--
spoiler--
Dikkat dikkat! Bu yazı ve şu anda anlatacağım dizide bir Showtime klasiği olan açık sahneler yer almaktadır. Ben de açık sularda yüzmeyi seven biri olduğum için “olduğu gibi” yazıya dökeceğim.
Sizi Gallagher ailesi ile tanıştırmak istiyorum miller. Frank (baba) zaten elindeki içki bardağı ile çoktan kutlama havasına girmiş bile. Sho’nun bizle daha yeni tanıştırdığı bu leziz dizi aslından yeniden yapım. Orijinali 2004’ten beri ingiltere’de yayınlanmakta. Amerikan versiyonu için ise tek kelimeyle olmuş diyebilirim.
Konuya gelecek olursak, elimiz ekonomik anlamda batmış kalabalık bir aile bulunmakta. Bu ailemizin babası Frank Gallagher, alkolizme öyle bağımlı ki, damarlarında kandan çok içki dolaşma. Doğal olarak hayırlı bir baba değil, hatta baba değil! Ailesini iplemeyen, her gün kör kütük sarhoş olan ve dışarıda bir yerlerde sızıp sabahı eden adamımız evine ayda bir kere sakatlık maaşını almak için geliyor sadece. Fakir oldukları için kısa yoldan para kazanmak için türlü türlü planları var ailemizin. Bu maaşta işte onlardan biri, gerçi sadece babalarının içki parasına gidiyor ama olsun. Emmy ödüllü oyuncu William H. Macy, bize resmen oyunculuk dersi veriyor.
Fotoğrafa göre gitmek istiyorum izninizle. En solda gördüğünüz sevimli küçük kızın adı Debbie (Emma Kenney) Bu 9 yaşındaki kızımız babasını ailede katıksız tek seven kişi. iyilik meleği gibi etrafta dolaşmakta ayrıca Unicef için para biriktirip bunları aileye katkı olarak vermekte.
Arkasında haydi eller havaya pozisyonunda bulunan ise ailenin en büyük erkek çocuğu olan Lip (Jeremy Allen White) inanılmaz bir zekası var ve bunu para kazanmak için kullanmakta bir sakınca görmüyor. Ne mi yapıyor? Başlıca icraatları şunlar: Başkalarının yerine sınava girme, ödev hazırlama, sunum yapma, özel ders verirken ciks yapma..
Lip’in arkasında bulunan ikili ise ailemizim “her daim çıplak gezmeyi seven ve sürekli azgın hallerde ciks yapan” komşuları Kev (Steve Howey) ile Veronica (Shanola Hampton) ikilinin uyumu resmen bir harika. Frank’in sürekli gittiği barda barmenlik yapıyor Kev. V de nasıl anlatsam, evde bilgisayarımın kamerasına memelerini açıyor aha. Geçimlerini böyle sağlıyorlar. Ailemizle oldukça sıkı fıkılar, iletişimleri çok güzel.
Sağ tarafa geçtiğimizde ise arka tarafta Ian’ı (Cameron Monaghan) görüyoruz. Lip’in bir küçüğü olan Ian eşcinsel. Mahallenin Müslüman bakkalı olan Kash (Pej Vahdat) ile tabiri caizse koçlar gibi tokuşuyor. Bu arada bakkalımız evli ve iki çocuk babası. buradan bakınca zaten acayip olan bu durum bölümler ilerledikçe daha da karışık bir hale geliyor. Bahsedeceğim aşağıda.
Önde 32 diş gülen kızımız ise evin en büyük çocuğu olan Fiona (Emmy Rossum) Bir nevi ailesinin geçimini sağlayıp evini çekip çeviren kişi kendisi. 5 tane kardeşle uğraşmanın yanı sıra günübirlik işlerde çalışarak para kazanmaya çalışıyor zavallım.
Ve son kişi: Fiona’nın V ile beraber gittikleri gece kulübünden tanıştığı ve “daha ne olduklarına karar vermedikleri insan” Steve (Justin Chatwin) Fiona’dan oldukça hoşlanıyor ve bu da temiz biri değil. Arabaları çalıp parçalayarak satan bir iş ağına sahip kendisi.
Parantez açayım, en küçük çocuk olan Liam fotoğrafta yok. Kendisi sevimli mi sevimli bir bebek. Ama ortada bir gariplik var, fotoğrafa bakalım. Sizce de öyle değil mi? Bu konuya daha değinmediler, meraktayız.
Ayrıca küçük erkeğimiz Carl’da (Ethan Cutkosky) fotoğrafta yok nedense. Aşağıda en sağdaki velet kendisi. Sadist olacak büyüyünce. Hayvanları mikrodalga fırına atıyor, kedileri öldürüyor. Ayrıca paintball oynamaya gittiğinde korumalık takmıyor. Gözü morardığında mükemmel diyor. Biraz da kıt kafa. Modern Family’deki Luke’un sadist versiyonu işte. Kendisi şöyle bir manyak.
Shameless
Karakterlerimiz işte böyle. Hepsi birbirinden renkli gerçekten de. Peki ben daha sadece 8 bölümü yayınlanan bu diziyi neden feci derecede sevdim? Bir kere kalabalık aileleri her daim izlemeyi severim. Ayrıca deli karakterlerle bezenmiş diziler bana oldukça çekici geliyor. O ailedeki telaş, sabah okula gitmek için hazırlanmaları, kahvaltı sahneleri filan çok keyifli geliyor. Çok açık söylüyorum, izlemeyen çok şey kaçırır. Çok zengin olsam, yeminle para dökerek bana özel sezonlarca bölüm çekmelerini sağlardım. O derece keyif alıyorum izlerken.
Nedir bu dizideki güzel noktalar?
Aslında saymakla bitmez ama ben sevdiğim kısımları her zamanki gibi yazmadan duramayacağım.
Fiona ve Steve
Lip’in özel ders verip aynı zamanda zütürdüğü kızlardan biri olan Karen’ın annesi Sheila çok enteresan bir karakter. Evindeki bütün koltuklar naylonla kaplı. Hijyen manyağı gibi, evin içine galoşla giriyor insanlar. Aynı zamanda bu kadın dışarı da çıkamıyor. O gürültü ve insanlardan dolayı adım bile atamıyor. Dışarı çıkmak için verdiği uğraşı izlemek oldukça keyifli.
SheilaFrank bir şekilde Sheila’yı kafalayarak onun evine yerleşir. Bu sırada kadının kavga ederek evden ayrılan kocası da hiçbir şey yokken birden geri döner ve aynı evde yaşamaya başlarlar aha. Hiçbir şey yokmuş gibi. Bir de Sheila fantezi kadını. Yatak olaylarında Frank’in zütüne bir şeyler sokuyor. Yemek masasındaki sandalyesine zavallı adam üç yastık koyarak oturabiliyor ciksten sonra. Kahkahalar atmıştım bu sahnelerde, oldukça komik ve eğlenceli. Frank çok iyi rol yapıyor. smile_teeth
Fiona ile Steve’in ilişkilerini seviyorum. Kardeşlerin alkolik babalarından kurtulmalarını düşünüyor ve bu yüzden zaten her zaman keş gezen Frank’i arabanın bagajına sokarak Chicago’dan sınırı geçerek Toronto’ya zütürüp bırakıyor. Adam uyandığında ben neredeyim diye pek bir şaşırmıştı.
Veronica ile Kev’in aylık çocuk parasını almak için 1 haftalığına evlatlık almaları çok eğlenceliydi. Eve gelen çocuk koyu dindar bir grupta büyümüş olan 13 yaşındaki Ethel. Böyle isa zamanlarındaki gibi giyinmiş bir şekilde dolaşıyordu. Ev işlerini yapıyor, çünkü incil’de boş durmanın kötü olduğu kısmı beynine feci kazınmış. Ayrıca evli ve bir tane de çocuğu var. Ve evet, yine diyorum. Bu kız sadece 13 yaşında.
Dizinin 5. bölümünden Kev ile V’nin yanlış anlaşılmalar sonucunda düğünleri oluyor. Bu sırada çalan şarkıya ben bayılmıştım, hemen paylaşmak istiyorum o sırada. Kid Kamakazi- Clutch Shooter, dinleyin eğlenin.. Düğünde Kev, V’nin gelinliğinin içine girerek tangasını dişleriyle çıkartıp arkasındakilere atıyor. Çiçek atma olayına bomba alternatif geldi, duyurulur.
Evin girişindeki paspasta “fuck the dog beware of the kids” yazıyor.
Dizide Ian’ın Kash ile olan yakın fiziksel olaylarını yazmıştım. Bunun karısı öğreniyor ileriki bölümlerinde. Kash’a “Bana bir çocuk daha doğur, hamile kalana kadar Ian’la yapamazsın. Sonra ne tak yersen ye” dedi. Dükkanlarında çalışan Ian’ı ise koymadı, ayrıca boşanmadan da bahsetmedi. Manyak dolu dizi kısaca.
Frank’in sürekli itirazlar ederek kendi hariç herkesi suçlamasını izlemek çok zevkli. Başta da devlet geliyor. Sürekli Amerika’nın yanlış politikalarının sonucunda böyle olduklarından bahsediyor gittiği barda. Ama tabi onu dinleyen, ciddiye alan yok.
Çünkü bol bol meme ile züt göreceksiniz. E2’de yayınlanmaya da başlamış. Sigara sahnelerinde meşhur iğrenç çiçeğimiz çıkarak sansürleme oluyor, ama Veronica sansürsüz memelerini sergileye sergileye ütü yapıyor. ironik duruyor ama, sansüre her zamanki gibi hayır. Gerçi ben indirip izliyorum, tuzum kuru.
Deli tipleri sevenler için bu dizi kesinlikle biçilmiş kaftan. Keşke 8 – 9 sezon yayınlandığı zaman haberim olsaydı da, doya doya izleseydim diyorum. Aldığım keyfi ancak bu şekilde tarif edebiliyorum. Daha yazacak çok şeyim var ama bu bile yeterince uzun oldu.
Bu diziyi izleyin, izlettirin.
--
spoiler--