1. 1.
    +12 -29
    Öncelikle şunu bilmenizi isterim, yaklaşık 4 (dört) yıldır bu sözlükte yazarım, şu ana kadar birçok kişiyle münakaşalara girdim ve birçok kişiyle de samimi ilişkilerim oldu, ki bu dostluk olsun, arkadaşlık olsun, yar ve yarenlik olsun ve hatta düşmanlık da olsun hiç fark etmeksizin herkesle belirli evreleri yaşayıp bu zamana kadar geldim…

    4 yıllık “inci” yazarlığım süresince hiç kimseye art niyetle yaklaşmadım, yaklaşmam da ve fakat birazdan soracağım soruyu lütfen samimi, dürüst bir şekilde cevaplamanızı istirham edeceğim siz değerli inci kızlarından zira benim için önemli, gerçekten ama gerçekten çok önemli...

    Şimdi diyelim ki sizinle hiç tanışmıyoruz, ne sanal ne de gerçek hayatta birbirimizden haberdar değiliz, iki yabancıyız yani…

    Çekirdek bir ailesiniz, anneniz ve babanızla yaşıyorsunuz, babanız emekli, anneniz ev hanımı siz de hem öğrencisiniz hem de çalışıyorsunuz…

    Bir akşamüstü eve geldiniz, hoş geldin faslından sonra yemeğe geçtiniz, siz yemek yerken kapınız çalındı, kapıyı açmaya giderken, babacığınızın sesine dönüp babanızla göz göze geldiniz, babanızın “kızım gelirken tuzluğu da getirir misin, annen unutmuş yine” sözüne gülümseyerek “tamam” dediniz… kapıyı “kim o” demeden açtınız, karşınızdaki “benim” ve fakat doğal olarak tanımıyorsunuz…
    “buyurun” sözünüze karşılık; ben, belimdeki silahı size doğrultarak içeri giriyorum…

    Korkudan dilinizi yutmuş gibi bana bakıyorsunuz, vücudunuz titriyor… Arada bir mutfak kapısına bakarak işaret parmağınızla şekilsiz bir şekilde beni işaret etseniz de sizi gören sadece mutfak kapısı…
    Ani bir hareketle ağzınızı kapatıp silahı kafanıza dayıyorum, ellerinizle yüzünüzü kapatırken dudaklarınızdan sadece “babaaaa” cümlesi dökülüyor fakat o cümle de ağzınıza dayadığım avuç içimde bir kar tanesi gibi eriyip gidiyor…

    Arkanıza geçerek, size yürü diye komut veriyorum, komutumu söylediğim şekilde uygulayarak yürüyorsunuz… Mutfak kapısına geldiğimizde kulağınıza sessizce “kapıyı aç” diyorum, açıyorsunuz…
    Siz önde, Ben sizin arkanızda, başınızda silah, körpe dudaklarınızda avuç içim… Babanız ve anneniz bizi o halde görünce ne yapacaklarını şaşırıyorlar, babanız eline aldığı yemek bıçağıyla kalkmaya yeltenirken ben “çıx, çıx, çıx” diyerek önce silahı, sonrada başınızı gösteriyorum, babanız olduğu sandalyeye çöküyor, tedirgin, ürkek, o an adeta saçmaların hedefinde olan bir Yusuftutan kuşu gibi çaresiz… Annenizin gözlerinden yaşlar birer çiğ tanesi gibi süzülüp gidiyor…

    Montumun içinde sakladığım üç tane ipi yemek masasının üzerine fırlatarak annenizden babanızı bağlamasını istiyorum… Önceleri karşı çıksa da sizin başınıza dayadığım silah annenizin direnme gücünü zayıflatıp emirlerime itaat etmeyi yeğliyor...

    Anneniz babanızı bir güzel bağladıktan sonra, sizin sırtınıza bir yumruk atarak annenize doğru itiyorum, o itme anında annenizin ağzından öyle bir “kızım” cümlesi çıkıyor ki, sanırsınız fatih’in istanbul surlarını yıkan şahi topundan çıkan bir gülle, yeri göğü inletse de o gülle, dördümüzden başka duyan yok…

    Silahı tekrar size doğrultarak annenizden sizi de bağlamasını istiyorum, anneniz emirlerimi sorgusuz sualsiz yerine getirmek zorunda kalıyor zira namlumun ucunda biricik kızı…

    “Ne yapacaksan bana yap, kızıma dokunma dese de” silahımla sus işareti yapıyorum, anneniz ağlaya ağlaya, titreye titreye sizi de bir sandalyeye bağlıyor…

    Annenize boş bir sandalyeyi göstererek otur diyorum, oturuyor… ellerini belinde tut diyorum, yapıyor… masada kalan son ipi de alıp annenizi de ben bağlıyorum…

    Montumun iç cebinde sakladığım koli bandıyla önce babanızın, sonra sizin sonra da annenizin ağzını bantlamaya çalışırken; annenizde biraz zorlanıyorum zira gözlerinden akan fer, çenesine ve bıyık bölgesine bir yağmur yağmış gibi duruyor, zor bela annenizin de ağzını kapattıktan sonra bir sandalyeye de ben geçip , silahımı masaya bırakıyorum… cebimden çıkardığım sigaramı yaktıktan sonra size bakarak yüzünüze yüzünüze üflüyorum dumanını…

    Sigaram bittikten sonra silahı belime takarak, sizi salona tivi’nin yanına taşıyorum, sonra annenizi getiriyorum salonun tam ortasına, sonra da babanızı…
    Babanızla anneniz salonun tam ortasında, siz tivi’nin yanında, hepiniz şaşkınsınız. biraz sonra olacaklar konusunda korkuyla karışık ürperiyorsunuz da derken ben montumu çıkarıp kollarımı sıvıyorum, önce annenizi bir güzel dövüyorum, annenizi döverken, babanız sandalyesinden kurtulmaya çalışsa da bir tekme de ona atıp onu dövmeye başlıyorum, anneniz ağlıyor, siz sızlıyorsunuz ama nafile çünkü ben dövmeye devam ediyorum…

    Sonra ikisini yan yana getirip, sağ ayağımla babanızın göğsüne sol ayağımla da annenizin karın bölgesine basıyorum… bu şekilde birkaç defa havaya zıplıyorum, babanız ve anneniz altımda inlerken gözlerinden de yalvarma bakışlarını seziyorum ama iplemiyorum, dövdükçe dövüyorum…

    Sonra annenizin pileli eteğini sıyırıp ırzına geçmeye çalışıyorum ki sonra yapacağım da…

    Babanız annenizin o durumunu görünce yüzünü çeviriyor, görmek istemiyor…

    Annenizin pileli eteğini sıyırıp, yüzüstü yatırıyorum, siz sandalyenizde kıvranıp inleseniz de ne sesinizi duyan var ne de elinizden gelen bir şey…
    Yüzüstü yatan annenize arkadan yaklaşarak, boynunu ve ensesini yalamaya başlıyorum, saçından bir tutam alıp kokusunu içime çekiyorumi kokusundan burnumun direği şahlanıyor... sıcak nefesimi annenizin boynuna “huhhh huhhh” layarak verediyorum… kulağınıi kulak memesini dişlerimin arasına alarak ısırmayla karışık emiyorum, köprücük kemiğine dil atarken bir taraftan da annenizin kadınlığına gidiyor diğer elim… hafifçe okşuyorum bacak arasındaki kadınlığını ve fakat direniyor anneniz, bacaklarını kapatıyor, bırakmıyor engellemeye çalışıyor ve ben buna sinirlenerek annenizi daha çok dövmeye başlıyorum, dövdükçe dikeleniyor erkekliğim, dövdükçe şahlanıyor kamışım… çok geçmeden annenizin takati düşüyor ve kendini önce yaradanına sonra da bana teslim ediyor; ben de bu teslimiyeti baş tacı edip kadınlığına sahip oluyorum…

    Babanızın halıya gömülmüş ağlıyor, size bakıyorum, siz sandalyeyle birlikte yere düşmüş ağlıyorsunuz, yere düşerken saçlarınız yüzünüzü kapatmış bir şey göremiyorsunuz… annenizin üstünden kalkıp size yaklaşıyorum, saçlarınızı kazağınızın içine sokup “bakacaksın, göreceksin” diye bağırıp babanıza yaklaşıyorum…
    Anneniz yarı baygın, babanız keder içinde…

    Babanıza arkadan yanaşarak bir tekme atıyorum sonra çizgili pijamasının paçasından tutup aşağı çekiyorum… beyaz donu peydahlanıyor gözlerimin önüne, lastiğine parmağımla çeltik atarak onu alaşağı ediyorum… bir tekme sağ baldırına bir tekme de sol baldırına vurarak bacaklarını açıyorum sonra onun da ırzına geçiyorum bir şekilde…
    Sonra sizin yanına gelerek bir tokat patlatıyorum yüzünüze ve cebimden çıkardığım delgeçle (sustalı) salt ellerinizi zapt eden bağı çözüyorum ve evinizden hızlı adımlarla uzaklaşıyorum…

    şimdi soruma gelince, bu durum sonrasında pgibolojiniz ne olur? O anda veya sonrasında neler hissedersiniz?

    lütfen empati yaparak ve samimi bir şekilde ciddi cevaplar verin.

    Buraya yazacağınız cevaplar gerçekten çok önemli, küfür edecek olanlar lütfen gibtirsin gitsin…

    bu şarkı da okuyup cevaplayanlara armağanım olsun...

    http://www.youtube.com/watch?v=X_0xjveUlKk
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +11
    okuyan kör olmuş
    ···
  3. 3.
    +7 -1
    filmini çekinde izleyelim amk kim okuyacak bunu
    ···
  4. 4.
    +4 -1
    Benim dindiremeyeceğim bir intikam ateşim vardır. Aradan 10 YIL da geçse onu her gün harlarım. Seni mutlak suretle bulurdum. Ve o hayranı olduğun büllüğüne neşterle Ebru sanatını uygular çektiğin acıyı seyre dalar, sızan kanı bir bardakta toplar damla damla sana içirirdim. Bu günlerce sürebilir.
    ···
  5. 5.
    +4
    iyki erkeğim amk baksana şuna
    ···
  6. 6.
    +2 -1
    okudum beyler

    özet: adam ailemize türlü türlü işkenceler yapıp bunun sonucunda pgibolojimizin nasıl olacağını sormuş
    ···
  7. 7.
    +2
    Yahu robot resim vs. Sana ulaşabileceğim bir delil bırakacaksın elbette. Ne bekliyorsun ki? Senin hikayene göre mal mal başımıza geleni çekmemizi mi?
    ···
  8. 8.
    -2
    @20 sadece ellerini çözüyorum, ayakların bağlı, sen o buhranla ayaklarını çözebileceğini mi düşünüyorsun? haydi çözdün diyelim, silahı sakladığın yere taşıyacak mı seni bedenin, ruhun...
    ···
  9. 9.
    +2
    acıkcasi beni zapt etmem baya bi zor olurdu hadi zapt ettin diyelim bi yolunu bulur ben kacardım merak etme . kactıktan sonra seni baglar idrar yoluna ince cam bi cubuk sokar sonra o cubugu kırar seni izlerdim .. merak etme bu kadarla kalmazdım narkozsuz lobotomi yapar sonrada seni evcil hayvanım olarak beslerdim
    ···
  10. 10.
    +1 -1
    okuyanın anasını kamuya açık alanda giberim
    ···
  11. 11.
    +2
    okudum beyler

    not : amlı değilim.

    edit : huur çocugu adamı gibiyonda tazecik kızı neden bırakıyon ?
    ···
  12. 12.
    +1 -1
    babama yapılan zerre kadar umrumda olmazdı istersen onu oracıkta öldür üzülmezdim.:) ama annem söz konusu olduğu için hiç iyi olmazdı ve atlatamazdım. ayrıca ne biçim soru lan bu, kafayı yemiş olmalısın..
    ···
  13. 13.
    +1
    @34 gözlerim zaten yüzümün üstüne düşmüş pek bir şey görmemişim ve çok abartılacak bir şok yaşamam e silah zaten bildiğim yerde yerini hatırlamamak benim için söz konusu bi olay değil ve iyi bir nişancıysam senide hareketsiz hala getirebilirim
    ···
  14. 14.
    +1
    @83 madem öyle

    şahsen ben öyle bi durumda kalsam kurtulmak için bi fırsat kollarım ki bu zor bi ihtimal

    yapılacak bişey yok elimi de çözsen ayaklarımıda çözsen hiçbişey yapamam evden çıkar gidersin ki bence kimse de yapamaz

    ama o olanlardan sonra büyük ihtimal kafayı yerim ve bende senin gibi bi manyak olacağım için bi şekilde senin peşine düşerim

    ve o andan itibaren benim için hayat sen olursun

    eğer seni bulursam ne yapacağım hakkında hiç bi fikrim yok

    ama eminim ki çok fazla acı çekersin
    ···
  15. 15.
    +1
    @40 her an herseye hazırlıklı olucaksın . evet kendime olan guvenim tam zaten gotune guvenmezsen hic sansın olmaz.
    ···
  16. 16.
    +1
    iyiki erkek dogmuşum anasını gibiyim dedim
    ···
  17. 17.
    +1
    @86 kahrolurum, annemle babam belli ki yüzüme bakamazlar, çünkü olayı onlar yaşamış. düşünsene çocuğunun önünde rezil oluyorsun bunu hangi anne baba kaldırır. aileme bakar, ailem dağılırsa, tabiki ortada kalırım, birlikte yaşamaya devam ederlerse unutmaya çalışırım. asla evden kaçmam, ayrı eve de çıkmam. ailemi o acıyla bırakıp kendimi kurtarmam. yanlarında kalır, destek olurum. eskisi gibi olamayız belki her şey zamanla düzelir.
    ···
  18. 18.
    -1
    @1 ağır tolstoy
    ···
  19. 19.
    +1
    @35 peki bulundugum ortamdan yararlanamıyacagımı mı dusunuyosun? hele çatal bıçak gibi seylerin bulundugu bi masada ? aslında insandan insana değisir ben gayet soguk kanlıyım ve reflekslerim de iyidir ama boyle bi durum daha once yasamadım
    ···
  20. 20.
    +1
    babayı gibmiyeydi boşalıyodum
    ···