/i/Yardım

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    peki binlerce yıl öncesinde uyandığımızda şimdi olduğumuz kişiyi hatırlıyor muyuz ? diye sordu toran.

    aslına bakarsan dostum bu henüz çözebildiğimiz bir şey değil.
    saniyenin yarısı kadar anlık şekilde bazen hatırlıyoruz.
    eğer yeterince zekiysen görevini hatırlarsın.
    bu evrene geri döndüğümüzde geçmişi hatırlıyorum.
    solunda gördüğün mortelas büyük bir kral'dı geçmişte.
    ben ise büyücüydüm.
    lakin geçmişe gittiğimizde şimdi olduğumuz kişileri hatırlamıyoruz.
    henüz o kadar zeki değiliz.
    lakin geçmişe gittiğimizde değişmeyen tek şey iyi veya kötü olduğumuzdur.
    her seferinde bu bizi ayakta tutuyor.
    ···
  2. 52.
    0
    istanbul'da bardaktan boşalırcasına yağmur sesleri geceyi örtüyordu.
    o sırada mortelas arabayı yüksek tepelerden birinde boğaza doğru çekerek durdurdu.

    toran ise elinde bir kağıt kalemle profesör hermen'e döndü.

    size ilk sorum profesör zamanda geriye yolculuk nasıl oluyor ?

    teorik olarak imkansız gelse de bu sadece rem uykusu sırasında astral seyahatle mümkün diye cevapladı hermen ve devam etti.

    astral seyahatle paralel evrenleri buluruz ve dünya'nın bütki örtüsünden üzerindeki her yerden
    küçük bir inceleme ile yaşını bulabiriz.
    eğer zamanın başlangıcına ilk krallıklara gidebilirsek şayet ve paraşeş dünya'nın
    günümüzden binlerce yıl öncesi olduğunu saptayabilirsek o dünya'nın içine gireriz.
    lakin atmosfrinden geçtiğimiz an buradaki bedenimiz haraketsiz kalır ve orada uyanırız.

    orada yarı rüyada olduğumuz için fizik kurallarını yırtabilir değişik türler yaratabiliriz.
    mesela ben bir büyücüyüm sen işe kısa boylu dostum bir dev olmalısın.

    toran'ın aklı iyiden iyiye karışmıştı.
    ···
  3. 53.
    0
    mortelas sık sık geldiği istanbul'u iyi biliyordu.
    hermen arabdayken mortelas'a dönerek, birara bu topraklarda 600 700 yıl geriye gidip büyük savaşı
    yeni çağın başlamasına tanık olmak gerek dedi.

    mortelas tebessüm etti.
    dünya dengeleri her geçen gün değişiyor.
    sadece biz değil düşman tarikat üyelerinden mirtilian ve yandaşları da zamanda yolculuğu buldu ve her
    geçen saniye zamanın başlangıcına gidip düzeni değiştiriyorlar.

    geçmişte bir şeyler değiştirildimi dünya'da saniye'nin yarısı kadar bir sürede
    küçük bir ses dalgası oluşur, tiz bir sestir bu ve dünya resetlenir.
    geçmişte ne değiştiyse o andan itibaren olay örgüsü zincirleme değişir. dedi hermen.

    toran şaşkınlıkla dinliyordu.

    hermen toran'a dönerek bazen resetlemeden sonra geçmişte savaşı kaybettiysek
    vegas'ta bir erkek fahişe olarak uyanmayı bile umuyorum dedi gülerek.
    ···
  4. 54.
    0
    (bkz: günümüz)

    profesör hermen ve mortelas itanbul'da buluştular. mortelas'ın bir de misafiri vardı.

    mortelas;bu arkadaşım toran kendisi bir rustur. kuantum fizikcisi bilgin biridir.
    sırrımızı onunla paylaştım tarikatımızla ise daha önceden tanışıyor.

    hermen sıcak tebessümüyle elini uzattı ve toran'a.

    toran epey kısa boylu gözlüklü ve tıknaz bir adamdı hiç kuşkusuz çok zekiydi.
    ···
  5. 55.
    0
    kadehini yanındaki devasa taş masaya bırakıp :
    -krallığıma gelmeye cesaret edebildiğine göre iyi bir sebebin olmalı haberci dedi.
    +cloud dağları arasındaki üç geçit kapısının da açılmasını istiyor kral mirtilian karzak diye cevpladı ulak.

    mortelas hiddetlenti hafif doğrularak ulağa: ero drayen nunhaero dedi.
    +ulak kafasını tekrar önüne eğdi ve sesi titreyerek kısık bir tonda eravos nunhaore, drayen ahnunore dedi.
    kral mortelas biraz sakinleşmişti ama karzak'lara güven olmazdı yine de sordu ;
    -neden üç geçit kapısının açılmasını istiyorsunuz ?
    +galsiya diyarına sefere çıkacak karzaklar, bu yüzden kral mortelas.
    -buna izin veremem !
    +o zaman, korkarım 3 geçit birliklerinizle savaşmak zorunda kalacak ordumuz.
    mortelas tekrar çattı kaşlarını kadehinden bir yudum aldı ve ulağa;
    -burada konakla ve yarın giderken kralına bir mektup zütüreceksin dedi ve yankılanan
    ayak sesleri eşliğinde hızlı adımlarla büyük salondan hiddetle çıktı.
    ···
  6. 56.
    0
    kapı askeriyle beraber sarmaşıktaş merdivenleriden büyük salona çıktılar.
    kapıda bekleyen iki asker de karzak ulağını baştan aşağıya kontrol ettikten sonra,
    ahşap kapıları şatonun tüm sessizliğini bölen bir gıcırdamayla actılar.
    kapıların açılmasıyla esen rüzgar meşalelerin alevlerini sağa ve sola doğru
    düzensiz biçimde sarsmıştı.
    ulak korkar adımlarla kafasını kaldırmadan içeriye doğru yürüdü. adımlarının
    tüm taş avluda yankılanması onu daha çok ürkütüyordu.
    kral mortelas'ın tek elinde bir kadeh vardı diğer el parmakları ise ahşap tahtının kenarlarına
    aralıklarla vurarak, sessizlikte yankılanan ürkütücü ve tok bir ses çıkarıyordu.
    ···
  7. 57.
    0
    o sırada ulak etrafındaki görkemli yapıyı izlemekten kendisini alamadı.
    büyük beyaz sütunlar onların üzerinde tanrılar huas ve oki'nin figürleri
    duruyordu. pencereler yüksekte ve küçüktü o boşluktan ay ışığı koridoru
    simetrik şekilde aydınlatarak ahenkli bir görüntü oluşturuyordu öyle ki duvarlardaki
    meşalelere pek gerek kalmıyor gibiydi.
    o sırada kapı askeri tekrar geldi ve kral mortelas seni bekliyor dedi
    ···
  8. 58.
    0
    sonra öldüm.
    ···
  9. 59.
    0
    krallık haritası:
    --spoiler--
    http://www.directupload.n...e/d/3794/q4avbcir_jpg.htm
    --spoiler--

    krallık eski dünya dili:

    --spoiler--
    (bkz: #155312874)
    ···
  10. 60.
    0
    --spoiler--
    binlerce yıl öncesi
    --spoiler--

    bir eli kılıcındaydı sakin ama tedbirli şekilde ulağa doğru yürüdü, bu sırada diğer elindeki meşaleyi ona doğru yaklaştırdı ve onun karzak krallığından geldiğini anladı. eavmer ve karzaklar birbirlerinden nefret ederdi.
    bu iyiye işaret değildi. tüm hayatı boyunca yalnızca iki kere karzak ulağı görmüş ve ikisinin
    sonunda da kan dökülmüştü.
    -neden kralla görüşmek istiyorsun ?
    +çok uzun yollardan geldim. engin vadiler, çorak topraklar, ucsuz bucaksız ormanlar aştım ve yalnızca kendisine söylemem emredildi bana, dedi ulak ve elindeki mektubu gösterdi.
    bu mektup karzak kralı mirtilian karzak damgası taşıyordu.
    kapı askeri kendisine eşlik ederek onu taş koridora zütürdü,burada bekle karzak dedi nefret ve kinle.
    ···
  11. 61.
    0
    (bkz: günümüz)

    profesör hermen odasında kahvesini yudumluyordu.bir yandan ise önündeki fizik bulmacasını çözüyor
    kafa dağıtıyordu.

    bir süre sonra telefon çaldı şöyle bir uzanıp masanın üzerinden telefonunu aldı.

    -eski dostum mortelas nasılsın.
    +teşekkürler profesör hermen öğrencilerin aklını zaman ve paralel evrenlerle karıştırmadınız
    zamanlarda size ulaşabiliyorum ancak.
    hermen güldü sadece...

    +profesör sizinle buluşmamız gerekiyor.
    istanbul'a geçiyorum orada buluşalım.
    -tekrar geçmişe gidecek gücü bulamıyorum kendimde mortelas.
    +unutmayın profesör sorunu en baştan halletmemiz lazım zamanın başlangıcından.
    ···
  12. 62.
    0
    okyanusun eavmerhelk kıyılarına sertçe vurduğu, yağmurun ve fırtınanın bastırdığı
    şimşeklerin ermine ormanlarına düştüğü bir gece yarısı kral mortelas'la
    görüşmek istediğini söyleyen bir ulak gelmişti eavmerhelk'e.
    hava soğuk ve kasvetliydi. yağmurdan sırılsıklam olmuştu.bir yandan ellerini avuşturup ağzına kadar zütürüp nefesiyle ısıtıyor bu sırada taş kalenin kapısının açılmasını bekliyordu.
    kapı onlarca askerin arkasındaki çarklı sisteme güç vermesiyle açılmış ve bu sırada büyük bir
    ses çıkarmıştı.o sırada onu kapı askerlerinden biri karşıladı.
    ···
  13. 63.
    0
    eavmer'lerin kralı mortelas eavmer onurlu adil ve dürüst bir adamdı.
    uzun gri saçları geniş omuzları ve güven veren duruşuyla krallığına bağlı insan kentleri olan
    willow, tandem, oreha ve fulk'da büyük saygı görüyordu.
    babası khno eavmer'in aksine sevilen bir kraldı.
    krallığın bulunduğu ihtişamlı kente ise eavmerhelk bir diğer deyişle eavmer diyarı
    deniyordu.
    ···
  14. 64.
    0
    ilk entryde hata var.

    zaman madde evreninde sathidir, yani lineerdir, yani düzdür.

    lakin zaman spatyomda yani öte alemde küreseldir.

    oval hiç değildir. oval ne amk küresel demen gerekirdi her ne kadar yanlış da olsa.
    ···
  15. 65.
    0
    17. entryde de gözüme hemen bi hata çarptı. diğerlerine baksam kim bilir neler çıkacak.

    "paralel evrende yani geçmişte ... " demişsin, lakin paralel evrenler geçmişte değildir ki...

    tüm paralel evrenler şu an içinde bulunduğumuz evrenle paralel ilerler, geçmişte ya da gelecekte değildirler. hepsi an'dadır.
    ···
  16. 66.
    0
    -ulağın korkusu bertaraf olmuştu ve okumaya başladı.
    3 geçitlerin açılması ve müttefikimiz olan galsiya krallığına saldırmana izin vereceğimi düşünmen ne
    büyük ahmaklık. savaş mı istiyorsunuz? eavmer size istediğinizi verecek o halde...
    ulak şöyle bir yutkundu ve mirtiliana baktı.
    mirtilian yerinden hafifçe kalktı siyahlar büründüğü kıyafeti ve saçları rüzgarda uçuşuyordu, burnundan solumaya başlamış ve gözlerini yine o şeytani bakış bürümüştü.
    ulağın yanına kada geldi. ulak ise kafasını önüne eğip yutkunmaya çalıştı nefesini tutuyordu.
    mirtilian var gücüyle ulağın gögüsüne vurup onu sonsuz boşluğa düşürdü.
    ulağın yere çakılmadan önceki çığlıkları tüm ülkede yankılanıyor, halkı mirtilian'dan
    daha çok korkuyordu.
    ···
  17. 67.
    0
    mirtilian'ın kolunda yılanı ve diğer elinde tuttuğu bir kadeh vardı ve ulağa sert bir tonda ;
    +lei laus nian ! (neden korkuyorsun)
    -iel nau nian kralım (korkmuyorum kralım)
    +eavmer'den ne haber getirdin dedi ve koluna sarılmış yılanı hafifçe yanındaki beton oyuğa bıraktı.
    -istediğimizi vermeyecekler kralım savaş kapıda. bu mektubu kral mortelas size gönderdi.
    +aç ve oku o halde dedi kaşlarını çatarak.
    ···
  18. 68.
    0
    tüm ülkesini bulutlara kadar uzanan kalesinin en üstündeki bölmeden gören, beyaz mermerden bir tahtı vardı mirtilian'ın. oradan pek inmezdi insanların yanına.
    uzun uzun ufuk çizgisini izler dev yılanı sivua ile zaman geçirirdi.
    eavmer'den gelen ulak karzak'a ulaşmıştı.
    askerlere kralı görmesi gerektiğini söyledi ve kralın yanına çıkarıldı.
    çok yüksekti ve terasın etrafında hiç bir korumalık yoktu öyle ki sis vardı aşağıya bakınca
    irili ufaklı bulutlar görüyordu.
    ulak o topraklardaki herkes gibi mirtilian'dan korkuyordu.
    o sırada yavaş adımlarla mirtilian'a yaklaştı.
    mirtilian'ın mermer tahtı terasın ucunda ufuk çizgisine bakar haldeydi ve mirtilian orada
    oturuyordu.
    ulak arkadan yavaş adımlarla ona yaklaşıyor bir yandan da tahta doğru gittikce incelen beton parke taşlarının üstünde dengesini sağlayıp aşağıya pek bakmamayı istiyordu.
    ···
  19. 69.
    0
    rhi anon karzak şatosu
    mirtilian karzak'ın göğe kadar uzanan, korkutucu yapıya sahip şatosunun üzerinden kara bulutlar hiç ekgib olmazdı.
    mirtilian uzun boylu geniş omuzluydu, kemikli bir yüze ve iri gri gözlere sahipti.
    iyi görünümlü lakin kibirli bir adamdı.
    kimseyle konuşmaz sadece karısı ve tek büyük aşkı olan eora ile akşam yemeği yer ve
    yatardı. onunla bile uzun uzadıya konuşmazdı. şeytani bir zekası vardı.
    babası anhar karzak'ı uykusunda öldürüp cesedini ise bir at arabasıyla iblisler
    diyarına zütürdüğü halkı arasında korku uyandırıyordu.
    ···
  20. 70.
    0
    eavmer'den gelen şahinin kanat sesleri böldü.
    hermen şahinin bileğindeki mektubu aldı. şöyle bir göz gezdirdikten
    sonra toran'a dönerek ''eavmer'ler cloud dağları sınırına yürüyor.
    mirtilian karzak ordusuyla beraber galsiya üzerine yürüyecekdedi.
    +
    o halde biz de orada hazır olacağız ''dedi kendinden emin bir tonla kral toran.
    -1000 yıllık sulh artık sona eriyor kral, ordularını hazırla ve eli kılıç tutan tüm oğlan çocukları
    al.karşımızda sadece karzak'lar değil, zirtulas'lar ve ahuraat'lar da var.
    +peki bortinian'lar ?'' diye sordu toran.
    -ah bortianian'lar o gece yürüyen kan içen iblisler! onların kimseye yararı olmaz.
    ···