-1
1- tam sokağa çıkmak üzereyken gaza geldiniz, bir tek attırayım da öyle çıkayım dediniz. fakat telaştan pantolonunuzun üzerine attırdınız. ne yaparsınız?
a) selpakla şöyle bir silerim, diğer lekelerin arasında kaynar gider.
b) hiç dokunmadan aynen öyle çıkarım. otobüse binip o durumda bir de ford yaparım. sonra evde hatunun arkaünde bıraktığım ıslaklığı düşünerek evde otuzbir çekerim.
c) pantolonu kuru temizlemeciye arkaürmeyi düşünürüm. sonra kuru temizlemecinin bayan olduğunu düşünürüm. daha sonra bayan kuru temizlemecinin yavaşyavaş domaldığını düşünürüm. böylece pantolona ikinci defa attırırım.
2- yolda yürürken köşeyi döndünüz ve "çötenk" diye taş gibi bir manitayla çarpıştınız. yere dökülen kitaplarını toplamasına yardım ederek ayrıldınız. evde bu bu olayı kafanızda sokuşla sonuçlanacak şekilde sürdürüp otuzbir çekeceksiniz. olayın nasıl devam ettiğini düşünürdünüz?
a) kitapları ona verip ayrıldıktan sonra "ulan dur şunu biraz takip ediyim" diye düşünerek geri dönüyorum. tam o anda meğer o düşen bir kitabı almak için yere eğilmişmiş. ve rüzgar eteğini havalandırmışmış, kabaklar ortadaymış. hızımı alamayıp, tam lüleden buna değdiriyorum. meğersem hatunda don yokmuş ve işe bakın ki meğerseme ben de fermuarımı açık unutmuşum...
b) önce bir süre hatunu takip ediyorum. sonra arka yollardan dolaşarak, hep döneceği köşelerde önüne çıkarak mütemadiyen kendisiyle çarpışıyorum. bunca bedensel temastan sonra hatun iyice kıvama geliyor. tutup domaltıyorum tabi ki...
c) ben ıssız adaya düşüyorum. aradan on yıl geçiyor. bir gün bi bakıyorum bu hatun. meğer o da on yıldır adadaymış. eee, adada tek erkek benim, bana domalmayacak da kime domalacak. ben de hemen yakalıyorum, veriyorum ayarı, veriyorum ayarı...
3- tuvalette aşağıdaki sıralardan hangisini takip edersiniz?
a) işeme - sıçma - attırma.
b) sıçma - duvarlara inci giber yazma - attırma.
c) sıçma artı işeme - duvarlardakileri okuyarak attırma.
4- üç beş sap oturmuş am-arka muhabbeti yapıyorsunuz. arkadaşlarınız şöyle domalttım, böyle kanırttım diye sokuş maceralarını anlatıyorlar. siz ne yaparsınız?
a) hepsini can kulağıyla dinler, eve gidince anlatılanları düşünerek otuzbir çekerim.
b) lafı döndürüp dolaştırıp otuzbirin faziletlerine getiririm. sonra da boz yannanı nasıl sıvazladığımı ballandıra ballandıra anlatırım.
c) o anda bir sokuş macerası uydurup anlatmaya başlarım. ama sonunu getiremeden sarsılarak hatta titreyerek boşalırım.
5- ilk defa gittiğiniz bir tuvalette bir de baktınız ki bitişikteki bayanlar tuvaletinin kabinlerini ayıran paravan duvarın altında on beş santimlik bir boşluk var. eğrilip büğrülüp kafayı klozetin bir yerlerine sıkıştırıp yandaki hatunun arkaünü tam görebilmişken sıçmakta olan hatun aniden aşağı baktı ve göz göze geldiniz. kafa sıkışık olduğu için çekemiyorsunuz. bir şey söylemek zorundasınız. ne derdiniz?
a) "şu tuvaletleri de ne sıkışık yapıyorlar yahu... "
b) "dün akşam salçalı makarna yediniz ha?.. çok hoş... "
c) "pardon, biraz önce kalemimi düşürdüm de, acaba arkaünüze filan kaçmış olabilir mi?.."
6- canınız otuzbir çekmek istiyor fakat çok uzun zamandır insan içine çıkmışlığınız olmadığı için aklınızda taze hatun hayalleri mevcut değil. üç beş yıl önceden tanıdığınız kızları envai çeşit pozisyonda bin kere tahayyül etmiş olduğunuz için onları düşünmek artık gibinizi bile kaldırmıyor. bu durumda ne yaparsınız?
a) hemen ferre koleksiyonuma el atarım.
b) çıkarım sokağa bi dolaşırım. kafede mafede otururum. arkadü bacaktı memeydi derken akşama bolca malzemeyle dönerim. sonra günlerce şaklatırım da şaklatırım.
c) ne kadar sıkılırsam sıkılayım, hafızama olan sadakatimi yitirmem. hatırladığım eski manitalardan bir biriyle alakasız üç tanesini bir mizansende birleştiririm. mesela diyelim ki sinemaya gidiyorum, aaa, o da ne!.. eski iş yerinden jale... birlikte kafeye gidiyoruz, aaa, o da ne!.. liseden hale... çıkıp bara gidiyoruz, aaa, o da ne!.. bilmem nerden suzan... eh, bu üçlünün pozisyon kombinasyonları zaten aylarca otuzbir için yeter de artar bile...