1. 26.
    0
    @54 işte panpa o da benim çok dikkatimi çekmişti. bunu diyen birini görünce mutlu oldum amk. deprem gecesi tek gökyüzüne bakan çocuk ben miyim diodum.
    ···
  2. 27.
    0
    @5 kasap bahane

    bende 8 yaşındaydım ama dün gibi aklımda beyler yaşadıklarım . can kaybı yaşamadık ama o duvarlardan gelen sesler unutulacak gibi değildi
    ···
  3. 28.
    0
    6 yaşındadyım misafirlikteytik şirinevlerde depremden sonra uyandım her yer karanlık mum yakmışlar merdivenden iniyorlar hiç birşey anlamadan nereye diyorum kendi kendime aşağıya indik herkes inmiş kalabalık ve sabah namazında herkes camiye gitmişti allah korkusu bu olsa gerek ancak başımıza kötü olay gelince aklımıza geliyor allah bir daha o günleri yaşatmasın
    ···
  4. 29.
    0
    sonuna kadar okuyun lütfen çok önemli detaylar var!!!

    marmara depremi

    17 ağustos 1999, gölcük saatler gecenin üçüydü ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden dışarıya atarken sanki bir kıyameti yaşıyor gibiydiler. ali kırca' nın yönettiği siyaset meydanı'nda enkazdan kurtarılan bir bayan şunları söylüyordu;

    "o gece ne olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki bu,depremden farklı bir şeydi. bir iddiaya göre depremden hemen önce gölcük'ten avcılar'a kadar geniş bir alanda görülen "ateş topu" ile ilgili bilimsel bir açıklama yapılamıyordu. birtakım teoriler ortaya atılmaya başlandı. kimine göre ruslar bomba patlatmıştı. kimine göre de yugoslavya'ya atılan bombaların yer kabuğunun dengesini bozması sebebiyle depremin gerçekleştiğini söylüyordu. hatta bazılarına göre işi pkk bile yapmış olabilirdi.

    nitekim cnn televiyonu başbakan bülent ecevit ile yaptığı bir röportaj sırasında depremin arkasında pkk mı var?" sorusuna "sanmıyorum" cevabını vermişti. oysa bu sorunun doğal yanıtı "siz ne saçmalıyorsunuz, depremle pkk'nın ne alakası var." olmalıydı. bu soruya verilen cevap, akıllara, pkk'nın deprem oluşturabilme ihtimalinin olduğunu düşündürdüğü gibi, yapay depremlerin olabileceği sonucuna da zütürmektedir.

    bu teoriler arasında akla en yatkın olanı, future times da yayınlanan araştırma dizisinde yer alan hikayeydi. bu senaryoya göre, san andreas fay hattı'nda meydana gelebilecek büyük bir depremin, amerikan ekonomisine çok büyük zarar vereceğini bilen abd, yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin yolunu bulmuştu. yıllar önce sırp asıllı amerikalı bilimadamı mucit nicola tesla tarafından geliştirilen bu düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli tekniğini, hem ruslar, hem de amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. bu yöntemle, çok uzaktan, hatta uzaydan geniş alanlarda tahribat yapabileceklerdi. ancak pentagon yıllardır çok güçlü bir silah geliştirmek amacıyla üzerinde çalıştığı bu projeyi, bir yandan da barışçı "deprem indirgeme" sistemine uygulamak suretiyle, tepkileri azaltmayı ve fonlama devamlılığını sağlamayı amaçlıyordu. bu nedenle proje önce avustralya'nın çıplak ve seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde denendi ve geliştirildi. daha sonra bunun deprem bölgelerinde denenmesine geldi sıra. değişik zamanlarda kafkaslar'da, okyanus tabanında ve güney amerika'daki ant dağlarında tektonik uyarılar verilmek suretiyle endüktif deprem yaratma konusunda büyük adımlar atıldı.

    bu araştırmalar amerika'da haarp ve diğer askeri tesislerin kumanda merkezlerinde yürütülüyordu. bu arada, türkiye, japonya ve benzeri deprem bölgelerinde de sismik ağ şebekeleri kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gönderilmeye başlandı. ve gün geldi bu sistem türkiye'de denenmek istendi.

    bölge zaten yılardır bu amaçla sismik espiyonaj altındaydı. nitekim gelişmeleri dikkatle takip edenler, depremden hemen sonra, türk telekom'un; türkiye'nin sismik bilgilerini pentagon'a ileten nato üssü'nün iletişimini nasıl kestiğini ufak puntalarla gazetelere düşen haberlerden hatırlayacaklardır. abd'nin asıl hedefi, kuzey anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları, san andreas fay hattına uygulamaktı. bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi israilli 2 uzmanlara verilmişti. gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla gölcük üssüne getirilerek oradaki, yeraltı, denizaltı korunaklarına kuruldu. türk makamları durumdan detay bazda haberdar değildi. deney başarılı olacağından sonunde kimse normal dışı bir şeyin olduğunu fark etmeyecekti.

    bu amaçla gece şahini tatbikatı" nın gece 03:00 da başlaması planlandı. gece saat tam 03:00 da düğmeye basılacak ve gece şahini devreye alınacaktı. 1-2 dakika içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle marmara'nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı. böylece büyük bir deprem önlenmiş olacaktı. ama o gece bir şeyler yanliş gitti doga kendini yönetmek isteyenlerden bir kez daha intikam almişti. 45 saniye süren deprem, beklenenin 10.000 kat üstünde bir güçle gelmişti. zayiflayan ve titreyen elektrikler geri geldiginde, gece saat 03:05'i gösteriyordu.

    daha bir kaç dakika öncesine kadar korunağın içinde şampanya patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. on binlerce insan, çoluk cocuk, o enkazın altında can çekişiyor veya cansız yatıyordu. bu tarihin en büyük felaketiydi; hem de insan eliyle yaratılan...

    işte o andan sonra çantalardan çıkan "q planı" çalışmaya başladı. ilk önce bölgedeki tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi. kimsenin birbiriyle haberleşmesi istenmiyordu. başkan dahi sabahleyin "benim de telefonum kegibti" şeklinde garip bir açıklama yaptı. başkan ve başbakan şaşkındı. saatlerce "üzgünüz" bile diyemediler.

    4 dakika içinde israil başbakanı barak ve birleşik devletler başkanı clinton ile irtibat kuruldu. o anda israil'de, ben gurion'un lod askeri havaalanından 4 adet savaş uçağı savaş uçağı eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da israil deniz kuvvetleri ve nato güney deniz saha komutanlığı'na bağlı tüm birlikler defcon-4 acil durumuna geçirildi. amerikan 6'ncı filosuna bağlı gemiler de rotalarını istanbul'a çevirmek için pentagon'dan emir aldılar. bu arada devreye avrupa ülkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da türkiye için sözler alınıyordu. yunanistan bile harekete geçirilerek türkiye'ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi sağlanıyordu. tüm batı başkentleri hareket halindeydi, panik yoktu. her şey kontrol ve koordinasyon altındaydı; bir tek türkiye dışında. israilli askerler ve üst düzey subaylar o gece gölcük'te ne arıyorlardı? bu devir teslim töreni her yıl yapılan rutin bir ulusal törendi. uluslar arası bir kimliği yoktu...

    bunun nedenini şimdi daha iyi anlıyoruz. hiç kimse bu güne kadar hiç katılmadıkları bu devir teslim törenine neden katıldıklarını sormadı. ya şaşkınlıktan, ya da telaştan, enkaz altında kaç israil askerinin öldüğü, kaçının yaralandığını da soran olmadı. o felakette kaç israil askerinin öldüğünü ne genelkurmay yayınladı, ne de israil böyle bir bilgiyi açıklamak nezaketinde bulundu. herkese verdikleri imaj ise oraya bize "yardım" için geldikleriydi.

    hemen bir hastane kurdular. esas amaçları enkaz altındaki askerlerini ve önemli askeri malzemeyi çıkartarak zütürmekti. biz de "bak şu israil'e helal olsun, hemen yardımımıza koştu" diyerek sevindik. sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında batı'da bu hareketlilik yaşanırken bölgede de çok hızlı ve çok gizli askeri hareketlilik hakimdi. ancak herkes kendi derdine düşmüş olduğundan bu olağanüstü gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. böylece bu işi planlayanlar gecenin karanlığından da yararlanıp denizaltından parçaları yüzeye vuran tesla makinesinin kalıntılarını toplayıp, yeraltı ve yerüstündeki tüm izleri yok etmeye çalışıyorlardı. ve bölgeye son hızla gelen rus araştırma gemisi dahi sabah saat 06:30' da bölgeye vardığında, havanın aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve çukur ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bölge ilan ediliyordu. ancak bütün bu temizlikler yapıldıktan sonra ecevit ve daha sonra da demirel'in bölgeye gitmesine izin veriliyordu.

    amerika tüm imkanlarını seferber etti. clinton amerikan halkından türkiye'ye yardım etmesini istedi. kasım'da türkiye'ye geleceğini ilan edip; ecevit'in de bu arada amerika'ya (belki de binlerce şehidin diyetini konuşmaya) kendisini ziyarete geleceğini haber verdi.

    ilk anda çok yadırgadığımız sağlık bakanı osman durmuş'un; "yabancılara tek bir hasta bile vermem" demesini, abd deniz kuvvetlerine ait yüzer hastanede tek bir hastanın bile tedavi edilmediğini, 750 ton yardım malzemesiyle yüklü bir israil gemisinin üç gün süreyle gümrükte tutulmasını, şimdi yadırgayabiliyor musunuz? enkaz altında binlerce mehmet, hatice, ayşe ve ali'ye karşı bir vicdan borcumuz var. onlar geride gözleri yaşlı on binlerce sevenlerini, sıcaklıklarından mahrum bırakırken, sırf kaliforniya'da johnnyler, susanlar ve aliceler yaşasın diye yaşamdan çalındıklarını dünya bilsin.

    not: alıntıdır...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 30.
    0
    @68 ben de adapazarındaydım. askeri lojmanlara yakın metalboya isimi bir dükkan vardı. m ve a harfleri metallicanınki gibi uzuncaydı belki hatırlarsın. o caddedeki birçok bina yıkılmıştı. şükür bizim aileden ölen yaralanan yoktu.
    ···
  6. 31.
    0
    Gölcükte oturuyorum halada gölcükteyim eğer anlatırsam gece uyuymayan arkadaşlar olabilir anlatmamı isterseniz anlatırım tabi.
    ···
  7. 32.
    0
    @87 cinli perili mi lan yoksa
    ···
  8. 33.
    0
    @87 anlat panpa özelden de atabilirsin
    ···
  9. 34.
    0
    @87 dinliyorum. bende izmitiyliyim. uzunca yazacam bir ara
    ···
  10. 35.
    0
    7 yaşındaydım avcılarda oturuyodum o yaşta daha deprem ne demek bile bilmiyordum ta ki avcılarda yıkılan binaları, enkazları görene dek panpa
    ···
  11. 36.
    0
    hacı yanlış hatırlıyo da olabilirim ama ya o gece ya önceki gecelerde tvde jurassic park mı ne vardı gece o uğultuya uyandığımda heryeri dinazorlar bastı zannetmiştim. istanbul-kartal da oturuyoduk o zamanlar kapı çelik kapıydı yanında fortmanto vardı kapının önüne düşmüştü babam haydi onu kaldırayım derken kapı kitlendi amk içerde kalmıştık baya bi. tüylerim diken diken oldu lan.
    ···
  12. 37.
    0
    reserve
    ···
  13. 38.
    0
    deprem olduğu zaman 10 yaşındaydım. sallanmaya başlayınca gözümü bi açtım amk. dayımlar kuzenler falan bizde kalıyodu.bi baktım büyük kuzen televizyonu tutuyo. dayımla yengem misafir odasından emekleyerek salona geliyorlar. ortada yolunda gitmeyen bişey vardı ama hiç giblememiş tekrar uykuya dalmıştım amk. sonra sabah garajda gözümü açmıştım.
    ···
  14. 39.
    0
    depremi izmitte yaşadım gölcüğün karşısında ki ilçede derincede. en şiddetli hissedenlerdenim. 2 arkadaşımı gölcükte kaybettim. duvarlar resmen dalgalanıyodu sadece bunu hatırlıyorum. bi de gökyüzüne baktım yıldızları hiç o kadar çok görmemiştim. en fazla bunları söyleyebilirim boğazım düğümlendi huur çocuğu tak vardı hatırlatıyosun.
    ···
  15. 40.
    0
    panpa ben 15 yaşındaydım o sıra.
    ailem cümbür cemaat bahçelievlere gitmişti ben de yengemlerde kalıyordum 4. kattaydı evleri. ev büyükçekmecedeydi.
    o gece en son dobermanımız vardı birtane onu gezdirmiştim paso.. gece uyurken beni zorla kuzenim kaldırdı deprem oluyor kalk lan diye.
    uyku sersemi yataktan doğrulmamla o meşhur beyaz parlak ışığı görmem bir oldu. kendi halimde aha kıyamet kopuyor diyip kafamı yastığın altına sokmuştum. kuzen dediğime bakmayın aramızda rahat 10 yaş var. kolumdan tuttuğu gibi koridora çekti beni. yengemler falan zaten tırıslardı aq. binanın daire çizdiğini hatırlıyorum. deprem biter bitmez caddeye çıktık. eski kaykamamlığın önünde uyuduk. acaip takum vardı sıçmak için deliriyordum resmen. sabah millete aldırış etmeden binaya girip tuvaleti bombalamıştım aq.

    milletin çok aydınlıktı dediği yıldızların numarası yoktu panpa aslında. şehrin genelinde elektrik kesildiği için gökyüzünde ışık kirliliği yoktu. yıldızlar normalde zaten parlak fakat biz ışık kirliliği olduğu için göremiyoruz amk. ben yazın rize'de köyde kaldığım her gece kayan yıldız görüyorum yoksa depremle alakası yok.

    ertesi zamanlarda sürekli göçebe gibi oradan oraya gittik. çekmecede oturanlar bilir burda yerleşim göl ile deniz arasında olduğu için yeri 1.5 metre kazın anında su çıkmaya başlar. zemini o kadar kötü olmasına rağmen alçak binalar olduğundan dolayı tek tük çatlak vardı. albatrosta bir bina yıkıldı o da klagib bahaneden aq, alt katında bilardo salonu vardı kolon molon muhabbeti işte.

    sonraki bilumum artçı depreme tek başıma yakalanmamda ayrı bir cenabetlik aq :D artık o kadar deprem kaşarı olmuştum ki düzce depreminde kulağımda kulaklık müzik dinliyodum zütümü bile kaldırmadım :D :D

    daha da bir gib hatırlamıyorum.
    ···
  16. 41.
    0
    ben o gece kömürlükte yatıyordum, yeni bigiblet almıştı babam bana deprem oldugu sırada atladım bigiblete bastım pedala ve özgür oldum.
    ···
  17. 42.
    0
    4 yalındaydım az biraz hatırlıyorum hepimiz uyuyoduk benim yatağımın dibinde dolap gibi birşey vardı kapısız ama içindede oyuncaklarım dizilydi onların hepsinin üstüme düştüğünü hatırlıyorum salondaki avizenin deli gibi salladığını hatırlıyorum he bursadaydım bu arada söylemeyi unuttum evden dışarı attık kendimizi bilen bilir yeşiş caminin avlusunda uyuduğumuzu hatırlıyorum sonra sabah eve girdiğimizde televizyonun üsütndeki biblolar bile düşmemişlerdi nasıl olduysa artık
    ···
  18. 43.
    0
    allah rahmet eylesinler mekanları cennet olsun
    ···
  19. 44.
    0
    4 yaşında daha annemin babamın kollarında pamukkalede yüzmeye çalışan bi elemandım
    ···
  20. 45.
    0
    ben istanbul acıbademdeydim deprem esnasında annemlerin yanında yatıyodum altıma işemiştim annemde yatagı temizlemek için kalkmıştı tam o sırada deprem oldu bizimkilerin kıyafet dolabı zangır zangır titriyip sallanıyodu.. sonra komşumuz kapıyı çaldı deprem oluyo diye beni kucakladıgı gibi indirdi aşağıya herkes aşagıdaydı bende kaldırımda uyumuştum amk. ayrıca babamlar falan telefonlara koşuyolardı çünkü halamlar amcamlar falan yalova-çınarcıktaydı ama iletişim 0.
    ···