inci günah defteri

henüz beş altı yaşlarındaydım ve karşı komşumuzun çocuğu-benden 2 yaş büyüktü- bana allah'la ilgili bir çok korkutucu hikayeden bahsetti.
Yatağında yemek yersen rüyana şeytan girer ve allah seni korumaz, sabaha ölürsün
mezarlığa gittiğinde sakın sakız çiğneme ölü etine dönüşür, mezarı parmakla gösterme gece evinize gelir
ve benzeri bir çok şey...
kaç defa yatağımda yatmadım, kaç defa parmağımı kopartacak kadar ısırmak zorunda kaldım bu huur çocuğunun yüzünden.

işin kısası; en büyük günahım bunların Allah'ına inanmaktı. Şimdi rahatım.

@1 bende senin gibiydim amk. yavru kediye yuva yapmıstım taştan. kediyi içine soktum kapısınada taş koydum, sonra bi rüzgar geldi kedinin üzerine yıkıldı dıbına kodumun evi.
hatırladıkca gülerim amk

her 31 den sonra tövbe edip yine çekerdim

sex, içki, şiddet. başka da bir günahım yok çok şükür. evliya gibi adamım amk.

hortlayıver ey başlık

hortlayıver ey başlık

dıbını gibeyim senin ben bedduamı ettin oç

edit: kuzenimin fotoğraflarına bakıp os1 çektim pişman değilim amk

ben 10 yaşındayım ozamanlar kuzenimde 9 yaşında oyun bahanesiyle kucağıma oturtum sonrada tuvalete gidip gibimle oynadım binler

uppidik canlan ey eski başlık

yengemi gibtim :/

regen.
ölü konu canlandırma ekibi -kaptan bejox

sene 1991 ya da 92

yabancı şairlerin çok bilinmeyen şiirlerini kendi şiirleriymiş gibi kitaplaştıran ve bununla övünen yaşlı mı yaşlı bir edebiyat hocamız vardı. bir gün bizim servisle gelmişti okula. ben ve okuldaki diğer üç - dört huur evladı her zamanki gibi otobüsün (o zamanlar servis otobüsümüz 304 tü ve 304 dediğim makine lükstü beyler, kolej yani ayıktırayım) en arka koltuğunda seyrediyorduk. hoca hepimizden erken davranıp kapıya yaklaştı ve ilk inmek için hamle yaptı. ben merdivenlerin başında olduğum için kolayca çelme takıp adamı 4 basamaktan kaldırıma düşürdüm.

kafası gözü yarıldıydı adamın. bir de üstüne kahkaha atmıştık şerefsiz gibi.

aynı seneler.

halen eğer verse hayır demeyeceğim ingilizce hocamız ümran hanım vardı. yaşadığım şehrin en güzel kadınıydı. sözlü için beni tahtaya kaldırdığında her zamanki gibi zevzeklik yapıp sıfır vermesini sağladım. sonra notu sözlü defterine kaydederken bütün sınıfın önünde "hocam bakabilir miyim?" ayağına deftere bakmak için ellerimi öğretmen masasına dayayıp bakmaya çalıştım. ellerimden birini kasıtlı olarak yazı yazmayan elinin üzerine koydum. asılma hesabı. o hışımla kalkıp bana bir tokat attı.

okul çıkışı her zamanki gibi sağda solda zırtapozluk yaptıktan sonra yaşadığım kentin neredeyse göbeğinde sayılan evine gittim. binanın arkasındaki otoparka park ettiği gıcır gıcır arabasının üzerine çıkıp sıçtım. evet evet, bildiğin çömelip sıçtım kaputun üstüne. bembeyaz arabanın üzerine bir öbek tak bırakıp kaçtım. sabahki manzarayı göremedim ama *100 günah point aldığıma eminim..

bezelyed bir ara okurum

yine aynı seneler.. sanırım orta son.

beden eğitimi hocamız en az benim kadar iğrenç bir herifti. sınıftaki kızların memelerine felan ellemek için türlü numaralar yapardı. sağlık topu diye bir mevzu vardı o zamanlar bilmiyorum halen var mı okullarda. çok zaman geçti.. bayağı ağır ve büyük bir toptur normalde.

kendisinin kızlarla sohbet edip bizim de birbirimize şut çekerek geçirdiğimiz bir beden dersinde o sağlık topunun içine taş doldurup penaltı noktasına diktim ve normalde zaten ağır olan o topu bahane ederek "hocam bununla hayatta kaleyi tutturamazsınız, bırakın gol atmayı" dedim.

o gazla gerilip içi taş dolu topa tekmeyi vurdu. iki ayak parmağını kırdım.

atıldım ama aile birliği kararıyla geri geldim okula. aile birliğinin başkanı aynı zamanda okulun bütün toplantı ve eğlencelerinin finansörü olan sevgili babamdı..

not: bunlardan pişman değilim. günahlarımı sormuşsunuz, en masumlarını anlatıyorum.

Gelcem rezerved

bir kıza santaj yapıp gibmiştik 4 kişi pişman değilim yine olsa yine yapar yine giberim ama bu sefer tek başıma

küçükken kurabağaya torpil bağlar patlatırdım

regen

anlatın beyler