Girişteki mermer eşik yosun tutmuş, körfezden vapur sesleri buraya kadar geliyor. Yan masada paltosundaki saman tanelerinden çiftçi olduğu anlaşılan kambur dayı. Çay doldur ustam, ama bu sefer bana değil. Boğazına kadar borca batmış, her denemesinde çuvallayan fukaraya doldur. Ben bugünlük içmesem de olur, 8 milyar içinde yalnızlığa kelepçelenmiş tutsaklara doldur. Ben mutluluğu gördüm ustam; mutluluğu yârin göz bebeklerinde, minik kız çocuklarının saçlarında, simit arabasını ite ite zütüren simitçinin bileklerinde gördüm, ama tutamamadım. Kaçtı gitti ellerimden. Çay doldur ustam, doldur da tutamadıklarımızı unutalım. Tutunamayanlar, tutamadıkları için son kez eğsinler başlarını.