/i/Yardım

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    rezervuar
    ···
  2. 27.
    0
    isimleri turkce yapsana aminoglu. hayatinda wesley mi tanidin
    ···
  3. 28.
    0
    gece devam edeceğim geç saatte özelden yazan arkadaşlara da teşekkürler.
    unutulmamalı ki ben burada kuram veya teori üretmiyorum.inci ailesi olarak karşılıksız çıkarsız paylaşımlar yapıp eğleniyoruz...

    2 saat sonra görüşmek üzere.

    hikaye teması

    http://www.youtube.com/watch?v=DaVA6sgOpws
    ···
  4. 29.
    0
    fringe akar
    ···
  5. 30.
    0
    askerlerin kafaları önüne eğikti.
    acı ve keder içindeki kralice eora'ya hak verir gözlerle bakıyorlardı.
    eora devam etti:

    ben mirtilian'ın peşinden gidiyorum büyük bir ihtimale ölüme, küçükte olsa umuda gidiyorum tanrı kente gidiyorum!

    benimle kimler gelmek istiyor kimler sadakatini göstericek kralına ?


    kimler tanrıların karşısına çıkacak kadar cesur !

    ordunun bir kısmı evine doğru kuzeye kafaları önde yol aldı lakin büyük çoğunluk kaldı.

    eora tekrar seslendi.

    kadınınızla vedalaşın, çocuklarınızı son kezmiş gibi koklayın şafakta yola çıkıyoruz, karzak askerlerinin onurlu olanları !



    (bkz: londra 2014)

    mirtilian diğer fizikci ve doktorlar eşliğinde uyandırıldı.
    uyanırken uzun süre nefes alamamışcasına sert ve keskin bir nefes alarak doğruldu.

    -bay mirtilian, iyi misiniz efendim ?
    +teorik olarak hayır pratikte evet, bir şeyler içmeliyim.
    -su ister misiniz *
    +viski, dedikten sonra ayağa kalktı ve koridorun sonuna gidip ceketinden bir sigara aldı ve yaktı tüm londrayı gören yüksek binasının penceresinden.


    +efendim viskiniz... ayrıca tam olarak ne gördünüz ?
    -dev ejderhalar, benden nefret eden tanrı ve fazlaca yağmur, anlayacağın binyıllar önce de aynı şeyler... bilinç altı işte.
    -tanrı oki sizin bilinçaltınız mıydı efendim ?sizin değilse orada nasıl gördünüz onu.
    +ortak evren bilinci uykuda olan tüm insanlar ortak evren bilincine karışır anlayacağın uykuda olan
    herkes ortak bir ağ gibi düşünür. oraya astral seyahatle gittiğimiz sürece buna mecbur kalacağız.
    ···
  6. 31.
    0
    mirtlian gögü yararak yükseliyordu, anka kuşunun o devasa kanat sesleri eşliğinde.
    hermen olmayınca lidersiz kalan zironlar afalladı ve zirtulaslar tarafından kasırga dindirildi.
    karzak askerleri bu sayede dengeyi sağladı ve eavmerlerin üzerine doğru tekrar hücum yaptılar.

    eavmerler geriye çekilip ok yapmuruna başladılar.
    havada tüm gögü kapatacak geceyi gündüz yapacak kadar ok onlara geliyordu.
    kalkanlarıyla korudular kendilerini karzaklar eavmer'ler ise bunu fırsat buldu bölük düzeni bozulan karzaklar üzerine tekrar koşmaya başladılar ki ?
    toprağın içinden ahuraat'lar çıktı ve çembere aldılar eavmerleri.
    ahuraatlar güçlü iblislerdi.


    2 insan boyu 3 insan genişliğinde kalkanlarını çıkararak çembere aldıkları eavmerlerin etrafına
    demirden bir duvar ördüler.
    ve arka arkaya 50 kişi öndekine güç vererek o duvarı sabit kıldılar.
    bu sırada mirtilian karzak anka kuşunda tek başına yine şahin dalışı ile diklemesine yer yüzüne inerken görüldü.
    anka kuşunun alevden kanatları şiddetli yağmur ve şimşek mirtilian'a aşağıdan bakan insanlar için korku verici ve heybetliydi.


    mirtlian anka kuşu yere yaklaştığında atladı, anka kuşu ise kanatlarıyla kendi vücudu üzerinde yumak oluşturarak bir alev topuna döndü.
    çember halinde sıkışmış olan eavmer ordusunun üzerine düşüp onları kül etmek üzereyken büyük bir ses koptu.
    kulaklar sağır oldu ve tanrı oki gözüktü gök yüzünde.
    insanlar gözlerini açıp kendilerine geldiğinde anka kuşunun yerde haraketsiz yatıyor olduğunu gördüler.


    mirtilian yerde haraketsiz yatan anka kuşunun yanına koştu gözleri kıpkırmızıydı.
    ilk defa askerler onun bortinian olduğuna emin oldular.

    tanrı oki:
    ülkelerinize dönün ve geleceği bekleyin '' dedi tüm dünya'da yankı yapan kalın bir sesti.
    öyleki dağların tepelerinde karlar buzlar çatlayarak çığ oluşturdu.

    mirtilian oki'ye baktı :gökyüzünü kaplayan koca ve saydam bir yüzdü.

    mirtilian tüm acısı ve öfkesiyle: savaşın kaderine etki ettin sen tanrı sen !!
    tüm alan da ölüm sessizliği olmuştu.
    (212.253.41.186, alan garrner ?, 28.11.2014 20:07)

    bardaktan boşalırcasına yağmur sesi duyuluyordu sadece.

    tanrı oki: genç ve cesur mirtilian cehennemin en ücra köşelerine atılacaksın.
    bu saygısızlığın affedilemez.
    her sabah doğacaksın ve her gece ölmek isteyeceksin.
    seni yok edebilmeyi dilerdim oki'' diye cevapladı mirtilian ve büyük bir şimşek çakarak tüm cloud dağ geçitlerini paramparça etti.
    devasa bir toz bulutu çıktı.
    bu sırada ortalık netleştiğinde mirtilian artık yoktu.
    oki onu cehheneme göndermişti.
    kimse görmemişti.
    binlerce kişinin öldüğü savaş bitmişti.
    (212.253.41.186, alan garrner ?, 28.11.2014 20:08)



    doğunun sarp dağlarının dibinden gelen ordular batı halkına diş geçirememiş önderleri mirtilian karzak artık tanrı oki'nin cehennemindeydi.

    toprakta kesif bir kan kokusu, gökyüzünde ölen babaların oğulların ve nice kimsesizlerin hüznü vardı.
    eavmerler batıya ülkesine geri döndüler.
    alandaki ölülerini uygun şekilde yaktılar.

    kral mirtilian'dan ise haber yoktu.
    büyücü zirtulas'lar onu geri getirmenin bir yolunu aramak üzere büyücülerin şehri phtya'ya döndüler.




    güneş krallığı doğu ve batının tam ortasında büyü ve tanrı oki'nin hayaletleri ile korunuyordu.
    krallığın üzerindeki lanetten dolayı bir çokları oraya gidip gücü elinde toplamak istese de başarılı olamamıştı.
    çünkü krallıktan içeri girmesini engelleyen saydam bir duvar büyüsü vardı.

    zirtulas ve ziron (büyücü krallıkları) her ne kadar deneseler de bunu aşamamıştı.

    kral mortelas eavmer ise ermine ormanında ordusuyla beraber zafer kutlamaları yapıyor en büyük rakibi mirtilian
    karzak'ın cehennemin dibini boylamış olmasına seviniyordu.
    (212.253.41.186, alan garrner ?, 28.11.2014 20:09)

    ordusuna dönerek:

    tanrı da bizim yanımızda müttefiklerimiz ziron'lar elbet bir yolunu bulacak ve güneş krallığına sahip olacağız.
    bu gece kadın içki ve düşma kanıyla ziyafetler çekelim kendimize, bu gece dostlarım eavmer'lerin gecesidir!

    +kraliçe eora ile görüşmeliyim dedi karzak komutanı
    -kraliçe ile neden görüşmek istiyorsun diye cevapladı saray muhafızı.
    +konu kralımız mirtilian

    uzun taş koridorlar büyük bir ahenk içindeki dar geçitler ve göge yükselen o kule merdivenlerinden sonra kraliçe eora'nın yanına vardı karzak komutanı


    +kraliçem !
    -mirtilian nerde glasia.
    +kraliçem (dedi kısık ve titreyen bir sesle)
    -mirtilian nerde ! (eora'nın gözleri dolmuştu ve aklındaki şeyin gerçek olmaması için her şeyini feda edebilir gibi bakıyordu)
    +söylemeye dilim varmaz kralımızı koruyamadım beni affedin (deyip hızlı adımlarla kule merdivenlerinden aşağıya inmeye başladı komutan glasia.

    eora bir süre tepkisiz bir şekilde boşluğa baktı.
    sonra iki elini gögüsünde yuvalayarak büyük bir çığlık attı göz yaşları eşliğinde.
    tüm karzak şatosu inledi bu acı dolu çığlıklarla.


    eora uzun süre kendisine gelemedi.
    derin çığlıklar ve kederiyle karzak şatosunu inletiyor, olanlara anlam vermeye çalışıyordu.
    daha sonra savaştan ağır kayıplarla dönen kralları mirtilian'ı tanrı oki'ye kurban eden
    karzak ordusunu şatonun önündeki geniş çayıra topladı.

    orduya büyük bir öfkeyle bağırmaya başladı;

    kralınız mirtilian öldü!
    siz ne cüretle ülkeye dönersiniz.
    korkarlar!!

    her şey unutulur, krallıklar savaşlarımız aşklarınız dökülen kanlar lakin kralınızı nasıl
    öldürttüğünüz onu nasıl yalnız bıraktığınız asla ! unutulmayacak!!
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    karzaklar savaşı kaybetmek üzereydi.
    eavmer askerleri her darbede her kılıç sesi ve parçalanan kalkanda ölen insanda 'drayen ero drayen ore'' şeklinde (ölün siz ölüm biz)
    tempo tutuyorlardı.
    zirtulas'lar zironları bastıramıyorlardı yan cephe'de.
    kasırga çok güçlüydü.

    hermen kalabalığın arasından çift yılan başlı asayı havaya kaldırarak var gücüyle haykırdı.
    yağmur ve şimşek, kasırga ortalığı ürkütücü ve cehennem gibi kılıyordu.
    hermen:beni kızdırdın mirtilian dolayısıyla tanrıları da kızdırdın seni iblis dedi.


    mirtilian ankasıyla gökyüzünde kayboldu.
    hermen tekrar bağırıyordu ki ;
    mirtilian anka kuşuyla gögü yararak büyük bir alev misali yer yüzüne şahin dalışı yapıyordu ve hermen'e cevap verdi.
    burda tanrı benim şeklinde ortalığı ürküten bir haykırıştı.

    hermen eli ve asasıyla koruma büyüsü yapmak üzereyken mirtilian anka kuşuyla yaşlı büyücü hermen'i yakaladı büyük bir uğultu koptu tüm askerler arasında.
    büyücülerin asası olmadan büyü yapamazlardı.
    anka kuşunun pencelerinde hermen göge doğru yükselerirken asası ziron kasırgasında kayboldu.
    ···
  8. 33.
    0
    eavmer ve mirtilian'ın ordusu cloud dağ geçitlerinde birbirine girdiler.
    gözün alabildiği her yerde asker vardı.
    kan ve ter ölüm ve yaşam tam olarak oradaydı.
    hava kapanmış ve yağmur bastırmıştı.
    şimşekler tanrı oki'nin gazabı gibi taraf seçmeden savaşan on binlerce askerin arasına düşüyordu.


    eavmer ordusu ters üçgen şeklinde bir diziliş eğitimine sahiptiler.
    karzak ordusu ise 6 gen şeklinde bir dizilişi sahipti.
    orduların çarpıştıkları ön bölüklerde binlerce yaralı ölü ve ölmüş insan vardı.
    havadaki kesif kan kokusu genzi yakacak kadar yoğundu.


    eavmer'in ordusu ortadan delmeye başladı karzakları.
    o boşluktan girdiler.
    ön sıradaki eavmer askerleri savaşıyor arka sıradaki okçuları ölüm yağdırıyordu.
    ziron büyücüleri ise zirtulaslar ile savaşıyordu.
    zironlar eavmerler'e güvendiklerinden zirtulas'ları savaşa sokmamak için rüzgar büyüsü yapıyorlardı.
    bu büyü büyük bir kasırga çıkarıyordu.
    ne kadar çok zironlu büyücü bu büyüye katılırsa doğadan o kadar güç geliyor ve kasırga büyüyordu.
    ···
  9. 34.
    0
    eavmer'li askerlerin coşkulu haykırışları yerini endişeye bırakıyordu.
    mirtilian son bir hamleyle mortelas'a saldıracaktı ki elindeki kılıc uçup gitti.
    evaulıs pzonatia lajıe'' sesleri dağlarda yankılandı bu hermen'di onun büyüsüydü.

    mirtilian var gücüyle bağırdı hermen'e

    onur bunun neresinde korkaklar !!
    o sırada mortelas mirtilian'a doğru hamle yapacakken.
    bir anda mirtilian ortadan kayboldu.
    herkes şaşkınlık içindeyen anka kuşunun sırtında gördüler mirtilianı evet onu bu haksız düellodan kurtarmaya gelen eora'dan
    başkası değildi.

    mirtilian ankasıyla alçalarak askerlerine haykırdı

    onursuz gurursuz davrandılar düelloya engel oldular erkekler böyle yapamaz saldırın !!

    bu ilham ve güç verici haykırışın ardından mirtilian'ın ordusu hiç olmadığı kadar mirtilian için savaşmak istiyorlardı
    ve düşmana bir çöl aslanı edasıyla drayen(ölüm)diye haykırarak koşuyorlardı.

    eavmerin ordusu da mortelas'dan saldırın komutunu aldıktan sonra gözün alabileceği her yeri kaplayan iki büyük ordu birbirini
    cehennemin en derin köşelerine göndermek için koşuyorlardı.
    ···
  10. 35.
    0
    mortelas'ın üzerine doğru hamle yaptı.
    mortelas eğilerek kurtuldu o sırada büyük bir coşku çığlığı koptu eavmer askerlerinden.
    mirtilian' sağlı sollu kılıcını sallıyordu çok seriydi mortelas kalkanıyla karşılık veriyor veyahut eğilerek kurtuluyordu.
    mirtilian' olduğu yerde dönerek mortelas'ın sağ bacağının diz kapağı üstüne gelen bölüme bir kegib attı.
    bir parça kan toprağın üzerine düştü.
    mirtilian olduğu yerde bir tur daha atarak kılıcı dikine bir şekilde mortelas'ın gögüsüne batıracaktı ki mortelas sekerek
    kalkanıyla önledi lakin kılıcı kalkanı paramparça etmişti.
    ···
  11. 36.
    0
    kral mirtilian karzak'ın düellosunu görmüştü, eavmer kralı mortelas.
    eavmer askerleri kılıclarını kalkanlarına vurarak drayen drayen şeklinde haykırıyorlardı.
    mortelas bir kaç adım attı ve arkasına askerlerine dönüp kılıcını kaldırdı ve haykırdı drayen!
    eavmer askerleri kendinden geçercesine dağları inletircesine krallarına destek çıkıyorlardı.


    mirtilian ise atından indi şöyle bir askerlerine baktı, şüphesiz ondan nefret ediyolardı.
    hiç bir şey demeden ağır ve güçlü adımlarla mortelasa doğru yürüdü.
    eavmer askerlerinin haykırışları krallarına olan destekleri kulakları sağır ediyordu.
    mirtilian bu sevgi'yi kıskanmıştı.
    arkasındaki ordu ise sadece onun ölmesini bekliyordu.

    rüzgar ve soğuk durmuştu güneş tepeye kadar yükselmiş çorak bir arazi olan geçitleri iyiden iyiye kavuruyordu.
    ···
  12. 37.
    0
    çok geçmeden ahuraat'lar da katıldı aralarına ve cloud dağlarının doğu kısmına konuşlandılar.
    ahuraat'ların kralı gelmemişti lakin tüm ordusu oradaydı.
    bu iblisler eavmerleri öldürmeyi her şeyden çok istiyorlardı.
    güneşin aydınlanmasıyla ufukta eavmer'ler gözüktü yanlarında zirtulas'ların akrabaları ziron'lar ve devler galsiya'lılar vardı.
    mirtilian uzaktan mortelas'ı gözleriyle buldu ve kılıcını çekip ucuyla onu işaret etti.
    bu eski dünya'da düello demekti.
    ···
  13. 38.
    0
    karzak kalesi rhi'annon---

    kral mitrllian karzak ordusunu toplamış ve çoktan dukemarsh bataklığını geçmişti güneş krallığının kuzeyinden geçip doğruca cloud'a 3 geçitlere yürüyordu ordusuyla.
    en önde siyah atıyla ilerlliyor her zamanki gibi kimseyle konuşmuyordu.
    askerleri eavmer'lerden daha çok mitrilian'ın gazabından korkuyorlardı.
    hemen her gün, göge yükselmiş kulesinden, halkın arasına, binlerce metre havada çığlıklar eşliğinde süzülüp düşen insanlar vardı.
    bir süre yol aldıktan sonra cloud geçtlerinin doğu kısmında zirtulas'larla buluştular.
    zirtulas kralı menhalt zirtus atıyla mirtilian'ın yanına gidip ona bir kılıc verdi ve ekledi;
    asla tereddüt etmeden salla bu kılıcı tereddüt edersen elinde kül olur.
    ···
  14. 39.
    0
    -mutahn oğlu guon aynı zamanda babamın sadık bir neferiydin nedir seni tereddüte düşüren?
    unutma galsiya için değil kendimiz için savaşıyoruz. çünkü cloud dağının batısına kadar gelirse
    karanlık bir daha ışığı göremeyiz. dedi mortelas ve guon'un omzuna vurup dinlenmek üzere çadırına yürüdü.
    ···
  15. 40.
    0
    guon orta yaşlı karakteristlik burunlu cılız ama bedeninden beklenmeyecek kadar
    güçlü bir adamdı loka ise genç ve heycanlı bir askerdi. lakin cesareti onu özel kılıyordu.
    guon ateşin başından ayrılarak tek başına bir kayanın dibine oturmuş mortelas'ın yanına gitti.
    +kralım
    -söyle guon
    +efendim, karzaklar zirtulas'lar ve ahuraat'lar olacak karşımızda,
    mortelas şöylebir doğruldu ve kaşlarını çatarak guona baktı.
    +yani demek istediğim efendim bu savaşı kazanabilir miyiz ?
    galsiya'lar bize hiç bir zaman dost olmadılar onlar için savaşmak ne kadar doğru ?
    ···
  16. 41.
    0
    +selam sana büyücüler diyarından ihityar hermen !
    -sadece 657 yaşındayım o da hatırladığım kadarıyla deyip gülümsedi hermen.
    +kuzey rüzgarları seni buraya kadar sürüklemiş, neden ? dedi çatallı sesiyle higiox mox.
    -karzaklar ve zirtulaslar ve muhtemelen ahuraat'lar cloud dağlarındaki 3 geçiti almak için geliyorlar savaş kapımızda huana(sevgili) higiox.
    ···
  17. 42.
    0
    güneşin batmasına yakın ufukta bir atlı gözüktü.
    bu ziron'lu hermen'di.
    kanatlı atı yere inmiş ve mox diyarının bozkırlarında dört nala koşuyordu.
    çok geçmeden moxların sözcüsü higiox mox onu karşılamak için şehrin tahta
    kapısının önüne çıktı uyuşuk ve yavaş adımlarla.
    hermen atından indi kuoros'un yelesini şöyle bir okşayarak higiox mox'a baktı ve sıcak bir şekilde gülümsedi.
    ···
  18. 43.
    0
    mox diyarı

    bu ülkede mox ailesinden başka kimse yoktu.
    yalnız tek bir aile olsa da sayıları tüm eski dünya insanlarının iki katı kadardı.
    bu kambur, yeşilimsi ve geneli şişman olan lakin insanı andıran canlılar, eğlenceye ve moxhuana'ya düşkün(mox birası) sürekli içen temizliğe hiç mi hiç önem vermeyen canlılardı.
    bir kralları yoktu, sanırım bir krala ihtiyacları da yoktu.
    mox diyarında tam anlamıyla bir kaos hakimdir.
    birbirlerini döven sarhoş moxları hemen her köşebaşında görebilirsiniz.
    aşırı sorumsuz olan moxların düzgün bir aile yaşantısı yoktur.
    bir çok mox kendi çocuğunu tanımaz.
    ···
  19. 44.
    0
    mortelas hermen ve toran astral seyahate çıkmak üzere ayasofya'nın derinliklerine gizli
    tarikatın gizli ofisine geldiler.

    dünya devletleri de ikiye ayrılmış gizli servisler iki tarikata yardım ederek taraflarını
    çoktan seçmişlerdi.

    gece sabaha göz kırpar vaziyetteyken toran tüm endişesiyle hermen ve mortelas'ın yanındaki kapsüle uzandı.
    ···
  20. 45.
    0
    paralel evrende yani geçmişte iyiysek zaten bilmeden de olsa şimdiki tutunduğumuz değerler için savaşıyoruz. dedi hermen.

    peki şuanki dünya düzeni ölümler savaşlar böyle olduğuna göre görünen o ki geçmişte
    olduğumuz kişiler savaşı kazanamıyor ve şuan olduğumuz kişileri de hatırlayamıyorsak, o zaman neden sürekli geçmişe bağlanıp aynı kaderi oynuyoruz.? diye sordu toran.

    şuan olduğumuz kişiyi geçmişte hatırlama umuduna tutunuyoruz.
    o zaman şuan olduğumuz kişinin bilgilerine erişip savaşı kazanıp dünya'yı değiştirebilirz. dedi hermen.

    anlıyorum dedi toran şuan olduğumuz lişi bilgilerine ulaşabilirsek teknolojiden bile yararlanabiliriz geçmişte.

    son sorum profesör hermen ;

    şuan dünya hala stabil olduğuna göre karşı tarikat da yani kötüler de olduğu kişiyi hatırlayamıyor bu iyiye işaret peki onlar neden geçmişte savaşı kazanıp dünya'yı tamamen
    karanlığa gömmeyi amaçlıyorlar.

    çok basit dostum eğer geçmişi değişitirip düzenlerini oturtabilirlerse şuanki dünya'da birer
    tanrı olabilirler.
    ···