a m a neden bırakmıyorum. çünkü yalnız olmadığım andı inci.. işte tam bu an. akşam yemeğini yalnız başına yerken birden anlatmak, paylaşmak istediğin binlerce cümle olduğunu ve bu cümlelerin boğazına dizildiğini anladığın an... hastalandiğinizda bir tas çorba pişireniniz yoksa, ameliyata girerken cüzdanınızı hastabakıcıya birakip hakkını helal et diyorsanız yalnızliği iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. arkadaslarla icmek varken, yanliz basina bilgisayarin basinda ictigin an yolda hicbiryere yetisme geregi olmadan yururken, birden yavas yavas yagmur baslar. kisi aliskanlik olarak adimlarini hizlandirir. sonra hatirlar ki nasilsa gorecek, seni umursayan, sirilgiblam olmus olmana uzulecek, seni seven biri yok. adimlari tekrar yavaslatir, evine yalniz basina aksam yemegini yemek uzere en uzun yoldan doner. sevdigin sarkiyi senin kadar sevebilecek hickimsenin yaninda olmadigi an. istiklalde yalnız başınıza yürüdüğünüz zaman. iş dönüşü kapıyı anahtarla açıp karanlık eve girdiğinizde "ben geldim" diyecek kimse olmadığında. hatta daha beteri, kimse olmadığını bile bile "ben geldim ulan evim, nasıl geçti günün beyav" dediğinizde. gece çok geç olmuş sanıp yatarken saatin daha 12 bile olmadığı anlaşılan ve kendi kendine gülerek "tavuk gibi erken mi yatacaksın" denilen an. hastayken, nane-limon yapacak, atesinize bakacak, uzerinizi ortecek ve sefkat gosterecek kimsenin olmadigi anlar. güzel bir yemek yaparsın tek başına yerken halıya bir parça dökülür eğilip sorarsın "nasıl güzel olmuş mu?" işte yalnızlığını anladığın an o andır. satranç oynamak isteyip bi siyahları bi beyezları yönettiğin an, veya parktaki tahterevalliye bakıp ben bundan zevk almam ki dediğin an. evde tek başına içerken şişeyi her kaldırdığında vuracak birini bulamadığın an hatta kimi zaman duvardaki gölgenle kadeh tokuşturduğun andır. doğum gününde turkçellden gelen mesajı bile mutlu mutlu okuduğun an. bir bayram sabahı, ailece yaşayan karşı komşunuzun sizin yalnızlığınıza çare olsun diye
istersen gel beraber kahvaltı yapalım çağrısını duyduğunuz an. iceriden nefis yemek kokularinin gelmedigi, hosgeldin oglum/kizim/ sevgilim/ arkadasim seklinde karsilanmadigin, bir eve adim attigin an. the doorşdan people are ştrange şarkısı dinlerken şarkının sözlerinin kendinize ne kadar uyduğunu anladığınız anlar. etrafinizi deli gibi dagitmaniza ragmen kimselerin size laf soylemedigi, kimselerin o incinlarinizi toplamadigi anlar. elektriklerin kesildiği gecelerde daha net hissedilir. ne tv ne de bilgisayar olduğundan minderle ya da kolonya sisesi ile konuşulan anlardır. heves edip aldığınız tüm yiyeceklerin en küçük boy olmalarına rağmen bitmeden bayatlayıp atıldığı anlardır. pink floyd - wişh you were here i uzaklara dalıp dinlerkenki zaman dilimi. evinizde müzik dinlerken sevdiginiz bir sarkinin ciktigi bir anda, gaza gelip bagira bagira sarkiyi soylediginiz ve igrenc sesiniz yuzunden kimseden firca yemeyeceginizi anlayip kedere boguldugunuz andir. güzel bir yemek yaparsın tek başına yerken halıya bir parça dökülür eğilip sorarsın "nasıl güzel olmuş mu?" işte yalnızlığını anladığın an o andır. televizyondaki sipiker sunumunu bitirip iyi akşamlar dediğinde "sanada" diye karşılık verme ihtiyacı duyduğun an. yılbaşı akşamı eve gelirken sokaklardaki neşeli kalabalığı izlemek sonrasında boş evde yapacak birşey bulamamak . .. yılbaşı akşamı eve gelirken sokaklardaki neşeli kalabalığı izlemek sonrasında boş evde yapacak birşey bulamamak . .. yılbaşı akşamı eve gelirken sokaklardaki neşeli kalabalığı izlemek sonrasında boş evde yapacak birşey bulamamak. gecenin bir zamanı evine gelince kilitte duyuyorsan anahtarın sesini anla ki yalnızsın elektrik düğmesini çevirince çıt diye bir ses duyuyorsan anla ki yalnızsın. msnde kendini eklediğin an ve çoğu zaman tek çevrimiçi kendini gördüğün andır. ve en acısı bana koyanı : gozlerinizden yas duserken kendi mendilinizi kendiniz aldiginiz o an... işte tam şu an..