-
326.
0ccc akercocke ccc
-
327.
0ccc in flames-take this life giber ccc
-
328.
0sol daşak
-
329.
0sol daşak
-
330.
0ccc Hypocrisy ccc
-
331.
0CcC amon amarth CcC
hem içinde 2 tane am geçiyo daha ne isterim -
332.
0beyler tamam ben burdayım sakin
-
333.
0the absence var beyler melodic death gayet iyi , tavsiye ederim
-
334.
0cCc haggard reyizzz cCc
-
335.
0rust in peace diyen oldu mu binler??
-
336.
0kronos giber beyler. brutal death sevenler dinlesin gibici gruptur.
-
337.
0
-
338.
0necrophagist, muhafazid suiçmez var lan grupta boru mu
-
339.
0metallica... hayatımın grubu. konuya nerden nasıl başlasam bilemiyorum. metallica ile tanışmadan önce atmosferik yannan metal gruplarını dinleyen asi metalcilerdendim. bilek metalinden tut osuruk bazlı death metaline kadar hepsini dinleyip metallica'nın adını duyunca onları hiç dinlemememe rağmen "amaan çocuk grubu onlar peh! bak burda adam 2 saniyede 25421 kros atıyor" tarzı gibik cümleler kuruyordum. adamların hayatımın en önemli grubu olacağını nerden bilebilirdim ki.Tümünü Göster
sene bilmem kaç yılında guitar hero ile tanıştım ben bu insanlarla. evet biliyorum pek iyi bir tanışma yolu değil vurmayın. guitar hero iii çıktığında oyunun son şarkılarından olan one'a gelmişti sıra. abimle beraber oynuyordum oyunu. abim "olm bu şarkı 8 dakika falan taku yedin" gibi bir şeyler söylemişti hatta. derken silah sesleri başladı... ve o zamana kadar duyduğum en güzel melodiler silsilesi başladı. tanrım olamazdı böyle birşey. slow kısımlarda kendimden geçmiştim resmen. fakat bu vokal? tanrım ne güzel sestir bu. derken malum kısım geldi ve şarkı coştu. birden şarkının değişimine şaşıran ben "allaa noluyor lan!?" efektleri eşliğinde tuşları kırıyordum adeta. şaşkınlığım tam geçerken o solo geldi ve benim metallica aşkım resmi olarak başladı.
daha sonra her dakika aynı şarkıyı tekrar tekrar çalıyordum. büyülenmiştim adeta. derken diskografi indi tabi.*** teker teker hayranlıkla bütün şarkılar dinlendi. her biri ayrı bir başyapıt, ayrı bir süper. öyle ki kötülenen başyapıtlar load ve reload neden kötüleniyor diye şaşırıyordum. çünkü bunu kötüleyen insan ya sağırdır ya da müzik bilgisi yoktur diyordum kendi kendime.*
derken şarkılar ezberlendi tabi. her bir grup elemanı ayrı ayrı araştırıldı. cliff burton'ı bu kadar geç tanıdığı için kendi kendine lanet edildi.** james hetfield'ın sesine her gün ayrı ayrı aşık olundu.** tam anlamıyla beni içine çekmişti metallica. st. anger'ı bile sever olmuştum. death magnetic çıktığında tekrar geri döndüklerine sevindim. albümü o kadar sevdim ki her şarkısını daha ilk haftadan ezberlemiştim.
tabi bir de kaçan 2008 konseri vardır ki içime oturmuştur. ama 2 sene sonra tekrar geliyorlar. bundan 1 hafta kadar sonra onlar ile aynı havayı soluyacağım. ve o gün benim ve benim gibi düşünen metallica hastaları için için unutulmaz bir gün olacak.
james hetfield'ın sesi bozulmuş, kirk hammett adam değil*lars ulrich davul çalamıyor derler... belki de kendilerince haklılardır fakat ne derlerse desinler, yaptığınız ve yapacağınız harika müzik için teşekkürler metallica. -
340.
0@276 linkin park grupmu amk
-
341.
0@277 adam haklı amk.
@276 gibtir git lan. -
342.
0metallica'nın hiç olmamış korsan bir albümü. albümün kapağını çok net hatırlıyorum. tipik bir amerikan apartmanının önünde duruyor bunlar. hatta içlerinden birisi merdivenlere oturmuş. mavi tonların hakim olduğu bir albümdü. arkasında da şarkı isimleri, sıraları ve süreleri mevcuttu.Tümünü Göster
cd çaların kapağını açtım. sesi artırdım. inanın o anı halen hatırlıyorum. evde tek başımaydım, bizimkiler yürüyüşe çıkmışlardı.
track one dedi. sert bir gitar girişiyle hayatım boyunca asla unutamayacağım o büyüye kapılıyordum.
fortune, fame
mirror vain
gone insane
but the memory remains
the memory remainsle başlayan metallica serüvenim devamındaki şarkılardan biri olan one ile devam edecekti. büyülenmiştim. bir müzik insanı bu kadar mı etkilerdi. ödünç oldukları için hemen kullanılmayan arabesk kasetlerin üzerine çektim elimdeki cdleri. ergen olmanın insana getirdiği "yaptığı işi duyurma hevesi" yüzünden bütün yaz balkonda gri ve hiç sesi çıkmayan grundig marka teyiple hem mahalleye hem de kendime metal ziyafeti veriyordum. load ve reload albümlerini de aynı kişilerden bulup yine kasetlere çekmiştim.
orta 3 öğrencisi olduğum için şarkıların neyden bahsettiğinden tek kelime dahi anlamıyordum. ama coşkulu coşkulu dinliyordum. ve bu arada grup üyelerinin fotoğraflarına da yavaş yavaş aşina oluyordum. nerden bilecektim ki aile üyelerimden biriymişcesine kabulleneceğimi ve seveceğimi.
kirk'ün kasığındaki dövmeyi gösterdiği bonussimo'ya yakın saçlarıyla olduğu albüm fotoğrafları vardı, load olması lazım. arka kapak fotoğrafını uzun uzun inceliyordum. bir masanın başında james hetfield gözünde gözlükleri, elinde pürosu ile karizmatik bir şekilde duruyordu. o zaman "her üyenin farklı yönlere baktığı albüm kapağı" gibi tespitlerim yoktu. çevremden, bilenlerden duyanlardan edinebildiğim kadar metallica bilgisi ediniyordum. çoğu saçma sapan yalan bilgilerdi. dedim ya o dönem ya internet var bizde yok, ya da cidden yok. öyle heyecanlıyım ki acaba hiç gelmezler mi türkiye'ye diyorum.
derken öğreniyorum ki 25 haziran 1993'de daha ben 9 yaşındayken teşrif etmişler.
babamın zorunlu şark hizmeti bitiyor. ankara'ya tayinimiz çıkıyor. fakat aileyle ilk yol ayrılığını yaşıyorum. konya'da yatılı bir anadolu öğretmen lisesi kazanıyorum. valizimde walkmanim ve metallica kasetlerim var. wherever i may roam diyerek yollara düşüyorum. 24 saatlik yoğun ingilizcenin olduğu hazırlık derslerinde yavaş yavaş bir uyanma yaşıyorum. çat pat olsa da bir iki kelime çıkarmaya başlıyorum şarkılardan. seviniyorum.
bir haftasonu izninde kırtasiyenin birinin önünden geçerken birden gözüme bir kartpostal çarpıyor. kalbim duracak gibi oluyor. kartpostal o kadar basit ve sade ki. bizimkiler dişlerini sıkarak sert bir poz vermiş, üstlerine de kırmızı renkle metallica logosu yapmışlar. sanki altın bulmuşcasına dikkatlice çıkarıyorum o demir şeyden. içeri gidiyorum "var mı abi metallica'nın başka kartpostalı ya da posteri?" diyerek ödememi yapıyorum. yok cevabı alsamda yatakhanede dolabımı 2 sene boyunca süsleyecek o kartpostalı alıyorum. okuldakilerin büyük çoğunluğu konya'dan. onlara da bahsediyorum metallica'dan. sürekli kulaklığı arada sırada arkadaşlara uzatıp "lan lan lan şarkıya bak, offf süper" şeklinde tepkiler vererek aynı sevinci göstermelerini bekliyorum. olmuyor, göstermiyorlar. beğenen de nothing else matters ile unforgiven'ı beğeniyor.
derken, birden sihirli bir değnek dokunmuşcasına patır patır internet kafeler açılmaya başlıyor, birbirinin ardı sıra. cafeler de tıklım tıklım dolu, sıra var hatta. kimi carmageddon oynuyor kimi half life furyasında kimi mirc'de ince hesapların peşinde kimi de yanlış hatırlamıyorsam superonline'ın sitesinden okey oynuyor.
hepsinin arasından geçerek bir makineye oturuyorum. arama motoruymuş, şuymuş hiç fikrim yok. www yazıyorum, metallica.com diyorum. karşıma grup üyeleri çıkıyor. ulan sanki anam babam çıkmışcasına seviniyorum. grup üyelerinin hayatları, diskografisi ve hatta fanlar için ürünler var. hepsine bakıyorum. bağlantı da rezil ötesi berbat bir bağlantı. -
343.
0arkılarını ilk duyduğumda ilkokul 4'e gidiyordum ve duyduğum şarkılar da pek çok kişi de olduğu gibi nothing else matters ve one'dı. zaten o şarkıları dinledikten sonra hiç bir şey eskisi gibi olmamıştı, o sıralar başka şarkılar dinlesem de aklımın bi köşesinde hep bu şarkılar vardı. daha sonra elime geçen metallica platinum cd sinde ve kuzenimden aldığım metallica cd sinde ise diğer şarkıları dinlemiştim ve iyiden iyiye alışmıştım - st. anger'a alışamamıştım ama *- ingilizce bilmememe rağmen hep metallica daha çekici gelmişti - daha sonra ingilizceyi öğrendiğimde ise artık sözlerini de anlıyordum ve daha çok seviyordum -, interneti artık saçma şeylerde kullanmaktan, vakit öldürmekten ziyade metallica ile ilgili şeyleri takip etmekte kullanıyordum - kullanmaya çalışıyordum - tv de metallica çıktığı zaman dikkat kesiliyor, sesi açtırıyordum, dergilerde haberleri çıktığı zaman hemen gidip alıyordum, bütün dökümanlarını toplamaya çalışıyordum, şarkıların hikayelerini ve özelliklerini öğreniyordum, insanlar nasıl dinliyorsun bu gürültülü müziği dediğinde dinliyorum işte diyordum, bi açıklaması yoktu ama bi çekim kuvveti vardı sürekli dinlememe neden olan, çok sevdiğim ve beni kendine bağlayan bir neden. james hetfield gitar çalamıyor, arkada onun yerine başkası çalıyor o rol yapıyor dediklerinde çok saçma geliyordu " işte çalıyor ya " diyordum ve nerede james hetfield'ı görsem hayran hayran izliyordum, gitara hevesim olmamasına ve çok sevmememe karşın hep kirk hammett gibi gitar çalmayı istiyordum ve içimden "vay be ne güzel çalıyor diyordum", davul çalmayı çok istememe rağmen eve davul aldıramadığım için çalamamıştım ama hep lars ulrich gibi davul çalmayı istiyordum, şarkılarda air drummer yapıyordum, kliplerini izlediğimde hep jason gibi kendinden geçerek headbang yapmayı ve uzun saçlı olmayı istiyordum. ve cliff burton'a sırf orion gibi bir parça yaptığı için bile saygı duymayı öğrendim o yaşta, ve herkes gibi bende "acaba yaşasaydı nasıl olurdu ? " sorusunu sordum kendime sürekli. dave mustaine'i ise açıkçası pek sevmedim ama sırf the four horsemen şarkısında büyük emeği geçtiği için her zaman saygı duydum, tabii daha sonraları megadeth şarkılarını dinleyince saygım daha da arttı *, aralarındaki sorunda hep metallica'yı haklı gördüm, mustaine'i hep oyundan atılmış ama oyuna geri dönmek isteyen çocuklar gibi gördüm - ki yanılmamışım bunu da some kind of monster belgeselinde öğrendim - . her ne kadar daha sonraları çok sağlam gruplar dinlesem de * metallica'nın yeri hep ayrı olmuştu, benim için diğer gruplar bir yana metallica bir yanaydı her zaman, internetten belgesellerini indiriyordum, yine internetten konser videolarını ve diğer videolarını izliyordum ve indiriyordum, dergilerden posterlerini topluyordum, hoşlandığım bir kızla konuştuğum zaman metallica dinleyip dinlemediğini öğrenmeye çalışıyordum, benim için kriter oydu çünkü, o kadar hayatımın merkezine koymuştum metallica'yı. sanki dinlemiyorsa anlaşamayacakmışız gibi geliyordu **, 99'daki konserde küçüktüm gidememiştim ama 2008 deki konseri kaçırmam imkansızdı hayatımın grubu geliyordu çünkü, dedikodular dönmeye başlayıp kesinleşene kadar sürekli internet sitelerinden acaba bugün eklendi mi diye bakıyordum, konser kesinleşip biletler çıktığı gün ise ilk alanlardan olmuştum, konser tarihi bir türlü gelmiyordu, ama geldiğinde ise tatilimi yarıda kesip 12 saatlik bi otobüs yolculuğu sonucu hiç bir yorgunluk dinlemeden bir kaç saatlik uykuyla stadyuma gitmiştim, ama bu sefer de saatler bir türlü geçmiyordu sonunda akşam olduğunda ve ecstasy of gold çalmaya başladığında ise artık rüyada gibiydim, konser bittiğinde hayatımın en güzel gününü yaşadığımdan şüphem yoktu, ama tadı damağımda kalmıştı. 2009 ve 2010 avrupa turnesi açıklanmaya başladığında yine sürekli internet sitelerine giriyordum acaba istanbul eklenir mi diye, 2010 da festival için geleceklerini öğrendiğimde ise metallica'yı bir kez daha canlı dinleyeceğim için havalara uçuyordum, hayatımın grubu geliyordu çünkü. ve hala metallica'nın şarkılarındaki duyguyu başka şarkılarda bulamıyorum, onları farklı kılan bir şey var çünkü. sırf bana bu duyguları yaşatması bile benim için metallica'nın dünyanın en iyi grubu olmasına yeterlidir, umarım hayatımın geri kalanında da bu düşüncem hiç değişmez. ve her ne kadar dünyanın en iyileri olmadığını bilsem de james hetfield en iyi vokalist, kirk hammett en iyi gitarist ; lars ulrich ise en iyi davulcudur benim gözümde.Tümünü Göster
-
344.
0burdayız aga ekle bizi de.
-
345.
0@284 eyw hacı.
-
yannansizliktan inci sozluge
-
mentalcelin babaları tam liste v1
-
eyy gwynplaine cccrammsteincc ve gran torinoo
-
kartellere karşı açtığı savaşla tanınan bir polis
-
baycerrahın anasınndan kampanya şok şok şok
-
hayat artigi ne zaman gelsem
-
kafamıza sıkılması gereken saatler
-
beyler cemaat yurdunda kalırken birgün
-
egemen bağış kabe ziyareti
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 31 01 2025
-
evet arkadaşlar 8 senedir kilo vermeye çalışıyorum
-
frida kahlo hezeyanlarin
-
inci sözlük erkekleri neden tek eşli olamıyor
-
beyler murphy yasalarına göre
-
şeriatı türkçe konuşarak isteyen tipler
-
axento riyakasmış
-
zalinazurtun basliklarini okuyan var mi la
-
azönce yan odadaki liseli kardeşimin bağırmasını
-
ultimate ucube karakter yarattım
-
kaptan kirk dedikleri eleman da bu amg
-
1 hafta sonra dna köken testi sonucu açıklanacak
-
aynaya bakınca yakışıkla gibiyim
-
teğmenler ihraç edilmiş
-
ataturk saksaklama basligi
-
herkez yedigiinden ikram edermis
-
defter tasdik ücreti
-
balkonda bi hava alalım dedik
-
beyler bazen kendimi bu adam gibi hissediyorum
-
ozgur ozelin tuttugu kirmizi karti
-
ohh usta uyuyakalmış
- / 2