1. 109.
    0
    otostopçunun galaksi rehberi

    Otostopçunun Galaksi Rehberi, ünlü ingiliz yazar, Douglas Adams tarafından yaratılan ünlü bilim kurgu serisidir. ilk olarak 1978'de BBC'de bir radyo programı olarak yaratılan fenomen, daha sonra sahne şovu, kitap serisi, televizyon dizisi, çizgi roman ve hatta havlu serisine bile uyarlandı. Bu adaptasyonların çoğunu Adams bizzat uyarlamıştır. Adams, her uyarlamada hikâyeyi biraz daha değiştirmiştir, bu nedenle de adaptasyonlarda birbiri arasında tutarsızlıklara rastlanılsa da asıl hikâye hep aynı kalmıştır.
    Otostopçunun Galaksi Rehberi, absürd olayları, ilginç karakterleri, değişik espri anlayışı ve eleştirel yazımı ile yazıldığı ilk günlerden beri her yaştan okuyucuyu etkilemiş ve de bir çoğunun favori kitabı konumuna gelmiştir. Bir röportajında Adams, bir gece kamp kurduktan sonra bölgeye ait bir otostopçu rehberini incelemiş ve daha sonra yıldızları seyretmeye başlamıştır. Otostopçunun Galaksi Rehberi'ni yazmak o anda aklına gelmiş ve ilk notlarını orada almıştır. Seri, Arthur Dent adındaki sıradan bir ingiliz'in uzayda kestirme bir yol yapılması için dünyanın patlatılmasından biraz önce Ford Prefect adındaki bir uzaylıyla beraber bir Vogon inşaat gemisine otostop çekerek dünyadan kaçmayı başarmasıyla başlar. Ancak vogonlar tarafından tespit edilen ikili, Vogon gemisinden atılırlar. Ford'un yarı kuzeni ve part-time Galaktik Başkan Zaphod Beeblebrox, çaldığı Altın Kalp adlı uzay gemisiyle bilmeden de olsa Arthur'la Ford'u ölümden kurtarır. Arthur gemide Marvin adındaki androidle tanışır. Marvin, Altın Kalpte çalışan ve yaşamaktan çok sıkılmış depresif bir robottur. Gemide aynı zamanda Trillian adlı Arthur'dan başka yaşayan tek insan olan bir kadın vardır. Yukarıdaki gibi başlayan seri, ekibin "Mutlak Cevabın Sorusu"nu ararken karşılaştıkları maceralarla devam eder.

    Otostopçunun Galaksi Rehberi (Orijinal adı: The Hitchhiker's Guide to the Galaxy)
    Evrenin Sonundaki Restoran (Orijinal adı: The Restaurant at the End of the Universe)
    Hayat, Evren ve Her Şey (Orijinal adı: Life, the Universe and Everything)
    Elveda ve Bütün O Balıklar için Teşekkürler (Orijinal adı: So Long, and Thanks for All the Fish)
    Çoğunlukla Zararsız (Orijinal adı: Mostly Harmless)
    Kuşkucu Somon (Orijinal adı:The Salmon of Doubt)
    Ve bir şey daha (Orjinal adı:And Another Thing...
    ···
  2. 108.
    0
    Christopher George Latore Wallace (21 Mayıs 1972 – 9 Mart 1997), ABD'li rapçi. Genellikle Biggie Smalls (1975 yapımı Let's Do It Again filmindeki bir karakter) ya da kısaca Biggie, Frank White (1990 yapımı King of New York filmindeki ana karakter)[1] ve sahne adı olan The Notorious B.I.G. isimleriyle tanınmaktadır.

    Brooklyn, New York City'de büyüdü. Wallace'ın çocukluk yılları 80'li yıllarda ABD'de kokain kullanımının fazla olduğu yıllara rastlar ve Wallace da erken yaşlarda uyuşturucu satmaya başladı. ilk albümü Ready to Die, 1994'te çıktığında Wallace, Doğu Yakası hip hop sahnesinde merkez figürdü ve Batı Yakası rapçilerinin piyasaya hakim olduğu dönemde dikkatleri New York'a çekti.[2] Sonraki yıl Wallace, çocukluk arkadaşlarından kurduğu grup Junior M.A.F.I.A. ile bir kez daha başarı yakaladı. ikinci stüdyo albümünü kaydederken Wallace, Batı Yakası-Doğu Yakası hip hop kavgasına büyük ölçüde dahil oldu.

    Wallace, 9 Mart 1997'de Los Angeles'ta suikast sonucu öldürüldü. iki disklik albümü Life After Death, on beş gün sonra piyasaya çıktı ve 2000'de gümüş plak kazandı (bu dereceyi alabilen üç hip hop albümünden biridir).[3] Wallace, "gevşek, basit flowları"[4] ve yarı otobiyografik sözleri ve hikâye anlatma yeteneğiyle öne çıktı. Ölümünden sonra iki albümü daha yayımlandı. MTV, Tüm Zamanların En Büyük MC'leri listesinde Wallace'a üçüncü sırada yer aldı.[5] Amerika Birleşik Devletleri'nde on yedi milyon albüm sattı.[6]
    ···
  3. 107.
    0
    Monroe sonraki aylarda çevirdiği "Gentlemen Prefer Blondes" ve "How to Marry a Millionaire" isimli filmlerinin büyük başarı kazanmasıyla A sınıfı aktristler arasına girdi. Bu filmlerden sonra çevirdiği "River of No Return" ve "There's No Business Like Show Business" isimli filmler ise başarılı olamadı. Yine bu dönemde uzun zamandır birlikte olduğu beyzbol yıldızı Joe Dimaggio ile evlendi. Ancak çift, dokuz ay sonra anlaşmazlık nedeniyle boşandı. Stüdyo başkanı Zanuck'un kendisine ayarladığı aptal sarışın rollerinden sıkılan Monroe, 1955 yılında "The Seven Year Itch" isimli filmini tamamladıktan sonra kontratını iptal ederek New York'daki "Actor's Studio"'ya oyunculuk okumaya gitti. Bu arada kendisine önerilen "The Girl in Pink Tights", "The Girl in the Red Velvet Swing" ve How to Be Very, Very Popular" gibi filmlerde oynamayı ise reddetti. Actors Studio'daki eğitimi sırasında üçüncü eşi yazar Arthur Miller ile tanışan Monroe, daha sonra onunla evlendi.


    The Asphalt Jungle filminde (1950)New York'tayken arkadaşı fotoğrafçı Milton H. Greene ile kendi prodüksiyon şirketi Marilyn Monroe Productions'ı kurdu. Bu arada Monroe'nun yokluğu sırasında stüdyo tarafından seyirciye sunulan Jayne Mansfield ve Sheree North gibi alternatiflerinin başarısız olması ve "The Seven Year Itch" filminin gişedeki başarısı üzerine Zanuck onu geri çağırıp istediği şartları yerine getirerek yeni bir sözleşme yaptı. Monroe, bundan sonra sadece onayladığı senaryolar ve kendi belirlediği yönetmenlerle çalışacak ve Fox dışındaki diğer stüdyolar ile filmler çevirebilecekti. 1955 yılında stüdyo ile yaptığı bu yeni sözleşmeye ve prodüksiyon şirketine bağlı olarak Joshua Logan tarafından yönetilen ilk filmi "Bus Stop"'ı çevirdi. Bu filmdeki salon şarkıcısı Cherie rolüyle kariyerindeki en iyi dramatik performasını göstererek eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve Altın Küre Ödülü'ne aday oldu. Bu filmin ardından eşi Arthur Miller'la Londra'ya giderek Laurence Olivier ile birlikte The Prince and the Showgirl isimli filmi çevirdi. Bu filmi eleştirmenlerden karışık eleştiriler almasına ve fazla hasılat yapmamasına rağmen, özellikle Avrupa'da Monroe yine oyunculuğu ile büyük övgü kazandı ve Oscar Ödülü'ne denk ödüller olarak görülen italyan David di Donatello ve Fransız Crystal Star Ödülleri'ni kazandı. Aynı zamanda da ingiliz BAFTA ödülüne aday oldu. Filmin tamamlanmasının ardından Londra'dan dönen Monroe hamile olduğunun öğrendi. Ancak bir dış gebelik geçirdiği tespit edilince çocuğunu aldırmak zorunda kaldı.

    Son yılları [değiştir]Marilyn, 1959 yılında Billy Wilder'ın yönetmenliğinde çevirdiği "Some Like It Hot", kariyerindeki en başarılı ve en popüler filmi oldu. Monroe bu filmdeki oyunculuğuyla bir Altın Küre Ödülü kazandı. Ancak filmin ve Monroe'nun büyük başarısı kadar perde arkasında yaşanan olaylar da yine bu dönemde su yüzüne çıkmaya başladı. Özellikle Monroe'nun sete sürekli geç gelmesi, repliklerini hatırlayamaması, zaman zaman odasından çıkmayarak çekimlere katılmayı reddetmesi yönetmen Billy Wilder ile arasında büyük çatışmalara yol açtı. Bunların dışında çekimler sırasında hamile olduğunu keşfeden Monroe, filmin tamamlanmasının ardından düşük yaptı. Bu filmden sonra çevirdiği "Let's Make Love" filmi ise kritik ve ticari açıdan başarısız oldu. Yine de film de söylediği "My Heart Belongs to Daddy" şarkısı büyük hit oldu. Ayrıca bu filmdeki rol arkadaşı Yves Montand ile kısa bir yasak ilişki yaşadı.


    Marilyn Monroe ve Jane Russell 'ın el ve ayak izleriMarilyn, daha sonra senaryosunu kocası "Arthur Miller"'ın yazdığı 1961 yapımı "The Misfits" filminde çocukluk idolü Clark Gable ile birlikte başrolde oynadı. Film boyunca Monroe'nun pgibolojik ve fiziksel sorunları, alkol ve reçeteli hap bağımlılığı, iki sefer yorgunluk ve sinir bozukluğu sebebiyle hastaneye yatırılması ve sete sürekli geç gelmesi nedeniyle çekimlerde çok fazla sorun ve gecikmeler yaşanmasına rağmen, Monroe ve diğer oyuncular gösterdikleri performanslarla eleştirmenlerin ve seyircilerin ilgisini çekti. Ancak film yüksek beklentilere rağmen gişede fazla hasılat yapamadı. The Misfits, aynı zamanda Monroe'nun ve Clark Gable'ın tamamladıkları son film olacaktı. Bu filmden sonra Monroe, kocası Arthur Miller'dan boşandı. Boşanmadan sonra depresyon sebebiyle Payne Whitney Pgibiyatri Kliniği'ne yatarak bir süre tedavi gördü. 1962 yılında "Something’s Got to Give" adlı komedi filminde oynamaya karar verdi. Bu film, onun aynı zamanda ilk çıplak sahnesini de içeriyordu. Ancak film boyunca hasta olduğunu öne sürerek sete az gelmesi ve onun yerine hakkında aşk söylentilerinin çıktığı J.F. Kennedy'nin doğum günü için şarkı söylemeye gitmesi üzerine Fox şirketi tarafından filmden kovuldu, sözleşmesi iptal edildi ve film şirketi tarafından kendisine tazminat davası açıldı. Fox şirketi filmi tamamlamak için aktrist Lee Remick ile anlaşmasına rağmen Monroe'nun filmdeki rol arkadaşı Dean Martin'nin başka bir aktristle çalışmak istememesi üzerine işe geri alındı ve kendisiyle yeni bir sözleşme yapıldı. Ancak filmin çekimleri tekrar başlamadan önce yüksek dozda sakinleştirici ilaç alarak 5 Ağustos 1962'de Brentwood, Los Angeles'daki evinin yatak odasında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti. Ölümünün ardından yapılan otopsi sonucunda ölüm sebebi yüksek dozda Barbitürat alımı sonucu muhtemel intihar olarak ilan edilmesine karşın, olay yerindeki delil yetersizliği, otopside alınan dokuların daha sonradan kaybolması ve başta kahyası Eunice Murray olmak üzere görgü tanıklarının çelişkili ifadeleri sonucu ölüm sebebinin cinayet olduğuna ve politik sebeplerden Cia, Mafya ve Kennedy ailesinin buna sebep olduklarına dair tam olarak kanıtlanamamış birçok komplo teorisi ortaya atıldı. Monroe'nun bedeni daha sonra eski kocası Joe Dimaggio'ya teslim edildi ve onun aranje ettiği bir cenaze töreni ile 8 Ağustos 1962 yılında ise Westwood Village Memorial Park Mezarlığı'nda defnedildi.

    Ödüller ve adaylıklar [değiştir]1953 Altın Küre Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.
    1953 Photoplay Ödülü: En Popüler Kadın Yıldız
    1956 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En iyi Yabancı Aktrist (The Seven Year Itch)
    1956 Altın Küre Adaylığı: Komedi Veya Müzikalde En iyi Kadın Oyuncu (Bus Stop)
    1958 BAFTA Film Ödülü Adaylığı: En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
    1958 David di Donatello Ödülü (Italyan): En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
    1959 Crystal Star Ödülü (Fransız): En iyi Yabancı Aktrist (The Prince and the Showgirl)
    1960 Altın Küre, Komedi Veya Müzikalde En iyi Kadın Oyuncu (Some Like It Hot)
    1962 Altın Küre, Henrietta Ödülü: Dünyanın Favori Kadın Film Sanatçısı.
    Hollywood Ünlüler Kaldırımı Yıldızı 6104 Hollywood Blvd.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 106.
    0
    Marilyn Monroe, 1957
    Genel bilgiler
    Doğum adı Norma Jeane Mortenson
    Diğer ad(ları) Norma Jeane Baker
    Norma Jeane Dougherty
    Norma Jeane DiMaggio
    Marilyn Monroe Miller
    Doğum 1 Haziran 1926(1926-06-01)
    Los Angeles, Kaliforniya ABD
    Ölüm 5 Ağustos 1962 (36 yaşında)
    Los Angeles, Kaliforniya ABD
    Evlilik(ler)i James Dougherty
    (1942-1946)
    Joe DiMaggio (1954)
    Arthur Miller (1956-1961)
    Meslek(ler) Aktris, model, şarkıcı, film yapımcısı
    Etkin yıllar 1947-1962
    Altın Küre Ödülleri
    En iyi Kadın Oyuncu
    1960-Some Like It Hot



    Marilyn Monroe[1] (1 Haziran 1926 - 5 Ağustos 1962; asıl adı Norma Jeane Mortenson), ABD'li sinema oyuncusu, şarkıcı ve model. 20. yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından, ciks sembollerinden ve pop ikonlarından biriydi.

    Yıllarca küçük rollerde kendini gösterdikten sonra Gentlemen Prefer Blondes, How to Marry a Millionaire, Some Like It Hot ve The Seven Year Itch gibi filmlerde gösterdiği komedi yeteneği, ciksî cazibesi ve ekrandaki görünüşü 1950'lerde ve 1960'lı yılların başında en popüler film yıldızlarından biri olmasını sağladı. Kariyerinin sonlarına doğru başarısının ölçüsüyle Bus Stop ve The Misfits gibi filmlerde dramatik rollerde de oyunculuğunu gösterdi ve eşi görülmemiş popüler bir ilgi nesnesi haline gelip, kazandığı bu şöhret ile zamanının diğer yıldızlarını geride bıraktı. Oysa ki, halkın gözündeki mutlu imajının aksine, özel hayatında yaşadığı hayal kırıklıkları ve güvensizlikleri zaten var olan problemlerini daha da derinleştirdi. Özellikle 1950'li yılların sonuyla 1960'lı yılların başından itibaren yaşadığı çeşitli sağlık sorunları ve kişisel problemleri kariyerine de yansımış ve Monroe'nun çalışması zor ve dengesiz biri olarak kötü ün yapmasına sebep olmuştur. Yine de ölümününden itibaren ünü gitgide artarak tüm zamanların en önemli kültürel figürü ve ikonlarından biri olmuş, sık sık diğer ünlüler tarafından taklit edilmiştir. Ölümü resmi olarak aşırı dozda uyku hapından kaynaklanan muhtemel intihar olarak geçse de ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapılmış, komplo teorileri oluşturulmuştur.

    Monroe, 1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızı sıralamasında altıncı sıraya yerleşti.



    Çocukluk [değiştir]
    Marilyn Monroe'nun doğum belgesi(1926)Marilyn, Norma Jeane Mortenson ismi ile Los Angeles Devlet Hastanesi'nde doğmuştur. Biyografisini yazan birçok kişiye göre biyolojik babası annesinin RKO stüdyolarında film editörü olarak birlikte çalıştığı Charles Stanley Gifford ismindeki satış elemanıdır. Bazıları ise annesi Gladys Pearl Baker'ın ikinci kocası olan Martin Edward Mortenson'nın babası olduğunu iddia eder. Gladys'in ayrıca daha önceki evliliğinden de Robert Kermit Baker ve Berniece Baker (Miracle) isimlerinde iki çocuğu da vardı. Gladys'in şizofreni hastalığı yüzünden hastaneye kaldırılması üzerine Monroe bundan sonraki hayatını bir yetimhanede ve çeşitli bakıcı ailelerin yanında geçirmek zorunda kaldı. Monroe'nun aynı şekilde dayısı Marion da akıl hastanesine yatırılmış ve hastaneden çıktıktan sonra kendini asmış, anneannesi Della ve dedesi Otis de manik depresyon hastalığından çekmişlerdi. Norma Jeane yedi yaşına kadar aşırı dindar bir aile olan Albert ve Ida Bolender çifti ile yaşamıştır. Daha sonra annesi Gladys'in bir ev satın almasıyla tekrar onunla yaşamaya başlamasına rağmen annesinin akıl hastalığının kötüleşmesi üzerine annesinin en yakın arkadaşı Grace McKee'nin bakımı altına girmiştir. ancak Grace McKee'nin 1935 yılında Ervin Silliman Goddard'ın evlenmesi üzerine Los Angeles yetimhanesine gönderilmiştir. iki yıl sonra Grace onu geri almasına rağmen kocası Ervin Silliman Goddard'ın küçük kıza cinsel tacizde bulunması üzerine dokuz yaşındaki Monroe, bu sefer de büyük halası Olive Brunings ile yaşamaya gönderilmiştir. Ancak orada da Olive'in oğulları tarafından saldırıya uğrayınca Grace'in yaşlı halası Ana Lower'a gönderilmesi gerekmiştir. Ana Lower'ın sağlığı bir süre sonra bozulmaya başlayınca Norma Jean, Grace ve Ervin Goddard'ın yanına geri dönmüştür. Bu dönemde Norma Jeane, henüz 16 yaşındayken komşusunun 21 yaşındaki oğlu James Doughtery tanışıp bir süre flört ettikten sonra onunla evlenmiştir. Dört yıl süren evlilik ardından boşanmış ve The Blue Book mankenlik ajansına girerek modellik yapmaya başlamıştır. Yine bu dönemde oyunculuk ve şarkıcılık kurslarına katılıp ve saçını kestirip, platin sarısına boyatmıştır.

    Kariyer [değiştir]Kısa sürede The Blue Book mankenlik ajansının en başarılı modellerinden biri olan Monroe, düzinelerce magazin dergisinde gözüktü. Bu dönemde 20th Century Fox'un yöneticisi Ben Lyon'un dikatini çekti ve onun için bir deneme çekimi ayarladı. Aynı zamanda ona altı aylık bir kontrat yaptı. Lyon'un önerisiyle adını Marilyn Monroe olarak değiştiren Norma Jean, "Scudda Hoo! Scudda Hay!" ve "Dangerous Years" isimli iki film çevirdi. Ancak iki filmin başarısız olması, O'nun bir süre sinemadan uzak kalmasına neden oldu. Fox şirketinin Monroe ile yeni bir kontrat imzalamaması yüzünden bir süre boşta kaldı. Modelliğe devam ederken aynı zamanda da oyunculuk derslerine devam etti. "Ladies of the Chorus" adındaki kısa filmde, ilk kez şarkı söyleme şansını yakaladı. Daha sonra "The Asphalt Jungle" ve "All About Eve" filmlerinde iki kısa rolde oynadı. Bu filmlerdeki kısa ama dikkat çekici rolleriyle eleştirmenlerin çok dikkatini çekmişti. Sonraki iki yıl boyunca "We're Not Married!", "Love Nest", Let's Make It Legal ve As Young as You Feel gibi filmlerde önemsiz küçük rollerde gözüktü. Ardından RKO yöneticileri Monroe'nun box office potansiyelini Fritz Lang'ın "Clash of Night" isimli filminde kullandılar. Filmin başarı kazanması üzerine Fox aynı taktiği kullanarak "Monkey Business" isimli komedi filminde oynattı. Bu iki filmin başarısı üzerine eleştirmenler artık Monroe'yu görmezden gelemediler ve iki filmin başarısını onun artan ününe bağladılar.


    Marilyn Monroe Gentlemen Prefer Blondes filminde (1953)1952 yılında Monroe "Don't Bother to Knock" isimli filmde pgibolojik sorunları olan bir çocuk bakıcısını rolüyle en sonunda başrolde oynama şansı yakaladı. Düşük bütçeyle yapılmış B tipi bir film olmasına ve karışık eleştiriler almasına rağmen, eleştirmenler Monroe'nun daha büyük rollerde de oynayabileceğine ikna oldular.

    Şöhret [değiştir]Monroe, 1953 yılında oynadığı "Niagara" filmiyle en sonunda ünlü olabildi. Eleştirmenler filmin karanlık senaryosu kadar, Monroe'nun kamerayla olan uyumuna da odaklandılar. Monroe, bu filmde kocasını öldürmeye çalışan bir kadını canlandırdı.

    Bu dönemde bir zamanlar verdiği ciksî pozlar ortaya çıktı. Monroe, daha sonra basına çıplak pozlar verdiğini, bunu parasız ve aç kaldığı için yaptığını söyleyerek kariyerini bitirecek olası bir skandaldan kurtulmayı başardı. Bu pozlar, daha sonra Playboy'un ilk sayısında yayınlandı.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 105.
    0
    --inci Sözlük--
    inci Sözlük, katılımcı sözlük tarzındaki ağ sayfasıdır. Bu ağ sayfasının içerdiği kullanıcı yazıları müstehcen de olabilir. Sözlük yazarları çeşitli basın ve yayın kuruluşlarına, bazı ağ sayfalarına ziyaret adını verdikleri çeşitli saldırılarda bulunmuştur.[5] Yeni kullanıcı kaydı nadiren yapılmaktadır. 15 Aralık 2011 tarihinde Türkiye'den siteye erişim engellenmiştir.
    Kurallar ve yapı [değiştir]

    inci Sözlük, Aralık 2009 tarihinde kurulan katılımcı sözlük şeklinde bir sitedir. Kullanıcılar ücretsiz olarak kayıt olup, kavramlar hakkında yorum yapabilirler. Telifsiz içeriğe sahiptir ve Sözlükspot isimli internet sitesinin alt alan adında yayın yapmaktadır. Sözlüğe üye alımı 2010 yılında kapatılmıştır. Yeni üye alımları nadiren yapılmaktadır ve alımlar gece yarısı 1 veya 2 saat yapılmaktadır. Şu anda üye alımlarını kapalı olan sözlüğün 256.100 kayıtlı kullanıcısı bulunmaktadır.[4]
    Sözlük dili erkeksidir ve ferregrafiye varan argo bir dil kullanılır.[6] Sitenin yalnızca 3 temel kuralı vardır. Bunlar dini, siyasi tartışmalara girmemek ve 3. kişilere hakaret edilmemesidir.[7] Kurallarının Türkiye'deki birçok internet sitesine göre çok daha az kısıtlayıcı olmasından ötürü 4chan'e benzetilmektedir.[8]
    Medyada inci Sözlük [değiştir]

    inci Sözlük yazarları ziyaret adını verdikleri eylemlerle yazılı basın, internet siteleri ve televizyonda adlarından söz ettirmektedir. Yazarlar Twitter'daki bir açığı kullanıp, ünlü kişilerin kendilerini takip etmesini sağlamış, bu olay ulusal ve uluslararası basında büyük yankı uyandırmıştır.[9][10] Ayrıca, Facebook'a yaptıkları saldırı da medyada yer almıştır.[11] iki kişinin sözlük adına Disko Kralı progrdıbına telefonla bağlanması ve bunlardan birinin inci Sözlük'ün tanıtımını yaparak programda küfretmesi Okan Bayülgen'in tepkisine yol açmıştır.[12] Sözlük yazarları, Ekşi Sözlük'te uygunsuz başlıklar açmış, Uludağ Sözlük'e saldırılar yapmış ve iHL Sözlük'teki bazı hesapları ele geçirmişlerdir.[13] Büyük çapta ses getiren bu eylemler için yöneticiler sözlüğün üst bölümüne birer yıldız koymuşlardır. Ayrıca, Tarihin Arka Odası[14], x y'ın televizyon programı[15] ve Okay Karacan'ın[16][17] programlarına e-posta ya da telefonla ulaşıp sunuculara şaka yapmışlardır.
    Otosansür ve erişim engeli [değiştir]

    Ağır bir argo dilin hakim olduğu sözlük kullanıcıları kurallara aykırı olmasına rağmen zaman zaman 3. kişilere hakaret edebilmektedirler. Bu durum da sözlüğün Türk mahkemeleri tarafından erişime engellenmesine neden olmaktadır. Sözlükteki kendisiyle ilgili başlıklarda yer alan hakaretler üzerine Nisan 2011'de x y sözlüğü mahkemeye vermiştir. Bunun üzerine sözlük tarafından bir özür mesajı yayınlanmış, x y başlıklarının tümü sözlükten silinmiş ve kapatılmış böylece bir otosansür uygulanmıştır.[18] Sonuç olarak ise siteye ve yazarlara bir yaptırım olmadan davanın geri çekilmesi sağlanmıştır.
    15 Aralık 2011 tarihinde ise mahkeme kararı ile siteye Türkiye'den erişim engellenmiştir.[19] Sözlüğün resmî Twitter hesabından erişim engelinin sebebinin bilinmediği ve mahkeme tarafından bir bilgilendirme yapılmadığı açıklanmıştır.[20] Erişim engeli sitenin IP adresine değil alan adına uygulanmıştır.[21] Engelin çözümü olarak ise http://ccc.incisozluk.cc şeklinde bir adres alınmış ve siteye erişimler bu URL üzerinden sağlanmaya başlanmıştır. Kullanıcılar erişim engeline tepkilerini Twitter üzerinden #incisozlukedokunma hashtag'ini kullanarak göstermişler[22] ve hashtag'i trending topic listesine sokmuşlardır.[23] Engelin ertesi günü sözlük yönetimince yapılan açıklamada mahkeme kararının nedeni ve şikayetçinin kim olduğu açıklanmıştır. Açıklamaya göre şikayetçi Digiturk, şikayet sebebi ise sözlük üzerinden illegal Süper Lig yayın sitelerinin paylaşılmasıdır.[24][25] Bu açıklamanın ardından sözlük içerisinde Digiturk üyeliklerinin iptal edilmesi kampanyası başlatılmış[26], Twitter üzerinden ise #digiturkboykot hashtag'i ile şirkete tepki gösterilmiştir. Ayrıca Anonymous adlı uluslararası siber aktivist grup da Digiturk'e karşı bir bildiri yayımlamıştır.[27] Siteye erişim halen engellidir.[28]
    2011 Türkiye genel seçimleri

    Ahmet Yılmaz "sansüre karşı yürüyüş" sırasında, 15 Mayıs 2011.
    Ana madde: 2011 Türkiye genel seçimleri
    inci Sözlük yazarları kendi aralarında topladıkları bağışlarla Eskişehir'de yapılacak seçimlerde destekleyecekleri bir bağımsız aday çıkarmışlardır.[29][30] 4 Nisan 2011 tarihinde sözlük üzerinden yapılan açıklamada[31] adayın sosyal medyada Ahmet Abi olarak tanınan[32] Ahmet Yılmaz olduğu duyurulmuştur. 8 Nisan 2011 akşamı ise Adalar'da bulunan Migros binasının önünde miting yapılmış[33], hedef kitlenin gençler olduğu belirtilmiş[34] ve bağış toplanmaya başlanmıştır.[35] Ayrıca YSK tarafından açıklanan 7.734 TL adaylık ücretinin[36] ödenmesi için sözlük üzerinde duyurulan banka hesaplarıyla da bağış toplanmıştır.[37]
    11 Nisan 2011 akşamı sözlük üzerinden yapılan açıklamaya göreyse "inci seçer" sloganıyla sürdürdükleri[38] adaylık başvuru sürecinin sonunda Ahmet Yılmaz'ın bağımsız adaylığı onaylanmıştır.[39] Propaganda faaliyetlerine ise "Önemli olan oyu değil işlevi" sloganıyla devam edilmiştir. Seçimler sonucunda ise toplam 641 oy alan Yılmaz meclise girememiştir.[40]
    BozBaykuşlar [değiştir]

    inci Sözlük üyeleri, istanbul Büyükşehir Belediyespor'u desteklemek için BozBaykuşlar isimli bir taraftar grubu kurmuşlardır.[41] Taraftar grubu sözlükten bağımsız olup, sözlükle olan tek bağı grup üyelerinin aynı zamanda sözlüğe üye olmalarıdır.
    Basılı yayımlar

    insanlığa Lanet
    Umut Kullar ve sözlüğün kurucusu Serkan inci'nin ortak bir çalışma sonucunda hazırladığı bir kitap olan inci Sözlük: insanlığa Lanet, 8 Haziran 2011 günü piyasaya çıkmıştır.[42] Altıkırkbeş Yayınları'ndan çıkan[43] kitap 11.50 TL fiyat ile satışa sürülmüştür. Türkiye'nin her ilindeki kitapçılarda ve internet kitapçılarında satışa çıkan[44] kitap, ayrıca resmî internet sitesi üzerinden de satılmıştır.[45]
    Kahpe [değiştir]
    insanlığa Lanet'in yazarları Serkan inci ve Umut Kullar yeniden bir kitap yazmaya başlamışlardır.[46] insanlığa Lanet'in aksine roman tarzında olan Kahpe Temmuz 2012'de satışa çıkmıştır.[47] Yine Altıkırkbeş Yayınları'ndan çıkan kitap 9.90 TL fiyat ile satışa sürülmüştür.[48]
    Panpa [değiştir]
    Panpa, inci Sözlük serisi kitaplarının yazarları Serkan inci ve Umut Kullar ile Yusuf Ünal'ın girişimleriyle şekillenen aylık bir sanat, fikir ve aksiyon dergisidir.[49] Sözlük üslubuna uygun yazı, illüstürasyon ve genel kültür yazılarının bulunacağı dergi ayrıca internette bir fenomen olmuş "caps" (ekran görüntüsü) kültüründen de beslenecektir. Altıkırkbeş Yayınları tarafından basılacak olan dergi yayım hayatına Eylül 2012'nin ilk haftası başlayacaktır.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 104.
    0
    --siyahi--

    Siyahî ya da zenci, antropolojide insanların ayrıldığı ırklardan biri. Bu kavram yalnızca belirli milletleri değil, derileri siyah olan tüm insanları kapsar. Batılı devletlerde yaygın olarak kullanılan Afro (Afrikalı) ve Karayipli sözcükleri de zaman zaman Türkçede kullanılır.

    Etimoloji

    Siyah sözcüğü Türkçeye Farsçadan,[1] zenci sözcüğü Arapçadan geçmiştir.[2] Arapça zenc sözcüğü "siyah" anldıbına, zenci sözcüğü "siyahî" anldıbına gelir.

    Köle ticareti ile özdeşleştiği için Anglosakson toplumlarda hakaret kabul edilerek[3] artık kullanılmayan "Negro" sözcüğü Latince niger (siyah) sözcüğünden ispanyolca ve Portekizceye geçmiştir.[3] Negro sözcüğü Türkçeye zaman zaman zenci olarak çevirilse de aralarında birincil anlam benzerliği haricinde bir dilbilimsel ilişki yoktur ve zenci kelimesi Türkçede hiçbir zaman "köle" anlamında kullanılmadığı için hakaret anlamı taşımaz.[kaynak belirtilmeli] Bununla birlikte siyaseten doğruluk adına zaman zaman kullanımından kaçınılır.
    Fiziksel özellikler

    Siyahi ırkın en belirgin ortak özelliği, derinin, iris ve tüylerin bol miktarda melamin boya maddesi içermesi nedeniyle koyu renkli oluşudur. Renk sarı-kahverengi ya da kırmızıdan, abanoz siyahına dek değişir. Bu koyu renkler Güneş ışınlarını soğurarak deri altındaki dokuları korurular. Öte yandan vücuttaki çok sayıdaki ter bezleri ısının dağılmasını sağlar. Deride çok az kıl bulunur. Saçlar genellikle kıvırcık, bazen de biber tanesi biçiminde örgülüdür. Ağız bölümleri oldukça etli, dişleri ise çok kuvvetlidir; çene kemikleri çok sağlam olup, uzun ve dışarı çıkıktır. Dudakları kalın ve sarkık; kulaklar küçüktür. Burnun aşırı geniş oluşu da sıcak ve özellikle nemli-nemli sıcak ortama uyma özelliğine bağlanır.
    Coğrafya

    Siyahiler, ekvator ortamı ve bu ortamın orman, savan, çöl gibi çeşitli değişikliklerine uyma bakımından kendi içinde derin farklılıklar gösterir. Afrika, Asya ve Avustralya’ya yayılmış olan zeciler birbirinden farklıdır. Beyaz ırkta ve sarı (doğu Asyalı) ırklarda olduğu gibi, siyahilerde de melezler görülür. Buna karşın siyahiler, dünyada en az karışan, büyük göçlerle ana karakterini yitirmeyen ırklardan biridir.[kaynak belirtilmeli] Siyahilerin ana yurdu Afrika anakarası olmakla birlikte, tarih öncesi zamanlardaki göçlerle birçok kol, Güney Asya ve Avustralya ile Büyük Okyanus’taki adalara geçti. Siyahilerin ayrıldığı başlıca soy dalları şunlardır:
    Afrika Siyahileri

    Batı kıyılarında yaşayan siyahilerin derileri koyu kahverengi ile siyah arasında değişir. Bunların kafası küçük ve uzunca, yüzleri basık, boyları ve kolları uzuna yakın, bacakları kısadır. Liberya’daki Kru, Nijerya’daki ibo ve Lvaj’lar bu soyun tipik örnekleridir. Aşağı Nil bölgesindeki siyahiler, Batı Afrikalı siyahilere benzer. Bir bölümü, beyaz ırktan olan hami soyuyla karışıktır. Nile çevresinde yaşayan bu siyahilere Nilotik adı verilir. Nil boylarında byaz ırkla karışan siyahilerin bir kolu da Mısır Halkının bir bölümünü oluşturan Fellahlardır. Kuzeydoğu Afrika’da, özellikle Kenya’da yaşayan siyahiler de Nilotikler’e benzer. Bunlardan Masai, Nandi ve Suk boyları Hami soyuna ait özellikler gösterir. Bu arada Kuzeydoğu Afrika ile, Kuzeybatı Afrika’da Sudan ve Senegal boyları, siyahi ırkının tipik örnekleridir. Bunların boyları daha uzun, vücutları biçimli, derileri koyu kahverengidir.
    Asyadaki Siyahiler

    Genellikle başka ırklara karışmıştır. Hindistan’daki Toda, Tamil ve Vedalar Beyaz ırk ile siyahi ırkın karışmasından ortaya çıkmadır. ince çizgili, ince dudaklı ve düz saçlıdırlar. Malay Yarımadası’ndaki Semanglar ile Filipinler'deki Aetalar, kısa boylu ufak yapılıdırlar. Bunlara Asya Pigmeleri adı verilir. Bu arada Yeni Gine ile Borneo’da yaşayanlar da siyahi ırkındandırlar.
    Okyanusyadaki Siyahiler

    Burada yaşayan siyahiler her iki ırkla da karışıktırlar. Yeni Gine ve Borneo’da olduğu gibi bunlar da Küçük siyahi koluna Bağlıdırlar. Negrito adı verilen bu siyahilerden Samoa, Solmon ve Havai Adaları’nda yaşayanlar Sarı ırk(Çin ve benzeri) ve Beyaz ırkla karışmıştır. Renkleri açık kahverengi, boyları uzun ve düzgündür. Avustralya yerlileri de Zenci-Beyaz karışımıdır.
    Amerikadaki Siyahiler

    Siyahiler Güney ve Kuzey Amerika’da da önemli topluluklar oluştururlar. Bunlar anakaranın yerlisi değil, köle ticareti yoluyla Avrupalılar tarafından Yeni Dünya'ya zütürülen siyahilerdir.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 103.
    0
    --Johnny Sins--
    210px
    Doğum Steve Wolfe
    1979
    Boyu 1.83 m
    Kilosu 80 kg
    Göz rengi Mavi
    Saç rengi Kel
    IMDb'de Johnny Sins
    IAFD'de Johnny Sins
    Steve Wolfe ya da takma adıyla Johnny Sins (d. 1979), ABD'li ferregrafik film oyuncusu.
    Kariyeri [değiştir]

    2006 yılında ferregrafik film sektörüne katılan Johnny Sins, Brazzers ve Reality Kings gibi ferre şirketleriyle anlaşmış ve şirketlerin çektiği birçok filmde rol almıştır.
    Filmleri
    ···
  8. 102.
    0
    --Türk Hava Kuvvetleri--
    Türk Hava Kuvvetler (komutanlığın adı: Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı, kısaltması: T.Hv.K.K), 1911 yılında kurulan[1] ve 2012 sayımlarına göre envanterinde 1.944 hava aracı barındıran, barışta Türk Hava Sahası'nı savunan, savaşta kara ve deniz kuvvetlerine destek veren kuvvettir. Bu USAF arkasındaki filo büyüklüğü açısından NATO'da 2. sıradadır. Komutanı Orgeneral Mehmet Erten'dır.

    Tarihçe

    1940'da, II. Dünya Savaşı yıllarında Türk hava tugaylarının Balkanlar'ın ve Orta Doğu'nın en büyük hava kuvvetleri olmak üzere kendi envanterinde 500'den fazla savaş uçağı vardı. Lojistik işler için Milli Savunma Bakanlığı ve eğitim işlerinden Genelkurmay Bakanlığı bünyesinde Hava Müsteşarlığı 1944 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığını oluşturmak için birleştirilmiştir. Böylece, Hava Kuvvetleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayrı bir dal haline geldi. Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk komutanı General Zeki Doğan oldu.

    Türkiye, Şubat 1945 yılına kadar Müttefiklerin tarafında II. Dünya Savaşı'na girmedi. Bununla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri tam alarma gitti ve komşu Bulgaristan Mihver Devletleri arasındaki askeri ittifak sonrasında Yunanistan'ın Nisan 1941'de işgalinden sonra savaşa hazırlandı. Bir yıl içinde Türkiye'nin kuzeybatı ve batı sınırları Alman kuvvetleri ve güneybatısında italyan güçleri tarafından kuşatıldı.

    Teşkilat

    221. Filo'ya bağlı bir C-160 Transall

    2016 yılında, elde bulunan F-4'lerin yerini alması planlanan F-35A

    Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı.

    2014 yılında alınması planlanan F-35 Lightning'lere yerini devredecek F-4 Phantom
    Karargâh, Ankara
    Genelkurmay Başkanı: Orgeneral Necdet Özel
    Türk Hava Kuvvetleri Komutanı: Orgeneral Mehmet Erten

    1. Hava Kuvveti Komutanlığı, Eskişehir

    1. Ana Jet Üs Komutanlığı, Eskişehir
    F-4E/2020 Terminator
    F-4E/TM Phantom II
    RF-4E/TM Phantom II
    CN-235M-100 & AS-532 Cougar Mk.1

    3. Ana Jet Üs Komutanlığı, Konya
    F-16C/D Fighting Falcon
    F-4E 2020 Terminator
    F-5 Freedom Fighter A/B 2000
    B-737-700 AEW&C MESA
    AS-532 Cougar Mk.1

    4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Akıncı, Ankara
    F-16C/D Fighting Falcon

    6. Ana Jet Üs Komutanlığı, Bandırma
    F-16C/D Fighting Falcon
    AS-532 Cougar Mk.1

    9. Ana Jet Üs Komutanlığı, Balıkesir
    F-16C/D Fighting Falcon
    AS-532 Cougar Mk.1

    15. Füze Üs Komutanlığı, istanbul
    Diğer Hava Üsleri, Akhisar, Dalaman, Afyon, Çorlu

    2. Hava Kuvveti Komutanlığı, Diyarbakır

    5. Ana Jet Üs Komutanlığı, Merzifon, Amasya
    F-16C/D Fighting Falcon
    AS-532 Cougar Mk.1

    7. Ana Jet Üs Komutanlığı, Erhaç, Malatya
    F-4E 2020 Terminator
    F-4E Phantom II
    AS-532 Cougar Mk.1

    8. Ana Jet Üs Komutanlığı, Diyarbakır
    F-16C/D Fighting Falcon
    CN-235M-100 & AS-532 Cougar Mk.1

    insansız Hava Araçları Üs Meydan Komutanlığı, Batman
    Anka
    Heron
    Harpy
    I-GNAT ER

    10. Tanker Üs Komutanlığı, Adana
    KC-135R Stratotanker
    Diğer Hava Üsleri, Batman, Muş, Ağrı, Sivas, Erzurum
    Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na direk bağlı birimler

    11. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı, Etimesgut, Ankara
    CASA CN-235
    Cessna Citation|Cessna Citation VII
    Cessna Citation|Cessna Citation II (CE-550),
    Gulfstream IV-SP
    3 CASA CN-235 (T) ambulans uçak

    12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı, Erkilet, Kayseri
    C-130 Hercules
    C-160 Transall
    CASA CN-235 (T)

    Hava Eğitim Komutanlığı, Gaziemir, izmir

    2. Ana Jet Üs Komutanlığı, Çiğli, izmir
    T-38A Talon (Tekamül Eğitim Filosu)
    KT-1, T-37B/C Tweet (Temel Eğitim Filosu-T-37B/C)
    SF-260D (Başlangıç Eğitim Filosu)
    CN-235M-100 & UH-1H Iroquois

    Hava Harp Okulu Komutanlığı

    Işıklar Askeri Hava Lisesi Komutanlığı

    Hava Sınıf Okulları ve Teknik Eğitim Merkezi Komutanlığı

    Hava Dil Okulu ve Havacı Eğitim Tugay Komutanlığı, Gaziemir, izmir

    Hava Lojistik Komutanlığı Etimesgut, Ankara
    1. Hava ikmal Bakım Merkezi Komutanlığı, Eskişehir
    2. Hava ikmal Bakım Merkezi Komutanlığı, Kayseri
    3. Hava ikmal Bakım Merkezi Komutanlığı, Ankara

    Hava Müzesi Komutanlığı, istanbul

    Komutanlıklar şu filolardan oluşur:
    19 Savaş filosu
    1 Keşif filosu
    6 Eğitim filosu
    6 Ulaştırma filosu
    1 Tanker filosu
    8 Uçaksavar füze (SAM) filosu
    Tümünü Göster
    ···
  9. 101.
    0
    --Genetik--
    Genetik ya da kalıtım bilimi[1], biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve çeşitliliği inceleyen bir dalı.[2][3] Türkçeye Almancadan geçen[1] genetik sözcüğü 1831 yılında Yunanca γενετικός - genetikos ("genitif") sözcüğünden türetildi. Bu sözcüğün kökeni ise γένεσις - genesis ("köken") sözcüğüne dayanır.[4]
    Canlıların özelliklerinin kalıtsal olduğunun bilinci ile, tarih öncesi çağlardan beri bitki ve hayvanlar ıslah edilmiştir. Bununla birlikte, kalıtımsal aktarım mekanizmalarını anlamaya çalışan modern genetik bilimi ancak 19. yüzyılın ortalarında, Gregor Mendel’in çalışmasıyla başlamıştır.[5] Mendel, kalıtımın fiziksel temelini bilemediyse de, bu özelliklerin ayrık (kegibli) bir tarzda aktarıldığını gözlemlemiştir; günümüzde bu kalıtım birimlerine "gen" adı verilmektedir.
    Genler DNA'da belli bölgelere karşılık gelir. DNA dört tip nükleotitten oluşan bir zincir moleküldür. Bu zincir üzerinde nükleotitlerin dizisi, organizmaların kalıt aldığı genetik bilgidir (enformasyon). Doğada DNA, iki zincirli bir yapıya sahiptir. DNA'daki her "iplikçik"teki nükleotitler birbirini tamamlar, yani her iplikçik, kendine eş yeni bir iplikçik oluşturmak için bir kalıp olabilme özelliğine sahiptir. Bu, genetik bilginin kopyalanması ve kalıtımı için işleyen fiziksel mekanizmadır.
    Nükleotitlerin DNA’daki dizilişi, hücre tarafından aminoasit zincirleri üretmek için kullanılır. Bunlardan protein oluşur. Bir proteindeki amino asitlerin sırası, gendeki nükleotitlerin sırasına karşılık gelir. Aradaki bu ilişkiye genetik kod denir. Aminoasitlerin bir proteindeki dizilişi, proteinin nasıl bir üç boyutlu şekil alacağını belirler. Bu yapının şekli de proteinin fonksiyonundan sorumludur. Hücrelerin yaşamaları ve üremeleri için gerekli hemen hemen tüm fonksiyonları proteinler icra ederler. DNA dizisindeki bir değişim, bir proteinin amino asit dizisini ve dolayısıyla onun şekli ve fonksiyonunu değiştirir: bu, hücrede ve onun bağlı bulunduğu canlıda önemli sonuçlara yol açabilir.
    Genetik, organizmaların görünüşünün ve davranışının belirlenmesinde önemli bir rol oynuyorsa da, sonucun oluşmasında, organizmanın çevre ile etkileşimi ve genetik birlikte etki eder. Örneğin genler kişinin boyunun uzunluğunda bir rol oynuyorsa da, kişinin çocukluk çağındaki beslenmesinin ve sağlığının da büyük bir etkisi vardır.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 100.
    0
    Üreme
    Vikipedi, özgür angiblopedi
    Atla: kullan, ara
    Birçok bitkinin üreyebilmek için böceklerin yardımına ihtiyaçları vardır.

    Üreme, çoğalma olarak da bilinir, bir canlının neslini devam ettirmesi olayı. Büyüme ve gelişmesini tamamlayan her canlı çoğalma yeteğine sahip olur. Çoğalma yeteneğine sahip canlılar kendilerine benzer bireyler oluştururlar ve bu sayede nesillerini devam ettirmiş olurlar.

    Biyolojinin temel ilkelerinden biri "tüm canlılar kendinden önce bulunan canlılardan meydana gelir" sözüdür. Gerçekten de yaşamın temel yapısı bireylerin çoğalmasıyla gelecek döllerin oluşturulması ve genetik bilginin aktarılmasından geçer. Üremenin birimi ve taşıyıcısı hücre, türlere özgünlüğün aktarılmasını sağlayan ise kalıtım materyalidir. özellikle arılarda partenogenez diye adlandırılan üreme biçimi iki tip arı tarafından gerçekleştirilir. Kraliçe arı(2n) ve erkek arı(n) bölünmeye uğrayarak yumurta ve spermlerini birleştirir. Bunlardan birkaç yumurta erkek arıyı, birkaç yumurta kraliçe arıyı(bunlar arı sütü ile beslenir.), diğerler yumurtalar ise işçi arıları(kısır_bunlarda arı ekmeği ile beslenir.)meydana getirir.

    Eskiden, insanlar canlı varlıkların cansız maddelerden oluştuğuna inanırlardı, örneğin, sineklerin çamurdan ya da etten, kurbağaların çamurdan oluştuğu gibi.

    Mikroskobun bulunuşu ve mikroorganizmaların saptanması sonucu bunların kökeni ile ilgili görüşlerden biri; abiyogenez (kendiliğinden oluş, Spontan Generasyon); diğeri ise biyogenez (kendinden önceki bir canlıdan oluş) dur. Sonraları bir fizikçi olan Francesco Redi'nin ünlü kavanoz çalışması, açık kaptaki ette sinek kurtçuklarının oluşumu ve eti steril ettikten sonra kapalı ortamda ette hiçbir canlının kendiliğinden oluşmadığının gözlemlenmesiyle, burada gerçekleşenin abiyogenez olmadığı ortaya çıktı.

    Bir hücreli canlılarda çoğalma, vejetatif bölünmeyle birleşmiş ve bu sebeble normal vejetatif bölünme aynı zamanda yeni döller meydana getirilmesini de sağlamaktadır. Çok hücrelilerde ise; çoğalma, germinatif hücreler denen özelleşmiş dokuya indirgenmiştir. Somatik /vejetatif hücreler canlıda yapının oluşmasını, gelişmesini sağlayan ve bireyle birlikte ölen hücrelerdir.

    Canlılarda eşeyli ve eşeysiz çoğalma olmak üzere iki çeşit çoğalma vardır.
    Konu başlıkları

    1 Eşeysiz üreme
    1.1 Eşeysiz üreme çeşitleri
    1.2 Tek hücrelilerde bölünerek çoğalma
    1.3 Rejenerasyonla (yenilenme) çoğalma
    1.4 Tomurcuklanarak çoğalma
    1.5 Vejatatif çoğalma
    1.5.1 vejetatif üreme üçe ayrılır
    1.6 Sporla çoğalma
    2 Eşeyli üreme
    2.1 Çeşitliliğin açığa çıkmasını sağlayan faktörler;
    3 Ayrıca bakınız

    Eşeysiz üreme

    Bir canlıdan ayrılan hücre veya hücre grubundan yeni bireylerin oluşturulmasına eşeysiz üreme denir. Eşeysiz üremede döllenme olayı olmadığından eşeysiz üreyen canlı oluştuğu canlıya kalıtsal olarak tıpa tıp benzer. Çünkü eşeysiz üreme mitoz bölünme ile gerçekleşir. Ancak mitoz bölünmede olabilecek bir ayrılmama ve mutasyon çeşitlilik sebebidir.

    Eşeysiz üremeye canlıların büyüme bölgelerinden ayrılan hücre veya hücre grupları neden olduğu için aynı zamanda vejatatif üreme de denmektedir.
    Eşeysiz üreme çeşitleri

    Tek hücrelilerde bölünerek çoğalma
    Rejenerasyonla çoğalma
    Tomurcuklanarak çoğalma
    Çelikle çoğalma
    Sporla çoğalma

    Tek hücrelilerde bölünerek çoğalma

    Tek hücreliler bölünerek ürerler. Hücre hacim olarak belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bölünerek yeni hücreler oluşturur. Bu yeni hücreler genotip bakımından ana hücrenin aynısıdır. Temeli mitoz bölünmeye dayanan en basit üreme şeklidir. Tek hücreliler ve bazı ökaryotlar bölünerek ürerler.
    Rejenerasyonla (yenilenme) çoğalma

    Omurgasızlarda mezoderm ve mezoglea tabakası bulunur. Bu tabaka içerisinde embriyonik hücreler vardır. Bu tabakayı taşıyan canlılardan ayrılan bir parça ekgib kısımları tamamlayabilmektedir. Örneğin; deniz yıldızından kopan bir kol ana gövdedeki hücreler tarafından tamamlandığı gibi ayrılan kolun içerisindeki hücrelerde koldan yeni bir gövde oluştururlar.

    Bu durum yassı solucanlarda da (Planarya) görülür.

    Rejenerasyon normalde bir çoğalma tipi değildir. Tahrip sonucu canlıdan ayrılan parçadan yeni birey oluşturulur.

    Rejenerasyon, kelime anlamıyla yenileme demektir. Canlılardan herhangi bir nedenle ayrılan parçalardan yeni canlılar oluşabilir. Dolayısıyla rejenerasyon bu canlılar için üreme kabul edilir. Omurgalılardaki rejenerasyona bir yaranın iyileşmesi veya kertenkelenin kopan kuyruğunun yenilenmesi örnek olarak verilir. Çünkü kopan deriden yeni bir organizma, kopan kuyruktan da yeni bir kertenkele oluşmamaktadır.
    Tomurcuklanarak çoğalma

    Bazı canlılarda tomurcuk benzeri çıkıntılar gelişir. Bu kısımlar ayrılarak yeni canlıyı oluşturur.

    Örneğin; Hidra da bira mayasında ve süngerlerde eşeysiz üremenin bu karakteristik özelliği görülür.
    Vejatatif çoğalma

    Bazı bitkilerden koparılan bir dal parçası, toprağa dikildiğinde yeni bitki oluşturabilir. Buna çeliklenme ile çoğalma denir. Ayrılan dal parçasının meristem tabakası yeniden kök oluşturduğundan bu parça ayrı bir fert olarak yaşayabilir. Özellikle tarımda verimliliği arttırmak, az zamanda daha çok ve daha kaliteli bitkiler yetiştirmek için kullanılan üretim metodudur. sonucu olarak yeni bir bitki meydana gelir.

    Örneğin; kavak, çınar, meyve ağaçları, asma; ... gibi bitkiler çelikleme ile üretilir. Özellikle melez olan ve eşeyli üremeyen bitkiler bu şekilde üretilir. Örneğin; Çekirdeksiz üzüm, Washington portakalı, satsuma mandalini gibi.

    Vejatatif üremeye: Soğanların rizomla (küçük kök) üremesi, çileklerin sürüncü gövde ile çoğalması ciğer otunun yapraklarından yeni ciğer otlarının oluşmasnı örnek olarak gösterebiliriz.
    vejetatif üreme üçe ayrılır

    Çelikle üreme; gül ve söğütün kesilen dallarının toprağa dikilmesiyle yeni gül ve söğüt oluşması.
    Yumru ve soğanla üreme: patates, yer elması, sarımsak gibi depo organları olan yumru ve soğanlar nemli ortamlarda çimlenerek yeni bitkileri oluşturur.
    Sürünücü gövde ile üreme: çiçekler toprak üzerinde sürünücü gövde ile zambak ve ayrık otlarında yeraltı gövdesiyle, böğürtlenlerde dal ve gövde uçlarının köklenmesiyle vejetatif üreme olur. örnek olarak çilek veririz.

    Sporla çoğalma

    Bazı canlılarda spor adı verilen üreme hücresinden yeni bireyler oluşturulur. Buna sporogoni veya sporla üreme denir.

    Örneğin su yosunlarından Ulotrix, küf mantarı.

    Mantarlarda sporla üreme karakteristiktir.

    Örneklenen canlılardan bazıları eşeysiz üremeyle beraber eşeyli olarakta ürerler. Örneğin; mantarlar ve paramesyum konjugasyonla eşeyli ürediği gibi hydra ve deniz yıldızı, eşeyli üremenin en önemli yapısı olan eşey bezlerini de bulundurur.

    Bunlara bir örnekte mikroskobik canlılardır.
    Eşeyli üreme

    Ana madde: Eşeyli üreme

    Farklı cins iki gametin birleşmesiyle yeni canlının meydana getirilmesine eşeyli üreme denir. Gamet, eşey hücresi olarak tanımlanır. Bir gamet ya dişi eşey hücresidir (yumurta) ya da erkek eşey hücresidir (polen veya sperm).

    Eşeyli üreyen canlılarda bir çift kromozom takımı bulunur. Bu takımın yarısı anneden yarısı babadan gelir. Bu takım kromozoma haploid veya monoploid (n) denir. (n) haploid kromozom takımı gamette bulunur.

    Bir çift kromozom takımına 2n diploid denir. Örneğin; insanda 2n=46 sayıda kromozom bulunur. Somatik hücreler (vücut hücreleri) 2n sayıda kromozom taşır.

    Eşeyli üreme sonucunda birbirinden farklı bireyler oluşur. Bu da populasyonlarda varyasyonu (çeşitliliği) arttırır.
    Çeşitliliğin açığa çıkmasını sağlayan faktörler;

    Eşeyli üreme çeşitleri ;

    Krosingover
    Homolog kromozomların rastgele paylaşımı
    Döllenme
    Mutasyonlar
    Ayrılmama

    olayları sağlar. Mutasyonlar ve ayrılmama sık sık gerçekleşen olaylar değildir. Eşeyli üreme sonucunda fertlerin ortama uyum özelliği adaptasyon kabiliyetleri ile artar. Örneğin; Paramesyum hücreleri direnç artırmak amacıyla eşeyli üremektedirler.
    Ayrıca bakınız
    Tümünü Göster
    ···
  11. 99.
    0
    --mustafa kemal atatürk--

    Mustafa Kemal Atatürk (Nüfus kâğıdında Kamâl Atatürk[1]) (d. 1881, Selânik – ö. 10 Kasım 1938, istanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başkan olan Türk siyasetçi ve devlet adamı. Osmanlı mirlivası, Türkiye'nin iki mareşalinden biri. 1919 yılında başlattığı Türk Kurtuluş Savaşı'nın önderliğini yapmış; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir.[2] Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurmuş ve ilk genel başkanı olmuştur.[3] Osmanlı Ordusu'nda subay olarak görev yapmış; 1921 tarihli Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir.[2] 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez başkan olan Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten başkan olmuştur.
    ···
  12. 98.
    0
    --ernesto che guevara--

    Ernesto "Che" Guevara, kısaca Che Guevara ya da el Che, (14 Mayıs 1928Doğum tarihi[›] - 9 Ekim 1967), Arjantinli doktor, marksist politikacı ve dönemin Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillalarının lideri.
    Tıp eğitimi alırken Latin Amerika’yı baştan başa dolaştı ve bu sayede birçok insanın karşı karşıya kaldığı yoksulluğu doğrudan gözlemleyebildi. Bu deneyimler sonucunda bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun devrim olduğuna ikna olarak Marksizm’i incelemeye başladı ve Başkan Jacobo Arbenz Guzmán'ın önderliğinde Guatemala’nın sosyal devrimine katıldı.
    Bir süre sonra 1959 yılında Küba’da yönetimi ele geçiren Fidel Castro’nun askerî nitelikli 26 Temmuz Hareketi’nin bir üyesi oldu. Yeni hükümette çeşitli önemli görevlerde bulunduktan, gerilla savaşı teorisi ve uygulamaları üzerine makaleler ve kitaplar yazdıktan sonra diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere katılmak üzere 1965 yılında Küba’dan ayrıldı. ilk olarak Kongo-Kinşasa’ya (sonraları Kongo Demokratik Cumhuriyeti) daha sonra da CIA ve Amerikan Ordusu Özel Harekât Birlikleri’nin ortak operasyonu sonrası yakalanacağı Bolivya’ya gitti. Guevara 9 Ekim 1967’de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera’da Bolivya Ordusu’nun elinde iken öldürüldü. Son saatlerinde yanında bulunanlar ve onu öldürenler, yargısız infaz edildiğine tanıklık etmişlerdir.
    Ölümünden sonra Guevara dünya üzerinde sosyalist devrimci hareketlerin sembolü haline gelmiştir. Guevara’nın Alberto Korda tarafından çekilen fotoğrafı "dünya üzerindeki en ünlü fotoğraf ve 20. yüzyılın sembolü" olarak nitelenmiştir.
    ···
  13. 97.
    0
    --deniz gezmiş--

    Deniz Gezmiş (27 Şubat 1947; Ankara – 6 Mayıs 1972; Ankara), Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kurucusu, Marksist-Leninist Türk devrimcidir.

    Ailesi [değiştir]

    Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu. Dedeleri ikizdere, Rize ilçesine bağlı Cimil köyündendir, kökleri Konya'dan bir vesile ile göç etmek zorunda kalmış Oğuzlara dayanır. Babası Erzurum, Ilıca nüfusuna kayıtlı ilköğretim müfettişi Cemil Gezmiş, annesi ise Erzurum'un Tortum ilçesinden ilkokul öğretmeni Mukaddes Gezmiş'tir. Ailenin üç erkek çocuğundan ikincisidir. Ağabeyi Bora Gezmiş, hukuk fakültesinden ayrılıp bankacılık yapmıştır. Kardeşi Hamdi Gezmiş ise, mali müşavirdir.
    Gezmiş, ilk ve ortaöğrenimini Sivas'ta, liseyi istanbul'da okudu. Henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu.

    Siyasi Yaşamı [değiştir]

    Altıncı Filo'yu Protesto Olaylarından sonra denizden çıkarılan Amerikan askerleri.
    1965'ten sonra, Türkiye'de gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu ve yöneticilerinden Deniz Gezmiş, 1965'te Türkiye işçi Partisi (TiP)'nin Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. ilk kez 31 Ağustos 1966'da Ankara'dan istanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-iş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı. 7 Kasım 1966'da istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık ihsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de "Devrimci Hukukçular Örgütü"'nü kurdu. 7 Mart 1968'de iÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de istanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. işgal Konseyi adına iÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. işgalden kısa bir süre sonra istanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı. Bütün bu olaylardan sonra öğrenci hareketinin efsanevi lideri haline geldi.

    6. Filo eyleminden sonra denizden çıkarılan Amerikan askerleri.
    TiP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu.

    Mustafa Kemal yürüyüşü posteri.
    Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa ilker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) , AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
    istanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da iÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş, 1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin inan'la birlikte THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara iş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li askerin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldılar.
    Yakalanışı ve idamı [değiştir]

    Hürriyet gazetesinin 6 Mayıs 1972 tarihli yıldırım baş sayfasında bulunan idam haberi

    Hürriyet gazetesinin 16 Mart 1971 tarihli baskısı
    12 Mart Darbesinin ilk günlerinden sonra Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekteyken motogibletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada Elmalı'da iken, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri'ye getirildi.[kaynak belirtilmeli] Buradan Ankara'ya zamanın içişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'nun makdıbına zütürüldü.
    Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146.maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırıldı. Mahkeme kararı;
    “ Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Mahkememiz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamdıbını; bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kununun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezası ile tecziyenize karar verdi. [1] ”
    idam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. ismet inönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.

    Ankara Karşıyaka mezarlığında bulunan mezarı
    Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumunu yapar. Mahkumların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.[2]
    idam edilmeden önce Alman Der Spiegel dergisinde çıkan son yazısında "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! yaşasın marksizm-leninizm. yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm!" dediği belirtildi.[3] idama tanık olan avukatı Halit Çelenk'e göre ise son sözleri "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm'in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler" olmuştur.[4]
    Yusuf Aslan ve Hüseyin inan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asılarak idam edildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 1969'da öldürülen Taylan Özgür'ün yanına gömülme isteği, yerine getirilmez ve apar topar gömülür.[5] idamından sonra bayraklaşarak devrim mücadelesinin çok önemli bir sembolü oldu; bir çok sol örgüt başka konularda fikir ayrılıkları olmasına rağmen mutabık kaldıkları nadir konulardan birisi Deniz Gezmiş'in devrim önderliğidir.[6]
    Tümünü Göster
    ···
  14. 96.
    0
    --beykoz korusu--
    Beykoz Korusu ya da Abraham Paşa Korusu, istanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan bir korudur. istanbul Boğazı sırtlarında, Beykoz ile Paşabahçe semtleri arasında geniş bir arazi üzerine yayılmıştır. Yüzölçümü 27,9 hektardır. Boğaz'a bakan yamaçlardan başlayarak içlerde Riva'ya kadar uzanır. Doğuda doğal ormanlarla bütünleşir.
    Koru adını, Mısır Hıdivi Mehmet Ali Paşa'nın yakın adamlarından olan Ermeni kökenli Erem Amira'nın torunu Abraham Paşa'dan (1833-1918) almaktadır. Abraham Paşa, dönemin Osmanlı padişahı Abdülaziz'le dostluk kurmuş ve bir rivayete göre padişahla oynadığı bir tavla oyununda galip gelmesi üzerine bu korunun bulunduğu geniş araziyi kazanmıştır.
    Abdülaziz'in ardından Osmanlı tahtına çıkan II. Abdülhamit, Abraham Paşa'nın istanbul'da sahip olduğu geniş topraklardan rahatsız duymuş, bu araziyi kendisinden satın alarak, Paşabahçe Koyu'na bakan bölümünü Hürriyet Bahçesi adıyla park olarak düzenleyerek halkın kullanımına sunmuştur.
    Abraham Paşa'nın mülkiyetindeyken, koru Fransız bahçe uzmanları tarafından düzenlenmiş, içinde köşkler, kuşhaneler ve hazuzlar inşa edilmiştir. Türkiye ikliminde doğal olarak yetişmeyen, yurtdışından getirilmiş egzotik bitki ve ağaçlar dikilmiştir. Koru içinde küçük bir tiyatro yaptırılmışsa da, bu tiyatro 1937 yılında çıkan bir yangında yıkılmıştır. iki büyük yapay mağara, beş havuz, kayalarla oluşturulmuş 3 yapay çağlayan bulunmaktadır. Havuzlardan birinin içinde küçük bir yapay ada vardır.
    Günümüzde istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan koru, halkın ziyaretine açıktır. içinde iki otopark, iki kır kahvesi, bir restoran, iki sera, açık spor alanları, çocuk parkı, oturma terasları ve piknik alanları bulunmaktadır. Boğaz tarafından Kocaburun Caddesi ve kuzeyden Kavakdere Caddesi aracılığıyla koruya ulaşılabilir. Koruda bulunan ağaçlar arasında sekoya, kırmızı yapraklı karaağaç ve Japon saforası gibi nadide türler bulunur. Bunların yanısıra çok miktarda at kestanesi, çınar, ıhlamur, meşe, erguvan ve akasya türü de bulunur.
    ···
  15. 95.
    0
    The Northrop Grumman B-2 Spirit (also known as the Stealth Bomber) is an American strategic bomber, featuring low observable stealth technology designed for penetrating dense anti-aircraft defenses; it is able to deploy both conventional and nuclear weapons. The bomber has a crew of two and can drop up to eighty 500 lb (230 kg)-class JDAM GPS-guided bombs, or sixteen 2,400 lb (1,100 kg) B83 nuclear bombs. The B-2 is the only aircraft that can carry large air to surface standoff weapons in a stealth configuration.

    Development originally started under the "Advanced Technology Bomber" (ATB) project during the Carter administration, and its performance was one of the reasons for his cancellation of the B-1 Lancer. ATB continued during the Reagan administration, but worries about delays in its introduction led to the reinstatement of the B-1 program as well. Program costs rose throughout development. Designed and manufactured by Northrop Grumman with assistance from Boeing, the cost of each aircraft averaged US$737 million (in 1997 dollars).[3] Total procurement costs averaged $929 million per aircraft, which includes spare parts, equipment, retrofitting, and software support.[3] The total program cost including development, engineering and testing, averaged $2.1 billion per aircraft in 1997.[3]

    Because of its considerable capital and operational costs, the project was controversial in the U.S. Congress and among the Joint Chiefs of Staff. The winding-down of the Cold War in the latter portion of the 1980s dramatically reduced the need for the aircraft, which was designed with the intention of penetrating Soviet airspace and attacking high-value targets. During the late 1980s and 1990s, Congress slashed initial plans to purchase 132 bombers to 21. In 2008, a B-2 was destroyed in a crash shortly after takeoff, and the crew ejected safely.[5] A total of 20 B-2s remain in service with the United States Air Force.

    Though originally designed primarily as a nuclear bomber, the B-2 was first used in combat to drop conventional bombs on Serbia during the Kosovo War in 1999, and saw continued use during the wars in Iraq and Afghanistan.[6] B-2s were also used during the 2011 Libyan civil war.[7]
    ···
  16. 94.
    0
    Edward Aloysius Murphy, Jr. (d. Panama Kanal Bölgesi 11 Ocak 1918 – ö. 17 Temmüz 1990), 1918 doğumlu ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biridir. insan üzerine ivmelenmenin etkilerini incelemişti (usaf proje mx981). Deneylerden birisinde bir pilot üzerine 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu. Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamdıbını da yanlış takmayı becerdi. Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı. Birkaç ay içinde "Murphy Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958'de de nihayet webster'in sözlüğüne girdi.1990 yılında hayata veda etti.
    ···
  17. 93.
    0
    Lağım çukuru

    Lağım çukuru ya da foseptik, lağım şebekesinin bulunmadığı yerlerde sağlık koşullarına uygun olarak yer altında inşa edilmiş özel pis su depolarına verilen isimdir. Bu depolar dolduğu zaman vidanjör denilen pompalarla lağım (atık) çekilir ve uygun bir yere taşınıp dökülür. Foseptik çukurlar genelde nüfusu az olan kırsaldaki mezra ve köylerde görülür. Kasaba, ilçe ve şehirlerde foseptik çukurlareın yerini kanalizasyon şebekesi alır. Kanalizasyon şebekesi, foseptik çukurlara oranla çok daha sağlıklıdır.
    ···
  18. 92.
    0
    --deklanşör--
    Deklanşör (Fransızca déclencheur), fotoğraf makinesi, kamera gibi optik aygıtlarda, fotoğraf veya film çekmek için basılan düğmedir. Deklanşöre basıldığında, ışık düzengeci (diyaframı) açılarak, filmin ışıklanması sağlanmış olur.
    Her deklanşörün görünüşü, büyüklüğü ve mekanik yapısı aynı değildir. Kullanılan kamera ya da modele bağlı olarak farklı olabilir. Bunlardan bazıları, yumuşak baskılı, diğer bazıları ise sert baskılıdır.
    Dijital ve otomatik kameralarda deklanşör, çoğunlukla çok işlevli ve çift aşamalıdır. Deklanşör üzerine hafif bir baskı, otomatik netlik ayarlarının yapılmasını, ikinci baskı ise ışık düzeneğinin açılmasını, dolayısı ile fotoğraf çekmeyi sağlar.
    iyi bir deklanşörün, el ve parmak yapısına uygun (ergonomik) şekilde düzenlenmiş ve sarsılmaya neden olmayacak kadar rahat basılabilen, yumuşak basımlı olması gerekir.
    Web kameralarından bazıları, aynı zamanda dural fotoğraflar çekmeye yarayan bir fotoğraf makinesi olarak da kullanılabilir. Bu nedenle, bu tür kameraların üzerine de fotoğraf çekmeye yarayan bir düğme eklenmiştir. Ancak bu düğme, çoğunlukla sadece fotoğraf çekebilmek için konulmuş, ikinci bir işlevi olmayan, basit yapılı bir düğmedir.
    ···
  19. 91.
    0
    insan vücudu, fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan bir sistemler bütünüdür. Vücut, insan sağlığının maddesel parçasıdır; insan varlığının korunması ve soyun sürekliliği için birbiriyle uyumlu bir biçimde çalışan öğelerden oluşmuştur.

    Kadın ve erkek vücut örnekleri. Vücut tüyleri ve erkekteki yüz tüyleri kesilmiştir.
    insan vücudunun ana birimi hücredir. Hücreler ve hücreler arası maddeler birleşerek dokuları oluşturur. Dokular, biçimsel ve işlevsel birimler olan organları oluştururlar. Fizyolojik olarak aynı işlevi gören yapısal organ birlikleri de vücudun sistemlerini meydana getirir. insan vücudundaki temel sistemler; hareket, sinir, solunum, dolaşım ve sindirim sistemleri olarak sıralanabilir. Bu sistemler duygu, hareket ve beslenme gereksinimlerini yerine getirirler. insan vücudunun olağan büyüme ve gelişmesi sistemlerin ve sistemleri oluşturan her organın görevini yerine getirmesine bağlıdır.
    Konu başlıkları [gizle]
    1 Destek ve hareket sistemi
    2 Dolaşım sistemi
    3 Sinir sistemi
    4 Solunum sistemi
    5 Kaynakça
    Destek ve hareket sistemi [değiştir]

    Ana madde: Destek ve hareket sistemi
    Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:
    Kemikler
    Eklemler
    Kaslar
    Dolaşım sistemi [değiştir]

    Ana madde: Dolaşım sistemi
    Vücut dokularına oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve dokulardaki atıkları geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:
    Kalp
    Kan damarları
    Kan
    Lenf
    Sinir sistemi [değiştir]

    Ana madde: Sinir sistemi
    Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:
    Beyin
    Beyincik
    Omurilik
    Omurilik Soğanı
    Solunum sistemi [değiştir]

    Ana madde: Solunum sistemi
    Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.
    ···
  20. 90.
    0
    inci Sözlük yazarları ziyaret adını verdikleri eylemlerle yazılı basın, internet siteleri ve televizyonda adlarından söz ettirmektedir. Yazarlar Twitter'daki bir açığı kullanıp, ünlü kişilerin kendilerini takip etmesini sağlamış, bu olay ulusal ve uluslararası basında büyük yankı uyandırmıştır.[9][10] Ayrıca, Facebook'a yaptıkları saldırı da medyada yer almıştır.[11] iki kişinin sözlük adına Disko Kralı progrdıbına telefonla bağlanması ve bunlardan birinin inci Sözlük'ün tanıtımını yaparak programda küfretmesi Okan Bayülgen'in tepkisine yol açmıştır.[12] Sözlük yazarları, Ekşi Sözlük'te uygunsuz başlıklar açmış, Uludağ Sözlük'e saldırılar yapmış ve iHL Sözlük'teki bazı hesapları ele geçirmişlerdir.[13] Büyük çapta ses getiren bu eylemler için yöneticiler sözlüğün üst bölümüne birer yıldız koymuşlardır. Ayrıca, Tarihin Arka Odası[14], x y'ın televizyon programı[15] ve Okay Karacan'ın[16][17] programlarına e-posta ya da telefonla ulaşıp sunuculara şaka yapmışlardır.
    ···