Büyük Şair, Bazı insanlar vardır; öldükten sonra da yaşarlar. Siz o nadir insanlardansınız. Mütevazı yaşantınızla, vatan ve hak yolunda emin adımlarla yürüyüşünüzle tanıyor bu millet sizi. Şu an bedeniniz aramızda olmasa da, siz hâlâ bizimlesiniz. Ölmez eserinizle destanlaşan tarihimiz, sesini sizin dizelerinizde bulmuştur. istiklal Marşı’nı her duyduğumda, her okuduğumda sizi görüyor; sizi hatırlıyorum. Siz, o karanlık günlerde milletiyle ağlayan şair! Sizi her hatırladığımda da şu duygu dolu mısralarınız aklıma geliyor: ‘’ Yılmam ölümden, yaradan askerim; Orduma, ‘’Gazi’’ dedi Peygamberim. Bir dileğim var, ölürüm isterim: Yurduma tek düşman ayak basmasın, Âmin! desin hep birden yiğitler.’’ Bize bırakılan bu cennet vatanı nasıl ki Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Sakarya’da düşman postallarıyla dün kirlettirmediysek bundan sonra da bu topraklarda başka bir ayak gezmeyecek, başka bir bayrak dalgalanmayacaktır. Ölümünüzün 75. Yılında sizi saygıyla anarken al bayrağımızın rüzgâra meydan okurcasına dalgalandığını, göğsünün kıvançla kabardığını gördüm. O an aklıma siz ve mücadeleniz geldi, duygularıma hâkim olamadım. Üzerinizde bir palto bile yokken, bir köşeye çekilip ısınmak yerine; şiirlerinizi, yazılarınızı bir silah gibi kullanarak memleketiniz için mücadele ettiniz ve memleketinize duyduğunuz sevdanın ateşiyle ısındınız. Anadolu’ya gidip milli mücadeleye katıldınız. Cephede orduya, cesaret verdiniz. Halkı yurt savunmasına çağırdınız. Şiirlerinizle memleketin duygularına tercüman oldunuz. Bu savaştaki en büyük silahınız, hiç kuşkusuz istiklal aşkınızdır. Bu silahın gücünün fedakârlıktan geldiğini herkes biliyor. Siz istiklal aşkınızla milli marşımızı ordumuz, milletimiz için yazdınız. Dizelerinizle milletimize cesaret verdiniz, umut verdiniz, özgürlük inancı verdiniz. Bu marşın satılık olmadığını herkese siz öğrettiniz; çünkü aşk satılmaz, ruh satılmaz, vatan sevgisi satılmaz… ‘’istiklâl Marşı’’mızı her okuduğumda şanlı al bayrağımız göklere yükselebiliyorsa bu tarif edilemez övüncü atamıza ve sizin gibi değerli insanlara borçluyuz. Bu şanlı Türk milleti var olduğu sürece, bu bayrak dalgalanacaktır. Bu millet, nesiller boyu dizelerinizi haykıracak; ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı bu topraklarda dizeleriniz çınlayacaktır. Yakın tarihimizin en büyük milli şairi! Eserleriniz bugün de bizi derinden etkiliyor.’’Safahat’’ adlı eserinizde tasarladığınız ‘’Asım gençliği’’’nin peşinden gideceğiz ve bu gençliğin meyvelerini toplayacağız. Gücümüzü bin yıllık geçmişimizden alarak ve bu gücü ilimle, fenle, akılla birleştirerek; hoşgörüyle kalpleri fethederek ilerlemenin peşinde olacağız. Çünkü başarının, insanları etkilemenin sopayla, baskıyla olamayacağını siz aşıladınız. Düşüncelerinizle, eserlerinizle kalbimize ışık tuttunuz. Her şair anılmak ister ama anıldıkça da anlaşılmak ister. Sizin de tek istediğiniz buydu. Bunun en güçlü kanıtı sizi hayat verdiğiniz şu dizelerinizde saklı: ‘’Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma , Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecek?’’ Sessizce yaşadınız ama kalplerde fırtınalar kopararak… Yalnız kendinizi değil tüm Türk milletini ebediyete ulaştırdınız. Biz de kedimize düşen görevi yapıp sizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Duygu dolu mısralarınızda kendimizi bulacağız. Dizelerinizi haykırarak ulaştıracağız gelecek nesillere… Hak yolunda yürüyen, verdiği sözü tutan, cahilliğin ve taassubun karşısında olan, insanları bilim yoluna ve milleti kalkındırmak için çalışmaya çağıran örnek bir şahsiyet olarak gönülleri fetheden şairimiz sizi her yıl anıyor, her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Siz mezarınızda rahat uyuyunuz. Ruhunuz şad olsun…
okudum beğendim oyladım