum then diyosun adam than diyince de haa öyle mi oluyormuş diyosun liseli misin dicem yok en azndan bilirdin orta 1 ancasın

verdim şukunu da bi tak anlamadım okim bikaç kere bari aq

@16 bi daha oku

@14 bi tak anlamadım aq

@13 amcık bilsem sormam herhalde

–adverb
1.
at that time: prices were lower then.
2.
immediately or soon afterward: the rain stopped and then started again.
3.
next in order of time: we ate, then we started home.
4.
at the same time: at first the water seemed blue, then gray.
5.
next in order of place: standing beside charlie is my uncle, then my cousin, then my brother.
6.
in addition; besides; also: i love my job, and then it pays so well.
7.
in that case; as a consequence; in those circumstances: if you're sick, then you should stay in bed.
8.
since that is so; as it appears; therefore: you have, then, found the mistake? you are leaving tonight then.

–adjective
9.
being; being such; existing or being at the time indicated: the then prime minister.

–noun
10.
that time: we have not been back since then. till then, farewell.

—idioms
11.
but then, but on the other hand: i found their conversation very dull, but then i have different tastes.
12.
then and there, at that precise time and place; at once; on the spot: i started to pack my things right then and there. also, there and then.

@11 aq embesili then mi than mi yannanımın antifrizi

then i saw the white shores lying under the red sunset.

@9 şimdi bu örnekten yola çıkarak then den sonraki kelimeye ne ekliyoruz

den den koyuyosun racon bu

my dick is larger than yours

ok take care yourself