1. 1.
    0
    beyler şu konuya bi açıklık getirelim sözlük anarşistmi değilmi bi tartışalım hazır liselilerde uyuyoken
    ···
  1. 2.
    0
    ananşist zaaaaaa xd
    ···
  2. 3.
    0
    niyeyse güldüm bin
    ···
  3. 4.
    0
    yokmu binler tartışacak
    ···
  4. 5.
    0
    gibim ya
    ···
  5. 6.
    0
    sence?

    hepsi popüler olma meraklısı sadece
    ···
  6. 7.
    0
    anan zaaaaaaaaaaaaaa xd
    ···
  7. 8.
    0
    her türlü düzene karşı çıkıyor sence faşist mi bin? hem anarşist hemde liseli şovenist amk.ha dersin "kardeş giberticeksin bu liselilerin tamdıbını yakacan" o zaman faşist olur bak. anladın mı züt?
    ···
  8. 9.
    0
    şeriat lan
    kitap kuran hedef turan aq
    ···
  9. 10.
    0
    başlığını gibim. bunu tartışamazsın amk. yani hiçbir şey diyemezsin.
    ···
  10. 11.
    0
    @9 anladım demek istediğini de amk geçen arkadaşla tartıştıkta bunu ben anarşist dedim ama yaptığım anarşist yorumlar fln baktım ki siliniyo illaki insanın sorası geliyo
    ···
  11. 12.
    0
    faşizme yönelik tanımlamalar ve teoriler [değiştir]

    faşizmin tanımlamasına yönelik çalışmalar genellikle faşizmi ortaya çıkartan ekonomik ve toplumsal koşulların belirlenmesi ve faşizmin iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketinin ezilmesinin nedenlerin saptanması üzerinde durur.
    faşizmi ele alan marksist yazarlardan troçki, faşizmi geç dönem kapitalizmin yapısal bunalımıyla ilişkilendirir ve tekelci sermayenin toplumun bütününü totaliter bir tarzda örgütleme çabasına dayandırır. ona göre faşist kitle hareketleri toplumsal temellerini küçük burjuvazide ve orta sınıflarda bulur.
    otto bauer de faşizmin yükselişiyle ilgili üç nedenden bahseder:
    i. dünya savaşı’nın bir çok insanı burjuva toplumsal hayattan dışlaması, daha alt sınıflara düşmesi ve bu unsurların daha sonra faşist milislerin tabanını oluşturmaları.
    savaş sonrası yaşanan ekonomik bunalım orta sınıfların alt kesimini ve köylüleri aşırı derecede yoksullaştırmış ve bu unsurlar burjuva partileri terk ederek faşist partilere yönelmiştir.
    ekonomik bunalım sonucu kapitalist sınıfın kârlarının düşmesi sömürü düzeyinin yükseltilmesini, bu da işçi sınıfının direncinin kırılmasını gerektirmişti.
    başta clara zetkin olmak üzere komintern’e yakın yazarlar faşizmi sermayenin terörist egemenlik biçimi olarak tanımlarlar. georgi dimitrov’un komintern’in 7. kongresi’nde resmi olarak kabul edilen tarifinde de faşizm “finans kapitalin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlanır.
    august thalheimer de faşizmi bonapartizm’le karşılaştırır. aynı iii. napoléon’un ve lumpenproleter taraftarlarının 1848 şubat devrimi'nden sonra iktidara gelişinde olduğu gibi, faşizmin de bir aşağı sınıfa düşmüş ya da düşme tehlikesi bulunan taraftarlarıyla sınıf savaşımındaki bir eşitlik durumunda burjuvaziden görece bağımsız olarak iktidara geldiğini ama nesnel olarak burjuvazinin çıkarlarını temsil ettiğini ve devrimi engellemeye çalıştığını ileri sürer. thalheimer faşizmi burjuvazinin kendisi de dahil olmak üzere kitlelerin büyük burjuvazinin ve büyük toprak sahiplerinin toplumsal egemenliğinin hüküm sürdüğü faşist devlet iktidarı altına alınması olarak tanımlar.
    freud'un ilk kuşak öğrencilerinden ve erich fromm'un hocası wilhelm reich faşizme pgibolojik bir açıklama getirirken marxist yorumun salt sınıfsal bakışaçısını şiddetle reddeder. reich'a göre komünist bir devrimin tüm sınıfsal koşullarının ortaya çıktığı almanya'da kitlenin tepkisinin yönünün komünist devrime değil de faşist partilere akması özellikle sorgulanması gereken bir çelişkidir. wilhelm reich'a göre faşizm yeni bir toplumsal olgudur ve salt sınıfsal-ekonomik-altyapısal faktörlerle anlaşılamaz. wilhelm reich faşizmin izlerini, alman faşizminin üzerine çok vurgu yaptığı ailede bulur. aile cinselliğin, kadının ve çocukların baskılanması demektir. cinsellik önemli bir üretici güç olduğundan onun faşist tahakküm altına alınışı, öğrenilmiş erkekliğin tırmandırılarak teşvik edilişi ve militarist söylemlerinde sıkça erkek yücelten öğelere bakıldığında faşizmin önce cinselliğin düzenlenişi üzerinde baskı yaptığı anlaşılacaktır. reich'a göre komünistlerin başarısızlığının sebebi politikada yani uygulamadadır. faşistlerin "komünizm eşlerinizi ortak mülkiyete açmak demektir." "komünistler son mal mülkünüze kadar sizi kamulaştırır" türü korkulara seslenen propagandalarında başarıya ulaştıklarını yine reich aktarır. reich'a göre kitleler özünde iyi olsalar da 6000 yıllık devlet deneyimleri sonunda emir almaya alışmışlardır. özgürlükten korkan, köleliğe hızla koşan kitlelerin önce özgürlükle yeniden tanışmaları gerekmektedir. faşizm özel bir hükümet biçimi değil, kitle pgibolojisinin tarih içerisinde ortaya çıkan özel bir halidir.
    franz neumann nazi almanyası’nı değerlendirirken, tekelci sistemde totaliter nitelikli politik bir iktidar olmadan kârların korunamayacağını, bunun da nazizmin ayırıcı özelliği olduğunu belirtiyordu. daha sonra neumann faşizmi “buyrukçu ekonomi” ya da “totaliter tekelci kapitalizm” olarak tanımlamıştı. neumann’a göre almanya’da nazizmin yükselmesi sermayenin tekelleşmeyle sonuçlanan merkezileşme ve yoğunlaşma sürecinin ilerlemiş olmasıyla ilişkilendiriyordu.
    friedrich pollock’sa tekelci kapitalizmden bahsederken aynı zamanda devletin müdahaleciliği üzerinde duruyor ve faşizmi “devlet kapitalizmi” olarak tanımlıyordu.
    adorno ve horkheimer 1945’ten sonra faşizmin pgibolojik kaynaklarını otoriter kişilik kavramı ile ilişki içinde açıklamaya çalıştılar.
    daha sonraki araştırmacılar faşizmi tekelci kapitalizm, ekonomik bunalım ve orta sınıfların tehdit altında bulunmasıyla ilgili olarak açıklamaya çalışmışlardır.
    nicos poulantzas daha çok iii. enternasyonal’in politikaları doğrultusunda i̇talyan ve alman komünist partilerinin faşizm karşısındaki tutumlarının eleştirisini ön plana çıkartırken, bonapartizm, askeri rejimler ve “kural dışı kapitalist devletin” başka biçimleri karşısında faşizmin ayrılığını değerlendirir.
    tim mason da hitler ve antisemitizmin rolüne dikkat çekerek nazizmin kendine özgü olduğundan bahseder. ona göre faşizmi ortaya çıkartan koşullar bütün gelişmiş kapitalist ülkelerde bulunmasına karşın, faşizmi iktidara taşıyan özellikler özel ulusal koşullara ve tarihsel geleneklere bağlı olabilir.
    ayrıca üzerinde durulan başka bir nokta da, işsizliğin özel etkisidir. i̇şsizliğin artışının işçi sınıfı hareketi yerine sağ radikalizmin kuvvetlenmesine ön ayak olduğu üzerinde durulmaktadır.
    robert o. paxton faşizmi tanımlarken topluluğun yenilgi, küçük düşme ve kurban rolüyle saplantılı meşguliyeti ve bunları birlik, güç ve arılık kültleriyle giderme çabasıyla ilişkilendirir.
    ernst nolte de faşizmi anti-marksizm olarak tanımlar. nolte’ye göre faşizm 1917-1945 arasıyla karakterizedir. bu dönemde sovyetler birliği'ni ve onun dünya devrimi talebini faşist araçlarla karşılamak gereği doğmuştur. nolte 20. yüzyıl avrupası’ndaki herhangi bir antikomünist diktatörlüğün amaçladığı ve gerçekleştirdiği her şeyi faşizm kavramı altında toplar.
    “faşizan” kavramı [değiştir]

    faşizan olarak faşizmle ilişkili ya da faşizme benzeyen ama yumuşatılmış bir biçimi ifade eden tutumlar kastedilir. bazen bir politik sistemin ya da ideolojinin tekil bileşenleri faşizan olarak değerlendirilir. böylece sözkonusu sistemin ya da ideolojinin faşizan eğilimlerinden bahsedilir.
    kavram daha çok polemik amaçlı, karşıtın otoriter davranışını suçlamaya yönelik kullanılır.
    faşizm, 20. yüzyılda doğmuş ve yayılmış bir ideoloji olarak bilinir. oysa gerçekte savaşı ve vahşeti yücelten bu ideolojinin kökeni, antik çağlara, sparta'ya kadar uzanmaktadır. hızlı yayılışı ise i. dünya savaşı'nın hemen ardından oldu, almanya ve i̇talya başta olmak üzere, i̇spanya ve japonya gibi ülkelerde faşist yönetimler iktidarı ele geçirdiler. bu ülkelerin halkları faşizm yüzünden çok büyük acılar çektiler ve korkunç vahşetlere maruz kaldılar. kavganın, kaba kuvvetin, saldırganlığın, kan dökücülüğün, şiddetin hakim olduğu bu rejimlerde, başta bulunan faşist diktatör ve yönetici kadrolar, kurdukları milis birlikler ve gizli polis örgütleri ile toplum üzerinde terör estirdiler. üstelik faşist ideolojiyi, eğitimden kültüre, dini kurumlardan sanata, devlet yapısından askeri sisteme, polis teşkilatlarından insanların özel yaşdıbına dek hemen her alana zorla empoze ettiler. faşizmin neden olduğu ii. dünya savaşı ise, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri oldu ve ardında 55 milyon ölü bıraktı. bu filmde, faşizmin bilinen öyküsünün yanı sıra, yeterince vurgulanmayan iki önemli yönünü izleyeceksiniz. bunlardan ilki, faşist ideolojinin kökeninin eski putperest kültürlere dayanmasıdır. faşizmin bir diğer önemli yönü ise, 19. yüzyıldan bu yana dünya üzerindeki çeşitli çatışmacı ideolojilerin dayanak noktasını oluşturan darwin'in evrim teorisiyle olan bağıdır.
    dünyada faşist hareketler
    • inci sözlük
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    0
    @13 özetle bin
    ···
  13. 14.
    0
    anarsist-ti- ta ki liseliler ve sakirtler gelene kadar
    ···
  14. 15.
    0
    @15 liseliler mod da mı oluyo artık milli bayramlarda bayrak görür olduk sitede
    ···
  15. 16.
    0
    @16 görcez tabi am suyu görmek istemiyosan gibtirip gidersin
    ···
  16. 17.
    0
    niye kimse @2 ye liseli demiyo lan?
    ···
  17. 18.
    0
    pratikte ferre paylaşım forumu gibi, teorik kalmaya başladı anarşikliği

    edit: @20 herşeyi kanıtlıyor binler
    ···
  18. 19.
    0
    http://www.blog-adultes.c...%20dans%20la%20chatte.jpg
    ···
  19. 20.
    0
    @18 artık o kdr alıştım ki duruma kılımı kıpırdatma gereği duymuyorum,bi de liseli dedikçe dört köşe oluyosun zevkten huur. sanıyosun ki sinirden çatlıyoruz. önemseyip prim vermemek lazım senin gibi kevaşelere
    ···