1. 26.
    0
    dinlemedeyim
    ···
  2. 27.
    0
    @2,4 saçma sapan güldüm şukudum
    ···
  3. 28.
    0
    rizörvd
    ···
  4. 29.
    +1
    @1 adam takunda boncuk bulmuş beyler
    ···
  5. 30.
    +2
    neyse panpa, hatun 1-2 kolye denemek istedi. akik taşından, zevkli kolyelerdi. "saç rengine çok yakışacağını" söyleyerek yardımcı oldum. kolyeleri takmam için paltosunun düğmelerini çözdü. içinde bej renkli, pamuklu, ince bir boğazlı kazak vardı. boynu ince uzundu ve kazağın üzerinde tatlı yüzüyle, hafif kızarmış yanaklarıyla çok sevimliydi. kolyeyi takarken aynadan iyice inceledim. göğüsleri kazağın altından fırlamak ister gibi, dimdik ve semsert görünüyorlardı. çok büyük değillerdi ama hala 18 yaşındaki formlarını koruduklarına şüphe yoktu. altında şık bir lacivert kot pantolon vardı. pantolonun cep kısımları taşlarla süslüydü ve kemeriyle takım gibi duruyorlardı. pantolonla çizmeleri arasında kalan kısımdan ve çizmelerin duruşundan düzgün bacakları olduğunu fark edebiliyordum...
    ···
  6. 31.
    0
    @1 bu arada ben de o işe girsem mi lan ya da çiğ köfteci mi olsam
    ···
  7. 32.
    +3
    @20 Sait Faik Abasıyanık amk
    negzel anlatıyon la
    ···
  8. 33.
    0
    @2 gülümsedim
    ···
  9. 34.
    +1
    kendimden biliyorum yok öyle bi şey amk
    ···
  10. 35.
    0
    daha hızlı amk elim gibimde bekliyom
    ···
  11. 36.
    +1
    beyler dükkan biraz kalabalıklaştı, kız yetişemiyor. birazdan dönerim...
    ···
  12. 37.
    0
    tasvirler çok güzel tam bir öyküleme örneği

    hızlandırmayın hikaye bozulmasın
    ···
  13. 38.
    0
    @5 sebepsiz güldüm al sukunu
    ···
  14. 39.
    0
    dıbına koyim ortalık kızıştı takipliyorum panpa devam.
    ···
  15. 40.
    +1
    nerde kalmıştık panpa, ha evet...

    hatun güzel bir akik kolye beğendi. ertesi günün akşamı, önemli bir yemekli iş toplantısı varmış. orada giyeceği ceketin düğmeleri de iri birer akik gibiymiş. "eminim o ceketle çok yakışacak bu kolye" dedim. yine tatlı tatlı gülümsedi. "keşke en alttaki taş diğerlerinden büyük olsaydı, ceketimin düğmeleri kadar olsaydı, o zaman kusursuz olurdu" dedi. kadın zevkliydi, etkinlemiştim. o boyutta akiklerden elimde olduğunu ama dükkanda bulunmadığını, evdeki kolilerde olduğunu söyledim. birkaç saniye sessiz sessiz gözlerimin içine baktı. "isterseniz" dedim "izin verin 5 dakikada dükkanı kapayayım, ev çok yakın, seçtiğiniz kolyeye iri akik taşını kısa sürede takabilirim". kabul etti. o nazlı nazlı vitrindeki takılara bakarken dükkanı çabucak kapadım.

    yol boyunca sessiz sessiz yanımdan yürüdü. başı sürekli önündeydi, düşünceliydi. bazen biraz arkasında kalıyor, paltosunun üzerinden dolgun kalçalarının kıvrımlarını algılamaya çalışıyordum. o, elleri ceplerinde dalgın dalgın yürürken, kazağının pamuklu boğazının altında incecik uzanan zarif boynuna sürdüğü parfümün teniyle karışık kokusunu istanbul'un pis havasından filtreleyip ciğerlerime çekiyordum.

    eve vardığımızda, çekingen adımlarla içeri 1-2 adım attı ve ben ışığı yaktıktan sonra hızlı bakışlarla evimi incelemeye başladı...
    ···
  16. 41.
    0
    oh yee devam
    ···
  17. 42.
    0
    @35 oha amk edebiyatçılar derneği başkanı mısın lan.
    ···
  18. 43.
    0
    @35 kazağının pamuklu boğazının altında incecik uzanan zarif boynuna sürdüğü parfümün teniyle karışık kokusunu istanbul'un pis havasından filtreleyip ciğerlerime çekiyordum.
    hayal dünyana hayran kaldım
    ···
  19. 44.
    0
    kolay kolay hiçbir türe sokulamayan ve üslup kaygısı gözetilmeden yazıldığı halde okurlara estetik bir doyum sağlayan bir hikaye devam devam
    ···
  20. 45.
    0
    @35 yok anasının amı bu nasıl bi anlatım lan. adam vahşi gelin murat beyler
    ···