-
1.
0evet arkadaşlar bu başlık altında cin, hayalet vs hikayeler paylaşıyoruz kendi yaşadıklarınız size ilginç gelen şeyleri paylaşalım, liseliler yazmasın lütfen başlığı bin ettirmeyelim..
-
2.
+1Samsun Orman işletme civarındaki derenin yanında mağara vardır. Orda başımıza çok acayip bir olay geldi. 3 kişiydik. Bir müddet geçtikten sonra, arkadaşım Serkan mağaranın girişinde uçuşan ışıklar gördüğünü söyledi. Mağaranın içinden sesler gelmeye başladı. Arkadaşım Hakan hiç tereddüt etmeden mağaraya girdi. Hava iyice karardı ve yatsı ezanı okundu.
Hakan mağaranın içinde çakmak yakarak biraz da olsa etrafı aydınlattı. Daha sonra Hakan mağaradan çığlıklar atarak, Kaçın, çabuk kaçın! diyerek çıktı. On metre gidip durdu ve bana, Ömer, mağaranın içine ışık tut! dedi. Ben, Serkan'la beraber yaklaşıp çakmağı yaktım. Birdenbire iri yapılı, beyazımsı bir varlık bize doğru yürümeye başladı. Beyazımsı varlık üzerimize bizim hızımızda geliyordu. Ne yaklaşıyordu ne de uzaklaşıyordu. Ama yerden tahmini 30 cm kadar havada geliyordu. Ben, arkaya baktığımda hala peşimizdeydi. Daha sonra evlere yaklaştığımızda peşimizdeki varlığın yok olduğunu fark ettik. -
3.
0liseliler yazmasın demiştim ama haklısınız huur çocukları yazmasın dememiştim..
-
4.
+1Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız Öğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin çağırmaya karar vermiş. Bir odaya toplanıp başlamışlar seansa. Cin çağırmadaki en önemli husus da, cini geri göndermektir. Kızlarımız cini çağırıp bi güzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile geçmişler, gülmekten yerlere yuvarlananlar olmuş. işleri bitince cini göndermek istemişler; ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından öyle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf gürültüler gelmeye başlamış. O aralarda da bir sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar, korku içinde gürültüleri yurt idaresine haber vermiş. Yine sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış; ama bi'şey bulunamamış. Herkes, tekrar odasına çekilmiş. Ancak o tuhaf gürültüler, hala devam ediyomuş. Bu kez, polis çağırılmış. Bütün kızlar dışarı çıkarılıp bir de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiiiç bi'şey bulunamamış. Bu esrarengiz gürültüler durmuyomuş. Cin çağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa, yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o çıkarıyor olmasın bu gürültüleri?" demiş. Aynı cini tekrar çağırmaya karar vermişler. Evet, gerçekten de önceki cin kendisiyle alay edildiği için gitmemiş ve cini kim çağırdıysa ancak o ikna edip gönderebilirmiş. Cini çağıran grubun başındaki kız, panik olmuş. Çok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gün, bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler öğrenerek cini göndermeye çalışmış. Ama o gürültüler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o günlerde Gazi Yurdu'nun üst katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu söyleniyormuş.
-
5.
+174'e 4 askerliğimi Kıbrıs'ta yaptim. Askerliğimin bitimine 5 ay ya vardı ya yoktu. Saat 24 devriye nöbetim vardı. Tamer Onbaşı'yla nöbet yerlerini gezerken, bakım çadırının ordan alarm verildi. iki nobetçi de son gaz tabur binasına koşuyordu. Ani müdahele mangası, biz ve nöbetçi komutanlar da hemen olay yerinde bittik. ilk başta Rumlar sızma yapti zannettik, çünkü tam sınırdaydik. Fakat hçc birsey yoktu ortada. Askerler cağrıldı. ikisi de çadırda uyuduklarini itiraf ettiler; ama uyandirilis sekilleri ilginçti. Çadırın taşlandığını, dışarı çıktıklarında da taşların hala arkalarından atıldığını ve 100 metre koştuktan sonra önlerine bir kadın yerde bagdas kurmuş, feryatlar içinde, "Yavrum, yavrum... " diye bağırdığını ifadelerinde söylediler. Daha sonra duyduklarım, daha da urperticiydi. Bunun ilk defa olmadığını, nöbet esnasında uyuyanların birçok kez bu şekilde uyandırıldıklarını çok komutandan duyduk...
-
6.
+1Bunu bana teyzem kendi anlatmıştı. Dedem öldükten (daha doğrusu gömüldükten) sonra, teyzemler komşularıyla ona Kur'an okuyorlarmış. Bu arada bir komşusu, dua ederken karşı koltuğa bakıyormuş. Teyzem de bir yandan dua okuyup, bir yandan etrafına bakıyormuş. Teyzemin komşusu, dua ederken birden donakalmış. Kadın, koltukta geri geri gidiyormuş ve bembeyaz kesilmiş. Teyzem, duayı bitirdikten sonra kadının yanına gidip ne olduğunu sormuş; fakat kadın konuşamıyormuş. Teyzem, kadını dürttüğü anda kadın duayı bitirmiş. "Amin." deyip yüzünü sıvazlamış ve hemen ağlamaya başlamış. Teyzem, kadına "Niye ağlıyorsun?" dediğinde kadın, şok edici cevabı vermiş: Koltukta kahverengi pijamalı bir adam oturyordu, o da dua ediyordu. Adam, duayı bitirip kafasını kaldırınca baban olduğunu anladım. demiş. Kadın, devam etmiş: Kafasını kaldırdığında gülümsüyordu. Sonra bir anda kayboldu. Dedem, hastanede diyalize bağlı yaşıyordu ve son sözü Diyaliz. oldu. Hastanedeyken sürekli kahverengi pijama giyerdi. Teyzemin komşusu ise, dedemin ziyaretine hiç gitmemişti.
-
7.
0daha çok katılım olursa daha zevkli olur
-
8.
0Bundan bir yada iki ay önceydi. Mersin'de oturduğumuz için Mersin`in yerlileri olarak yaz geldi mi yaylaya gideriz ki serin havalarda rahat olalım diye. Bu yaz, yine yaylaya gitmiştik. Bizim ev, Namrun(Çamlıyayla)'da ve en guzel yerinde. Yalnız tek kötü yanı, evin yanında bir mezarlık vardı ve bazı geceler, mezarlığa bazı insanlar gelirdi. Olaylar şöyle başlamış: Bundan yıllar önce, bir araba dolusu genç, sürat denemeleri yaparken önlerine bir-iki çocuk çıkmış. E, bunlara çarpmışlar. Fakat ani manevra yaptıkları için, hem çocuklar ölmüs, bunlar da yol dışına çıkıp bir ağaca çarpmışlar. Bu gençler, birer yıl arayla ölmüşler. Her yıl, her ay, kazanın gerçekleştiği gün ve saat vakti gelince, mezarlığa gelirlermiş. Bunları bana köyün imamı anlattı. Yine bir gece, onları izliyordum ve birinin bana baktığını hissettim. Perdeyi hemen kapadım ve yatmak icin karımın yanına gittim. Ertesi gün, arabamın cdıbının kırık olduğunu gördüm. Ama hiç bir yerde, cam parçası yoktu. Ertesi gece, yine izledim ve bu sefer iki tanesi bana bakıyordu. Çok korkmuştum . Ölenlerin ruhları için Fatiha okudum, dua ettim olmadı. Sabah kalktığımda, arabamın üstünde bir hırka buldum. Bu, o gün kazada ölen cocuklardan birine aitmiş. Aradan bir kaç gün geçti ve mezarlığa gittim. Mezarlarının üzerinde iki tane kutu vardı. Birinin üstünde benim arabanın kırılmış camları, birisinde ise benim saçlarım. Bu olayı hocaya anlattım. "Oğlum, sen büyük günah işlemişsin. Bu yaptığına kızmış olacaklar' dedi. Eve gittigimde, gördüklerim beni dehşete düşürdü. Arabamın el freni çekilmis ve mezarların üzerine itilmişti. Kapıların kilitli olduğundan adım gibi emindim. Anahtarlar cebimdeydi ve camları yaptırmıştım. Arabamsa, o iki çocuuun mezarlarının üstünde duruyordu. O günden sonra, bir daha ailemle oraya gitmedim
-
9.
0Çok güzel birgündü. En sevdiğim arkadaşlarımı evime çağırmıştım. "Beraber çay içeriz, oturup dertleşiriz." diye düşünmüştüm. Beklemeye başladım. Tabii boş durmuyordum. Müzik dinliyor, günün keyfini çıkarıyordum. Olacaklardan habersizdim. Her zamanki gibi, fondaki müzik her ne kadar hareketli de olsa içimde birşeyler oluyordu. Gündüzdü ama karanlıklar hissediyordum. Kapı çalındığında korkmadım desem yalan olur. Gelenler onlardı: arkadaşlarım. "En sonunda geldiniz." deyip eve konuk ettim onları. Bir kenara oturdular. Gülüp eğleniriz diye gelmişlerdi; ama suskunlardı. Konuşturmak için çok çalıştım ama çabalarım boşunaydı. içeceğimiz bir bardak çayın bizi neşelendirebileceğini düşünüp oradan çay getirmek üzere ayrıldım. Garipti; çünkü birbirleriyle bile konuşmuyorlardı. içimi tarifsiz duygular kapladı. Neler oluyordu acaba? Yanlarına çaylarla geldiğimde ikisi birden bana öyle bir baktılar ki, gözlerinde nefret vardı. Havayı dağıtmak istedim yine sustular. Tam o esnada arkadaşım, çayını upuzun tırnaklarıyla karıştırmaya başladı. Tırnaklarını gördüğüm an, üstüme sanki kaynar sular boşandı. Korkuyordum nasıl uzaklaşabilirdim... (Cinler insan kılığına girdiklerinde ya tırnakları uzun olur yada vücutlarının bir bölümü farklı olur) Son çırpınışlarımdı. Kaçmalıydım. Tam o esnada, bugüne kadar sesine sinir olduğum kapı zili, bana en güzel şarkılar gibi gelerek çaldı. "Müsadenizle... " diyip kapıya yöneldim. Sessiz durmaları, beni korkutmuştu; ama kapıyı açmak son çaremdi. Kapıya yöneldim. Kapıda abim vardı. Hızla olayı anlattım. "Hadi gidelim. Çabuk olmalıyız, kaçmalıyız." dedim. "içerde cinler var." "Nerden anladın?" dedi. Kısaca önemsemeyerek, "Uzun tırnakları vardı." dedim. Abim, hızla yüksek sesle tırnaklarını gösterip, "Böyle mi!" dedi. O anda bayılmışım. Sonra geciken arkadaşlarım geldiğinde beni ayıltılar.
-
10.
0arkadaşlar daha çok şey paylaşırımda hiç katılım yok
-
11.
0güncel
-
12.
+1@19 beyaz ayımı olur olum kutuplardamıyız
-
13.
0Bu olay Bursa’da olmuş. 17 yaşında bir genç kız aniden ölmüş. Aile, perişan olmuş ama n’apsınlar, kızı defnetmişler tabii. Aradan birkaç gün geçmiş. Baba, kızını rüyasında görmüş. Kız sürekli titriyomuş ve, "Çok üşüyorum baba. Yalvarırım üstümü ört!" diyomuş. Adam, sabah kalktığında rüya aklına gelince hüngür hüngür ağlamış. "Gül gibi evladımı kaybettim. Rüyama giricek tabii." diye düşünmüş. Karısının üzülmemesi için de ona hiçbir şey söylememiş. Ama ertesi gece, sonraki gece, daha sonraki gece, hep aynı rüya: "Çok üşüyorum baba. N'olur üstümü ört!" Baba, bir gece yine aynı rüyayı görürken kan ter içinde uyanmış. Dayanamamış. Karısının, "Nereye bey bu saatte?" demesine aldırmadan sokağa fırlayıp soluğu mezarlıkta almış. Kızının mezarına gelince ne görsün? Mezar açık ve bomboş! Adam, ne yaptığını bilmez bir halde mezarlık bekçisinin kulübesine yönelmiş. Allahım, o an gördüğüne yürek dayanmaz. Bekçi, resmen kıza tecavüz ediyomuş! Meğer bu aşşağılık herif her zaman, yeni gömülen ölülere belli bir süre bunu yaparmış.
-
14.
0@26 bende anlamadım valla hacı
-
15.
0güncel
-
16.
0UPUPUPUP
-
17.
0dıbına koyim taksit taksit anlatsak sayfalarca yazarsınız dimi binler size insanlık yaramaz gibtirin gidin
-
18.
0güncel
-
19.
0uplıyım gece gece korkun devamı gelecek
-
20.
0Daha henüz 9 yaşımdaydım. Fal, ruh, cin, şeytan vb. gibi şeylere inanmazdım. Yeni inşaa edilmiş bir eve taşınmıştık; ama nedense bir türlü gece banyodan ve sokak kapısından garip sesler geliyordu. Taşındıktan bir hafta sonra, seslerin nereden kaynaklandığını anlamak için ben, banyo; abim ise, sokak kapısının önünde bekliyordu. Fakat hiç bir şey gözükmüyordu. Ama ses vardı. Evimize hoca çağırdık. Dua okudu ve bize banyoya 1 kova su, takunya ve havlu bırakmamızı söyledi. "Neden?" diye sorduğumuzda ise, hiçbir şey söylemedi. Hocanın dediklerini aynen uyguladık. O gece, rüyama garip şeyler girmişti. Beyazlar içinde, elinde bir asa, yaşlı biri; el hareketiyle kızgınlığını anlatıyordu. Sabah kalktığımızda su bitmiş, takunyalar ve havlu ıslaktı. En ilginç olanı ise, kapının kilidi açıktı. Hocayı tekrar çağırdığımızda bize evin yapıldığı konumda çok ama çok eskiden bir mezar olduğunu söyledi ve rüyama giren kişinin bir ermiş olduğunu söyledi. Banyoda ise abdest almış. Ertesi hafta evden taşındık ve şu an orada hiç kimse oturmuyor.
-
kamyoncukamilin cakma sarisin yasli chpli anasinin
-
vikings gene iyi
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 28 01 2025
-
sokie iyi aklıma soktun
-
50 kruş ve 1 tl ler kalksın yerine 5 ve 10 tl
-
ülkenin yarısı kürt diyorlar doğru mu
-
mabel matiz türkiyenin en delikanlı sanatçısıdr
-
ekoyu tutuklasalar da sokağa çıksak
-
dexerin korkulu rüyası gaye su akyol
-
hastalıkların yüzde 90 nı müslümanlar
-
ülkedeki resmi kürt sayıı 13 milyonmuş
-
fps oyunu oyanrken midem
-
babam arabayı satacak iletişim özürlü
-
yarım saatte 1 başlık açılacaksa
-
beyler 12 saat çalışıyorum
-
adam satmak itin uğursuzun önde gideni olmak
-
tırrık kafayı tırlatmış kişiye denirr
-
iki gündür yataktan ilk defa kalktım
-
memelilere memeli demişlerde neden
-
adamın suratı taşağa benziyor ama
-
mabel buna çakmış mıdır
-
bugun puberte gibiyim
-
sözlükte hiç karı kalmadı dimi
-
microsoft türkiyeye veri merkezi kurmamış lan
-
50 şınav 23 barfix
-
havucun taku oynayana günlülk 100 tl verseler
-
öyle boş şeylerle enerjimi harcıyorum ki
-
dünyada yaşam başlamadan önce
-
saat 4 bucuk 2 saat sonra mesai biter
-
kız arkadaş yanında osbir çekmenin raconu nedir
- / 2