1. 38.
    0
    你好你好怎么样几磅,我在水里家汽车厂挂数ポンドについて私は水のホームの自動車工場にぶら下がっているもの
    ···
  2. 37.
    0
    altı kere yedi kırk iki dıbına koyim.
    ···
  3. 36.
    0
    2+2=4

    şimdi fuck off
    ···
  4. 35.
    0
    (bkz: armoni): Latince harmos (bağlantı) kelimesinden türetilmiştir. Fransızca 'harmonie' sözcüğünün türkçeye uyarlanması ile armoni şeklini almıştır. Türkçede uyum veya ahenk (osmanlıca) anlamlarındadır.
    günlük hayatta sadece müzik terimi olarak kullanılmayıp , dilimizde uyum ve ahenk olarak ifade edebileceğimiz kavramların yerine gereksiz biçimde kullanılmaktadır.

    Bir akorun kökünü oluşturan notaya 1 deyip oradan itibaren saymaya başlıyoruz. yani örneğin kök notamız do (frenkçede c) ise:
    c=1
    d=2
    e=3
    f=4
    g=5
    a=6
    b=7
    c=8
    d=9
    e=10
    f=11
    g=12
    a=13
    b=14
    c=15

    ilk akla gelecek nota 7dir (üçlü silsileyi korumak açısından). gerçekten de üçlü bir akora 7liyi ekleyerek sese inanılmaz zenginlik kazandırabilirsin.

    ama orada durmaya ne gerek var? yine 3lü silsileyi koruyarak akorun üzerine 9, 11 ve 13ü de eklemek mümkündür. bunlara tension denır. türkçesini bilen varsa yazsın lütfen, ben de öğrenmiş olayım.

    tensionları yemeğin baharatı gibi düşünebilirsin. uygun miktarda kullanıldığında lezzet verir. caz rocka göre çok daha fazla baharatlı bir yemektir.

    fakat öyle her akora her tension eklenmez. eklenir de genel kabul görmüş bir yolu yordamı vardır işin. majör akorlara 9, minör akorlara 9 ve 11 rahatlıkla ekleyebilirsin. dominant akorlara 9 ve 13 iyi gider. Jimi Hendrix diyarına girmek istersen bunları da biraz değistirip #9 veya b9 ile b13 gibi karışımlara da girebilirsin. örneğin:

    c7#9b13 (jiminin çok kullandığı bir akor) şu notalardan oluşur:

    c-e-g-bb-d#-ab
    ···
  5. 34.
    0
    (bkz: ) http://inci.sozlukspot.co...mak-i%c3%a7in-ne-gerekir/
    ···
  6. 33.
    0
    yarak var yen mi diyemedin mi
    ···
  7. 32.
    0
    termodinamik, (yunancada: thermos:ısı ve dynamic:enerji). bazı türkçe kaynaklarda ısıl devingi olarak da geçer. enerji, ısı, iş, entropi ve ekserji gibi fiziksel kavramlarla ilgilenen bilim dalı. termodinamik yasalarının istatistiksel mekanikten türetilebileceği gösterilmiştir.

    sadi carnot (1796-1832). termodinamik biliminin kurucusu olarak kabul edilir.
    termodinamik her ne kadar sistemlerin madde ve/veya enerji alış-verişiyle ilgilense de, bu işlemlerin hızıyla ilgilenmez. bundan dolayı aslında termodinamik denilirken, denge termodinamiği kastedilir. bu yüzden termodinamiğin ana kavramlarından biri "quasi-statik" (yarı-durağan) adı verilen, idealize edilmiş "sonsuz yavaşlıkta" olaylardır. zamana bağlı termodinamik olaylarla, denge halinde olmayan termodinamik ilgilenir.
    termodinamik yasaları çok genel bir geçerliliğe sahiptirler ve karşılıklı etkileşimlerin ayrıntılarına veya incelenen sistemin özelliklerine bağlı olarak değişmezler. yani bir sistemin sadece madde veya enerji giriş-çıkışı bilinse dahi bu sisteme uygulanabilirler.
    konu başlıkları [gizle]
    1 termodinamik değişkenler
    2 termodinamik potansiyeller
    3 termodinamik kanunları
    3.1 sıfırıncı kanunu
    3.2 birinci kanunu
    3.3 i̇kinci kanunu
    3.4 üçüncü kanunu
    4 alıntılar
    5 kaynakça
    termodinamik değişkenler [değiştir]

    bu değişkenler genellikle sistemin ya kendisini, ya da çevre koşulları tarif etmek için kullanılır. en çok kullanılanlar ve simgeleri şunlardır:
    mekanik değişkenler:
    basınç: p
    hacim: v
    i̇statistiksel değişkenler:
    sıcaklık: t
    entropi (düzensizlik): s
    mekanik değişkenler, temel klagib veya parçacık fiziği tanımlarıyla tarif edilebilirken, istatistiksel değişkenler sadece istatistiksel mekanik tanımlarıyla anlaşılabilir.
    termodinamiğin çoğu uygulamasında, bir ya da daha çok değişken sabit tutulurken, diğer değişkenlerin bunlara göre nasıl değiştiği incelenir ve bu da sistemin matematiksel olarak (n sabit tutulmayan değişkenlerin sayısı olmak üzere) n boyutlu bir uzay olarak tarif edilebileceği anldıbına gelir. i̇statistiksel mekaniği fizik yasalarıyla birleştirerek, bu değişkenleri birbirleri cinsinden ifade edecek "durum denklemleri" yazılabilir. bunların en basit ve en önemli olanlarından biri ise ideal gaz yasasıdır.

    bu denklemde r evrensel gaz sabiti'dir. ayrıca istatistiksel mekanik terimleriyle bu denklem şöyle yazılır:

    bu denklemde de k boltzmann sabiti'dir.
    termodinamik potansiyeller [değiştir]

    termodinamik değişkenler vasıtasıyla dört tane termodinamik potansiyel tanımlanabilir:
    sistemin i̇ç enerjisi
    helmholtz serbest enerjisi
    gibbs serbest enerjisi
    entalpi
    entalpi, özel bir fonksiyondur. basınç sabit olduğu zaman bize ısıyı verir. bu dört potansiyelin diferansiyel denklemlerini ve zincirleme türev kuralını kullanarak bu dört potansiyel, değişkenler ve birbirleri cinsinden yazılabilir:
    Tümünü Göster
    ···
  8. 31.
    0
    06-12 yaş arası çocuklarda görülen uyurgezerlik uzmanlarca hastalık olarak kabul edilmiyor. sorun doğru yatma tekniğinin tam olarak bilinmemesinden kaynaklanıyor.

    biliminsanarı, uyurgezerliğin hastalık olmadığının altını çiziyor. uyurgezerlik, rüya görülmeyen derin bir uykudan uyanma probleminin yarattığı bir sonuç olarak tanımlanıyor. uyumama gibi bir sorundan çok uyanma sorunu olarak düşünülen bu özellik, insanların uyanmayı isteyip de içten içen takılması ve uyanmayı tam olarak başarmaması olarak da ifade ediliyor.

    uyandirma yöntemi̇

    uyurgezerler genelikle gözleri kısmen açık dolaşırken, engeli alanlarda da adımlarını uydurarak hareket edebiliyor. konuşmaları algılayabiliyor, soruları cevaplandırıyor, ama uyanık değil ve bu noktada en zoruna giden şey uyur gezer halde iken zorla uyandırılması. çünkü, bilimsel olarak çok derin bir uyguda oldukları tespit edilen uyur gezerler rahat bırakılmayı istiyorlar. uyurgezeri uyandırma yöntemlerine de dikkat edilmesi gerekiyor.

    çocuklukta başliyor

    bilim insanları, uyurgezerliğin genellikle çocuk yaşta başgösterdiği ve en sık o dönemde yaşandığını ortaya koyuyor. çocuklardan %3’ten fazlasının uyurgezer olduğundan yola çıkılıyor, ancak çocuk büyüdükçe uyurken gezme vakalarında da ciddi bir azalma meydana gelmeye başlıyor. bilim insanları, çocuklardaki uyurgezerliğin çocukların doğru yatma tekniğini bilmemesinden kaynaklandığını söylüyor. uyumanın bir çok aşamadan sonra geliştiğine işaret eden bilimadamları, çocuklardaki rüya vakalarının da düşük olduğunu belirtiyorlar. yani çocukların rüya görme oranı %50 iken büyüklerde %90’a çıkıyor. uyurgezer olmamanın önemli bir önlemi ise sık aralıklarla rüya görmek
    ···
  9. 30.
    0
    Yıldız, uzayda kendi yerçekimiyle bir arada duran, çok yoğun ve sıcak bir bölge içinde füzyon yapabilecek kadar yüksek bir kütleye sahip olan, kompakt bir plazma cismidir. Atom çekirdeklerinin füzyonu sonucu açığa çıkan enerji, yıldızın dış katmanlarından ışımayla yayılır. Gökbilimciler bir yıldızın özelliklerinin çoğunu onun spektrumu ve parlaklığını gözlemleyerek belirleyebilirler. Yıldızlar, toplam kütleleri, kimyasal bileşimleri ve yaşları bakımından farklılık gösterebilir. Bir yıldızın toplam kütlesi onun evriminin ve sonlanmasının belirleyicisidir. Bir yıldızın evrimsel tarihinin sonucu olan diğer özellikleri, onun çapı, devinimi, hareketi ve sıcaklığıdır. Yıldızların sıcaklığının parlaklığına göre grafikleyen Hertzsprung-Russell diyagramından yararlanılarak bir yıldızın şu anki yaşı ve gelişimsel durumu anlaşılabilir. ikili ve çoklu yıldız sistemleri, birbirine yerçekimsel olarak bağlı olan, iki veya daha çok yıldızdan oluşurlar, bunlar genelde birbiri etrafında kararlı yörüngelerle döner. iki yıldızı birbirine yeterince yakın olunca aralarındaki kütleçekimsel etkileşim onların evrimine önemli derecede etki edebilir.
    ···
  10. 29.
    0
    rezerved
    ···
  11. 28.
    0
    30+1=31
    ···
  12. 27.
    0
    The Union of Soviet Socialist Republics (USSR, Russian: Союз Советских Социалистических Республик, tr. Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik IPA: [sɐˈjus sɐˈvʲeʦkʲɪx səʦɨəlʲɪˈstʲiʨɪskʲɪx rʲɪsˈpublʲɪk] ( listen), abbreviated СССР, SSSR), informally known as the Soviet Union (Russian: Советский Союз, tr. Sovetsky Soyuz) or Soviet Russia, was a constitutionally socialist state that existed on the territory of most of the former Russian Empire in Eurasia between 1922 and 1991.

    The Soviet Union had a single-party political system dominated by the Communist Party. Although the USSR was nominally a union of Soviet republics (of which there were 15 after 1956) with the capital in Moscow, it was in actuality a highly centralized state with a planned economy. Much of Soviet society was overseen by national security agencies such as the KGB (which was active from 1954.)

    The Soviet Union was founded in December 1922 when the Russian SFSR, which formed during the Russian Revolution of 1917 and emerged victorious in the ensuing Russian Civil War, unified with the Transcaucasian, Ukrainian and Belorussian SSRs. After the death of Vladimir Lenin, the first Soviet leader, power was eventually consolidated by Joseph Stalin,[4] who led the country through a large-scale industrialization with command economy and political repression. During World War II, in June 1941, the Soviet Union was attacked by Germany, a country with whom it had signed a non-aggression pact. After four years of warfare, the Soviet Union emerged as one of the world's two superpowers, extending its influence into much of Eastern Europe and beyond.

    The Soviet Union and its satellites from the Eastern Bloc were one of two participating factions in the Cold War, a global ideological and political struggle against the United States and its allies; the Soviet bloc ultimately lost, however, having been hit by economic standstill and both domestic and foreign political unrest, an event which marks the beginning of the post-war period. In the late 1980s the last Soviet leader Mikhail Gorbachev tried to reform the state with his policies of perestroika and glasnost, but the Soviet Union collapsed and was formally dissolved in December 1991 after the abortive August coup attempt. Since then the Russian Federation has been exercising its rights and fulfilling its obligations.
    ···
  13. 26.
    0
    mandibuler sinir bloklar

    inferior alveolar
    mental -incisive
    gow gates
    akinosi
    buccal
    lingual
    ···
  14. 25.
    0
    seviyeyle oynamayın lan .
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    am züt meme
    ···
  15. 24.
    0
    @22 beyler bukadar derin bilgiler vermeyelim..
    am günü yağ bizim sırrımız, herkes anlayamaz..
    ···
  16. 23.
    0
    ben bu oyunu bozarım.

    am züt memeeee!
    ···
  17. 22.
    +1
    http://www.google.com
    ···
  18. 21.
    0
    işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ dersen
    e tabi ebe gibmek şart olur
    ···
  19. 20.
    0
    özetimiz bile giber lan öyle diyenleri...
    ···
  20. 19.
    0
    Mobutu Sese Seko Nkuku Ngbendu wa za Banga (d. 14 Ekim 1930 – ö. 7 Eylül 1997), daha çok Mobutu ya da Joseph Mobutu-Sese Seko olarak tanınır. Doğduğunda adı Joseph-Désiré Mobutu idi. 32 yıl boyunca (1965–1997) o zamanki adıyla Zaire günümüzdeki adıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin devlet başkanlığını yapmıştır. Bu göreve önceki devlet başkanı Joseph Kasavubu'yu devirdiği darbeden sonra gelmiştir. Toplam 32 yıl demir yumrukla ülkeyi yönetmiştir. Çok değerli yeraltı ve yer üstü kaynaklara sahip olan Kongo (eski adıyla Zaire) yönetim zaafiyetleri ve zimmet suçlamalrıyla dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline gelmiştir. Başlangıçta zengin batılı devletlerce iktidarı desteklenen ve hatta darbesi Amerikan destekli olan Mobutu son zamanlarında bu desteği kaybetmiş ve bundan kısa bir süre sonra iktidardan düşmüştür.

    1949'da Belçika Kongosu ordusunun maliye dairesinde memur olarak çalışmaya başladı. Ordudayken Leopoldville'de (Kinşasa)yayımlanan çeşitli gazetelerde makaleler yazdı.1956'da ordudan ayrıldıktan sonra L'Avenir adlı günlük gazetede muhabir olarak çalıştı. Daha sonra haftalık Actualites Africaines dergisinin yayın yönetmeni oldu.

    Gazetecelik yaptığı yıllarda Kongo'nun milliyetçi önderi Patrice Lumumba ile tanıştı.1958'de Lumumba'nın kurduğu Kongo Ulusal Hareketi (MNC) adlı siyasi partiye katıldı.1959'da Belçika'nın Kongo Haberalma Teşkilatı'nda (Inforcongo) çalışmak üzere gittiği Brüksel'de MNC'nin bürosunu açtı. Ertesi yıl, Kongo'nun bağımsızlığı konusunda taoplanan Brüksel Yuvarlak Masa Konferansı'na katıldı. Konferansta hapiste bulunan Lumumba'yı temsil etti ve Lumumba'nın güçlü bir merkezi yönetime sahip bağımsız bir Kongo devleti oluşturulması yolundaki görüşlerini savundu.

    Kongo'nun 30 Haziran 1960'ta bağımsızlığını kazanmasından sonra Devlet Başkanı Joseph Kasavubu ile Başbakan Lumuba'nın koalisyon hükümeti tarafından genelkurmay başkanlığına getirildi. Sekiz gün sonra ordu içinde çıkan ayaklanmayı askerlere rütbe ve para dağıtarak denetimi altına almayı başarması konumunu daha da güçlendirdi.

    Kasavubu ile Lumumba arasındaki iktidar mücadelesi sırasında, Lumumba'nın SSCB'den yardım aldığını öne süren Kasavubu'nun yanında yer aldı ve onun Lumumba'yı görevden almasına el altından yardımcı oldu. Lumumba Eylül 1960'ta Kasavubu'yu devirmek için kuvvet toplamaya başlayınca bir darbe düzenleyerek iktidarı ele geçirdi. Ama iki ay sonra yönetimi Kasavubu'ya devretti. Mobutu'nun Lumuba'nın öldürülmesinden de sorumlu olduğuna inanılır.

    1961'de silahlı kuvvetler başkomutanı olan Mobutu dört yıl sonra Kasavubu'yu bir darbeyle devirerek devlet başkanlığı görevini üstlendi. 1967'de Kongo ordusuna bağlı paralı askerlerin başlattığı ayaklanamyı bastırdı. Katanga bakır madenlerini devletleştirerek ve yabancı sermayeyi teşvik ederek ekonomiyi canlandırmaya çalıştı.

    Öte yandan, yönetimine sivil bir görünüm kazandırmak amacıyla önemli devlet görevlerine asker kökenli olmayan kişileri getirdi.Ülkenin tek yasal partisi olan Devrimci Halk Hareketi - Mouvement Populaire de la Revolution (MRP) aracılığıyla halkın desteğini kazanmaya çalıştı. Bununla birlikte, daha önceki hükümetlerde önemli roller üstlenen kabilelerin, ekonomik canlanmadan paylarını alamayan küçük çiftçilerin ve üniversite öğrencilerinin muhalefetiyle karşı karşıya kaldı. Karşılaştığı bir başka sorun da Angola'da üslenerek Shaba bölgesini sürekli olarak tehdit eden Katangalı ayaklanmacılar oldu.

    Devlet başkanlığı sırasında ülkedeki adları, Afrika dilindeki adlarla değiştirme kampanyası başlattı. Ekim 1971'de ülkenin adını Zaire olarak değiştirdi. Kendisi de Ocak 1972'de Sese Seko adını aldı.

    1977'de Angola'nın desteklediği Katangalıların Zaire'yi işgal girişimini önlemek için Fransa'dan askeri müdahale talebinde bulundu. Başka adayın katılmadığı 1970, 1977 ve 1984 seçimlerinde devlet başkanlığı süresi uzatıldı. Mobutu iç ayaklanmalar ve darbe girişimleri karşısında yönetimini sürdürmeyi başardıysa da, ekonomik büyüme ve kalkınma için gerekli koşulları oluşturmakta pek başarılı olamadı. Yolsuzluklar, kötü yönetim ve ihmalcilik, ülkedeki ulaşım ağının, tarımın ve temel sanayi kesimlerinin durumunun kötüleşmesine yol açtı. Buna karşılık Mobutu'nun dünyanın en zengin kişileri arasında sayılacak kadar büyük bir servet edindiği söyleniyordu.

    1990'da Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve değişen şartlar nedeniyle yasaklanmış diğer siyasi partilere izin vererek içinde muhalif unsurlarında bulunduğu bir geçiş hükümeti atadı, ama kolluk kuvvetleriyle önemli bakanlıkları elinde tutmayı sürdürdü. 1992'ye gelindiğinde Mobutu, ülke içinde gitgide güçlenen bir muhalefet karşısında artık Batılı ülkelerin de desteğini yitirmiş bulunuyordu. Bu arada sağlığı giderek bozulan Mobutu da tedavi için sık sık Avrupa'ya gittiğinden, giderek ülke yönetimindeki gücünü kaybetmeye başladı. Aynı dönemde Tutsiler Zaire'nin doğusunu ele geçirmeye başladılar.

    1994'ta yaşanan Ruanda soykırımı sırasında Hutuları desteklediği için Tutsilerin tepkisini çeken Mobutu, Kasım 1996'da ülkenin doğusundaki Tutsileri sınır dışı etmeye çalışması üzerine Uganda ve Ruanda hükümetlerinin desteğini alan Laurent-Désiré Kabila liderliğindeki Tutsiler ve diğer Mobutu muhalifi gruplar başkent Kinşasa'ya yürüyüşe geçti. Ne kanser hastası olan Mobutu ne de emrindeki silahlı kuvvetler direnecek durumda olmadığından Mobutu'nın isteği üzerine başlayan barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. 16 Mayıs 1997'de Kinşasa'yı ele geçiren muhalif gruplar 32 yıllık Mobutu iktidarını devirdiler. Devrilen Mobutu sürgün olarak önce geçici olarak Togo'ya ardından Fas'a gitti. 7 Eylül 1997'de prostat kanseri'nden yaşdıbını yitirdi ve Fas'ta defnedildi.
    Tümünü Göster
    ···