Bir yandan da kurtarma ekipleri uçak enkazının olduğu bölgeye gelmişlerdi. Ne yazık ki burası yanlış bölgeydi. Uçak dalış esnasında kuyruk kısmına fazla yük binmişti. Kazadan bir kaç gün önce başka bir pilot bu uçak ile hard landing yapmış. Yapılan incelemelerde iniş takımları ve pylon kısmında hasar bulunamamıştı. Ama uçağın kuyruk kısmında framelerde gizli hasar vardı. Bu hasarlardan dolayı uçığın kuyruğu kopmuş ve kara kutu arama kurtarma ekibini yanlış bölgeye yönlendirmişti.

incici yazar heyecanla sahilde oturan bayana doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. ilk konuşma nasıl olacaktı. Belki de hemen sevişmeye başlarlardı. Kendini o kadar hazırlamıştı ki yarağı bile ereksiyon halindeydi.

ciks hayatı pek istediği gibi olmamıştı. Daha önce bir defa cinsel ilişkiye girmişti. O da ananelerinin köyünde komşunun tavuklarından biriydi.

Ekşici yazar ayak seslerini duyar ve arkasını döner yüzünde bir gülümseme belirir hemen. Karşısında kısa boylu tıfıl bir erkek. Elindeki sopadan hoşlanmasa da LCW kıyafetlerinden yabani olmadığı belli.Çok mutlu olur. Karşı tarafın suratında ki şapşal bakışlara anlam veremez. Ayağa kalkar ve hafif çökerek sarılır. incici yazar şoku atlatamamıştır. Yaşadığı hayal kırıklığını asla unutamayacaktır. Oturup sohbet etmeye başlarlar.

E: sence bizi ne zaman bulurlar
i: Şimdiye gelmeleri gerekirdi
E: Gelirler. Başka kurtulan olmuş mudur.
i: Ben o uçaktan sağ çıktıysam herkes çıkmış olabilir. Hala inanamıyorum.

Kazanın üzerinden koskoca iki gün geçmişti. ikisinin gözlerini de umutsuzluk kaplamıştı. Birden ekşici yazar adın dedi. Adın ne? Bir birlerinin isimlerini bilmeden iki gün geçirmişlerdi. Hiç kimsenin aklına ismini sormak gelmemişti. Zaten neden böyle bir şeye ihtiyaç duysunlar ki. Ahmet mehmet mustafa ne fark ederdi. Ekşici yazar adını sorduktan sonra incici isim ne kadar gereksiz diye geçirdi içinden ve Yavuz dedi. Senin? Serkan. Daha bir birleri hakkında öğrenecek ve öğretecek çok şeyleri yeteri kadar da zamanları vardı.

Yavuz aslında dışarıda kalmaya alışıktı. Evinde olduğu zamanlar onun lise yıllarında babası eve sarhoş gelirdi. Annesi tüm çabalarına rağmen onu sinir edecek bir şey yapardı ya da babası sinir olmakta çok usta bir adamdı. Evde şiddetli kavga olur babası annesini ve karşı koyduğu zamanlarda kendisini de pataklar küfürler savururdu. Yavuz ise babasının hem çalışmayıp hem de annesinin ve kendinin kazandığı paraları böyle çarçur etmesini kendine yediremezdi. Bu kavgalar çok gürültülü olduğu için komşular da duyar dedikodu yapmaktan da hiç çekinmezlerdi. Yavuz kavga sabahı apartmandan çıkarken meraklı komşulara katlanamazdı. Böyle durumlarda evden çıkar giderdi. Alışık olduğu bir durumdu uyuduğu yerin üzerinde çatı olmaması ıssız bir ada olmasa da.

Serkan yavuz gibi değildi. O hayata 1-0 önde başlamıştı. Ailesin vakti yerinde babasının güzel bir işi vardı. Çok şanslı bir çocuktu istemediği kadar üzerine düşülmüş en güzel okullara gönderilmiş, özel dersler, kurslar... Hayatta hiç bir endişesi olmadan yaşamış ailesinin ondan istediği şeyleri yapmıştı. Yavuzun ihtiyaçları onun zevkleriydi. Üniversiteye giderken altında son model arabası. Evet altında arabası konservatuvar, dans kursları, gece gezmeleri, partiler... Zengin çocuğuydu o otobüse akbil basacak hali yok yada ramazanda pide kuyruğuna girecek değil. Serkan aynı zamanda çok zeki bir gençti. akademik kariyer için yurt dışına giderken o da şimdi ıssız ve alışkın olmadı bir yerdeydi.